Köklü bir geçmişe sahip olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü, modern eğitim ve laboratuar binalarıyla dünya standartlarında bir mühendislik eğitimi...
ZONGULDAK BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. MEHMET KOPAÇ, GÜÇLÜ, GENÇ VE DİNAMİK BİR AKADEMİK KADROYA SAHİP OLDUKLARINI SÖYLERKEN, “TEORİ-PRATİK İŞ BİRLİĞİNE ÖNEM VEREN BİR ANLAYIŞA SAHİP OLARAK, GÜNCELLEŞTİRİLMİŞ DÜNYA STANDARTLARINDA EĞİTİM-ÖĞRETİM GERÇEKLEŞTİRİYORUZ. ERASMUS+ VE FARABİ DEĞİŞİM PROGRAMLARIYLA YURT İÇİ VE YURT DIŞI EĞİTİM İMKÂNI SAĞLARKEN, ÖĞRENCİ PROJELERİNE DE HER ZAMAN ÖNEM VE ÖNCELİK VERİYORUZ” DİYOR.
Köklü bir geçmişe sahip olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü, modern eğitim ve laboratuar binalarıyla dünya standartlarında bir mühendislik eğitimi sunmaya devam ediyor. Öğrenci-öğretim elemanı arasındaki iletişimi önemsediklerini ve öğrenci projelerine her zaman önem ve öncelik verdiklerini söyleyen Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kopaç, “Eğitim-öğretim planlarımız, gelişen teknoloji, öğrenci ve sanayiden gelen talepler doğrultusunda oluşturuluyor. Bölümümüzde zaman zaman firmalardan gelen temsilciler sunumlar yapıyor, son teknolojiler hakkında öğrenci ve akademik personelimizi bilgilendiriyor. Ayrıca, dönem sonlarında yapılan değerlendirme anketleri sonucunda öğrencilerin taleplerini de dikkate alıyor ve düzenli iyileştirmeler yapıyoruz. Öğrencilerimiz eğitim süreleri boyunca çeşitli laboratuvar dersleri, teknik geziler, proje çalışmaları ve iki adet zorunlu yaz stajıyla pratik yapma imkânına sahip olurken, kullanıma açık laboratuvarlarımızda edindikleri teorik bilgileri uygulamaya yönlendirebiliyor” diyor. Prof. Dr. Mehmet Kopaç ile bölümün yapısı, hedefleri ve eğitim imkânları hakkında ayrıntılı bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle bölümünüzün kuruluş sürecinden söz edebilir misiniz? Kuruluşundan bugüne bölümünüzde ne gibi değişimler yaşandı?
1962 yılında çıkarılan 165 Sayılı “Zonguldak’ta Yeni Bir Teknik Okul Açılması Hakkındaki Yasa” ile Zonguldak’ta bina inşaatına başlanan Maden Teknik Okulu, bina inşaatı devam ederken 1184 Sayılı Yasa ile Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi haline dönüştürülmüştü. 1184 Sayılı Yasaya göre maden, makine, elektrik ve inşaat bölümlerini kapsayan akademi, 1981 yılında çıkarılan 41 Sayılı Kanun Hakkında Kararname ile maden ve makine mühendisliği bölümlerinden oluşan mühendislik fakültesi haline getirildi ve Zonguldak Mühendislik Fakültesi adıyla 20 Temmuz 1982 tarihinde Hacettepe Üniversitesine bağlandı. Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin 3837 Sayılı Yasa ile 1992 yılında kurulması üzerine, üniversitenin temelini oluşturan mühendislik fakültesi bünyesindeki makina mühendisliği bölümü de bugünlere ulaştı. 11 Nisan 2012 ve 28261 Sayılı Resmi Gazetede ilan edilen 6287 Sayılı Kanunla üniversitemizin adı “Bülent Ecevit Üniversitesi” olarak değiştirilirken, geçtiğimiz yıl, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısına verilen önergeyle, Bülent Ecevit Üniversitesinin adı “Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi” (ZBEÜ) olarak değiştirildi. Makina mühendisliği bölümümüz halen lisansüstü düzeyinde; yüksek lisans programı ve doktora programıyla Yüksek Mühendis ve Doktor Mühendis yetiştirmeye devam ediyor. ZBEÜ Makina Mühendisliği Bölümü olarak yeterli düzeydeki akademik kadromuz ve köklü geçmişimizle öğrencilerimize eğitim- öğretim hizmeti vermeye devam ediyoruz.
Bölümünüzde kaç akademisyen ve öğrenci bulunuyor?
Bölümümüzde üç profesör, dört doçent ve sekiz doktor öğretim üyesi olmak üzere 15 öğretim üyesi ve yine sekiz araştırma görevlisi bulunuyor. Aynı zamanda 1478 lisans (760’ı örgün öğretim ve 718’i ikinci öğretim), 99 tezli yüksek lisans ve 19 doktora öğrencimiz eğitim-öğretime devam ediyor.
Makine mühendisliği eğitiminde öncelik verdiğiniz konular nelerdir?
ZBEÜ Makina Mühendisliği Bölümü lisans programı, bir yıl isteğe bağlı yabancı dil (İngilizce) hazırlık sınıfı eğitiminden sonra verilen dört yıllık bir eğitimi kapsıyor. Ayrıca, bölümümüzde örgün öğretimin yanında ikinci öğretim programı da bulunuyor. Sekiz yarıyıl (dört yıl) boyunca öğrenciler öğretim planlarında belirtilen zorunlu ve seçmeli dersleri almak ve başarmak zorunda.
Öğretim planlarımızda ilk yıl temel bilimler eğitimi ve makine mühendisliğine giriş dersleri verilirken, takip eden ikinci yılda mekanik, enerji, akışkanlar mekaniği, malzeme bilimi, kontrol, tasarım, imalat gibi oldukça geniş olan makine mühendisliği çalışma alanları kapsamında zorunlu dersler veriyoruz. Öğretim planının son yılında ise öğrencilerimize çeşitli alanlarda seçmeli dersler sunarak öğrencilerimizin istedikleri alanda uzmanlaşmalarına yardımcı olmayı hedefliyoruz. Bu derslerin büyük çoğunluğu tasarım üzerine olan derslerdir. Aynı zamanda son sınıf öğrencilerimiz, mezun olabilmek için, Makine Mühendisliği Uygulamaları I-II dersleri kapsamında lisans bilgilerini kullanma ve pekiştirme amacıyla proje yapmak ve komisyon önünde sunmak zorundadır.
Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Makina Mühendisliği Bölümü olarak, termodinamik, akışkanlar mekaniği, enerji, üretim teknolojileri, katı cisimler mekaniği, makine tasarımı ve makine elemanları, kontrol teorisi ve uygulamaları, mekatronik, yakıtlar ve yanma, gaz dinamiği ve yapay öğrenme gibi konularda Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinde doktoralarını tamamlamış yetkin bir kadroya sahibiz.
Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Eğitim-öğretim planlarımız, gelişen teknoloji, öğrenci ve sanayiden gelen talepler doğrultusunda oluşturuluyor. Bölümümüzde zaman zaman firmalardan gelen temsilciler sunumlar yapıyor, son teknolojiler hakkında öğrenci ve akademik personelimizi bilgilendiriyor. Ayrıca, dönem sonlarında yapılan değerlendirme anketleri sonucunda öğrencilerin taleplerini de dikkate alıyor ve düzenli iyileştirmeler yapıyoruz. Öğrencilerimiz eğitim süreleri boyunca çeşitli laboratuvar dersleri, teknik geziler, proje çalışmaları ve iki adet zorunlu yaz stajıyla pratik yapma imkânına sahip olurken, kullanıma açık laboratuvarlarımızda edindikleri teorik bilgileri uygulamaya yönlendirebiliyor.
Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusundan neler aktarmak istersiniz?
Mühendislik Fakültesi Teknolab B ve C Bloklardaki malzeme, kaynak, sertlik ve aşınma, takım tezgâhları, mekanik, ısı ve termodinamik, makine dinamiği ile otonom sistemler laboratuarı tüm öğrencilerimizin kullanımına açık olup lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim ve akademik çalışmalarda aktif olarak kullanılıyor. Üniversitemizin sağladığı altyapı projeleri ve ulusal kaynaklardan sağlanan projelerle laboratuvarlarımızı güncel tutmaya gayret ediyoruz. Ayrıca İbn-i Sina Kampusumuzda bulunan Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi de lisansüstü düzeyde araştırma faaliyetleri için yeni kuşak yüksek duyarlılıklı cihazlara sahip bulunuyor.
Yine, bölümümüz bünyesinde bulunan otonom sistemler laboratuarında mekatronik, robotik ve akıllı sistemlerin tasarımı ve imalatı da gerçekleştirilebiliyor. Laboratuvar çalışmalarında, öğrencilerimiz bilgisayar destekli tasarım ve simülasyon araçlarını kullanarak akıllı sistemlerin mekanik ve elektrik-elektronik kısımlarını tasarlıyor, güncel programlama dillerini kullanarak mikroişlemci programlıyor. Laboratuvar projelerinin yanı sıra endüstriyel projeler de laboratuvar ekibi tarafından hayata geçiriliyor. Bugüne kadar laboratuar ekibimiz, 3D iç ortam haritalama cihazı tasarımı, kızılötesi sensör tabanlı ortam haritalama cihazı tasarımı, 3D tarama cihazı tasarımı, dört ve altı tekerlekli hareketli robot araç tasarımları, dört serbestlik dereceli robot kol tasarımı, iki serbestlik dereceli robotik dengeleyici tasarımı ile dalga enerjisi kullanılarak elektrik üretim sistemi tasarımını başarıyla gerçekleştirdi.
Sizce, makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrenci, üniversitenizi neden tercih etmeli?
Öncelikle, üniversitemizin en eski iki bölümünden biri olarak köklü bir tarihe; güçlü, genç ve dinamik bir akademik kadroya sahibiz. Teoripratik iş birliğine önem veren bir anlayışa sahip olmamız ve güncelleştirilmiş dünya standartlarında eğitim-öğretim müfredatıyla eğitim-öğretim gerçekleştiriyor olmamız da artı bir etken olarak görülebilir. Yine bölümümüzde öğrenci- öğretim elemanı arasında kuvvetli bir iletişim hâkimdir; öğrenci projelerine her zaman önem ve öncelik verdiğimizi söyleyebilirim. Örneğin bölümümüz öğretim üyelerinin danışmanı olduğu ve yine bölümümüz öğrencilerinin de üyesi olduğu Grizu-263 Uzay Takımı, her yıl NASA’nın sponsor olduğu CanSat 2018 Yarışmasında dünyanın önde gelen üniversiteleriyle yarıştı ve ikinci olarak önemli bir başarı elde etti.
Diğer yandan, fakülte olarak yeni ve modern eğitim-laboratuvar binaları imkânımız bulunduğunu; fakülte içerisinde çift ana dal programlarıyla birlikte Erasmus+ ve Farabi değişim programlarıyla yurt içi ve yurt dışı eğitim imkânı sağladığımızı; yeşilin ve mavinin buluştuğu Zonguldak’taki sosyal yaşam ve üniversite avantajlarını da tercih nedenleri olarak sayabilirim.
Erasmus+ ve Farabi değişim programlarıyla öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz? Öğrenci değişim programlarıyla gelen ve giden öğrenci faaliyetlerine büyük önem verdiğimizi söyleyebilirim. Öğrencilerimiz, uluslararası hareket imkânı sağlayan Erasmus+ programıyla bir veya daha fazla dönemlerini yurt dışında geçirebiliyor ve derslerini normal sürede tamamlayarak dört yıl içerisinde mezun olabiliyor. ZBEÜ olarak Erasmus+ programında Macaristan’da College of Danaujvaros, Makedonya’da Goce Delchev University in Shtip, Polonya’da University of Science and Technology ile Czestochowa University of Technology ve Romanya’da University of Medicine, Pharmacy, Sciences and Technology of Tirgu Mures ile iş birliklerimiz bulunuyor.
Makine mühendisliği öğrencileri sanayide çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?
Öğrencilerimiz, mezun olabilmeleri için, eğitim-öğretim planlarında bulunan zorunlu “Atölye Stajı” ve “İşletme ve Fabrika Organizasyonu Stajı” olmak üzere iki adet 25’er günlük yaz stajını başarıyla tamamlamak zorunda. Ayrıca her yıl Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) bölümümüze staj kontenjanı ayırıyor, öğrencilerimiz güz-bahar dönemleri ve yaz döneminde başvurularını yaparak burada her iki stajlarını da yapabiliyor.
Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleri ile ilgili bilgi verir misiniz?
ZBEÜ Makina Mühendisliği bünyesinde bugüne kadar çok fazla sayıda proje tamamladığımızı gururla söyleyebilirim. Birçok proje de devam ediyor. Örneğin, alçak dünya yörüngesinde (500 kilometre) çalışacak bir cep uydu tasarımı ve üretimi projesini halen sürdürüyoruz. Yine, Elektriksel Kıvılcımla İşlenmiş Ti-6Al-4V Alaşımının Biyomimetik Kaplama Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi, Nanopartikül Karıştırılmış Akışkanlarla Isı Transferinin Deneysel Olarak İncelenmesi ve Radyal Türbin Mimarisinin Rüzgar Enerjisi Alanında Gerçellenmesi projelerine de halen devam ediyoruz.
Benzer şekilde, tamamladığımız projeler arasında hızlıca sayabileceklerim ise Yeni Nesil Euro 5-6 Dizel Motorları İçin Nano Akışkanlı Radyatör Geliştirilmesi ve Prototip Uygulaması, Çatlaklı Örgülü Kompozit Plakaların Sayısal ve Deneysel Titreşim Analizi, Örgülü Kompozit Plakaların Optimizasyonu, Asansör Halatlarını Servis Dışı Bırakma Kriterlerinin Çekme Dayanımına Etkilerinin İncelenmesi, Asansör Kabin Çerçevelerinin Sonlu Elemanlarla Modellenmesi ve Gerilme Analizi, Halat Ömrüne Etki Eden Parametrelerin Teorik ve Deneysel Olarak İncelenmesi, Hareketli Robotlarda Engel Tanıma Amaçlı 3D Lazer Tarayıcı Tasarımı, Lineer Güç Jeneratörü Tabanlı Dalga Enerjisi Kullanılarak Elektrik Enerjisi Üretimi, Dört Serbestlik Dereceli Bir Robot Kol İçin Kullanıcı Arayüzü ve Kontrol Sistemi Tasarımı, Dört Serbestlik Dereceli Bir Robot Kolda Yük Hücresi (Load Cell) Geribildirimini Kullanan Bir Kontrol Sistemi Tasarımı, Otonom Tarım Robotlarının Hareket Planlaması ve Yörünge Takibi Kontrolüne Yüzey Eğimi Etkilerinin İncelenmesi, Diferansiyel Sürüş Özelliğine Sahip Altı Tekerlekli Hareketli Robot Tasarımı, Çatalağzı Termik Elektrik Santralinin Kondens Soğutma Suyu Atık Isısından Konut Isıtılmasında Yararlanılması, Sıvı Karbondioksitle Patlatma Sisteminde Gaz Çıkış Hızının Deneysel Olarak Saptanması, Mikro Ölçekte Bir Buhar Sıkıştırmalı Soğutma Çevriminin Tasarım Üretim ve Testleri ile Dizel Motorlu Seri Hibrid Araçlarda (HEV) Yakıt Tüketimi ve Emisyonu Azaltacak Optimum Kontrol Stratejilerinin Tasarım ve Uygulanması projeleridir.
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında bir algı farklılığı var mı?
Türkiye’de üniversite-sanayi iş birliği, üzülerek söylemeliyim ki, arzu edilen seviyede değil. Sanayi kuruluşlarımızın çok azında Ar-Ge birimleri faaliyet gösteriyor, çoğunda ise bu birimler yok. Yeni teknolojiler ve verimlilik üzerine çalışmaları, kendi bünyelerinde gerçekleştirmeye çalışıyorlar; Ar-Ge çalışmalarına bütçe aktarmayı önemsemiyor ya da önemseyemiyorlar. Sanayi kuruluşlarımızın çoğunluğunda böyle bir düşünce ağır bastığı için, üniversite-sanayi iş birliği de istenildiği gibi kurulamıyor. Gelişmiş ülkelere bakıldığında, Ar-Ge faaliyetlerine büyük bütçeler harcandığını görüyoruz. Türkiye’de sanayi kuruluşlarının tamamında üniversite destekli nitelikli Ar-Ge birimlerinin oluşturulma zorunluluğu getirilebilirse, arzu edilen seviyeler rahatlıkla sağlanabilir.