Uzun yıllardan bu yana mesleki eğitime sağladığı katkıyla birçok sektöre kalifiye eleman yetiştiren Amasya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL) hayata geçirdiği bilimsel çalışmalarla da dikkat...
Uzun yıllardan bu yana mesleki eğitime sağladığı katkıyla birçok sektöre kalifiye eleman yetiştiren Amasya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi (MTAL) hayata geçirdiği bilimsel çalışmalarla da dikkat çekiyor. Geçtiğimiz yıl Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından gerçekleştirilen 9. Uluslararası Robot Yarışması’nda Sumo dalında mansiyon ödülü alan okul, söz konusu dereceyle yarışmanın Japonya’da gerçekleşecek ayağına katılma şansı yakaladı.
Yarışmanın detaylarını ve robotun hayata geçiriliş sürecini öğrenmek için Amasya MTAL Mekanik Mekatronik Bölüm Öğretmeni Muharrem Açıkgöz ile konuştuk.
Amasya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak mesleki eğitime sağladığınız artı değerlerden söz eder misiniz?
Amasya Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, Amasya’nın en eski ve köklü okullarından biri. 1946 yılından bu yana mesleki eğitim veren okulda yeniliklerin takip edilerek bilginin güncelliğini korumak esasıyla eğitim veriliyor. Uzun yıllardır en çok ihtiyaç duyulan meslek dallarına kalifiye eleman yetiştirmek amacıyla birçok alanda üretim faaliyetleri gerçekleştiriliyor. Kendilerini geliştirmek ve iş hayatının ritmine ayak uydurabilmek için birçok mesleki ve teknik çalışmalarda bulunuyor. Bu faaliyetlerin önemli bir bölümünü ise proje geliştirme çalışmaları oluşturuyor. Bu bağlamda ülkemizde yapılan yarışmalar, öğretmenlerden oluşturulan komisyon tarafından takip ediliyor. İmkanlar ölçüsünde belirlenen tüm projelere katılıyoruz.
9’uncu Uluslararası Robot Yarışması’na konu olan projenizle ilgili teknik detayları bizimle paylaşır mısınız? Proje yapı itibariyle sanayi kuruluşları tarafından geliştirilmeye açık mı?
Proje günlük hayatta insan hayatının güvenliğini ve sağlığını korumayı ve daha iyi bir yaşam sağlamayı hedefliyor. Her biri uygulamaya dönük ve prototip üzerinde denenmiş projelerdir. Yapılan çalışmaların neredeyse tamamı deneysel bir özellik taşıyor. Geliştirdiğimiz projeler sanayi kuruluşlarının ilgisini çekebilir ve gerekli yatırım olanakları sağlandığında kısa sürede hayata geçirilebilir. Projenizi hazırlarken kimlerden destek aldınız? Söz konusu süreçte okulunuzun size sunduğu imkanlardan kısaca bahseder misiniz?
Okulun gözde bölümlerinden olan elektrikelektorik, bilgisayar ve makine alanlarının birlikte iyi bir sinerji yakalamış olması, robotik ve mekatronik gibi konularda yapılan yarışmalara katılma isteğini ortaya çıkarıyor. Okul yöneticilerinin maddi ve fiziki imkanları seferber etmesi, öğrencilerin de heyecanını taze tutuyor. Ben ve diğer meslektaşlarım Sezgin Ünal, Bahadır Özen, Ahmet Yurtçu, Seçkin Meydan; öğrencilerimiz Mutlu Gün ve Turabi Türkmen’in bu projeyi hayata geçirebilmesi için beraber çalıştık. Projelerimizi okulumuzun imkanlarıyla gerçekleştiriyoruz. İlimizde sanayi imkanlarının az olması nedeniyle sponsor bulamadık ama bazı projeleri İstanbul’da faaliyet gösteren Amasyalı işverenler destekledi. Bu destekler genelde malzeme temini yönünde oldu.
Benzer yarışmalarda okulunuzun ödüle layık görüldüğü projeler oldu mu?
TÜBİTAK’ın Araştırma Projeleri, Enerji Verimliliği, Bu Benim Eserim, OKA’nın Bölgesel İnovasyon ve üniversitelerin açtığı çeşitli yarışmalara katılarak çeşitli dereceler aldık. Dört sene önce başlayan Uluslararası Robot Yarışmaları’na katılımımız, bu süre boyunca edindiğimiz tecrübelerle nihayet başarıya ulaştı. Sabırla eksiklerimizi tamamlayarak ideal robotun nasıl yapılabileceğini yaşayarak öğrendik. Yarışmada yer alan diğer robotların avantaj ve dezavantajlarını teşhis etmeye çalıştık. Öğrencilerimizin heyecanı ve istekleri bizleri yarıştan hiç koparmadı. Dört farklı kategoride katıldığımız robot yarışmalarında büyük sumo robotları kategorisinde mansiyon ödülüne layık görüldük. Her dalda üst sıralar da olan robotlarımız ilk üç arasına giremedi ancak bu durum bizi daha çok motive etti. Çalışmalarımız son sürat devam ediyor. Sonraki yarışmalar adına daha umutluyuz.
Bilimsel proje çalışmaları bir anlamda ufuk açan etkinlikler. Bu anlamda yarışmaların öğrencilerin eğitimi üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Öğrencilerimiz ve alan öğretmenlerimiz iyi bir sinerji yakalamış durumda. Sürekli incelemelerde bulunan proje ekibimiz, çalışmalarına okulumuzda kurduğumuz araştırma geliştirme laboratuvarında ders bitimlerinde de devam ediyor. Öğrencilerimizin kendi alanlarında verilen işleri gerçekleştirme düzeyleri oldukça tatmin edici. Devreleri hazırlayan öğretmenlerimiz baskı ve montaj işlerinde görevi tamamen öğrencilere bırakıyor. Programlamada öğrencilerimiz öğretmenleriyle birlikte sürekli denemeler yapıyor. Mekanik tasarımları yapan öğretmenlerimiz yine robotun üretimini tamamıyla öğrencilere bırakmış durumda. Her öğrencimiz kendi alanında payına düşen görevi titizlikle yapıyor. Tüm bu çalışmalar okulların açılmasıyla birlikte başlayıp okulun bitimine kadar devam ediyor. Projelere katılan öğrenciler daha çok soru sormaya başlıyor. Bazen bizler bilmediğimiz konularda kendilerinden araştırma yapıp getirmelerini istıyoruz. Öğrencilerin yaptığı araştırmalar projelerin ve öğrencilerin gelişimine de olumlu yönde yansıyor. Bilen, sorgulayan ve araştıran bireyler yetişmesi bizim için projelerin ödül kazanmasından çok daha tatmin edici. Diğer yandan tabii ki bir konuda konuşabilmek için önce o konu hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor. Ortaöğretim düzeyinde birçok konuda bilgi sahibi olmak, öğrencilerimizin kabul görmesini ve sosyal hayatta dikkate alınmasını sağlıyor. Nitekim günümüz dünyasında insanlar isminden önce ünvanlarıyla kabul görüyor. Başarılı olmak, bir alanda ödül sahibi olmak tabii ki öğrencilerimizin özgüveni ve okul başarıları üzerinde olumlu etki yaratıyor.
Bilimsel çalışmalara verilen destekler konusunda sektörden ve devletten beklentileriniz neler?
Sanayi kuruluşlarının meslek liselerini birer ikişer sahiplenmesi gerekiyor. “Meslek lisesi memleket meselesi” projesiyle büyük şehirlerdekilerin olduğu gibi bizim gibi küçük şehirlerdeki meslek liselerinin de desteklenmesi gerekiyor. Devlet imkanlarının yetersiz kaldığı durumlarda sanayiciler destek verir, meslek liseleri ile bağlarını koparmaz ve personel yatırımlarını daha lise çağındaki öğrencilerden başlayarak yaparsa bu durum hem onların, hem öğrencilerin, hem de ülkenin yararına olacaktır.
Ortaöğrenim düzeyinde bilimsel projelerin içinde yer almanın sizin gibi gençlere ne tür kazanımlar getireceğini düşünüyorsunuz?
Mutlu Gün: Öğretmenlerimizin ve üst sınıflardaki öğrencilerin çalışmaları bizlerin de dikkatini çekiyor. İnternetten video ve resimlere baktıkça orada kendimizi görmek istiyoruz. Bu çalışmalara katılmak için sadece istekli olmak yeterli. Öğretmenlerimiz bizleri sürekli motive ediyor ve yarışmaları tanıtıp katılmamız için bizleri yönlendiriyor. Projeler sayesinde yurt dışına giden arkadaşlarımız oluyor. Bunlar da bizi çok heyecanlandırıyor.