TÜRKİYE CUMHURİYETİ MERKEZ BANKASI, RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANAN VE 30 NİSAN'DA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK BİR YÖNETMELİKLE KRİPTO VARLIKLARIN ÖDEMELERDE DOĞRUDAN VEYA DOLAYLI OLARAK KULLANILMASINI YASAKLADI. PEKİ, BU GERÇEKTEN BİR YASAKLAMA MI YOKSA BİR SINIRLAMA MI İÇERİYOR?

Resmî Gazete'de yayımlanan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yönetmeliğine göre, kripto varlıklar ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamayacak. Bunun yanında kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmetler de yasak kapsamında yer alıyor. Düzenlemenin yürürlük tarihi ise 30 Nisan 2021 olarak açıklandı. İlgili Yönetmeliğin medyaya yansıması, elbette hararetli tartışmaları da beraberinde getirdi. Bloomberg HT’de yayımlanan bir haber, Yönetmelikte yer alan “Bu Yönetmeliğin uygulanmasında kripto varlık, dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları ifade eder.” cümlelerinden hareketle Türkiye’de kripto varlık piyasasının tümüyle yasaklandığını vurgularken, yine medyaya yansıyan kimi haberlerde ise Yönetmeliğin aslında bir yasaklamayı değil, sınırlamayı ifade ettiği savunuluyor. Aslen Yönetmelik, “Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamaz. Kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamaz. Ödeme hizmeti sağlayıcıları, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir şekilde iş modelleri geliştiremez, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunamaz. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemez.” sözleriyle, Türkiye Cumhuriyeti içerisinde kripto varlıkların ticari faaliyetlerde kullanılamayacağını açıkça ortaya koyuyor. Diğer yandan, Yönetmeliğin yayımlanmasından sonra bir açıklama yapan Merkez Bankası ise “Kripto varlıklar herhangi bir düzenleme ve denetim mekanizmasına tabi olmaması, merkezi bir muhatabın bulunmaması, piyasa değerlerinin aşırı oynaklık göstermesi, anonim yapıları nedeniyle yasa dışı faaliyetlerde kullanılabilmesi, cüzdanların çalınabilmesi veya sahiplerinin bilgileri dışında usulsüz olarak kullanılabilmesi ile işlemlerin geri dönülemez nitelikte olması gibi nedenlerle ilgili taraflar açısından önemli riskler barındırmaktadır. Son dönemde, söz konusu varlıkların ödemeler alanında kullanılmasına ilişkin çeşitli girişimlerin oluşmaya başladığı gözlenmiştir. Bu varlıkların ödemelerde kullanılmasının, bahsedilen sebeplerle işlemin tarafları açısından telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratma ihtimali bulunduğu ve bu alanda mevcutta kullanılan yöntem ve araçlara karşı güven zaafiyeti meydana getirebilecek unsurlar içerdiği değerlendirilmektedir.” ifadeleriyle, Yönetmeliğin kripto varlık piyasalarına bir sınırlama getirme amacında olduğunu söylüyor. TCMB’ye göre kripto varlıklar; herhangi bir denetim mekanizmasına tabi olmaması, merkezî bir muhatabının olmaması, volatilitesinin yüksek olması, yasa dışı faaliyetlerde kullanılabilmesi ve telafisi mümkün olmayan mağduriyetler yaratma olasılığı nedeniyle önemli riskler barındırıyor. Dolayısıyla TCMB, bu düzenlemeyle, kripto varlıkların bir ödeme aracı olarak TL’nin yerine geçmesini önlemeye çalışıyor. Fakat küreselde Paypal, Tesla, Mastercard gibi şirketler kripto paraları ana akım bir yatırım ve ödeme aracı olarak kabul etmeye başlamayı planlıyor. Royal Motors ise geçtiğimiz günlerde, Türkiye’de kripto para ile ödeme kabul eden ilk otomobil şirketi olacağını açıklamıştı.

YASAK MI? SINIRLAMA MI?

Aposto! platformunda 19 Nisan 2021 tarihinde gönderilen “Kriptonun geleceği, ‘merkezde’ mi?” başlıklı bülteninde yer alan Nurefşan Kutlu imzalı “Kriptoda düzenleme: Yasak mı, sınırlama mı?” başlıklı makale de incelenen Yönetmeliğin 30 Nisan 2021 tarihinden sonra hangi gelişmelere neden olabileceği, halen medyada tartışılmaya devam ediliyor. Nurefşan Kutlu, “Kriptoda düzenleme: Yasak mı, sınırlama mı?” başlıklı makalesinde konuyu incelerken, “Birkaç saat içinde 30 binden fazla tweet atan kullanıcıların birçoğu, daha önce Hindistan ve Nijerya’da olduğu gibi Türkiye’de de kripto paraların kullanımının yasaklandığına dair yanlış bir algıya kapıldı. Halbuki, TCMB’nin bu hamlesi kripto para alım satımlarından ziyade kripto paraların ev, araba, hatta bir kahve almak için bir ödeme aracı olarak kullanılmasının önüne geçmeyi hedefliyor.” sözlerine yer veriyordu. Gerçekten de kripto varlık borsalarına yönelik bir düzenleme, Türkiye’de 2017’den beri beklenen, kripto varlık camiasında da sıklıkla dile getirilen bir gelişme. Bitcoin’in 2017 sonundaki ilk rallisinde Türkiye’de bir anda sayıları 50’ye yaklaşan kripto para platformlarının birçoğunun teknik problemler yaşaması, Bitcoin fiyatları düştüğünde ise ortada ciddi mağduriyetler yaşayan yatırımcılar ve bir anda büyüyen bir ekosistem kalmış olması, bu beklentiyi tetikleyen en önemli gelişme olarak gösteriliyor. Beklentilerin aksine o günden bugüne, Türkiye’de kripto varlıklarla ilgili kapsamlı bir düzenleme yapılmadı. Sektörde son bir yılda yaşanan hızlı büyüme ise düzenleyici kurumların ajandasında kripto varlıkların öne çıkmasına neden oldu.

DÜNYADA DÖRDÜNCÜ SIRADAYIZ

Nurefşan Kutlu, makalesinde kripto varlıklara yönelik önemli verileri de paylaşıyor. ABD merkezli araştırma şirketi Chainanalysis’e göre, Şubat ayı ile 24 Mart arasındaki dönemde Türkiye’de kripto paraların işlem hacmi 218 milyar TL’yi geçmiş. Bu rakam, geçen yıl 7 milyar TL civarındaydı. Türkiye, hâlihazırda yüzde 16 işlem hacmiyle tüm dünyada nüfusa oranla en çok kripto para kullanan dördüncü ülke konumunda bulunuyor. Bu da TCMB'nin yatırımcı mağduriyetleri konusundaki endişelerini arttırıyor. Bu kapsamda, son aylarda kripto varlık sektörüne dair düzenleyici kurumlardan gelen açıklamaların giderek artması da regülasyonun yakın olduğuna dair inançları güçlendirmişti. Mart ayında bir televizyon programına katılan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, “Kripto paralarla ilgili büyük kaygıları olduğunu” ve bir bakan yardımcısını Bitcoin konusunda görevlendirdiğini belirtmişti. Nisan ayı başında ise Hazine ve Maliye Bakanlığı, ülkede faaliyet gösteren kripto para borsalarına kullanıcı bilgilerini talep eden bir bildirim gönderdi. Birçok kişinin dijital paralara vergi geleceğine dair yorumlarda bulunmasına sebep olan bu hamle karşısında bakanlık, “Alım satım faaliyetlerini incelemek Mali Suçları Araştırma Kurulu’nun (MASAK) görev ve yetkisi içindedir” açıklamasında bulunmuştu. TCMB’nin düzenlemesi, MASAK’ın bu hamlesinden yaklaşık iki hafta sonra geldi.

REGÜLASYON NASIL OLMALI?

TCMB’nin yayımladığı düzenleme, kripto para platformlarında yapılan alım satım işlemlerini yasaklamıyor; ancak kripto paraların herhangi bir ürün ya da hizmet alımında ödeme aracı olarak kullanılmasını engelliyor. Peki, bu ne demek? Küresel çapta kripto paraların günlük hayatta kullanımı, PayPal gibi kripto para alım satımlarında aracılık eden ve iş modellerini kripto varlıkları kapsayacak şekilde geliştiren ödeme hizmetleri şirketleri sayesinde giderek yaygınlaştı. Yani, artık dünyanın birçok yerinde sabah kahvenizi alırken ödemenizi Bitcoin ile yapmanız mümkün. TCMB’nin düzenlemesi ise Türkiye’de en azından yeni bir düzenleme gelene kadar kripto paralarla herhangi bir satın alma işlemini yasaklıyor. Öte yandan, ödeme hizmeti veren şirketler, kripto para borsalarına ya da bu borsalardan yapılacak para transferlerine de aracılık edemeyecek. Türkiye’de kripto para borsalarında yapılan para transferlerinin çoğu bankalar aracılığıyla yapılıyor; ancak son dönemde birçok kripto para borsası bankalar haricinde finansal teknoloji şirketleriyle de çalışmaya başlamıştı. Şirketler, düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle birlikte bu iş birliklerini bitirmek durumunda kalacaklar. Bu konuda Nurefşan Kutlu, makalesinde, Avusturya merkezli kripto para platformu Bitpanda’nın Türkiye ve MENA Genel Müdürü Elbruz Yılmaz görüşlerine de yer veriyor. Yönetmeliğin yayımlanmasıyla birlikte, ödeme kuruluşları iyi bir alternatif olmasına rağmen kendi platformlarında transferlerin çoğunun bankalar aracılığıyla gerçekleştiği ve bankalara yönelik bir kısıtlama olmadığı için kendileri açısından değişen pek bir şey olmadığını söyleyen Elbruz Yılmaz, “Düzenlemeyi TCMB'nin yatırımcıları korumak adına getirdiği bir sınırlama olarak görebiliriz. Tabii ki bu durum, fintek ekosisteminin gelişimini olumsuz etkileyecektir.” değerlendirmesinde bulunuyor. Aslen, kripto varlık sektöründeki kuralların belirlenmesi sadece politikacıların değil kripto para borsalarının da talepleri arasında yer alıyor. Çünkü yasal düzenleme eksikliği, sektörde güven problemi yaratırken ekosistemin büyümesinin önündeki en büyük engellerden birini de oluşturuyor. Kripto para borsalarının talepleri basit: Yatırımcıları korumak adına sermaye zorunluluğu, bu işi yapacak kişilerde belirli şartların aranması, “Müşterini Tanı” (Know Your Customer-KYC) ve “Kara Para Aklanmasının Önlenmesi” (Anti-Money Laundering-AML) gibi basit güvenlik önlemlerinin alınması. Elbruz Yılmaz, Türkiye’de regülasyonun kaçınılmaz olduğunu belirtirken, “Yalnız düzenlemeyi tek bir kurumun yapması mümkün değil. Hazine ve Maliye Bakanlığı liderliğinde; TCMB, MASAK, SPK ve BDDK’nın birlikte çalışması gerekiyor. Böylece, vergilendirme, güvenlik, lisans ve teknik konuların hepsini kapsayan bir düzenleme ortaya çıkacaktır.” diyor. Öte yandan, regülasyonu hazırlarken dünyadaki örnekleri dikkate almak, kripto paraların tanımını ve kapsamını açık bir şekilde yapmak ve kripto varlıkların kullanım alanlarını da belirlemek gerekiyor.

MAYIS AYINDAN İTİBAREN NE OLACAK?

Medyada bu tartışma sürerken, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Cemil Ertem, Reuters'a yaptığı açıklamada, kripto paralara ilişkin daha fazla düzenlemeye gidileceğini, ilgili birimlerin gerekli hazırlığı yaptığını vurguladı. Dolayısıyla, önümüzdeki günlerde kripto paralarla ilgili yeni düzenlemelere hazırlıklı olmak gerekiyor. Ödeme kuruluşları açısından, yeni bir düzenleme olmaması durumunda şimdilik Türkiye’deki hiçbir şirket kripto ödemelerine aracılık edemeyecek ve şirketler en azından kısa vadede stratejilerini değiştirmek zorunda kalacak gibi duruyor.