Küresel yeni mali koşullardan; cari açığı yüksek, dış kaynak bağımlısı, daha yüksek enflasyon oranlarına sahip olan gelişen ülkeler başta olmak üzere...
Küresel yeni mali koşullardan; cari açığı yüksek, dış kaynak bağımlısı, daha yüksek enflasyon oranlarına sahip olan gelişen ülkeler başta olmak üzere dünya olumsuz yönde etkilenecek. Yılın geri kalanında yatı rım ların ve makine sanayisine yönelik talebin zayıf kalacağı öngörülüyor. Türkiye özelinde ise ihracat, makine sanayisinin sürükleyicisi olmaya devam edecek.
Dünya Ekonomisi Geçen Yılın Üzerinde Beklentilerin Altında Büyüyor
Dünya ekonomisi 2012 yılında yüzde 2,5, 2013 yılında ise yüzde 2,4 büyüdü. 2014 yılına ise yüzde 3,1 büyüme öngörüsü ile başladı. Yılın ilk yarısında dünya ekonomisi bu öngörünün altında kalarak geçen yılın üzerinde yüzde 2,8 oranında büyüme gösterdi. 2014 yılını ise yüzde 2,7 büyüme oranıyla tamamlama beklentisi içindedir. Büyüme beklentisi yılbaşına göre aşağı yönlü revize edildi. Gelişmiş ülkelerin geçen yılın oldukça üzerinde ve yüzde 1,8 oranında büyüme göstereceği beklenirken, gelişen ülkeler zayıflayan performansları ile 2014 yılında ortalama yüzde 4,6 büyüyebilecek.
Dünya Ticaretinde Büyüme Performansı Zayıf
2012 ve 2023 yıllarında dünya mal ticareti değer olarak yüzde 0,2 ve 2 ile oldukça zayıf bir büyüme gösterdi. 2014 yılına ise yüzde 4,5 büyüme beklentisi ile başladı. Ancak yılın ilk yedi aylık verileri ile dünya mal ticareti ancak yüzde 2,8 büyüme sağlayabildi. Dünya mal ticaretinde bu yılın revize edilen yüzde 4 büyüme beklentisine ulaşması mümkün görülmüyor. Mal ticaretini oluşturan ihracat ve ithalat faaliyetleri tüm bölge ve ülkelerde zayıf kalmaya devam ediyor.
Avrupa Merkez Bankası Yeni Parasal Genişleme Önlemlerini Uygulamaya Koydu
Dünya ekonomisi ve ticaretinin performansını önemli ölçüde etkileyen Avrupa Birliği ve Euro Bölgesi geçen yıl resesyondan çıktı ve dört çeyrek üst üste büyüdü. 2014 ikinci çeyreğinden itibaren ise iktisadi faaliyetlerde bir durağanlaşma ortaya çıktı. Buna bağlı olarak ikinci çeyrekte Euro Bölgesi büyümezken, AB-28’de yüzde 0,2 büyüme gerçekleşti.
Almanya ise yüzde 0,2 küçüldü. Avrupa Birliği genelinde ekonomik yavaşlama ile birlikte deflasyon yani fiyatların gerilemesi riski de ortaya çıktı. Bu koşullar altında Avrupa Merkez Bankası Haziran ve Eylül aylarında para politikasını genişletme yönünde önemli kararlar aldı. Faiz oranları negatife çekildi. Bankalardan varlık alım programları ilan edilmiş (500 milyar euro tutarında) ve yine bankalara kredi kullandırmaları koşuluyla tahvil alım programları (400 milyar euro tutarında) başlatıldı. Avrupa Merkez Bankası uzun sürdüreceğini açıkladığı yeni önlemleri ile ekonomiyi yeniden canlandırmayı ve deflasyonu önlemeyi hedefliyor
ABD Merkez Bankası FED Parasal Genişlemeyi Sona Erdiriyor; Yeni Küresel Mali Koşullar Oluşuyor
2008 yılında yaşanan küresel krizin ardından olağanüstü bir parasal genişleme politikası izleyen ABD Merkez Bankası FED parasal genişleme politikasını sona erdiriyor. FED öncelikle geçen yılın aralık ayında başlattığı tahvil alımlarındaki azaltımı tamamlayarak ekim ayında tahvil alımlarını sona erdirecek. FED için esas beklenti ise faiz oranlarını artırma sürecidir. 2015 yılında başlayacak faiz artırımları ile birlikte hem ABD’de hem de küresel ölçekte faizler yükselecektir.
FED’in Yeni Para Politikası İle Birlikte Küresel Mali Koşullar Değişiyor
Dolar son beş yıla kıyasla daha değerli, daha kıt ve kullanım maliyeti daha yüksek bir para birimi olacaktır. Dolar diğer tüm para birimleri karşısında değer kazanmaktadır ve bu süreç devam edecektir. Başta euro olmak üzere diğer para birimleri ise zayıflamaktadır. Küresel ölçekte daha yüksek faiz oranları oluşacaktır. Özellikle gelişen ülkeler faizlerini yükseltmek zorunda kalacaktır. Finansman maliyetleri artacaktır. Emtia ve varlık fiyatlarında gerileme eğilimi yaşanacaktır.
Yeni Küresel Koşullar Gelişen Ülkeleri Zorlayacak
Küresel yeni mali koşullar içinde; cari açığı yüksek, dış kaynak bağımlısı, daha yüksek enflasyon oranlarına sahip olan gelişen ülkeler başta olmak üzere tüm gelişen ülkeler etkilenecek. Türkiye, Endonezya, Güney Afrika, Brezilya, Hindistan ve Arjantin ise yeni küresel mali koşullardan daha fazla etkilenecektir. Bu ülkelerin para birimlerinde değer kaybı ve daha yüksek faiz oranları beklenmektedir.
Türkiye Ekonomisinde İktisadi Faaliyetler ve Büyüme İvme Kaybediyor
Türkiye ekonomisinde 2014 tasarruf yılı ilan edilmiş, fiyat istikrarı ve finansal istikrar temel öncelikler olarak belirlenmişti. Başta Merkez Bankası para politikası olmak üzere makro ihtiyari politikalar bu hedeflere yönelik uygulanmaya konmuştu. Bu çerçevede yılın ilk çeyrek döneminde beklentilerin üzerindeki yüzde 4,7 büyüme ardından ikinci çeyrekte önlemler etkisini göstermiş ve büyüme yüzde 2,1 olarak gerçekleşmiştir. İktisadi faaliyetlerin genelinde ve özellikle nihai iç talebin unsurları olan tüketim ve yatırım harcamalarında yavaşlama yaşanmaktadır. Büyümedeki yavaşlamaya bağlı olarak 2014 yılındaki yüzde 4 hedefine de ulaşılamayacaktır. Muhtemelen yüzde 3,0-3,5 arasında bir büyüme olacaktır. Makro ihtiyacı tedbirler ve göreceli sıkı para politikası ile büyüme yavaşlamışken finansal istikrarı tehdit eden cari açık önemli ölçüde gerilemiştir. Ancak aynı başarı enflasyon tarafında görülmemektedir. Yaz aylarındaki gerileme beklentilerini boşa çıkaran enflasyon önemli bir katılık göstermektedir ve yıl sonunu yüzde 10’a yakın bir seviyede tamamlayacaktır.
Özel Sektör Yatırımları Gerilemeye Devam Ediyor
Makine sektörü açısından büyümenin en önemli dinamiği olan özel sektör yatırımları ve özel sektör makine yatırımları gerilemeye devam etmektedir. Kamu yatırımlarında büyüme ise önemli ölçüde yavaşlamıştır. 2012 yılında yüzde 4,9 gerileyen özel sektör yatırımları 2013 yılında sadece yüzde 0,4 büyüyebilmişti. 2014 yılının ilk yarısında ise özel sektör yatırımları yeniden yüzde 2,9 küçülmüştür. Özel sektör yatırımlarındaki küçülme hem ekonomideki büyüme dinamiklerini hem de makine sektörünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir.
Döviz Kurları ve Faiz ler Yukarı Yönlü
Uygulanan makro ihtiyari politikalar ile birlikte iktisadi faaliyetler ve özellikle yatırım harcamaları ve faaliyetleri durağanlaşırken bir yandan da ABD Merkez Bankası FED’in yeni para politikası ile oluşturduğu yeni küresel koşulların etkileri hissedilmeye başlanmıştır. Buna göre yıl sonuna kadar daha yüksek döviz kurları ve faiz oranları ortaya çıkacaktır.
Makine Sanayisindeki Gelişmeler
2014 yılının ilk üç çeyreğinde makine sanayisini ihracat desteklerken, üretim zayıflamaktadır. Makine sanayisi 2014 yılında büyük ölçüde ihracat olanakları ile faaliyetini sürdürmektedir. Özel sektör yatırımlarındaki küçülme makine sanayisinin üretimini sınırlamaktadır. Yıla iyi başlayan ve ilk çeyrekte yüzde 8,5 büyüyen sanayi üretimi, iç ve dış koşullara bağlı olarak ikinci çeyrekten itibaren ivme kaybetmeye başlamıştır. İkinci çeyrekte makine sanayisi üretim artısı sadece yüzde 0,8 olmuştur. Yılın ilk yedi ayında ortalama büyüme ise yüzde 3,2 olarak gerçekleşmiştir. İhracatın ilk aylarda sanayi üretimine verdiği katkı da azalmaktadır. Avrupa Birliğinde ortaya çıkan yavaşlama ile yakın ve komşu ülke pazarlarda yaşanan sıkıntılar nedeniyle ihracat artışı da yavaşlamıştır. Yılın ilk sekiz ayında ihracat artışı yüzde 10 olmuş ve ihracat 8 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Yılın geri kalanında da yatırımların ve makine sanayisine yönelik talebin zayıf kalacağı öngörülmektedir. İhracat makine sanayisinin sürükleyicisi olmaya devam edecektir.