Bazı alt sektörlerimizde üyelerimizden yurt dışı fiyat teklif taleplerinin yavaş da olsa artmaya başladığı haberlerini alıyoruz. bu elbette ki işlerin tamamen rayına girdiği anlamına gelmiyor. ancak geleceğe dönük umutlarımızın canlı kalmasını sağlıyor.
Dünya pazarlarının yavaş yavaş hareketlenmeye başladığını gözlemliyoruz. Dow Johns Endeksinin uzun bir aradan sonra psikolojik 10000 puan sınırını geçmesi ve ülkemizde de İMKB’nin 50000 puan üzerine çıkması, akılları yeniden karıştırmaya başladı. Kriz öncesi çokça vurgulanan “balon” yeniden mi ortaya çıkıyor diye düşünüyoruz. Bu sezgimizi güçlendiren ise Brezilya’nın ülkeye girecek olan “sıcak parayı” vergilendireceğini belirtmesi oldu. Dünya piyasalarında ortaya çıkmakta olan finansal gelişmeleri, reel sektörün ana unsuru olan makine imalat sanayii olarak ihtiyatla gözlemliyoruz. Çünkü piyasada finansman imkânının ortaya çıkması doğal olarak mal talebini de etkileyecektir. Sonuçta mal talebi, üretim ve yatırım için makineye olan ihtiyacı da olumlu etkileme potansiyeline sahiptir. Bazı alt sektörlerimizde bunun ön sinyali olarak üyelerimizden yurt dışı fiyat teklif taleplerinin yavaş da olsa artmaya başladığı haberlerini alıyoruz. Bu elbette ki işlerin tamamen rayına girdiği anlamına gelmiyor. Ancak geleceğe dönük umutlarımızın canlı kalmasını sağlıyor.
Krizden ayakta kalarak çıkmaya çalışan makine imalat sanayimiz için biz de çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Öncelikle işbirliği ve sinerjimizi daha etkin hale getirmek için ülkemizi karış karış dolaşmaya başlıyoruz. “Anadolu Toplantı ları” adını verdiğimiz organizasyonumuza ilk olarak Konya’dan başlıyoruz. Bütün ülkelerin kendi ürünlerini gönüllü olarak kullandıkları günümüzde biz ülkemiz sanayicisinin milli sermaye ve alın terimizle imal ettiğimiz makinelerimizi kullanmalarını bekliyoruz. Artık ülke olarak hesabımızı iyi yapmak zorundayız. Ülkemizde kalacak her kuruş ülkemiz insanlarının refahını artıracaktır. Aksi haldeduran üretim, işsiz kalmış çalışan, sermayesini tüketmiş sanayici, vergi tahsil edemeyen Devlet olarak hepimiz fakirleşeceğiz. G 20 üyesi olmuş ve 2023 yılında 500 milyar dolar ihracat hedef olan bir ülkenin fertleri olarak, bu günkü üretim ve ihracat rakamlarımızın bizi tatmin etmediğini açık yüreklilikle ifade etmeliyim. Dışarıda savaşırken kendi evimizi sağlama almamız gerekiyor ki gözümüz arkada kalmasın. Çocuklarımızı dünya ulusları önünde başı şimdikinden daha dik gezdirmek istiyorsak ileri teknolojiyi de ülkemizde üretmek zorundayız. Bunun için de planlarımızı hazırlıyor stratejimizi belirliyoruz. Büyük ülkemizin çok daha büyük potansiyeli olduğunu biliyor ve onu hayata geçirmek için çalışıyoruz.