İSLAMİYETİN DOĞDUĞU TOPRAKLARA VE İKİ KUTSAL ŞEHİR MEKKE VE MEDİNE’YE EV SAHİPLİĞİ YAPAN SUUDİ ARABİSTAN, ARAP YARIMADASI’NIN EN BÜYÜK ÜLKESİ KONUMUNDA BULUNUYOR. 1930’LU YILLARIN SONUNDA KEŞFEDİLEN PETROL REZERVLERİ İLE HIZLA ZENGİNLEŞEN VE HALEN VENEZUELA’NIN ARDINDAN EN ZENGİN PETROL REZERVLERİNE SAHİP OLAN ÜLKE, SON YILLARDA UYGULAMAYA BAŞLADIĞI “VİZYON 2030” PLANI İLE PETROLE BAĞIMLILIĞINI AZALTMAYA; DİĞER SANAYİ VE HİZMET SEKTÖRLERİNİN EKONOMİDEKİ PAYINI ARTIRMAYA GAYRET EDİYOR. YİNE, ILIMLI İSLAM POLİTİKALARIYLA ÜLKEDEKİ KATI ŞERİAT YAŞAMINI MODERNİZE ETMEYE BAŞLAYAN SUUDİ ARABİSTAN, VİZYONER STRATEJİLERİYLE SADECE BÖLGESEL DEĞİL KÜRESEL ÖLÇEKTE BİR MERKEZ OLMAYI HEDEFLİYOR. TÜRKİYE İLE İNANÇ MERKEZLİ YAKIN KÜLTÜREL VE TARİHSEL İŞ BİRLİĞİ BULUNAN SUUDİ ARABİSTAN, ZAMAN ZAMAN DIŞ POLİTİKADA SORUNLAR YAŞANSA DA TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ TİCARET ORTAKLARINDAN BİRİ OLMAYI DA SÜRDÜRÜYOR.
Dünyanın 19’uncu sine sahip olan Suudi Arabistan Krallığı’nın 2024 yılı GSYİH büyüklüğü cari fiyatlarla 1,1 trilyon dolardı. Ekonomisi, diğer bölge ülkeleri gibi ağırlıklı olarak ham petrol üretimine dayanan ülke, Türkiye’nin bölgedeki önemli ticaret ortaklarından da biridir. Dünya Bankası “İş Yapma Kolaylığı” endeksinde 63’üncü sırada yer alan Suudi Arabistan, günlük 9,5 milyon varile ulaşan üretim kapasitesiyle ABD ve Rusya ile dünyanın en büyük üç petrol üreticisinden birisi olmaya devam ediyor. Halen GSYİH’sinin yaklaşık yarısını sadece petrol gelirlerinden elde eden ülke, ekonomisinin petrole bağımlılığını azaltmak amacıyla Vizyon 2030 adlı kapsamlı bir planı da bir süredir kararlılıkla uyguluyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) verilerine göre ülkenin 33,5 milyonluk nüfusu içerisinde iş gücüne katılım oranı yüzde 67 iken işsizlik oranı da • 70 yaklaşık yüzde 4 olarak ölçülüyor. Bununla birlikte, 2024 yılında yüzde 1,5 oranında büyüyen Suudi Arabistan ekonomisinin 2025’te ise yüzde 4,5 büyüme sergilemesi bekleniyor.
ARAP COĞRAFYASININ KALBİ
Homo sapiens ilk kez 100 bin yıl önce Afrika’dan Arabistan Yarımadası aracılığıyla Asya kıtasına geçmişti. Antik çağlarda Semud kavmi, Kinde krallığı ve El-Magar uygarlığı gibi uygarlıklara da ev sahipliği yapan bölge, antik dönemlerden beri Arap kabilelerinin varlık sahasıydı. Dinler tarihi açısından da önemli bir yere sahip olan Arabistan Yarımadası, İslami hanedanlıkların birçoğuna ev sahipliği yapmıştır. Arap Yarımadası’nda yer alan Suudi Arabistan’ın kurucusu konumundaki Suûd ailesinin Orta Arabistan’daki varlığı ise 15’inci yüzyıla kadar gider. 18’inci yüzyılın ortalarında ailenin reisi Muhammed b. Suûd ile bu dönemde ortaya çıkan Muhammed b. RİYAD Abdülvehhâb arasında 1745 yılında yapılan ittifak, ailenin ve bölgenin tarihine yön verirken, bu tarihten itibaren bölgede Vehhabîliğin yaygınlaşması misyonunu üstlenen Suûd ailesi nüfuzunu giderek genişletmiş ve zamanla Osmanlı Devleti ile karşı karşıya gelmiştir. Aile 1891’de Riyad’dan çıkarak Kuveyt’e iltica etmek zorunda kalmış, bu süreçte bir yandan Kuveyt’in himayesinde kalırken, bir yandan da İngilizlerle temas kurmuşlardır. 15 Ocak 1902 tarihinde Reşîdîlerin elindeki Riyad Kalesi’nin ele geçirilmesi de devletin kuruluş tarihi olarak kabul edilir. Takip eden yıllarda Abdülaziz b. Suûd bölgedeki güç ve hakimiyetini giderek artırmış, Osmanlı’nın zayıf anlarından istifade ederek hamle yapmaya dayalı bir strateji ile hareket etmiş, bunu yaparken de İngilizlerin desteğini arkasına almıştır. Bu süreçte bedevî kabileleri yerleşik siyasî düzene geçirecek birtakım girişimlerde bulunularak devletin kuruluş aşamasında önemli bir adım atılırken, Osmanlı Devleti’nin Balkan ve Trablusgarp Savaşları ile zor durumda olduğu 1913’te Suûd yönetiminin son derece stratejik öneme sahip Lahsâ’yı ele geçirmesi üzerine Mayıs 1914’te Abdülazîz b. Suûd ile bir anlaşma yapılmış ve kendisine “Necid Valisi ve Kumandanı” unvanı verilerek resmî düzeyde İngiliz himayesine girmesi engellenmek istenmiştir. Ancak Birinci Dünya Savaşı’nda cihad ilan edilmesine rağmen, Birleşik Krallık ile karşı karşıya gelmek istemeyen Suûd yönetimi, düşman kabul ettiği İbnü’r-Reşîd’i bahane ederek aynı safta savaşa katılmayı reddetmiş; bu süreçte İngilizlerle bir antlaşma imzalanmış ve savaşın sonuna kadar faaliyetleri Orta Arabistan’la sınırlı tutulmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Osmanlı ordularının bölgeden çekilmesi üzerine İdrîsîlerin idaresindeki Asîr alınmış, 1921’de Hâil’de kalan son Reşîdîler mağlup edilerek hükümranlık sahası genişletilmiştir. Abdülaziz bu süreçte önce “Necid Sultanı” daha sonra da “Necid ve Civarının Sultanı” unvanını almıştır. 1922’de İngilizlerin gözetiminde yapılan antlaşmalarla Irak, Doğu Ürdün ve Kuveyt sınırları belirlenen ülke, 1924’te İngiltere’nin himayesinde kurulan Hicaz Hâşimî Krallığı topraklarına saldırıp 1926’da burayı da hâkimiyet altına almıştır. Bu tarihten itibaren Abdülaziz “Hicaz Kralı, Necid ve Civarının Sultanı” unvanını almış, aynı yıl Türkiye Cumhuriyeti kendisini tanımıştır. Abdülaziz daha sonra unvanlarından “Sultan” kelimesini çıkararak kendisini “Hicaz ve Necid Kralı” ilân etmiş, 1934’te Suûdîler ile Yemen arasında imzalanan Tâif Antlaşması ile Necran ve Cîzân’ı da topraklarına katmıştır. 1929’da Türkiye Cumhuriyeti ile Hicaz ve Necid Krallığı arasında dostluk antlaşması imzalanmış, 1932’de Abdülazîz’in oğlu Emîr Faysal Türkiye’yi ziyaret etmiş, aynı yıl Birleşik Krallık’ın kendisini resmen tanıması üzerine Abdülazîz b. Suûd unvanını Suudi Arabistan Kralı şekline dönüştürmüştür.
YER ALTI KAYNAKLARI ÇOK ZENGİN
Suudi Arabistan’ın ekonomisi petrole dayalıdır. Dünyada en fazla kanıtlanmış petrol rezervine sahip ikinci ülke olan Suudi Arabistan, dünya petrollerinin yüzde 18’ine sahiptir. İhracatın yüzde 90’ını petrolden sağlayan Krallığın ekonomik performansının belirlenmesinde petrol gelirleri ve hükümetin bütçe politikaları etkilidir. Bununla birlikte ülke, “2030 Vizyonu” kapsamında ekonomisini petrole bağımlı olmaktan kurtarmayı da hedeflemektedir. Başta turizm olmak üzere ülkenin gelir kaynaklarını çeşitlendirmeye yönelik girişimler hızla hayata geçirilirken, petrolden elde edilen gelir diğer sanayi ve hizmet sektörlerine aktarılmakta, özellikle yapay zekâ, savunma ve havacılık ile uzay sanayilerinde yabancı yatırımlar desteklenmektedir. Ülkenin bir başka önemli yer altı kaynağı ise 7,17 trilyon m³ olarak öngörülen doğal gaz rezervleridir ve bu miktar tüm dünya toplam gaz rezervinin yüzde 4’ünü oluşturur. Suudi Arabistan’da ayrıca altın, gümüş, bakır, çinko, RİYAD boksit, magnezit ve fosfot yatakları da bulunmaktadır.
SANAYİ ÜRÜNLERİNDE NET İTHALATÇI
Suudi Arabistan, Müslümanların kutsal toprakları olan Mekke ve Medine’ye ev sahipliği yapmasıyla da önemli bir güç merkezidir. Ülke her yıl milyonlarca Müslümanı hac ve umre ibadetleri için ağırlarken, ülke ekonomisine de önemli bir kaynak yaratılmaktadır. Diğer yandan ülkedeki imalat sanayileri GSYİH’nin yaklaşık yüzde 15’ini oluştururken, ham petrolün rafinasyonu bu tutarın 6 puanlık kısmını tek başına üstelenmektedir. İmalatta öne çıkan sektörler incelendiğinde; metal dışı mineral ürünleri (beton, çimento), kauçuk ve plastik ürün imalatı, metal ürünler, gıda ürünleri ve kimyasal ürünlerin ön plana çıktığı görülebilir. Metal (alüminyum başta olmak üzere), mobilya, elektrik malzemeleri, makine ve kâğıt üretimi de imalatın önemli sektörleri arasında yer almaya devam etmektedir. Bununla birlikte ülke, sanayi ürünlerinde net ithalatçı konumundadır. Öte yandan, ülkenin sanayi üretimini artırmaya dönük güçlü hedefleri de bulunmaktadır. Bu amaçla kimyasal ürünler, makine ve ekipmanları, gıda ürünleri, kültür balıkçılığı, ilaç ve biyoteknoloji ürünleri, tıbbi cihaz, otomotiv, havacılık, savunma sanayisi, yenilebilir enerji sanayisi, madencilik, enerji ve lojistik sektörleri öncelikli alanlar olarak belirlenirken, bu alanlarda üretim kapasitesini yükseltecek yerli ve yabancı yatırımların artırılması için çok sayıda destek sağlanmaya da devam edilmektedir.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİ DALGALI SEYİR İZLİYOR
İki ülke arasındaki ilişkilerse başlangıçtan bu yana olumlu fakat mesafeli yönde ilerlemektedir. Köklü tarihi ve kültürel bağları bulunan iki ülke arasındaki sosyal, siyasi ve ekonomik ilişkiler karşılıklı saygı ve menfaatlere dayalı olarak bugüne kadar sürdürülürken, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ekonomik ilişkiler önemli bir hacim oluşturmaktadır. Türkiye, özellikle finans, tekstil ve sanayi alanlarında Suudi Arabistan için önemli bir liman işlevi görürken, başta inşaat olmak üzere turizm ve finans sektöründe de önemli bir kaynak oluşturmaktadır. İki ülke arasındaki yıllık ticaret hacmi ise 2023’te 7 milyar dolara yaklaşmıştır. Bu kapsamda, Türkiye’nin Suudi Arabistan’a ihracatında öne çıkan sektörler makineler, mekanik cihazlar ve aletler, halılar ve yer kaplamaları, mobilyalar, elektrikli makine ve cihazlar ile demir veya çelikten eşyalar olarak öne çıkarken, bu sektörlerden mekanik cihazlar ve aletler hariç diğer tüm sektörler son beş yılda daralma eğilimi sergilemektedir. 2023’te Suudi Arabistan’a ihracatımızda 293,1 milyon dolarla en büyük kalem olan makine ve aksamları ise son beş yılda yüzde 10 oranında büyümüştür. Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye ihracatında ise üretimi yakından ilgilendiren ara mallarının ağırlıkta olduğu söylenebilir. Diğer yandan, Suudi Arabistan’ın “2030 Vizyonu” stratejisi, yenilenebilir enerji altyapısının inşası, bilgi ve iletişim teknolojileri, madencilik sektörü ile ulaşım altyapısının yenilenmesi alanlarında önemli bir potansiyel sunmaya devam etmektedir.
MAKİNE TİCARETİNDE POTANSİYELİN GERİSİNDEYİZ
Ülkenin ekonomik verileri ve makine özelinde güncel ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre Suudi Arabistan’ın makine ihracatının, 2023’te yüzde 3,1 azalarak 2,6 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. Suudi Arabistan’ın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ise ilk sırada 680,3 milyon dolarla BAE, ikinci sırada 379,4 milyon dolarla Birleşik Krallık ve üçüncü sırada 227,7 milyon dolarla Çin yer alıyor. 2023’te Türkiye, Suudi Arabistan’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 3,2’lik artışla dokuzuncu sırada yer alırken, 77,9 milyon dolar değerinde makine alımı yapmıştı. Bu dönemde Suudi Arabistan’ın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 4,2 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 1,9 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Suudi Arabistan’ın toplam ihracatının 321 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 0,82 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 211,1 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 13,3 pay aldığı Suudi Arabistan’da, 2023’te yüzde 23,3 artışla 28,1 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre 2023 yılında Suudi Arabistan’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 7,5 milyar dolarla Çin yer alıyordu. Listenin ikinci sırasında bulunan ABD’den 2,2 milyar dolar değerinde makine ithal edilirken, üçüncü sıradaki Almanya’dan 2023’te ithal edilen makinelerin değeri ise 1,8 milyar dolardı. Bu dönemde Suudi Arabistan’ın makine ithalatında 15’inci sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 204,4’lük artışla 293,1 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilmişti. Bu veriyle, Suudi Arabistan’ın toplam 28,1 milyar dolarlık makine ithalatından 2023’te Türkiye’nin aldığı payın yüzde 1,04 oranında gerçekleştiğini; Suudi Arabistan’ın Türkiye’den yaptığı 2,6 milyar dolarlık toplam ithalat içinde makinenin payının ise yüzde 11,3 olduğunu söyleyebiliriz.
SUUDİ ARABİSTAN İLE TİCARETTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
1. İlk görüşmede güler yüzle salonda bulunan herkesin elini sıkmanız gerekir. Selamlamanın en yaşlılardan ya da en üst düzeyli Suudi’den başlaması gerekir. Yakın dostlar kendi aralarında birbirlerini yanaklarından üç kere öperler. Geleneklerine ya da statülerine göre burunlarından ya da alınlarından da öperler. 2. İlk tanışmada kartvizit değişimi yapılır. Kartınızın bir tarafı İngilizce olabilir diğer tarafının Arapça olması sempati yaratır. 3. Muhataplarınıza resmi olarak soyadlarıyla hitap etmeniz uygun olur. 4. Suudiler konuşurken yakın dururlar, konuşurken ya da yürürken elinizi tutabilirler. Bu bir dostluk göstergesidir. 5. Suudi Arabistan’da size garip gelecek gelenek ya da uygulamalarla karşılaşabilirsiniz; asla gülmeyin. 6. Kıyafet en önemli konulardan biridir. Erkekler için resmi ve klasik giyim ve kravat her zaman tavsiye edilir. Erkeklerin abartılı takı takmaları hoş karşılanmaz. 7. Kadınların Suudi Arabistan’da iş görüşmelerine katılabilmeleri için koyu renkli ve uzun kollu ceket giymeleri, abartılı takılar takmamaları, ofis dışında da “abaya” denilen siyah pelerin giyip başlarını örtmeleri gerekir. 8. Yabancı erkeklerin geleneksel Suudi kıyafeti giymeleri hoş karşılanmaz. 9. Suudiler geleneksel olarak tüccar millettir. Tanıdıkları ve güvendikleri insanlarla iş yapmak, dolayısıyla da önce sizi yakından tanımak isterler. 10. Şirketlerin en tepe yöneticisi Suudi vatandaşıdır; ancak yöneticilerin çok büyük kısmı yabancıdır. Doğru insanın kim olduğu konusunda iyi araştırma yapmak gerekir. Tanıdığınız bir başka Suudi’nin aracılığı çok iyi bir başlangıç sağlar. 11. Suudilerle iş yaparken her zaman hicri ve miladi takvimi kontrol edin. Hicri takvimde dahi zaman zaman fark olabilir. 12. Suudi kamu görevlileri günde altı saatten fazla ofislerinde bulunmazlar. Bu nedenle kamu kurumlarıyla görüşmek için en uygun zaman saat 10.0012.00 arasıdır. 13. Görüşmeler yatsı namazından sonra başlayıp gece geç saatlere kadar sürebilir. 14. Suudiler için dakiklik çok önemli değildir. Ancak yabancı iş insanlarının tam zamanında gelmeleri beklenir. Zamanında gelseniz dahi sizi birkaç saat bekletebilirler, sabırla bekleyin.Son dakikada toplantı ertelenebilir ya da iptal edilebilir. Toplantı için namaz saatlerine dikkat etmek çok önemlidir. 15. Görüşme başladıktan sonra salona ilgili ilgisiz birçok kişi girip çıkabilir. Kendi aralarında başka konuları konuşabilirler. Bu durumlarda kesinlikle sabırlı ve nazik olmaya çalışın ve bekleyin. Görüşme esnasında asla saatinize bakmayın, çok büyük kabalıktır. Suudi Arabistan’da işler çok yavaş yürür. Karar alma süreci daha da yavaştır, sabırlı olun. 16. Görüşmelerin hızlanması için asla baskı yapmayın. 17. Bir ofise girdiğinizde önce Suudi kahvesi (Çok az kavrulmuş kahveden yapılır; içine kakule, karanfil, isteğe göre de safran ve zencefil ilave edilir) ikram edilir. Kahveyi kesinlikle sağ elinizle alın. Bunu içmeden konuşmaya başlanmaz. İkinci kez kahve almak ev sahibini çok memnun eder. 18. Şirketlerde katı bir hiyerarşik sistem vardır, kararlar en tepede alınır. 19. Suudiler çok çetin müzakerecidirler. Konu fiyata geldiğinde ise farklı bir boyuta geçerler.Alırken çok düşük satarken de çok yüksek fiyat söylerler. Siz makul gerekçelerinizi farklı şekillerde açıklarsanız sizin doğru söylediğinizi kabul edeceklerdir. Çok sert satış ve pazarlama stratejileri uygulamayın. 20. Toplantıda bir sunum yapacaksanız çok fazla teknik detay içermemesine dikkat edin. Ana konuya odaklanın ve gerçekçi önerilerde bulunun. Sunumun görsel olarak iyi hazırlanması muhataplarınızı etkiler. 21. Suudi iş insanlarının tamamına yakını başta ABD olmak üzere yurt dışında çok iyi okullarda eğitim görmüşlerdir. 22. Görüşmeler esnasında Suudilerin sesi yükselebilir. Bu bir çatışma değil coşkunun ifadesidir. 23. Suudi Arabistan’da asla sol elinizle yemek yemeyin. 24. İş görüşmelerinde hediye değişimi beklenmez ancak Suudiler hediye almaktan çok hoşlanırlar. Hediye olarak, kalem, ofis dekorasyonu için malzemeler ya da ülkenizden getireceğiniz bir el sanatı uygun olacaktır. Muhatabınıza çok pahalı bir hediye vermeniz onun aynı şekilde karşılık verememesi halinde itibarını zedeler. Hediye sağ elle verilir, alınır ve hemen açılmaz.
Kaynak: 1) Özkan Aydın, Uluslararası İş Kültürü, Sayfa 272-277, 2) Ticaret Bakanlığı, Suudi Arabistan İş Kültürü Sayfası