İstanbul Gelişim Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü 2011 yılında akademik hayatına başladı.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Mekatronik Mühendisliği Bölümü 2011 yılında akademik hayatına başladı. Bölümlerinin teorik öğretimi; uygulama, laboratuvar ve staj çalışmalarıyla desteklediğini kaydeden İstanbul Gelişim Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, “Bu sayede öğrencilerimize aldıkları teorik bilgiyi gerçek hayatta kullanabilme becerisi kazandırıyoruz” diyor. Bayram, bölümden mezun olan öğrencilerin ulusal ve uluslararası firmalarda farklı görevler üstlenebilmelerine olanak sağlayacak bir eğitim planı oluşturmayı ve bunu sürdürülebilir kılmayı da temel amaçları olarak benimsediklerini söylüyor. Temel mühendislik formasyonuna ve çağın gerektirdiği mesleki donanıma sahip, küresel değişimlere çabuk uyum sağlayabilen, çalışma ortamında görev aldığı birimlerde ve disiplinler arası çalışmalarda etkin rol oynayabilen, meslek etiği ile sosyal sorumluluk bilincine sahip, yaşam boyu öğrenmeyi ilke edinmiş mühendisler yetiştirmek için çalıştıklarını aktaran Bayram ile bölümün hedefleri ve mevcut çalışmaları hakkında detaylı bir sohbet gerçekleştirdik.
Kuruluşundan bugüne bölümünüzde gelişim ve değişim yaşandı mı?
Üniversitemizin adından anlaşılacağı üzere, sürekli gelişim ve değişim eğitim kalitemizin hedeflenen seviyelerin üzerine çıkarılması yönünde ihtiyaç duyduğumuz temel itici gücümüzdür. Yükseköğretimde Avrupa standartlarına ulaşabilmek, kalitesine artırmak ve sürdürülebilirliğini sağlamaya yönelik; şeffaf ve rekabet gücü yüksek bir “Avrupa Yükseköğretim Alanı” yaratmayı hedefleyen ve yeniden yapılanma süreci olarak adlandırılan, 1999 yılında Avrupa Birliği’nin yayınladığı “Bologna Bildirgesi” ile başlayan Bologna sürecine bölümümüz de dâhildir. Dolayısıyla tüm eğitim planlarını ve altyapısını da bu doğrultuda hazırlamış durumdadır. Bunun yanında yine eğitimde kalitenin ve standartların yükseltilmesine yönelik, bölümümüzde ABET ve MÜDEK akreditasyon çalışmaları başlatıldı. Bologna süreci ile uyumlu olacak şekilde tüm eğitim amaçları, ders planları ve fiziksel altyapı yenilenip güncelleniyor ve Türkiye’nin en iyi üniversiteleri arasında yer alabilmek için mütevelli heyetimizle birlikte yakın bir koordinasyon içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Akademik kadromuzu da bu doğrultuda geliştirip genişletiyoruz.
Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Öğretim üyelerimizin uzmanlık alanlarını robotik, otomotiv mekatroniği, insansız hava araçları ve aerodinamiği, ileri imalat teknolojileri ve teorik ve uygulamalı mühendislik mekaniği olmak üzere beş ana sınıf altında toplayabiliriz. Öğretim üyelerimizin bu konular çerçevesinde ulusal ve uluslararası dergilerde akademik çalışmalarını ortaya koyan yayınları da mevcuttur.
Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız?
Mezunlarımızın özel ve kamu sektöründe adaptasyon sürelerini en aza indirecek pratik altyapıya sahip olmaları zaten hedeflediğimiz eğitim çıktılarından biridir. Bu doğrultuda gerek sanayi tecrübesi olan öğretim üyelerimiz görüşlerini gerekse dış paydaşlarımızın fikirlerini alarak eğitim programlarımızı ve fiziksel altyapımızı geliştiriyoruz. ABET ve MÜDEK gibi akreditasyon çalışmalarımız bizi bu konularda proaktif davranmaya itiyor ve gelişimi de kaçınılmaz kılıyor. Mevcut laboratuvarlarımızı sektör ihtiyaçları doğrultusunda yeniledik. Öğrencilerimizin teorik bilgilerini pratik çalışmalara aktarmaları doğrultusunda çeşitli yarışmalara katılmaya teşvik ediyoruz. Bu doğrultuda mütevelli heyetimiz her türlü maddi ve manevi desteği sağlıyor. Öğrencilerimiz de bu şartlar altında yurt içi ve yurt dışında düzenlenen birçok yarışmada sayısız başarılara imza atmaya devam ediyor.
Araştırma-geliştirme ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz?
Başta teknoloji transfer ofisi olmak üzere tüm bölüm öğretim üyelerimiz, öğrencilerimizi yurt içi yurt dışında gerçekleştirilen robot yarışmalarına katılmaları için motive ediyor. Öğrencilerimize sağladığımız maddi ve manevi destekle onların başarılı sonuçlar almaları bizi mutlu ederken önümüze daha yüksek hedefler koymamızı da sağlıyor.
Mekatronik mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin İstanbul Gelişim Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?
Bölümüzde kendisini geliştirmek isteyen, inovatif düşünce yapısına sahip ve bulunduğu konumu kabullenmek istemeyen, gelişime aç öğrenciler için olanaklarımız sınırsız. Biz hiçbir zaman öğrencilerin kayıt işlemini yapan ve dört yıl sonunda mezuniyet diplomasını veren bir okul olmadık. Teorik eğitimin yanında uygulama çalışmalarına önem veren, öğrencimizin burada geçen her saatini katma değer yaratma fırsatına çevirmek isteyen ve onları teşvik eden bir kurum olmaya çalışıyoruz. Mezunlarımızla iletişimi koparmamak için mezun takip sistemi kurmayı planlıyoruz. Mezun öğrencilerimiz şirket kurmak istediklerinde onlara maddi destek de sağlıyoruz. Daha net söylemek gerekirse burada bir aile olmaya gayret ediyoruz.
Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkanlar sunuyorsunuz?
Erasmus+ programı sayesinde başarılı öğrencilerimiz yurt dışındaki anlaşmalı yükseköğretim kurumlarında en fazla bir yıl süreyle eğitim hayatlarını sürdürebiliyor. Bunun yanı sıra Mevlana Değişim Programı ile de yine öğrencilerimize yurt dışındaki çeşitli üniversiteler bünyesinde eğitim imkânı sunuyoruz.
Mekatronik mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?
Teknoloji transfer ofisimiz ve bölüm öğretim üyelerimiz sanayi firmalarıyla birlikte çeşitli projeler geliştiriyor. Öğrencilerimizi bu projelere dâhil ederek özel sektörle bir ara yüz oluşturabiliyoruz. Bunun yanında çeşitli firmalara teknik geziler organize eden öğrenci kulüplerimiz var. Bu teknik geziler sırasında staj olanakları elde edebiliyorlar. Son olarak da üniversitemiz tarafından düzenlenen çalıştay, söyleşi ve seminer gibi etkinliklerde de sektörün önde gelen isimleriyle öğrencilerimizin tanışmaları doğrultusunda çaba harcıyoruz.
Gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz?
Son yıllarda alternatif enerji kaynakları konusunda çalışmalar önem kazanmaya başladı. Biz de bu doğrultuda projeler geliştiriyoruz. Teknoloji transfer ofisimizin önderliğinde başlattığımız projeyle hibrid enerji üretimini amaçlıyoruz. Bunun yanında insansız hava araçları ile ilgili bir dizi proje üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor.
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?
Bu konuda daha çok yol almamız gerekiyor. Sanayinin hızlı refleks verme gereksinimini karşılayacak şekilde, öğretim kadrolarının yetkinliklerinin geliştirilmesi gerekiyor. Doktorasını tamamlamış mühendislerin istihdam edilmelerini kolaylaştırıcı önlemler alınıyor ancak teşviklerin daha da artırılması işbirliğini derinleştirme açısından faydalı olacaktır. Bitirme projelerinin ve tezlerin sanayi ortaklarıyla birlikte yürütülmesi bir diğer önemli noktadır. Gelişmiş ülkeler bu konuda bizden biraz daha fazla mesafe kat etmiş durumda. Söz konusu bu ülkelerde sanayi üniversite desteğine ihtiyaç duyarken üniversiteler bu noktada zorlanıyor. Ülkemizde de bu konuda bir bilinç oluştu ve bu çabaların meyvelerinin en yakın zamanda toplanmaya başlayacağını umut ediyoruz.