ÇELİK SEKTÖRÜ, TÜRKİYE’NİN SERAGAZI EMİSYONLARININ YAKLAŞIK YÜZDE 10’UNDAN SORUMLU VE BU SEKTÖRÜN DÖNÜŞÜMÜ, 2053 YILI NET SIFIR HEDEFİNE ERİŞİMDE KRİTİK ÖNEME SAHİP. TÜRKİYE’DE SANAYİNİN KARBONSUZLAŞMA SÜRECİNİN KURUMSALLAŞMA AŞAMASINDA OLDUĞUNU GÖSTEREN YENİ BİR RAPORUN SONUÇLARINA GÖRE İSE SÜRECİ BELİRLEYEN GELİŞMELER, ULUSAL BİR İKLİM VE SANAYİ POLİTİKASINDAN ZİYADE AVRUPA BİRLİĞİ DÜZENLEMELERİ VE DIŞ TİCARETTE REKABETÇİLİĞİ KORUMA GİBİ DIŞSAL FAKTÖRLERE BAĞLI.

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM), Türkiye Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşması projesi kapsamında “Politika ve Aktör Analizi” raporunu yayımladı. Çelik üreticileri, kamu kurumları ve üretim zincirinde yer alan diğer aktörlerle yapılan görüşmelere dayanan rapor; katma değeri yüksek, düşük karbonlu, çevresel ve toplumsal etkileri gözeten bir üretim modeline geçişte sektörün temel sorunlarını irdelerken somut çözüm önerileri de sunuyor. Rapora göre, dönüşüm sürecini hızlandıracak üç temel unsur “Sektörel yeniden yapılanma ve modernizasyon planı”, “Bağlayıcı azaltım hedefleri ve çok aktörlü bir sorumluluk çerçevesi” ve “Kamu desteklerinin sera gazı azaltım hedefleriyle ilişkilendirilmesi” olarak belirlenmiş. Türkiye’nin sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 10’undan sorumlu olan çelik sektörünün dönüşümü, 2053 yılı net sıfır hedefine erişimde kritik öneme sahip. 2022’den bu yana Türkiye’de çelik sektörünün dönüşümünü destekleyen çalışmalar yürüten İPM, son raporu “Türkiye Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşması: Politika ve Aktör Analizi” ile dönüşüm sürecini hızlandıracak politika ve kurumsal müdahale önerilerini tartışmaya açıyor. Çalışma, seçilmiş alanlarda ham çelik üreticileri ve kamu idaresinin ilerleme performansına dair bir değerlendirme de içeriyor.

DÖNÜŞÜM ÇEVRESEL VE TEKNOLOJİK GELİŞİM FIRSATI OLABİLİR

Çalışmaya göre, Türkiye’de sanayinin karbonsuzlaşma süreci kurumsallaşma aşamasında bulunuyor. Bu süreci belirleyen gelişmeler ise ulusal bir iklim ve sanayi politikasından ziyade, AB düzenlemeleri ve dış ticarette rekabetçiliği koruma gibi dışsal faktörler olarak öne çıkıyor. Buna rağmen sektörde çalışanlar ve temsilcilerle yapılan görüşmeler, kabronsuzlaşmanın, uyum zorunluluğunun ötesinde çevresel ve teknolojik gelişim fırsatı olabileceği şeklinde de değerlendiriliyor.

“EN BASİT ÇEVRESEL YATIRIMLARDAN DAHİ KAÇINILDIĞINI GÖRÜYORUZ”

Bu potansiyelin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirten Proje Koordinatörü Dursun Baş, “Çelik sektöründe karbonsuzlaşma yönünde güçlü bir motivasyon var. Ancak, bugün en basit çevresel yatırımlardan dahi kaçınıldığını görüyoruz. Bu durum, denetim ve düzenleme eksiklikleriyle birleşince, sektörün ‘yeşil çelik’ ya da ‘net sıfır’ hedeflerinin söylemde kalma riskini artırıyor. Gerçek bir dönüşüm için bağlayıcı düzenleyici çerçeveler, etkin denetim mekanizmaları ve güçlü bir kamusal irade şart. Türkiye’nin 40’tan fazla ham çelik tesisini kapsayan ulusal bir yeniden yapılandırma ve modernizasyon planını 53 • AĞUSTOS 2025 hayata geçirmesi daha fazla ertelenmemeli.” diyor. Dönüşümün sadece üreticilerin sorumluluğunda olamayacağını da belirten Baş, yapısal sorunlara yönelik kapsayıcı ve tutarlı bir yol haritasına ihtiyacı vurguluyor. Baş; sektöre yönelik çerçeve iklim politikası ve azaltım hedefinin eksikliği, entegre çevre izin ve bilgi sisteminin yokluğu, kamu-özel sektör iş birliği mekanizmaları ve finansman araçlarının yetersizliği, fosil yakıt bağımlılığı, düşük karbonlu çelik tanımının olmaması, çevre yatırımlarının yetersizliği ve toplumsal ilişkilerin zayıflığı öncelikli ele alınması gereken konular olduğunu belirtiyor. Analize göre çelik sektöründeki dönüşümü hızlandıracak 10 politika önerisi ise şöyle sıralanıyor: • Çelik sektöründe ulusal yeniden yapılandırma ve modernizasyon planı hazırlanmalı: Türkiye genelinde sayısı 40’ı aşan ham çelik üretim tesislerinin kaynak yoğun ve düşük katma değerli üretim yapısı ve bu yapının oluşturduğu çevresel ve toplumsal maliyetlerin büyüklüğü dikkate alınmalı ve kapsamlı ve önceliklendirilmiş bir ulusal yeniden yapılandırma ve modernizasyon planı ivedilikle hayata geçirilmeli. • Çelik sektöründe dönüşüm için çok aktörlü ve tedarik zinciri odaklı bir sorumluluk yapısı geliştirilmeli: Sektörel üretimi mümkün kılan girdiler kaynaklı sera gazı emisyonu azaltımında somut hedefler oluşturulmalı. Çelik sektöründe mevcut teknolojileri kullanarak düşük karbonlu üretime geçişin önünde başlıca iki yapısal engel, elektrik üretiminin fosil yakıt bağımlılığı ve kaliteli çelik hurdası tedarikinde yaşanan arz sorunlarıyken, bu sorunların çözümünde azaltım odaklı sanayi-enerji-çevre ve girdi politikaları geliştirilmeli. • Kamu kesiminde iklim politikası mimarisi ve kurumsal görev tanımları gözden geçirilmeli: Çelik sektörünün karbonsuzlaşmasını destekleyecek bağlayıcı ve sektörel ihtiyaçlara göre yapılandırılmış bir iklim politikası mimarisi oluşturulmalı. Çevre, sanayi ve enerji politikalarının eşgüdüm içinde çalışacağı bir yönetişim sistemi kurulmalı. • Sanayi Karbonsuzlaşma Politikası ve Yol Haritası oluşturulmalı ve sanayi sektörünün karbon bütçesi tanımlanmalı: Çelik sektörünün yıllık karbon bütçesi ve 2030-2050 hedefleri net şekilde belirlenmeli; sanayi ve enerji sektörlerindeki kalkınma planlamaları bu hedeflerle uyumlu hale getirilmeli. TÜBİTAK Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası-Demir Çelik Sektörü Belgesi sektörün ihtiyaçlarına gözetilerek revize edilmeli. • Kirletici endüstriyel emisyonlarının yönetimi için entegre çevre izin ve bilgi sistemi kurulmalı; mevcut en iyi tekniklerin acilen uygulanması yasal güvenceye kavuşturulmalı: AB Endüstriyel Emisyonlar Direktifi standartlarını dikkate alan entegre izin süreci ile ürünler için ekotasarım uygulamalarını hayata geçirecek kurumsal yapılanma ve düzenlemeler oluşturulmalı. • Sanayide karbonsuzlaşmayı yönlendirecek çok paydaşlı bir platform kurulmalı; kamu destekleri azaltım taahhütleriyle ilişkilendirilmeli: Çelik sektöründe yüksek maliyetli teknolojik dönüşüm yatırımlarını desteklemek, sektörler arası koordinasyonu güçlendirmek ve sanayide karbonsuzlaşmayı planlı bir şekilde yönlendirmek amacıyla çok aktörlü bir Sanayide Karbonsuzlaşma Platformu oluşturulmalı. • Düşük karbonlu çeliğe yönelik ulusal tanım, ölçütler ve standardizasyon sistemi oluşturulmalı: Çelik sektöründe düşük karbonlu üretimi teşvik etmek ve pazarda bu ürünlere yönelik güvenilirlik sağlamak amacıyla, düşük karbonlu çelik kavramı yasal ve teknik açıdan net biçimde tanımlanmalı. Bu çerçevede, yeşil kamu alımları, sektör bazlı tedarik zinciri politikaları ve etiketleme uygulamaları gibi talep yönlü araçlarla düşük karbonlu çelik talebi artırılmalı. • Elektrik üretimi sera gazı emisyon faktörü değeri (kgCO2e/kWh) için azaltım hedefi tanımlanmalı ve enerji dönüşümü ile sanayi sektörü iklim hedefleri uyumlu hale getirilmeli: Çelik sektörünün karbonsuzlaşmasında Kapsam 2 sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla, elektrik üretiminin karbon yoğunluğunu düşürmeye yönelik sera gazı emisyonu faktörü hedefleri tanımlanmalı. Bu hedefler, kömürden çıkış, elektrifikasyon programı ve enerji arz güvenliği ile uyumlu bütüncül bir enerji dönüşüm yol haritasına entegre edilmeli. Hurda yönetiminde çalışan sağlığı, çevre yönetimi, kalite, izlenebilirlik ve arz güvenliğini güçlendirmek üzere kapsamlı bir dönüşüm programı geliştirilmeli: Hurda piyasasında çalışan sağlığı ve çevre yönetimini güçlendirecek bir modernizasyon programı oluşturulmalı; aynı zamanda hurda arz güvenliğini artırmak için ulusal hurda envanteri, kalite sınıflandırma standardı ve izlenebilirlik sistemi kurulmalı. • Ham çelik üreticileri için sera gazı emisyonu azaltım hedefi zorunluluğu getirilmeli, ortak hesaplama metodolojisi tanımlanmalı ve kamunun erişimine açık sera gazı emisyonu bilgi sistemi kurulmalı: Türkiye’de ham çelik sektörünün karbonsuzlaşma sürecini şeffaf, ölçülebilir ve karşılaştırılabilir hale getirmek için üreticilerin uluslararası standartlara uygun bilim temelli sera gazı azaltım hedefleri belirlenmeli. Bu hedeflerin, ortak bir metodoloji ile raporlaması ve kamuoyuna açık şekilde sera gazı emisyon verilerinin paylaşılması zorunlu hale getirilmeli. “Türkiye Çelik Sektörünün Karbonsuzlaşması: Politika ve Aktör Analizi” başlıklı raporun tam metnine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.