Türk makine sektörü üç alanda önemli ölçüde gelişme sağlamaya devam ediyor. İlk olarak kendi teknolojisine sahip olmak için artan bir teknoloji geliştirme faaliyeti...

TÜRKIYE MAKINE SANAYISI, GELIŞIMINI HEM NITELIKSEL HEM DE SAYISAL GÖSTERGELER ITIBARIYLA SÜRDÜRÜYOR. TÜRKIYE’NIN YERLI ÜRETIM KONUSUNDA EN KRITIK SEKTÖRÜ OLMAYA DA DEVAM EDEN MAKINE SANAYISI, TÜRKIYE’NIN KENDI ÜRETIM VE ÜRÜN TEKNOLOJILERINE SAHIP OLABILMESI IÇIN DE BÜYÜK ÖNEM ARZ EDIYOR.

Türk makine sektörü üç alanda önemli ölçüde gelişme sağlamaya devam ediyor. İlk olarak kendi teknolojisine sahip olmak için artan bir teknoloji geliştirme faaliyeti içinde bulunan Türk makine sektörü, ikinci olarak ürün standartlarını ve kalitesini yükseltiyor; üçüncü olarak da bunların bir sonucu olarak ihracat artışını hızlandırarak sürdürüyor.

Makine sanayisinin gelişimi iç pazardaki koşullardan ve yatırım ortamından da önemli ölçüde etkilenmeye devam ediyor. 2017 yılında bu anlamda çok uygun koşullar yaşayan makine sektörü, 2018 yılının özellikle ikinci yarısında içeride sahip olduğu bu uygun koşulları kaybetmeye başlamıştı.

Makine sanayisinde üretim 2017 yılında yüzde 9,5 artmışken 2018 yılında artış sadece yüzde 0,1 oldu. 2018’in ikinci yarısında iç talepte yaşanan gerileme nedeniyle sanayi üretimi zayıflasa da 2017 yılında 78,3 milyar TL olan üretim değeri 2018 yılında yüzde 30 artarak 101,8 milyar TL’ye yükseldi. 2017 yılında 84,83 milyar TL olan makine sanayisi cirosu ise 2018 yılında yüzde 20 artarak 99,4 milyar TL’ye çıktı. Bu anlamda, iç talepteki gerilemenin ciroları da sınırlandırdığını söylemek mümkün. Çünkü görüldüğü üzere 2018 yılında ciro değeri üretim değerinin altında kaldı.

Yine, 2018 yılının ikinci yarısında satışların düşüşüyle üretilen ürünlerin bir bölümü stoklarda kaldı. Makine sanayisinde istihdam da 2017 yılında yüzde 3 artarak 239 bin 241 kişi olurken, 2018 yılında ise TÜİK Sanayi İşgücü Girdi Endeksi verilerine göre makine sanayisinde istihdam yüzde 1,8 arttı ve istihdam 243 bin 550 olarak gerçekleşti.

MAKINE YATIRIMLARINDA KÜÇÜLME 2019’DA DA SÜRECEK

Makine sanayisinin gelişimi açısından iç pazarda uygun yatırım koşulları büyük önem taşıyor. Makine sanayisi ancak öngörülebilir, istikrarlı büyüyen ve kalitesi de yükselen bir makine iç talebiyle sağlıklı gelişme sağlayabilir. Makine iç talebini en iyi yansıtan gösterge de makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyümedir.

Makine ve teçhizat yatırımlarında son 12 çeyrektir yüksek bir dalgalanma yaşıyoruz. 2016 yılında ilk çeyrekte yaşanan yüzde 10,5’lik büyüme sonrası makine ve teçhizat yatırımlarında önemli bir küçülme yaşanmıştı. Böylece 2016 yılı genelinde makine ve teçhizat yatırımları yüzde 1,2 büyüme gösterse de makine ve teçhizat yatırımlarında yüksek küçülme 2017 yılı ilk yarısında da devam etti. Yılın ikinci yarısında ise ekonomiye verilen desteklerle birlikte bu kez hızlı bir büyüme yaşandı. Ancak 2017 yılı genelinde makine ve teçhizat yatırım harcamalarındaki büyüme yüzde 0,8 ile sınırlı kaldı. 2018 yılında ise makine ve teçhizat yatırımları yüzde 8,9 ile son yılların en kuvvetli daralmasını gösterdi. Böyle bir daralma en son 2009 yılında ortaya çıkmıştı. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki küçülme 2018 yılının ikinci çeyreğinde başlarken, yılın üçüncü çeyreğinde küçülme hızlandı ve son çeyrekte ise yüzde 25,8 ile şiddetlendi. Bu dönemde, kapasite kullanım oranlarındaki hızlı gerilemenin de yatırım talebini ötelediğini söyleyebiliriz. Ayrıca TL’de yaşanan değer kaybı ile faiz oranlarındaki artışlar da yatırımları yapılabilir olmaktan çıkardı. Bu çerçevede muhtemelen bu koşullar iyileşene kadar makine ve teçhizat yatırımlarında küçülme, yavaşlayarak da olsa 2019 yıl genelinde de sürecektir.

İHRACAT BIRIM FIYATIMIZ YÜKSELIYOR

Bununla birlikte, makine sanayisinin 2018 yılındaki en iyi performansı ise ihracat alanında gerçekleşti. Makine ihracatı 2018 yılında yüzde 15,5 artarak 17,1 milyar dolara ulaşırken, 2018 yılında Türkiye’nin yüzde 7,1 olan toplam ihracat artışının iki katından yüksek bir performans gösterdi. Buna karşılık makine ithalatı yüzde 4,7 gerileyerek 26,6 milyar dolara çekildi. Böylece, makine sanayisinde ihracatın ithalatı karşılama oranı 2017 yılındaki yüzde 53 seviyesinden 2018’de yüzde 64,3’e yükseldi. Dış ticarette ithalat lehine olan fark ise 2018 yılında ilk kez 10 milyar doların altına geriledi. Makine ihracatı, sektördeki teknoloji ve kalite faaliyetlerinin bir sonucu olarak daha yüksek birim fiyatlarıyla gerçekleşirken, Türk makine sektörü ihracatının yüzde 60’nı AB ve ABD’ye yapmaya devam ediyor. Türkiye’nin makine sanayisinde en büyük pazarlarını dünya makine sanayinin liderleri oluştururken, Türk makine sanayisi 2017’deki 5,9 dolar/kg ihracat birim fiyatını da 2018’de yüzde 3,4 artışla 6,1 dolar/kg seviyesine çıkarmayı başardı.

UYGUN YATIRIM KOŞULLARI SAĞLANMALI

Bu kapsamda, Türk makine sanayisinin, dünya ekonomisi, ticareti ve makine teçhizat yatırımlarında 2017 ve 2018 yılında yaşanan toparlanmayı ihracatını önemli ölçüde arttırarak en iyi şekilde değerlendirdiği söylenebilir. 2019 yılında ise dünya ticaretinde korumacılıkla birlikte küresel ekonomide ve yatırımlarda beklenen yavaşlamaya rağmen Türk makine sektörü ihracatını yine yüzde 15 arttırmayı hedefliyor. Yılın ilk çeyreğindeki ihracat performansı da 2019 yılı hedefine ulaşılacağını gösteriyor. Sanayideki bu performansa rağmen iç talepteki daralmanın ise en azından 2018 yılında kısmen telafi edilebildiği görülüyor. Nitekim 2018 yılında ihracat miktar olarak önemli ölçüde artmış olmakla birlikte makine sanayi üretiminde büyüme sadece yüzde 0,2 olarak gerçekleşti. Makine sanayisinde sağlıklı büyümeye geçiş için içeride uygun yatırım koşullarının sağlanarak makine ve teçhizat yatırımlarında yeniden öngörülebilir ve istikrarlı bir büyümeye geçilmesi zorunludur. Makine ve teçhizat yatırımlarındaki küçülme döneminin uzaması halinde makine sanayisi son yıllarda zorluklarla sağladığı kazanımlarının bir bölümünü kaybedebilir.