KUZEY AVRUPA’DA YER ALAN VE SADECE ALMANYA İLE KARA SINIRI BULUNAN DANİMARKA, ATALARI VİKİNGLERDEN MİRAS ALDIKLARI DENİZ TAŞIMACILIĞI İLE HALEN DÜNYA DENİZ TİCARETİNE YÖN VERMEYE DEVAM EDİYOR. BUNUNLA BİRLİKTE ÖZELLİKLE GIDA İŞLEME, BİYOTEKNOLOJİ VE YENİLENEBİLİR ENERJİLERDE KÜRESEL BİR GÜÇ OLMAYI BAŞARAN DANİMARKA, DÜNYANIN İLK KARBON SIFIR ÜLKELERİNDEN BİRİ OLMA YOLUNDA ÖNEMLİ ADIMLAR ATMAYA DA DEVAM EDİYOR. ÖNEMLİ BİR TÜRK NÜFUSUNA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKENİN TÜRKİYE İLE İKİLİ TİCARETİ İSE DENGELİ BİR SEYİR İZLİYOR. ANCAK MAKİNE SEKTÖRÜ SÖZ KONUSU OLDUĞUNDA TÜRKİYE KAYBEDEN TARAFTA YER ALIYOR VE İHRACATININ İKİ KATI DEĞERİNDE MAKİNE İTHAL ETMEYİ SÜRDÜRÜYOR.

İskandinavya’nın en küçük ülkesi olan Danimarka, günümüzde çevreci teknolojilere yatırımları ve güçlü imalat sektörleriyle dünyanın önemli gelişmiş ekonomilerinden biri olmayı başarmıştır. Önemli oranda Türk nüfusun da yaşamaya devam ettiği ülke, tarihsel olarak deniz taşımacılığında dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyken, yenilenebilir enerji üretiminde de küresel eğilimleri belirleyen ülkelerden biridir. İnsani gelişmişlik endeksine göre dünyada 189 ülke arasında 6’ncı sırada olan Danimarka’da, birçok Avrupa ülkesinden farklı olarak temel çalışma kuralları kanunlarla değil, işçi ve işveren örgütleri arasındaki anlaşmalarla düzenlenir. Bu anlaşmalar asgari ücret, grev hakkı ve izin süreleri gibi konuları da kapsayacak kadar geniş bir içeriğe sahiptir. Danimarkalı çalışanların yüzde 80’i sendikalıdır ve işçi ile işveren arasındaki anlaşmazlıklar Sanayi Mahkemeleri’nde çözümlenir. Danimarka'nın Kuzey Denizi topraklarında doğal gazla birlikte petrolün bulunması ise daha önce petrol ithaline bağımlı olan ülkeyi ekonomik açıdan rahatlatmıştır. Yerel sanayi, devletle iş birliği içinde, 1984 yılında büyük ölçekli üretime başlamak için petrol ve gaz sahalarını geliştirirken Danimarka 1997’den beri her iki kaynakta da kendi kendine yeterliliğe ulaşmıştır. Petrol sahalarından üretilen ham petrolün yıllık 10 milyar litre olduğu tahmin ediliyor ki bu miktar Danimarka'nın küçük bir devlet olması nedeniyle yeterlidir. Bu çerçevede Danimarka, ihtiyaç duyduğu tüm doğal gazı kendi kaynaklarından sağlarken bunun büyük bir kısmını da evlerin ısıtılması, ısı ve elektrik üretimi için kullanmaktadır. Rüzgâr enerjisi alanında da dünyadaki sayılı ülkeler arasında yer alan Danimarka’nın, bu sektörde önemli düzeyde ihracatı bulunmaktadır. Rüzgâr enerjisi üretimi alanında dünya ölçeğinde rekabet gücüne sahip olunması, Danimarkalı firmaların diğer ülkelerde yatırım şansını da arttırmaktadır. 

ÜLKE TARİHİNDE VİKİNG MİRASI ÇOK ÖNEMLİ

Danimarka topraklarında yapılan arkeolojik kazılara ait en eski buluntular MÖ 110 ila 130 binli yıllara tarihlendirilse de bölgedeki sürekli insan yaşamının izleri MÖ 13 binli yıllardan itibaren izlenebiliyor. MÖ 3 binli yıllardan sonra ise bölgede tarımsal faaliyet yapıldığı biliniyor. Danimarka topraklarındaki ilk topluluklar Britanya bölgesinden göç eden Keltler, Angller ve Saksonlarken, MS 6’ncı yüzyılda İsveç’ten göç eden Danların Zealand Adası’nda kurduğu devlet, ilk Danimarka devleti kabul ediliyor. Bu yüzyıllarda Roma ve Bizans’la ilişki kuran Danimarka, 8’inci ve 10’uncu yüzyıllar arasındaki Viking hâkimiyetiyle birlikte 10’uncu yüzyıl ortalarında Hristiyanlaştırılmıştır. Mevcut Danimarka Krallığı’nın temelleri ise Kral Gorm ve Harald’ın • 64 yönetimi sırasında pekişmiştir. “Mavi Diş” lakaplı Kral Harald 980 yılında Danimarka ile Norveç’i birleştirmeyi başarmış, ancak daha sonra krallık yeniden ikiye bölünmüştür. 1397 yılında Danimarka Kraliçesi Margareta’nın öncülüğünde Danimarka, İsveç ve Norveç’in birleşmesiyle Kalmar Birliği oluşturulmuştur. Bugünkü İzlanda, Finlandiya, Grönland ve Faroe Adalarını da kapsayan birlik, 15’inci yüzyılda Avrupa’nın en önemli devletlerinden biri hâline gelmiştir. İsveç 1521 yılında bağımsızlığını ilan ederek birlikten ayrılırken, Danimarka ile Norveç 1821 yılına kadar birliklerini sürdürmüştür. 1536’dan itibaren Protestanlığa geçiş yapan Danimarka, takip eden süreçte özellikle Katolik İsveç’le karşı karşıya gelmiş ancak bu mücadelede başarısız olarak toprak ve güç kaybına uğramıştır. Napolyon Savaşları’nda Fransa’nın yanında yer alan Danimarka, savaş sonrasında Kiel Anlaşması ile (1814) Norveç’ten çekilmek zorunda kalmış, böylece DanimarkaNorveç birliği dağılmıştır. Yüzyılın ortalarından itibaren anayasal ve parlamenter sisteme ilişkin düzenlemeler hayata geçirilirken, Hindistan ve Gana’daki sömürge yönetimleri de bu döneme kadar devam etmiştir. Danimarka Batı Hint Adaları’ndaki yönetimlerse, 1917 yılına kadar varlığını sürdürmüştür. 1834 yılında parlamentonun kurulduğu ülkede, 1849 yılında mutlak monarşiden anayasal monarşiye geçilmiştir. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalmayı seçen Danimarka, buna rağmen İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya tarafından işgal edilmiş ve 1940-1945 yılları arasında Alman işgali altında kalmıştır. Savaş sonrasında yeniden toparlanma sürecine giren Danimarka, takip eden yarım yüzyıllık süreçte hızla gelişerek dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri hâline gelmeyi başarmıştır. 

DÜNYANIN EN SERBEST VE REKABETÇİ EKONOMİLERİNDEN BİRİ

Dışa açık ve oturmuş finansal yapısı, nitelikli iş gücü ve güçlü sektörleriyle Danimarka, dünya genelinde görece küçük ama önemli ekonomilerden biridir. 400 milyar doları aşan bir milli gelire sahip olan Danimarka’da kişi başı ortalama yıllık gelir 70 bin dolara yakındır. Dünyadaki en serbest ve rekabetçi ekonomilerden birine sahip olan Danimarka, uzun yıllardır bütçe fazlası vermekte ve düşük düzeyde bir büyüme oranı takip etmektedir. İşsizlik ve enflasyon oranlarının düşük seyrettiği ülkede, en önemli sorunlar nüfusun giderek yaşlanması ve önemli orandaki göçmen nüfusun yerleşik nüfusla arasındaki gelir eşitsizliğidir. Danimarka, cari fiyatlara göre, 2024 yılı itibarıyla 196 ülke arasında dünyanın 38’inci büyük ekonomisidir. 2024’te 410 milyar dolar olacağı tahmin edilen GSYİH’nin 2025 yılında 424 milyar dolara yükselmesi de beklentiler arasında yer almaktadır. 2024’te yüzde 1,9 büyümesi beklenen GSYİH’nin, 2025 yılında ise yüzde 1,5 oranında büyümesini sürdürmesi öngörülürken, halen yüzde 10 olarak gerçekleşen cari işlemler dengesinin de 2025 yılında bu eğilimini koruması beklenmektedir. 2023 yılı ekonomik serbestlik endeksine göre Danimarka, dünyada 176 ülke arasında 9’uncu sırada, küresel rekabet gücü açısından 2019 yılı verilerine göre dünyadaki 141 ülke arasında 10’uncu sırada, iş yapma kolaylığı açısından 2020 yılı verilerine göre 190 ülke arasında 4’üncü sırada yer almıştır. 

EKONOMİNİN İTİCİ GÜCÜNÜ HİZMET SEKTÖRLERİ SAĞLIYOR

Ülke ekonomisi büyük oranda hizmet sektörüne bağlıdır. İstihdam ve millî gelirdeki payı yüzde 75’in üzerinde olan hizmet sektöründe öne çıkan sahalar; eczacılık, deniz taşımacılığı, yenilenebilir enerji, ileri teknoloji ve inşaattır. Danimarka’nın geleneksel olarak geliştiği alanlardan birisi taşımacılık sektörüdür. 2023 yılı itibariyle 81 milyar doların üzerindeki cirosuyla dünyanın en büyük taşımacılık şirketlerinden birisi olan Maersk Danimarka merkezlidir. Aynı alanda DSV ve yalnızca deniz taşımacılığı alanında DFDS gibi diğer büyük şirketler de Danimarka ekonomisine ciddi katkılar sağlamaktadır. Danimarka, robot ve drone teknolojisi alanında da Avrupa piyasasına en kolay giriş noktası konumundadır. Küresel geliştiriciler, Danimarka’yı Avrupa’nın yaklaşık 500 milyonluk tüketicisine açılma noktası olarak kullanırken, ülke, ses teknolojileri, kablosuz ve mobil teknolojiler, yazılım ve veri merkezleri konusunda da Avrupa’nın önemli iş merkezlerinden biridir ve bu alanlardaki küresel markalara ev sahipliği yapmaktadır.

SANAYİNİN PAYI YÜZDE 20 SEVİYESİNDE

Ekonomideki payı yüzde 20’ler civarında olan sanayi sektöründe ise gemi inşa, demir-çelik, gıda işleme, ilaç, makine, metal, tekstil, elektronik, kimya ve mobilya öne çıkmaktadır. 20’nci yüzyıl ortalarına kadar hayati role sahip olan tarım sektörünün ekonomideki payı ise yüzde 1’e kadar gerilemiştir. Neredeyse tüm Danimarka topraklarının yarıdan fazlası ekime elverişli olmasına rağmen ülkede yetiştirilen başlıca ürünler; arpa, buğday, şeker pancarı ve patatestir. Ayrıca hayvan yetiştiriciliğinin de oldukça yaygın olduğu ülke AB’nin en büyük kırmızı et ihracatçısıdır. Diğer yandan Danimarka, biyoteknoloji alanındaki gelişmişliğini de ihracata dönüştürmeyi başarmış bir ülkedir. Dünyada ihraç edilen gıda içeriklerinin yüzde 14’ü Danimarka üretimidir ve bu içerikler probiyotik, tatlandırıcı, protein ve emülgatörleri kapsar. Gıda teknolojisi alanında Danimarka’da üretilen işlem ekipmanı, makineler ve robotların yüzde 80’i de önemli ihraç kalemleri arasında yer alır. 

YEŞİL ENERJİ ÜRETİMİNDE ÖNEMLİ BİR BAŞARI SAĞLADILAR

Son 25 yılda Danimarka ekonomisi yüzde 70 büyümüş olmasına rağmen enerji tüketimi ciddi oranda değişmemiştir. Temiz teknoloji, son yıllarda Danimarka ihracatının en hızlı büyüyen sektörü olurken önümüzdeki dönemde de bu sektöre dayanan ihracatın artırılması bir kamu politikası haline gelmiştir. Danimarka, birleşik ısı ve güç üretimi gelişiminde liderdir ve bu konuda atıkları biokütleye çevirme teknolojisinde dünyanın en gelişmiş ülkelerinden birisi konumundadır. 2050 yılına kadar tüm enerji ihtiyacını yenilenebilir enerjiyle karşılar hale getirmeyi hedefleyen ülke, halen enerjisinin yüzde 76’sını yenilenebilir kaynaklardan sağlamaktadır. Ayrıca, karbon salımının 2030 yılında, 1990 yılına göre yüzde 70 daha düşük olması da planlanmaktadır. 

DIŞ TİCARETİ DENGELİ SEYİR İZLİYOR

Danimarka, dış ticarette dengeli bir seyir takip etmekte ve dış ticaret hacmi de son yıllarda 260 milyar doların üzerine çıkmış durumdadır. 2023 yılında dış ticaret hacmi 136 milyar doları ihracat, 126 milyar doları ithalat olmak üzere toplamda 262 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Ülke ekonomisi büyük oranda ihracata bağımlıyken Danimarka’nın dış ticaretteki en önemli partnerleri AB üyesi komşu ülkelerdir. Bu kapsamda öne çıkan ülkeler, Danimarka’nın toplam dış ticaret hacminin yaklaşık yüzde 20’sini tek başına karşılayan Almanya ile İsveç, Birleşik Krallık, Norveç, Hollanda ve Polonya’dır. Ayrıca ABD ve Çin de önemli dış ticaret ortakları arasında yer almaktadır. 

TÜRKİYE İLE TİCARETİ BÜYÜME EĞİLİMİNDE

Türkiye ile Danimarka arasındaki ticari ilişkiler de güçlü ve dengeli bir seyir takip etmektedir. Karşılıklı ticaret hacmi 2010’larda genel olarak 1,5 ila 2 milyar dolar aralığında seyrederken, bu hacim 2023’te 2,4 milyar dolara yükselmiştir. 2023 yılındaki ticaret hacminin 1,2 milyar doları Türkiye’den Danimarka’ya ihracat, 1,2 milyar doları da ithalat olmak nispeten dengeli bir seyir izlemiştir. Türkiye’den Danimarka’ya ihraç edilen başlıca ürünler makineler, motorlu kara taşıtları, örülmüş ve örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarları, elektrikli makine ve cihazlar, mineral yakıtlar ve yağlar, demir çelik ürünleri, plastikler ve mamulleri ile alüminyum ve alüminyumdan eşyayken, Danimarka’dan Türkiye’ye ithal edilen başlıca ürünlerse demir çelik ürünleri, makineler, eczacılık ürünleri, elektrikli makine ve cihazlar, kimyevi maddeler, canlı hayvanlar ile optikler ve ölçü aletleridir. 

MAKİNE TİCARETİNDE DEZAVANTAJLIYIZ

Ülkenin ekonomik verileri ve makine özelinde güncel ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Danimarka’nın makine ihracatının, 2023’te yüzde 1 artarak 18,9 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. Danimarka’nın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ise ilk sırada 2,5 milyar dolarla Almanya, ikinci sırada 1,9 milyar dolarla ABD ve üçüncü sırada 1,3 milyar dolarla İsveç yer alıyor. 2023’te Türkiye, Danimarka’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 24,5’lik artışla 16’ncı sırada yer alırken, 269 milyon dolar değerinde makine alımı yapmıştı. Bu dönemde Danimarka’nın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 1,2 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 22 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Danimarka’nın toplam ihracatının 136 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 13,9 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 126 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 13 pay aldığı Danimarka’da, geçtiğimiz yıl 16 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Danimarka’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 3,9 milyar dolarla Almanya yer alıyor. Listenin ikinci sırasında bulunan İsveç’ten 2 milyar dolar değerinde makine ithal edilirken, üçüncü sıradaki Hollanda’dan 2023’te ithal edilen makinelerin değeri ise 1,6 milyar dolar oldu. Bu dönemde Danimarka’nın makine ithalatında 22’nci sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 12,7’lik düşüşle 131 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. Bu veriyle, Danimarka’nın toplam 16 milyar dolarlık makine ithalatından 2023’te Türkiye’nin aldığı payın yüzde 0,8 oranında gerçekleştiğini; Danimarka’nın Türkiye’den yaptığı 1,2 milyar dolarlık toplam ithalat içinde makinenin payının ise yüzde 10 olduğunu söyleyebiliriz.