OTOMASYON TEKNOLOJİLERİNİN GİDEREK ÖNEM KAZANDIĞI GÜNÜMÜZDE TÜRKİYE ENDÜSTRİSİ DE BU ALANDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATARKEN, 2023 YILINDA OTOMASYON TEKNOLOJİLERİNİ EN YOĞUN ŞEKİLDE KULLANAN SEKTÖRLERİN BAŞINDA İMALAT SEKTÖRLERİ YER ALDI. KÜRESEL BELİRSİZLİKLER VE TEDARİK ZİNCİRİ KESİNTİLERİNİN 2024 YILINDA ŞİRKETLERİ DAHA ESNEK VE DİRENÇLİ TEDARİK ZİNCİRİ MODELLERİ OLUŞTURMAYA YÖNLENDİRECEĞİNİ İFADE EDEN FANUC TÜRKİYE GENEL MÜDÜRÜ TEOMAN ALPER YİĞİT İSE TALEP TAHMİNİNDEN ENVANTER YÖNETİMİNE VE LOJİSTİK SÜREÇLERE KADAR TEDARİK ZİNCİRİ YÖNETİMİNİ İYİLEŞTİRME KONUSUNDA KİLİT ROLÜN “OTOMASYON”DA OLDUĞUNU VURGULUYOR.

Türkiye, endüstriyel otomasyonu daha geniş bir dijital dönüşüm stratejisinin parçası olarak benimseyip Endüstri 4.0 konseptini birçok sektöre entegre ederken şirketler üretim süreçlerini daha akıllı, verimli ve esnek hale getirmek adına büyük veri, nesnelerin interneti (IoT), yapay zekâ ve bulut bilişim gibi yenilikçi teknolojileri benimsiyor.Mevcut küresel belirsizlik ortamında esneklik ve adaptasyon yeteneğinin, bir şirketin rekabet avantajını belirlemesinde öncelikli pay sahibi olduğunu belirten FANUC Türkiye Genel Müdürü Teoman Alper Yiğit, “Otomasyondaki başarı, hızlı değişimleri takip etmek ve sürekli olarak güncel kalmakla elde edilebilir. Sanayici, mevcut üretim süreçlerinde otomasyon teknolojilerini uygulamak ve güncellemek adına sürekli olarak teknoloji yatırımları yapmalı. Yeni nesil otomasyon sistemleri ve Endüstri 4.0 uygulamalarına odaklanarak iş süreçlerini optimize etmek, üretkenliği artırmak ve maliyetleri düşürme konusunda Türkiye’nin önündeki en değerli fırsattır.” diyor.

KÜRESEL REKABETTE ÜÇLÜ OTOMASYON SİSTEMLERİNİN PAYI BÜYÜK

Türkiye’de enerji verimliliği anlayışının hayatın her alanında giderek önem kazandığını ve endüstriyel tesislerde enerji tüketimini iyileştirmek için otomasyon teknolojilerinin kullanımının istekten ziyade ihtiyaç halini aldığını söyleyen Yiğit, sözlerine şöyle devam ediyor: “Otomasyon sistemlerinin varlığı, üretim süreçlerini daha etkin bir şekilde yönetmeyi mümkün kılıyor. Türkiye de bu noktada otomasyon teknolojileriyle iş süreçlerini iyileştirerek daha hızlı, verimli ve ekonomik üretim yapabilme potansiyeline sahip. Özellikle üçlü otomasyon sistemleri, Türk şirketlerine küresel pazarda daha rekabetçi olma şansı veriyor. Böylelikle daha hızlı üretim, daha kaliteli ürünler ve esnek üretim yetenekleri, Türkiye'nin uluslararası arenada daha etkin bir oyuncu olmasına katkıda bulunabilir.”

OTOMASYONUN BAŞARISINDA,İŞ GÜCÜNÜN TEKNOLOJİYLE UYUMLULUĞU ŞART

Türkiye’de otomasyonun gelişimi konusunda sanayicilere önemli görevler düştüğünü de ifade eden Yiğit, “Otomasyon sistemlerinin etkin bir şekilde kullanılabilmesi için iş gücünün bu teknolojiye uyum sağlaması büyük önem taşıyor. Bunun için sanayiciler, çalışanlarına otomasyon sistemleri konusunda eğitimler ve geliştirme fırsatları sunarak, uzman personel yetiştirmeli ve bu alanda bilinçlendirme çalışmalarına katkıda bulunmalı.Bunun yanında otomasyon alanında inovasyon yapmak ve yeni çözümler geliştirmek için Ar-Ge faaliyetlerine önem verilmeli. Nitelikli üretim için sanayicilerin arasında iş birlikleri ve sektörel kümelenmeler, otomasyon teknolojilerini geliştirmek ve bu teknolojilere daha etkin bir şekilde ulaşmak için çok kıymetli. Otomasyon bununla birlikte sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada ve enerji verimliliğini artırmada etkili bir araç konumunda bulunuyor. Sanayicilerin bu anlayışı benimseyebilmesi için üretim süreçlerini çevre dostu ve enerji tasarruflu hale getirmek adına otomasyon teknolojilerini kullanması gerekiyor.” diyor.Yiğit, günümüzde küresel dinamikler, tedarik zinciri sorunları, bölgesel çatışmalar ve enerji maliyetlerindeki artış gibi faktörlerin, endüstrilerin iş yapma şeklini etkileyen belirleyici unsurlar olduğuna da işaret ediyor ve “2024 yılında otomasyon; küresel belirsizlikler, tedarik zinciri zorlukları, bölgesel çatışmalar ve enerji maliyetleri gibi zorluklarla başa çıkmak adına şirketlere çeşitli avantajlar sağlayabilir. Ancak, bu avantajların tam anlamıyla kullanılabilmesi için şirketlerin stratejik bir şekilde otomasyon teknolojilerini benimsemesi ve iş süreçlerine uyumlaştırılması gerekecek. Bu yıldan itibaren otomasyonun geleceğine etki edecek trendler arasında sensörler, yapay zekâ, büyük veri ve bulut bilişimi gibi teknolojilerin uyumlaştırılması yer alıyor.” ifadelerini kullanıyor.