Hizmet ve inşaat sektörü odaklı finansal büyüme modelinin ülkemizi
uzun vadeli başarılara taşıyamayacağını her platformda dile getirdik.
Çünkü sürdürülebilir büyümenin formülü üretim ve yatırımdır.
Hizmet ve inşaat sektörü odaklı finansal büyüme modelinin ülkemizi uzun vadeli başarılara taşıyamayacağını her platformda dile getirdik. Çünkü sürdürülebilir büyümenin formülü üretim ve yatırımdır.
Bunlar, ülkeler için ekonomik kalkınmanın temel taşlarıdır. Dünyanın bütün gelişmiş ekonomileri, üreterek günümüzdeki refah seviyelerine ve güçlü yapılarına kavuşmuşlardır. Türkiye’de ancak üretim odaklı bir anlayışıyla sürdürülebilir büyümeyi ve refahı yakalayabilir. 2014 yılının ikinci çeyreğindeki büyüme rakamları bu görüşümüzü destekledi. Yüzde 2,1’lik ikinci çeyrek büyüme rakamı beklentilerin altında kaldı. 2001 yılından itibaren sanayinin özellikle de imalat sanayinin milli gelir içindeki payının cari fiyatlar ile hesaplandığında bir gerileme eğilimi içine girdiği ve önemli ölçüde düştüğü görülmektedir. İmalat sanayinin milli gelir içindeki payı 1998 yılında yüzde 23,6 düzeyindeyken, 2013 yılında yüzde 15,3’e gerilemiştir.
Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) ve Makine Tanıtım Grubu (MTG) olarak katma değer yaratan ve teknoloji üreten makine sektörünün ciddi şekilde desteklenmesi gerektiğini yıllardır vurguluyoruz. Makine sektörünün gelişiminin, Türk ekonomisinin geleceği ve 2023 hedefleri açısından ne kadar hayati olduğunu devletin yetkili birimlerine her fırsatta anlattık. Dünyada makine sektörünün stratejik önemini kavrayan devletler, yaptıkları yapısal düzenlemeler ve desteklerle makine sektörlerinin gelişmesini sağladı.
Makine sektörümüzün stratejik sektör ilan edilmesi çok önemliydi. Artık bu kavramın altının sağlam bir biçimde doldurulması ve Türkiye’yi gelişmiş ülkeler seviyesine taşıyacak gücün, üretimde ve makine sektöründe olduğu kavranmalıdır.
MAİB ve MTG her alanda çalışmalarını sürdürürken, Türk makine sanayisi için de gelecek vizyonunu tasarlıyor. Katma değerli, teknoloji yoğun ve dünya standartlarında üretilen her makine, çarpan etkisi ile Türkiye’nin daha kuvvetli ve refah seviyesi daha yüksek bir ülke olmasına katkı sağlayacaktır. Bizler, Türkiye’nin büyümesi için üretime, yatırıma ve ihracata odaklanması gerektiğini her platformda dile getiriyor, bu yolda faaliyetler düzenliyoruz. 2014 yılında olduğu gibi gelecek yıllarda da bu misyonumuzu yerine getirmek için durmaksızın çalışacağız.