TÜRKİYE İLE İNGİLTERE ARASINDAKİ SERBEST TİCARET ANLAŞMASI (STA) İLE GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN 25 YIL BOYUNCA GETİRDİĞİ KAZANIMLAR KORUNURKEN, İNGİLTERE İLE İLİŞKİLER DAHA DA DERİNLEŞTİRİLECEK.

Türkiye ile İngiltere arasında Serbest Ticaret Anlaşması imzalanması dolayısıyla düzenlenen tören, geride kalan yılın son günlerinde, 29 Aralık’ta Ankara’da imzalandı. 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren yürürlüğe giren STA ile ikili ticaretin etkin ve sorunsuz bir şekilde devam etmesi tesis edilirken, Türk ihracatçılarının rekabetçi olduğu sektörlerde İngiltere'ye kolay ve sorunsuz bir biçimde ihracat yapabilmeleri garanti altına alınmış oldu. Törende bir konuşma yapan Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İngiltere’nin 31 Ocak 2020 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği'nden resmen ayrıldığını ve 2020 yılı sonuna kadar bir geçiş süreci öngörüldüğünü hatırlatarak, Türkiye olarak bu süreci yakından takip ettiklerini, yıl boyunca hem AB hem de İngiltere makamlarıyla yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini dile getirerek, “Temel amacımız, AB ile Gümrük Birliği'nden kaynaklı ticari ilişkilerimize de halel getirmeden, İngiltere ile arzu ettiğimiz bir ticaret anlaşmasını imzalamaktı. Anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte, ticaretimiz her zamanki etkinliğiyle sürecek ve inanıyorum daha da gelişecektir.” değerlendirmesinde bulundu. Bakan Pekcan, konuşmasında, anlaşma olmasaydı İngiltere’ye yapılacak ihracatın yaklaşık yüzde 75’inin vergi yüküyle karşı karşıya kalacağını ve 2,4 milyar dolara varan bir zarara uğrayacağımızı da hatırlatarak, “Bu risk, an itibarıyla ortadan kalkmıştır.” dedi. İngiltere, Türkiye'nin toplam ihracatında halen Almanya'nın ardından ikinci sırada yer alıyor. Özellikle otomotiv, televizyon, beyaz eşya ve hazır giyim başta olmak üzere pek çok sektörde ihracatın önde gelen pazarları arasında yer alan İngiltere gerek üretim ve tedarik zincirleri gerekse yatırımlar bakımından da Türkiye için çok değerli bir ortak olmaya devam ediyor. Konuşmasında, rakamsal veriler de paylaşan Bakan Pekcan, ödemeler dengesi verilerine göre, Türkiye'de İngiltere kaynaklı yatırımların 11,6 milyar dolar düzeyinde olduğunu söylerken, “STA’nın karşılıklı yatırımlara da olumlu yansıyacağını değerlendiriyorum. Taraflar olarak ‘tarifesiz’ bir STA akdetmeyi hedeflemiştik. Bu gerçekleşti. Anlaşma, tüm sanayi ve tarım ürünlerini içeriyor. Anlaşma, vakit kaybetmeden, 1 Ocak 2021’de devreye girecek.” dedi.

İKİLİ TİCARET STA İLE DAHA DA GÜÇLENECEK

İngiltere’nin 2016’da başlayan Brexit yolculuğu, 2020’nin son günlerinde AB ile imzaladığı STA ile son bulmuştu. Bu anlaşmanın imzalanmasını takip eden günlerde gerçekleşen Türkiye-İngiltere STA imza töreni, bir anlamda her iki ülke arasındaki ticarette yeni fırsatların da önünü açabilir. Uzmanlar, imzalanan anlaşmayla yeni iş birliği alanlarının ortaya çıkacağı konusunda görüş birliğindeyken, özellikle iki ülkenin savunma ve havacılık sektörlerinin katma değeri yüksek teknoloji projelerinde birlikte çalışabileceği öngörüsünde bulunuyor. Türkiye ile İngiliz ticaretinin mevcut dinamiklerine yakından baktığımızda, yaklaşık 3 trilyon dolarlık GSYİH’si ile dünyanın altıncı büyük ekonomisi olan İngiltere’nin Türkiye’nin en önemli ticari ortakları arasında yer aldığını görüyoruz. TÜİK verilerine göre İngiltere hâlihazırda Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında ikinci, en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında ise dokuzuncu sırada yer alıyor. Aynı şekilde İngiltere 11 milyar dolarlık yatırım stoku ile Türk ekonomisi için kritik finansal aktörlerden biri konumunda bulunuyor. Diğer yandan Türkiye, İngiltere’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler arasında 16’ncı sırada ve en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında 17’nci sırada yer alıyor. Türkiye açısından İngiltere’ye yapılan ihracatta öne çıkan ürünler kara araçları ve aksamları, kıymetli metaller, elektrikli makine ve cihazlarıyken, ithalatta ise kazan ve makineler, kıymetli taşlar ile demir ve çeliğin ilk sıralarda yer aldığını görüyoruz. Bu kapsamda, Türkiye ile İngiltere arasında imzalanan STA’yı değerlendiren uzmanlar, İngiltere’nin yatırım ve kredi finansmanı alanlarındaki tecrübeleri ile Türkiye’nin tarım, imalat sanayisi ve tekstil sektörlerindeki birikiminin, özellikle Afrika, Latin Amerika ve Güney Asya gibi gelecek vaat eden bölgelerde yeni fırsatları da beraberinde getirebileceği öngörüsünde bulunuyorlar.