Son yıllarda Türkiye ekonomisinin büyüyememe sarmalına sürüklendiği bir gerçek olarak karşımızda duruyor. 2008 krizinden hızlı ve parlak bir çıkış yapan ekonomi, 2011 sonrasında ciddi bir durgunluğa sürüklenerek adeta büyüme ivmesini yitirdi. İçerideki siyasi iklimin bozulması, jeopolitik risklerin yoğunlaşması, dünya ekonomisindeki yavaşlama ve bundan kaynaklanan harcama-talep kaybından etkilenilme...
Son yıllarda Türkiye ekonomisinin büyüyememe sarmalına sürüklendiği bir gerçek olarak karşımızda duruyor. 2008 krizinden hızlı ve parlak bir çıkış yapan ekonomi, 2011 sonrasında ciddi bir durgunluğa sürüklenerek adeta büyüme ivmesini yitirdi. İçerideki siyasi iklimin bozulması, jeopolitik risklerin yoğunlaşması, dünya ekonomisindeki yavaşlama ve bundan kaynaklanan harcama-talep kaybından etkilenilmesi gibi etkenler bu sürecin ana nedenleri arasında bulunuyor.
Türkiye’de genel bir harcama isteksizliğinin geliştiği ve bu bağlamda özel yatırım harcamalarının neredeyse durduğu bir iktisadi iklim ekonomiye hakim oldu. 2016 yılı tablosu da bu doğrultuda ilerledi.
Bu anlamda ekonomik belirsizliklerin dünya genelinde istikrarsızlık yarattığı 2016 yılı, Türkiye ekonomisinin büyüme hızında yavaşlamanın görüldüğü bir yıl oldu. Hal böyle olunca tüm sektörlerde olduğu gibi makine sektörü de küresel koşulların ve yurt içinde yaşanan olayların gölgesinde bir yıl geçirdi. Fakat sektör, küresel ticaretteki düşüşün aksine ihracatını artırarak, ihracat makinesinin tüm olumsuzluklara rağmen durmayacağının mesajını bir kez daha göstermiş oldu. 13,4 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türk makine sektörü, böylece geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 0,7 büyüme sağlamayı başardı. Son 15 yılda ihracatını yüzde 700 oranında artırmayı başaran Türk makine sektörü, Türkiye’de ekonomik istikrarın başrol oyuncularından biri olmayı da sürdürdü.
2016 yılında sektörün gerek yurt içi gerekse de yurt dışı arenadaki temsilcisi olan Türkiye’nin Makinecileri, özellikle yurt içi tanıtımına odaklanarak “Büyüme Makinesi” iletişim kampanyasını hayata geçirdi. Tüm dünyada bilinen güçlü bir marka olmak için çalışan Türkiye’nin Makinecileri, sektörün Türkiye’yi her alanda bir üst sınıfa taşıyacak deneyim ve altyapıya sahip olduğunun mesajını vererek, tüm dünyada takdir edilen bir başarı hikâyesi yazabileceğinin de sinyallerini verdi. Dünya mal ticaretinin yüzde 4 daraldığı bir dönemde ihracat artışını sürdüren makine sektörü, bir anlamda bu başarı hikâyesinin ilk cümlesini de yazmış oldu.
Ez cümle ile 2016’da rüzgar, makine sektöründen yana esti. Geçmiş yıllardan aldığı güçle yeni yılda da yoluna sağlam adımlarla devam edecek olan sektör, küresel platformlarda başarı hikâyesi yazmayı sürdürecek.
Sağlık, barış ve mutluluk içinde kalın,
Keyifli okumalar