İklimlendirme sektörü 2023 yılında 25 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor diyen İS KİD Yönetim Kurulu Başkanı Naci Şahin..
İklimlendirme sektörü 2023 yılında 25 milyar dolar ihracat yapmayı hedefliyor diyen İS KİD Yönetim Kurulu Başkanı Naci Şahin, hedefler doğrultusunda başta MTG olmak üzere ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla ortak çalışmaların sürdüğünü söyledi.
Makine Sanayii Sektör Platformu (MSSP) üyesi dernek, birlik ve diğer sektörel kurumları tanıtarak yönetim kurulu başkanlarından; dernek faaliyetleri ve sektörün gelecek hedefleriyle ilgili bilgi almaya devam ediyoruz. Mayıs sayımızda İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) Yönetim Kurulu Başkanı Naci Şahin ile bir araya geldik.
İklimlendirme, Soğutma, Klima İmalatçıları Derneği’nin (İSKİD) kuruluş amaçlarıyla ilgili bilgi verir misiniz?
İSKİD, klima ve soğutma sektörünün önde gelen firmalarının çabalarıyla 1993 yılında kuruldu. Derneğimiz; üyeleri arasında işbirliği, dayanışma ve bilgi alışverişini sağlamayı amaçlıyor. Üyelerimizin; mali, hukuki, idari, teknolojik, imalat, ithalat ve ihracatla ilgili sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Sektörde oluşabilecek haksız rekabet ve Türkiye’ye zarar verebilecek uygulamalara karşı önlemler alınmasını sağlayarak, klima üreticileriyle tüketicilerinin haklarını yurt içi ve yurt dışında koruyoruz. Türkiye’nin 1950’li yıllarda tanıştığı klima ve soğutma sektörü gelişimini sürdürüyor. Dernek olarak bu gelişmenin daha sağlıklı sürdürülebilmesi içinçalışmalar yapıyoruz. Türkiye’deki iklimlendirme, soğutma, klima pazarını geliştirerek, çevreye duyarlı teknolojilerle daha iyi noktalara taşımayı hedefliyoruz.
Derneğinizin üye yapısından bahseder misiniz?
Üyelik başvurularında; klima, soğutma cihazları ve komponentlerden en az birini yurt içinde imal etme veya uluslararası markanın Türkiye temsilciliğini üstlenme zorunluluğu getirdik. Ayrıca üye firmaların ürün ve imalat ile ilgili; ISO, CE, TSE gibi bazı belgelere sahip olması, sektör iş etiği ilkelerini imzalaması gerekiyor. İSKİD’in 2013 itibariyle 93 üyesi bulunuyor. Alanlara göre dağılım yaptığımızda; bireysel klimada 22, merkezi klimada 37, proses ve ticari soğutmada 29 farklı firma derneğimize üyedir. İSKİD çatısı
altında faaliyet gösteren üye firmalar mevcut iş potansiyeli açısından Türkiye merkezi ve bireysel klima pazarının yüzde 80-90’lık kısmına hakimdir.
Sektörünüzün ihracat yapısı ve üyeniz olan sanayi kuruluşlarının ihracata yönelik çalışmalarını konusunda aktaracaklarınız nelerdir?
Türkiye iklimlendirme sektörünün tahmini pazar büyüklüğü 11 milyar dolar seviyesindedir. 2011 yılı verilerine göre Türkiye iklimlendirme sektörü 300 bin kişiyi istihdam ediyor ve 3,8 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyor. Türkiye olarak bireysel klima sektöründe dünyada yüzde 2,5, Avrupa’da yüzde13’lük pazar payına sahibiz. 10 yılda 7 katlık büyüme oranı yakaladık. Bireysel klima pazarının büyüklüğü açısından Avrupa’nın ilk üç ülkesi arasındayız. Dünyada ısıtma, soğutma ve havalandırma cihazlarına olan talep gün geçtikçe artıyor. Kalifiye iş gücü, teknoloji, jeostratejik konum, nüfus ve Türk girişimcilerinin kendine duyduğu güven sektörümüzün önemli avantajlarıdır. Avantajların değerlendirilebilmesi ve gerekli desteğin sağlanması durumunda Türk iklimlendirme sektörünün, 2023 yılında 25 milyar dolarlık ihracatı ve 35 milyar dolarlık iç piyasa büyüklüğü ile toplamda 60 milyar dolarlık bir pazar hacmine ulaşacağını düşünüyoruz. İSKİD ihracatın geliştirilmesi yönünde çeşitli projeleri hayata geçirdi. Türk klima ve soğutma sektörünün uluslararası pazarlarda etkinliğinin artması için 2003 yılında Dış Satım Komisyonu’nu (DSK) kurdu. DSK, üye firmaların ve sektörün mevcut kalite ve kapasitesini ihracata yöneltebilmesi için çalışmalarını sürdürüyor.
Ürün imalat, ithalat, satış ve ihracat bazında, yıllık istatistikleri 1994 yılından bu yana hazırlıyor ve sektörle paylaşıyoruz. Klima ihtisas fuarlarının tüketici ve firmalar açısından verimli hale getirilmesi için, sektörümüzdeki diğer sivil toplum örgütleriyle de ortak çalışmalar yaptık. Sektörü temsil eden dört ayrı dernek ve vakfının desteklediği, iki yılda bir İstanbul’da düzenlenen ISK-SODEKS Fuarı bu çalışmalardan biridir. Sivil toplum örgütlerinin başarılıişbirliği neticesinde ihtisas fuarımız dünya çapında büyüklüğe ve tanınırlığa ulaştı. Uluslararası arenada Türk markalarıyla firmalarının bilinirliliği arttı. EUROVENT’e (Avrupa Soğutma ve Havalandırma Cihazı Üreticileri Derneği) üye olarak, Türk iklimlendirme sektörünün Avrupa Birliği ile bütünleşmesi yolunda önemli bir adım atıldı. Türkiye artık önemli ürünlerde Eurovent Sertifikası’na sahip olan ülkeler arasında yer alıyor. İhracat için önemli olan Eurovent Sertifikası’nı edinmek isteyen üyelerimize konuyla ilgili bilgi veriyor ve başvurularına aracılık ediyoruz.
Derneğimizin; anketlerle belirlenen hedef ülkelerin pazarını ve ithalat prosedürlerini araştırmak, hedef ülkelerde basın ve fuarlar yoluyla Türk soğutma ve klima mamullerini tanıtmak, imajını artırmak, önemli yurt dışı fuarlara ile sektörün firmalarının mümkünse milli katılım dahilinde iştiraklerini sağlamak yönünde çalışmaları bulunuyor. Almanya, Fransa ve Rusya’ya özel araştırmalar yapıldı ve hazırlanan raporlar üyelere sunuldu. Almanya, Fransa, Rusya, İtalya, İspanya, Romanya, Yunanistan, Suriye, Çin ve diğer ülkelerdeki sektörle ilgili fuara yönelik çalışmalarda bulunuldu. Dış Satım Komisyonu 2009 yılından bu yana İngilizce ve Rusça olarak ISKID ACV&R Journal of Turkey Dergisi’ni yayımlayarak yurt dışında dağıtıyor. Yurt içi ve yurt dışı fuarlarda tanıtım çalışmalarının daha etkili olması için üye firmaları tanıtıcı broşürler hazırlandı. İSKİD’in ilişkide olduğu yabancı dernekler; VDMA (Almanya), AHRI (ABD), FETA (İngiltere), KRAIA (Kore), CAR ve CRAA (ÇHC), AIACRA (Hindistan), ISHRAI (İran), Pakistan HVACR Society olarak sıralanabilir.
Sektörün sorunlarının çözümü noktasında ne tür adımlar atılmalı?
Türk iklimlendirme soğutma ve klima sektörü açısından; nitelikli iş gücü, Ar-Ge, enerji verimliliği, ölçek ekonomisi, sermaye, Uzakdoğu rekabeti, yan sanayilerin geliştirilmesi, piyasa denetimi ve ÖTV öncelikle ele alınması gereken konulardır. Bu konuları şu şekilde özetleyebiliriz: Nitelikli İş Gücü: İş hacminin büyümesiyle istihdamda artıyor. Ancak sektörümüzde nitelikli iş gücü arzı yeterli düzeye ulaşamadı. Sivil toplum örgütleri teknik eleman ihtiyacının karşılanması için meslek içi eğitimler düzenlemenin yanında, meslek lisesi ve yüksek okul sayılarının artırılması için girişimlerde bulunuyor. Eğitimkurumlarıyla sürdürülen görüşmeler neticesinde YTÜ Makine Fakültesi’nde İklimlendirme Ana Bilim Dalı açıldı. Öğrencilerinin tamamına şartsız burs sağlamak için Sektör Platformu, İSKİD, ISKAV ve diğer STK’lar çalışmalarını sürdürüyor. Ar-Ge: Küreselleşmenin getirdiği pazar ve rekabet şartlarında özellikle yurt dışı rakiplerle rekabet edebilmek, ihracatı artırabilmek için Ar-Ge ve Ür-Ge konusunda belirli seviyeye ulaşılması gerekiyor.
Ar-Ge mühendislik açısından önem arz ediyor. Sektörümüzün eğitim seviyesi yüksek olmasına karşın, firmalarımız Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarına maddi kaynak ve nitelikli personel ayırmakta zorlanıyor. Ar-Ge konusunda sunulan destekler maalesef KOBİ ölçekli firmalarımıza yarar sağlamıyor. Bu durum uluslararası rekabette sektörümüzü zora sokabilir. Ar-Ge desteklerinin KOBİ düzeyinde yaygınlaştırılması ve ilgili prosedürlerin kolaylaştırılarak firmaların desteklenmesi önemlidir. Enerji Verimliliği: Enerji verimliliği açısından şartlar iyileşiyor, farkındalık düzeyi gelişiyor. AB mevzuatındaki yenilikler ülkemize uyarlandıkça enerji verimliliği konusunda ilerleme kaydediyoruz. Fakat bazı temel sorunlara çözüm bulmakta zorlanıyoruz. Müşterilerimiz önem vermediğinden ya da ilk yatırımda farkı ödeme gücü bulunmadığından düşük verimli ürünleri tercih ediyor. Ayrıca Binaların Enerji Performansı Yönetmeliği’ne göre enerji etiketini belirleyecek olan ulusal BEP TR yazılımı hala randımanlı kullanılamıyor.Ölçek Ekonomisi: Küresel rekabette küçük ölçekli firmalar zor durumlara düşebiliyor. KOBİ düzeyindeki firmalarımızın rekabet edebilmesi için belli bir büyüklüğe erişmeleri gerekiyor.
Bu tip firmalar ürün yelpazesini genişletmek yerine, daha az sayıda üründe uzmanlaşmayı tercih etmeli. Birleşme, küme oluşturma gibi çözüm yöntemleri, ülkemizde fazla rağbet görmüyor. Uzakdoğu Rekabeti: Ürünlerin fiyatı konusunda Çin ile rekabette zorlanmamıza karşın, başarılı olduğumuz kanaatindeyim. Düşük fiyatlı ürünler sunabilmek için verimli çalışmak, rekabet edebilmek için de kalite, servis, hız gibi fiyat dışı alanlara odaklanmak gerekiyor. Piyasa Gözetimi ve Denetimi: AB mevzuatına geçmeyi hedefleyen ülkemizde bazı denetim mekanizmaları kaldırıldı. AB’ye bağlı ülkelerde de bu tip mekanizmalar yerine “Piyasa Gözetimi ve Denetimi” işlevseldir. Ülkemizde sistemin tam anlamıyla uygulanamıyor. Farklı konuda gerekli teknik incelemeleri yapabilecek laboratuvar altyapımız eksik.
ESSİAD ve TSE ihtiyaç duyulan laboratuvarı kurmaya çalışıyor. Özel Tüketim Vergisi: Soğutma içeren klima santrallerinde ve Fan-Coil cihazlarında halen ÖTV uygulanıyor. ÖTV yatırımcı için ağır bir yük oluşturuyor ve söz konusu ekipmanlarda kısıntıya gidiliyor. Aslında bu ürünler bireysel kullanıma yönelik split klima cihazlarından farklı olarak endüstriyel ürün kapsamındadır. Günümüzün yüksek katlı, açılır penceresi olmayan binalarda, alış veriş merkezleri ve hastane gibi toplu yaşam alanlarında klima santrallerinin kullanılması zorunluluk haline geldi. Geçmiş yıllar ile karşılaştırdığımızda, klima santralleri ve Fan-Coil cihazlarının öneminin artığını görüyoruz. Lüks malzeme niteliğinde olmayan klima santrali ve Fan-Coil cihazlarından ÖTV’nin gümrük tarife pozisyonunun değiştirilerek kaldırılması yoluyla, sektörümüzün iş hacminin artması sağlanabilir. Soğutma santrallerinde ÖTV kaldırılmasa bile haksız rekabeti engellemek için ısıtma ve soğutma ürünlerindeki ÖTV eşitlenmelidir.
Yeni teşvik sistemine bakışınızı öğrenebilir miyiz?
Her alanda hızlı bir değişimin yaşandığı günümüzde, ülkeler kendi refah seviyelerini yükseltmek istiyor. Özellikle gelişmekte olan ülkeler eğitim ve ekonomi alanlarında ilk sıralara yükselme mücadelesi veriyor. Bu mücadelenin ana öğesini ve kalkınmanın temelini hiç şüphesiz teknoloji üretebilen ve bilgiye sahip olan yüksek seviyede eğitilmiş bireyler oluşturuyor.
Üniversiteler eğitim ve öğretim hizmetleri verme yanında çeşitli alanlarda araştırmalar yapıyor. Araştırmaların çoğunluğu temel konular üzerine yoğunlaşıyor. Yürütülen uygulamalı araştırmalar ise sanayinin problemlerine pratik çözümler getiriyor. Üniversiteler bir yandan eğitim-öğretim faaliyetleri ile sanayinin ihtiyaç duyduğu Ar-Ge personelini yetiştiriyor, diğer yandan da araştırma yaparak sanayinin ihtiyaç duyacağı alanlarda bilgi üretmeye çalışıyor. Ülkelerin kalkınmışlık düzeyini, o ülkedeki sanayinin gelişmişlik düzeyi belirliyor. Ülkedeki sanayi dışa bağımlı olmadan, ihtiyaç duyduğu teknolojileri üretebiliyorsa, küreselleşen dünya pazarındaki rekabet şansını da yükseltiyor. Sanayinin teknoloji üretebilmesi için gerekli bilgiye kolayca ulaşabilmesi sağlanmalıdır. Bu da ancak güçlü bir üniversite-sanayi işbirliği ile mümkündür.
Bilim insanları yetiştiren üniversiteler ülke kalkınmasındaki görevlerini yerine getirirken, sanayinin de mali kaynak yönünden destek vermesi gerekiyor. Böylece üniversiteler gelişirken, sanayi daha bilgili kadrolara sahip olacak ve dolayısıyla üretilen malın kalitesi artarken, maliyetleri düşecektir. Üniversite bütçelerinin bir kısmının sanayiye dönük projelerden sağlanması için gerekli kanun ve yönetmeliklerin çıkarılması, üniversitelerin sanayi ile işbirliğine yönlendirilmesi gerekiyor. Bunun için üniversite bünyelerinde işletmelerin genel sorunlarını tespit edebilecek ve anında çözüm getirebilecek, özel sorunlarıyla ilgili projeler üretebilecek ve gerekli finans kaynaklarını sağlayacak ofisler kurulmalıdır. Bu ofisler, üniversitesanayi işbirliğini koordine edecek ve yürütecek bir işletme gibi görülebili Benzer bir çalışma yapan TÜBİTAK, Teknoloji Transfer Ofisleri Destekleme Programı başlattı. TÜBİTAK’ın desteğiyle üniversiteler bünyesindeki mevcut Teknoloji Transfer Ofisleri’nin güçlendirilmesi, Teknoloji Transfer Ofisleri bulunmayan üniversitelerin ise bu ofisleri kurmaya teşvik edilmesi amaçlanıyor. İSKİD bünyesinde faaliyet gösteren Üniversite Sanayi İşbirliği ve Burs Komisyonu bu yönde çalışmalarını sürdürüyor.
Makine Tanıtım Grubu’nun gerek yurtiçi gerekse de yurt dışı çalışmalarını nasıl buluyorsunuz?
Ülkemiz açısından Türk makine sektörünün gelişiminin sürmesi, dışa bağımlılığımızı azalttığı gibi 2023 ihracat hedeflerine ulaşmamıza da katkı sağlıyor. İSKİD olarak, Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği ve Makine Tanıtım Grubu (MTG) ile işbirliği içindeyiz. MTG, yurt içi ve yurt dışı çalışmalarıyla makine sektörünün etkin bir şekilde tanıtılması ve imajının geliştirilmesi yönünde faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. MTG yönetiminin ve Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği’ndeki ilgili kişilerin özverili çalışmalarını takdir ediyoruz. Hedefi olan, iyi planlanmış ve profesyonelce yürütülen MTG faaliyetlerini İSKİD olarak destekliyoruz. Dernek özelinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda da MTG’den destek alıyoruz. Makine sektöründeki tüm branşları kapsayacak şekilde planlama yapma zorluğu yaşamalarına rağmen sektörümüze sağladıkları önemli katkılar için yetkililerine teşekkür ediyoruz.