Değerli okurlarımız, Dünya çapında etkisini sürdüren salgın, ekonomileri de ciddi şekilde baskı altına almış durumda. Daha ilk dalganın tamamlanmamış olabileceğini söyleyen uzmanlara göre önümüzdeki birkaç ay içerisinde salgının ikinci dalgası da yaşanabilir. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı dünya makine ticaretinde ilk çeyrekte yüzde 20, ikinci çeyrekte yüzde 27 daralma öngörürken, OECD’nin yıl sonuna ilişkin yüzde 6’lık küresel daralma beklentisi de gerçekleşirse, makine sektöründe küresel ölçekte yaşanacak kaybın yüzde 20’nin üzerinde gerçekleşmesi senaryoları gerçeğe dönüşebilir. Ancak diğer yandan hem AB hem de salgının çıkış noktası olan Uzak Doğu’dan toparlanma sinyalleri gelmeye de devam ediyor. Benzer şekilde Türkiye’de de salgın öncesine dönüş kapsamında atılan adımlarla, piyasalarda gözle görülür beklenti yükselişine şahit oluyoruz. MAİB, Türkiye Makina Federasyonu ve TOBB iş birliğinde Nisan ayından başlatılan “Makine Sektörüne Koronavirüs Etkileri ve Tedbirleri Değerlendirme Anketi”nin üçüncü faz sonuçları da benzer bir yönelime işaret ediyor. Haziran ayı sonunda açıklanan anketin üçüncü faz sonuçlarına göre, Haziran ayı itibarıyla firmaların normal üretime dönme eğilimi güçleniyor. İki hafta ve üzerinde duruşa geçen firma oranında belirgin düşüşler izlenirken, firmaların çoğunluğunun üç aya kadar siparişi olmakla birlikte elinde siparişi olmayan firma oranı yüzde 7’ye gerilemiş. Yine, Haziran ayı itibarıyla firmaların yüzde 15’inde yeni iç ve yüzde 35’inde yeni dış sipariş olmamasına karşın öncesine göre sipariş alma oranlarında da iyileşmeler izleniyor. Benzer şekilde, firmaların önümüzdeki üç aya yönelik iyimserlik havasının güçlendiği de anlaşılıyor. Tedarikçi kaynaklı aksaklıklarda iyileşme bekleyenlerin oranı yüzde 33’ten yüzde 52’ye çıkarken, tedarik süreçlerinde kötüleşme bekleyenlerin oranı da yüzde 27’den yüzde 15’e gerilemiş durumda. Talep yönlü aksaklıklarda iyileşme beklentileri de yüzde 33’ten yüzde 54’e çıkarken, kötüleşme bekleyenlerin oranı yüzde 38’den yüzde 18’e gerilemiş. Salgının ekonomik etkileri halen güçlü şekilde hissedilse de önümüzdeki sürece yönelik beklentilerin olumlu yönde ilerlemesi elbette sevindirici. Diğer yandan, her kriz kendi fırsatlarını da beraberinde getiriyor. MAİB Yönetim Kurulu Başkanı Kutlu Karavelioğlu bu konuda, “AB ülkeleri, ABD ve Çin ile ekonomik rekabete devam etmek istiyorsa Almanya önderliğinde sınai bir atılım yapmak zorunda. Bunun için de en stratejik sektörlerden biri, üretim teknolojilerinin geliştirildiği alan olan makine; bu konuda en güçlü çözüm ortağı ise Türkiye’dir. Dünyanın en güçlü makine üreticilerinden Almanya’nın AB dönem başkanlığını bu yönde bir fırsat olarak değerlendirip, sektörel diplomasiyi sürdürerek olumlu sonuçlar elde edeceğiz” diyor. Özetle makine sektörü durmaksızın çalışmaya devam ederken, biz de Moment Expo olarak, sektörün nabzını tutmaya, yaşanan sorunları ve çözüm önerilerimizi kamu ve iş dünyasına aktarmaya devam ediyoruz. 146’ncı sayımızın “Kapak” konusunda, salgın sürecinde tüm dünyada hızla daralan tüketim ve mal ticareti içinde payını korumayı, hatta arttırmayı başarabilen tek sektör olan tarım sektörünün makine sektörüyle ortak paydasını inceledik. Çünkü tarım müthiş bir hızla şekil değiştiriyor.

Gelecekte kaynaklar azalırken iyice kalabalıklaşacak dünya nüfusunu besleyebilmek için tarımın modernleşmesi; çiftçilerin ihtiyaçlarını karşılayacak performans ve teknoloji sınıfında makineler, sistemler geliştirilmesi artık bir zorunluluk olmuş durumda. Bu nedenle de MAİB’in Mayıs ayında kamuoyu ile paylaştığı, TARMAKBİR’in katkılarıyla hazırlanan “Tarım ve Makine Sanayi Etkileşimi Raporu”nun Türk makine sektörü için ufuk açıcı, politika belirleyiciler için referans kaynak olacağına inanıyoruz. Sağlıklı günler ve keyifli okumalar diliyorum,

TUGAY SOYKAN