İSTİF MAKİNELERİ SEKTÖRÜNÜN EN ÖNEMLİ ULUSLARARASI ETKİNLİKLERİNDEN BİRİ OLARAK KABUL EDİLEN VE İKİ YILDA BİR YAPILAN AVRUPA İSTİF MAKİNELERİ FEDERASYONU (FEM) KONGRESİ, 14 YIL ARADAN SONRA BU YIL YENİDEN İSTANBUL’DA DÜZENLENDİ. İSTİF MAKİNELERİ DİSTRİBÜTÖRLERİ VE İMALATÇILARI DERNEĞİ (İSDER) EV SAHİPLİĞİNDE, 25-27 EYLÜL TARİHLERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN KONGREDE, FEM’İN YILLIK GENEL TOPLANTILARI DA YAPILDI.

Kongre, Avrupa ve pazar eğilimleri, mevcut ve gelecekteki teknik düzenlemeler, uyumluluk sorunları, Avrupa ve uluslararası standartlar ve daha fazla alanda istif makineleri sektöründe önemli konuları araştırmak ve tartışmak üzere, Avrupa’daki katılımcıların yanı sıra Türkiye’deki sektör üreticilerinin bir araya gelmesine de olanak sağladı. İstif makineleri sektörünün rotasının belirlendiği FEM Kongresi’nde; forklift, vinç, personel yükseltici platform, depo içi ekipmanlar ve depo raf sistemleri konusunda dünyaca ünlü firmaların sahipleri ve üst düzey yetkilileri ile Türkiye’den sektör temsilcileriyle birlikte 160 katılımcı yer aldı. Kongrede; ilk iki gün forklift teknik komitesi, depo ve raf sistemleri teknik komitesi, personel yükseltici platform komitesi, intralojistik sistemler yönetim kurulu toplantısı, yıllık genel kurul, forklift yönetim kurulu, vinç alt grup komitesi toplantısı, intralojistik sistemler genel kurul toplantısı ve FEM Yönetim Kurulu toplantısı gibi birçok önemli toplantı yapıldı. Kongrenin son gününde ise “İstif Makinelerinin Yeşil Dönüşümü” başlıklı bir panel düzenlendi. 

“TÜRKİYE, İSTİF MAKİNELERİNDE BÜYÜYEN BİR OYUNCU DİYEBİLİRİZ”

 FEM Başkanı Frank Van Dijck, panelde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin, istif makineleri sektöründe iyi bir gelişme kaydettiğini ve bir merkez haline geldiğini söyleyerek, “Ayrıca Türkiye, istif makineleri sektörü dünyasında büyüyen bir oyuncu diyebiliriz. Bunu görmek ve kabul etmek güzel çünkü birlikte çalışmak demek dünyadaki her türlü ortakla çalışmak demektir ve Türkiye bu konuda kesinlikle iyi bir rol oynayabilir. Türk meslektaşlarımızın Türkiye’deki ilk yeşil çelik tedarikçisi olarak yeşil çeliği denediklerini duymak da güzeldi.” dedi. Sektörde yeşil dönüşümün nasıl yapılacağına en azından FEM’de bir yön verebileceklerini kaydeden Van Djick, “Müşteri bunu istiyor, bunu talep ediyor. Bu da bizim buna yanıt vermemiz gerektiği anlamına geliyor. Yani sadece yasal düzenlemeler değil, müşterilerin taleplerini de ele almamız gerekiyor. Çünkü bu talepler giderek daha fazla gündeme geliyor ve bu anlamda iş fırsatları da yaratıyor. Ben de öyle düşünüyorum. Karbon azaltımına bakarsanız, tedarik zincirimizdeki karbonun büyük bir kısmı genellikle tedarikçilerimiz veya müşterilerimiz tarafından üretiliyor. Dolayısıyla bu konuda başarılı olabilmek için değer zinciri boyunca iş birliği yapmanız ve tarafları aynı hizaya getirmeniz gerekir.” diye konuştu. Avrupa Birliği’nden yeşil dönüşüm konusunda daha fazla destek beklediklerini ifade eden Van Djick, FEM Kongresi’nin çok iyi organize edildiğini söyleyerek, bu organizasyonda büyük çaba gösteren herkese teşekkür ederek sözlerini noktaladı. İSDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Jungheinrich Türkiye Genel Müdürü Emre Taşçı da panelin açılışında yaptığı konuşmasına, “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yaşında olduğunu, geçen yüzyılda olduğu gibi gelecek yüzyılda da yatırımların ortak paydası olmaya devam edeceğini” belirten kısa bir video gösterimiyle başladı. Türkiye’nin, son 30 yılda ekonomik olarak büyük bir sıçrama yaparak, satın alma gücü paritesiyle dünyanın 11’inci en büyük ekonomisi haline geldiğini ve 85 milyon nüfusuyla Avrupa’nın ikinci büyük ülkesi olduğunu söyleyen Taşçı, şu anda hava yolları trafiğinde bir merkez olan Türkiye’den 342 farklı yere ulaşım sağlanabildiğini belirtti. Taşçı, Türkiye’de 2023 yılında istif makineleri ekipmanları pazar hacminin 29 bin 827’ye ulaştığını da ifade etti. Avrupa teknolojileri endüstrilerini temsil eden Orgalim kuruluşunun Baş Danışmanı Claire Grossmann ise paneldeki “AB Yeşil Dönüşüm Politika Gündemi” başlıklı sunumunda, Orgalim’in, makine mühendisliği, elektrik mühendisliği ve elektronik, bilgi ve iletişim teknolojileri ve metal teknolojisi dallarını kapsayan 770 bin yenilikçi şirketten oluşan Avrupa’nın teknoloji endüstrilerini temsil ettiğini söyledi. FEM’in de Orgalim’in üyesi olduğunu belirten Grossmann, AB’nin en büyük imalat sektörünü temsil eden bu şirketlerin, yıllık cirolarının 2 trilyon 835 milyar avro olduğunu; tüm Avrupa ihracatının üçte birini gerçekleştirdiğini ve 11,7 milyon kişiye doğrudan istihdam sağladığını kaydetti. Yeşil dönüşümün uzun yıllardır AB için kilit bir öncelik teşkil ettiğini, AB Yeşil Mutabakatının yeşil geçiş sürecinde bir ekonomi eylem planı olduğu kadar sıfır kirlilik eylem planı olduğunu da ifade eden Grossmann, Avrupa’nın, 2040 yılına kadar yüzde 90 emisyon azaltım hedefi bulunduğunu, bunun da Avrupa’nın 2050 yılına kadar ilk doğal iklim kıtası olması hedefine ulaşmada kilit rol oynayacağını sözlerine ekledi. “FEM KONGRESİ’Nİ 14 YIL ARADAN SONRA İSTANBUL’DA DÜZENLEDİK” İSDER Genel Sekreteri Oğuz Yusuf Yiğit de konuşmasında, FEM’in önemli bir yapıya sahip olduğunu ve genel kurullarını belli aralıklarla Brüksel’de yaptıklarını söyleyerek, “En son 2010 yılında Türkiye’ye gelmişlerdi. İSDER olarak, FEM ile güçlü bir iş birliğimizin ve iletişimimizin olmasıyla FEM Kongresi’ni 14 yıl aradan sonra yeniden İstanbul’da düzenledik. 2010 yılındaki etkinliğimizde sponsorlar yer almıyordu. Bugün güçlü bir şekilde, Avrupa’dan gelen iş insanlarını sponsorlarımızla birlikte ağırladık.” dedi. FEM’e üye firmaların Yönetim Kurulu Başkanları, Başkan Yardımcıları, Genel Kurul Üyeleri ve diğer üst düzey yöneticilerinin kongreye katıldığını belirten Yiğit, şunları kaydetti: “Buraya gelen sponsorlarımızın, uluslararası arenada üst düzey iş insanlarıyla etkileşime geçmelerini hedefledik. Etkinliğe katılan 160 kişinin 100’ünü, yaklaşık 20’ye yakın Avrupa ülkesinden gelen misafirlerimiz oluşturdu. FEM, AB içinde çok güçlü. FEM standartlarının, uluslararası alanda geçerli olduğunu görebiliyoruz. Türkiye’deki üreticilerimiz de onların standartlarını çok önemsiyorlar. Kongre çok verimli ve güzel geçti, misafirlerimiz de yapılan organizasyondan çok memnun kaldı, Türkiye’den mutlu bir şekilde ayrıldılar. Kongrede çok güzel iş birliği fırsatları oluştu. Bu kongreyi düzenlemekten çok mutluyuz.” Konuşmasında, FEM çatısı altında forklift komitesi, personel yükseltici platform komitesi, depo ve raf sistemleri komitesi, vinç komitesi gibi çok güçlü teknik çalışma grupları olduğunu, sektör temsilcileri ve üst düzey yöneticilerin bu gruplarda sektörü ve mevzuatı konuştuklarını vurgulayan Yiğit, “Bizim hâlâ Türkiye’de aşamadığımız bazı hususları iyi yapıyorlar. Derneklere, sivil toplum örgütlerine çok değer veriyorlar. Firmaların üst düzey yöneticileri ülkemize gelerek teknik komite toplantılarında, ticaret engelleri ve iş birlikleri hakkında görüştüler. Umarım İSDER de bir gün, bu önemli federasyonda en üst seviyelerde temsil edilir. Türkiye’deki üreticilerin de yurt dışına giderek bizleri iyi temsil etmelerini istiyoruz. Bizim onlardan eksiğimiz yok, hatta bazı noktalarda fazlamız var. Kongrede yerel üreticilerimiz de bizimle birlikte olarak kendilerini tanıttılar. Dünyayla bütünleştiğimizi ve eşit rekabet edebilme yeteneğimizi göstermek istiyoruz. Sektör olarak İSDER’in üyelerinin FEM üzerinden dünyayla entegrasyonu açısından büyük avantajları olduğunu düşünüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. Organizasyonun çok başarılı olduğunu da söyleyen Yiğit, daha iyi organizasyonların yapılabilmesi içinse Türk üreticilerin bu tarz sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına, uluslararası federasyonlarının çalışma gruplarının yaptığı etkinliklere daha fazla ilgi göstermesi ve katılması gerektiğinin altını çizdi. Bu kapsamda Oğuz Yusuf Yiğit, yerli üreticilere sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına özellikle önem vermesi çağrısında bulundu. 

İSTİF MAKİNELERİNİN YEŞİL DÖNÜŞÜMÜ PANELİ

Kongrenin son gününde FEM Genel Sekreteri Olivier Janin moderatörlüğünde düzenlenen panele; İSDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEYTECH Makine Genel Müdürü Nazmi Kulakoğlu, Güralp Vinç Genel Müdürü Erdem Kurtmen, Almanya merkezli KION Group’un Sürdürülebilirlik Bölümü Başkanı Daniela Sommer ve ABD merkezli TEREX şirketi bünyesindeki GENIE şirketinin Kıdemli Mevzuat ve Uygunluk Müdürü Luisa Parisotto katıldı. İSDER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve CEYTECH Makine Genel Müdürü Kulakoğlu, 41’inci yılını kutlayan şirketinin forklift ve depo ekipmanları ürettiğini, 500 kişiye istihdam sağladıklarını söyledi. Bu yılın başında yeni üretim tesisine taşındıklarını belirten Kulakoğlu, geniş bir ürün yelpazesine ulaştıklarını, fabrikalarının toplam üretim kapasitesinin 16 bin forklift, 33 bin elektrikli depo ekipmanı ve 75 bin manuel yük paletli istif el arabası olduğunu ifade etti. Yeşil dönüşüm konusunda çerçeveyi “iklim, kaynaklar ve insanlar” olmak üzere üç ana kategoride tanımladıklarını kaydeden Kulakoğlu, yeni fabrikada çatıyı güneş panelleriyle kaplayarak elektrik tüketiminin tamamını bu panellerle karşıladıklarını, böylece yaşam döngüsü değerlendirme çalışması kapsamında 2,5 milyon kilogram daha az karbondioksit salımı yaptıklarını söyledi. Güralp Vinç Genel Müdürü Erdem Kurtmen de sunumunda Güral Vinç şirketinin 1991 yılında İzmir’de kurulduğunu, 285 kişiyi istihdam ettiğini ve 150 firmaya üretim yaptığını söyledi. Türkiye’nin 2023 yılında 546 milyon avro tutarında vinç ithal ettiğini ve 117 milyon avro tutarında vinç ihraç ettiğini belirten Kurtmen, vinç ithalatının genellikle Almanya ve Çin’den yapıldığını, ihracatının ise Rusya ve Orta Doğu’ya gerçekleştiğini ifade etti. Türkiye’de bazı şanzıman ve motor üreticisi şirketlerin yeşil teknolojiyle daha verimli ürünler geliştirdiklerini, şirket olarak daha az enerji tüketimi sağlayan akıllı kaldırma çözümlerine odaklandıklarını söyleyen Kurtmen, karbon azaltımı için enerji tüketiminden para kazanılması gerektiğine dikkati çekti. KION Group’un Sürdürülebilirlik Bölümü Başkanı Daniela Sommer ise sunumunda forklift ve depo ekipmanlarının yanı sıra tedarik zinciri çözümlerinde de dünyanın önde gelen tedarikçilerinden olan KION Group’un 42.000’den fazla çalışanı olduğunu ve 2023 mali yılında yaklaşık 11,4 milyar avro gelir elde ettiğini söyledi. Sürdürülebilirliğin, işlerinin özü olduğunu, ekibinin, sürdürülebilirliği tüm iş fonksiyonlarına, süreçlere entegre etmek için çalıştığını belirten Sommer, şirketlerinin, riskten kaçınan bir şirket olması nedeniyle önce emisyonların doğru bir değerlendirmesini yapmayı ve sonra bu emisyonları gerçekten karbondan arındırmak için nelerin uygulanabilir olacağı konusunda bir fikir sahibi olmayı çok ciddiye aldıklarını ifade etti. TEREX şirketi bünyesindeki GENIE şirketinin Kıdemli Mevzuat ve Uygunluk Müdürü Luisa Parisotto da TEREX’in 9.300 çalışanı olduğunu ve geçen yılki cirosunun 5,2 milyar dolara ulaştığını kaydetti. Şirket olarak Kuzey İrlanda’da sekiz ve ABD’de Güney Dakota eyaletinde iki santralde yüzde 100 yenilenebilir enerjiye geçtiklerini, aynı uygulamaya diğer tesislerde de başladıklarını söyleyen Parisotto, ayrıca atık azaltımı, su tüketiminin azaltılması gibi çevresel sürdürülebilirlikle ilgili diğer konulara da odaklandıklarını dile getirdi. Parisotto, karbon emisyonlarının azaltılması açısından bakıldığında; 2022 yılı sonunda Terex ürünlerinin yüzde 70’inin tamamen elektrikli veya hibrit olarak üretildiğini, bu oranın gelecek yıllarda daha da artacağını sözlerine ekledi.