Hareketsizliğin kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri artırdığı bilimsel olarak 1950’li yılların başında ortaya konulmuştu. Acıbadem Fulya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon...

NE KADAR SAĞLIKLI BESLENİRSEK BESLENELİM, SAĞLIKLI VE UZUN BİR YAŞAM İÇİN HAREKET ETMEK OLMAZSA OLMAZ GEREKSİNİMLERDEN BİRİ. BUNA KARŞIN MODERN ÇAĞIN YOL AÇTIĞI HAREKETSİZLİK, EVDEN İŞE HATTA SOSYAL YAŞANTIMIZA SİRAYET EDEREK SAĞLIKLI BİR YAŞAM TARZINDAN PEK ÇOĞUMUZU HIZLA UZAKLAŞTIRIYOR. GÜNLÜK HAYATIN BİTMEZ YOĞUNLUĞU DA ÇOĞU KEZ EGZERSİZ YAPACAK HAL BIRAKMIYOR!

Hareketsizliğin kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümleri artırdığı bilimsel olarak 1950’li yılların başında ortaya konulmuştu. Acıbadem Fulya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı ve Spor Hekimi Prof. Dr. Tolga Aydoğ, 1950’li yıllardan beri elde edilen verilere göre, hareket etmenin sağlığımızı korumada; kalp damar hastalığı, yüksek tansiyon, diyabet ve osteoporoz gibi hastalıkların tedavisinde önemli bir ilaç olduğunu gösterdiğinin altını çiziyor.

“Egzersiz sağlığımıza katkılarıyla daha sağlıklı yaşlanmamızı, ruh sağlığımızın korunmasını sağlıyor ve sosyal gelişimimize katkı yapıyor. Egzersiz, hareket ve spor olmadan bizim ve özellikle çocuklarımızın, torunlarımızın sağlığının koruması mümkün değil gibi görünmektedir” diyen Prof. Dr. Aydoğ’a göre toplumumuzda egzersizle ilgili bazı yanlış inanışlar fayda yerine zarara neden olabiliyor. Prof. Dr. Aydoğ, egzersizle (düzenli fiziksel aktivite) ilgili doğru bilinen yedi yanlışı anlatırken, iş yerinde basit egzersiz yöntemleri de öneriyor.

Düşük şiddetli egzersizler daha az yararlı: YANLIŞ!

Pek çok kişi, yürüme ve bahçe işleri gibi düşük şiddetli egzersizlerin vücut için daha az yararlı olduğunu düşünerek önemsemeyebiliyor. Oysa düşük şiddetli egzersizler -her gün olabildiğince çok bahçe işleriyle ilgilenmek veya haftanın beş günü yarım saat düzenli ve tempolu yürümek ya da haftanın üç günü 20’şer dakika koşmakgenel sağlığı korumada ve birçok kronik hastalıklar ilgili riskleri azaltmada ve yaşam süresini uzatmada ideal.

Egzersizde ne kadar yorulursanız o kadar faydalı: YANLIŞ!

Antrenman sonrası yorgunluk hissedilmiyorsa egzersizin şiddetinin arttırılması gerektiği düşüncesi doğru değil. “Ağrı yoksa gelişim yok” öngörüsü, kas iskelet sistemi ve kardiak sorunlara neden olabilecek bir görüştür. Yapılan bilimsel çalışmalar, ağrıyı göz önüne almadan ciddi yüklenmelerin aşırı kullanım yaralanmalarına zemin hazırladığını ve birçok sağlık sorununu artırabildiğini ortaya koyuyor. Egzersizlerle beklenen sağlık ve fiziksel gelişme elde edilemiyorsa, hekimin onayının olması şartıyla yüklenme şiddeti, süresini ve tipini arttırmak, değiştirmek iyi olabilir.

Kilolu kişilerin egzersizle kalplerini zorlaması tavsiye edilmez: YANLIŞ!

Kilolu olmak, egzersiz yaparken kas iskelet ve kalp sorunu çıkma ihtimalini artırır ancak genel sağlığı uygun olan kişilerde, gerekli sağlık kontrollerinin yapılması şartıyla çok şiddetli egzersizlerin bile yapılması mümkün. Ama kilolu olmanın birçok ek sağlık sorunu yaratabildiğini de unutmamak gerekli. Öte yandan, egzersiz yapmayan normal kilolu bir kişinin kalp hastalığından ölme riskinin, egzersiz yapan şişman birinden daha çok olduğunu da aklımızda tutmalıyız.

Mekik karın yağlarını eritiyor: YANLIŞ!

Karın yağlarını eritmek için özel karın egzersizleri yapmak, örneğin mekik çekmek, sanılanın aksine çok etkili olmuyor. Doğrusu, hiçbir egzersiz lokal yağları eritmek için özel etkiye sahip değildir. Ancak vücudumuzda genel yağımızın azalması istenen bölgedeki yağları azaltabilir. Buna karşın karın bölgesine yapılacak mekik gibi egzersizler, karın kaslarımızın belirgin görünür hale gelmesini sağlayabiliyor.

Yaşın artmasıyla metabolizma yavaşlar: YANLIŞ!

Bu söylem kısmen doğru ama metabolizmayı yavaşlatan en önemli unsur aslında yaşın artmasına bağlı olarak kişinin fiziksel aktivitesinin ve bunun sonucunda da kas kütlesinin azalmasıdır. Dolayısıyla yaşı bir kenara koyup hareketliliği, özellikle kuvvet egzersizleriyle kas kuvvetini arttırmak; bir taraftan yaşlanmaya karşı durmaya, diğer taraftan metabolizmayı güçlendirmeye olanak sağlar.

Yağları azaltmak için düşük tempolu egzersiz yapılmalı: YANLIŞ!

Yağları azaltmak için egzersiz temposunun düşük tutulması düşüncesi de yanlışlardan birisi.

Düşük tempolu egzersiz yağ, yüksek tempo ise karbonhidrat yakmak konusunda daha etkili gibi görünse de kilo kontrolünde, kilo vermede asıl temel; egzersizle ne kadar kalori harcandığıdır. Çünkü hiçbir egzersiz izole bir enerji kaynağını kullanmaz ve amacınız kilo kontrolü ise şiddetli egzersizlerle, düşük tempolu egzersizlerin kombine edildiği interval egzersizler en doğrusudur.

Egzersiz aç karna yapılmalı: YANLIŞ!

Egzersizin zamanlaması, kişinin alışkanlıklarıyla ilgilidir. Egzersiz ne aç, ne tok karna değil; yemekten iki ila üç saat sonra yapılmalıdır. Sabah erken spor yapanlar için bu süre azaldığından, gıdanın kahvaltıda sıvıya dönmesi gerekir. Tok karna egzersiz; kaslarımızda olması gereken kanın mide-bağırsak gibi iç organlarımıza yönelmesine ve kasların etkin çalışamamasına, kişinin karın ağrısı hissetmesine neden olabilir. Aç karna yapıldığında ise kişi egzersizi devam ettirecek yeterli kuvveti bulamayabilir. Hipoglisemi, diyabet gibi hastalığı olanlar bunlara bağlı ciddi sağlık sorunları yaşayabilir.