Şehirleşme hareketleri, süpermarketlerin artışı, ambalajlı gıda kültürünün tüm dünyaya yayılması ve genel ekonomik canlanma gibi faktörlerin bileşkesi olarak ambalaj sektörü de dünyada çok hızlı bir...
ŞEHİRLEŞME HAREKETLERİ, SÜPERMARKETLERİN ARTIŞI, AMBALAJLI GIDA KÜLTÜRÜNÜN TÜM DÜNYAYA YAYILMASI VE GENEL EKONOMİK CANLANMA GİBİ FAKTÖRLERİN BİLEŞKESİ OLARAK AMBALAJ SEKTÖRÜ DE DÜNYADA ÇOK HIZLI BİR GELİŞME GÖSTERİYOR. TÜRKİYE’DE DE AMBALAJ MAKİNECİLERİ, AMBALAJ SANAYİNİN DÜNYADAKİ GELİŞMELERİNE PARALEL OLARAK HEDEFLERİNİ YÜKSELTEREK BU HIZLI DEĞİŞİME ADAPTE OLMAYA ÇALIŞIYOR.
Özellikle 2000’li yıllarla birlikte başlayan hızlı şehirleşme hareketleri, süpermarketlerin artışı, turizmin gelişmesi, ambalajlı gıda kültürünün tüm dünyaya yayılması, genel ekonomik canlanma ve büyüme hızları gibi faktörlerin bileşkesi olarak ambalaj sektörü de dünyada çok hızlı bir gelişme gösteriyor. Türkiye’de de ambalaj makinecileri ambalaj sanayinin dünyadaki gelişmelerine paralel olarak, hedeflerini yükselterek bu hızlı değişime adapte olmaya çalışıyor. Ambalaj makineleri sektörü ile ilgili olarak Makine Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Darka Makina Sahibi Merih Eskin, AMD Ambalaj Makinecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Aymaksan Ayla Makina Sanayi AŞ. Genel Müdürü Cemal Ayla ve Tam-Taş Makina Satı ş Müdürü Gökcan Alaşalvar Moment Expo’nun sorularını yanıtladı.
SEKTÖR HIZLA GELİŞİYOR, DEĞİŞİYOR
Ambalaj makinecilerinin sorunları da genel olarak tüm makine üreticileri ile benzerlik göstermesiyle beraber, hizmet verdiği sektör gereği rekabetin, değişimin hızlı olması sonucunda çok fazla değişim ile yüz yüze kalıyor. Bunun maliyeti de sürekli ve yüksek Ar- Ge maliyetidir. Sektörde çok sayıda firma ve girişimci faaliyet gösterirken bunların büyük çoğunluğunun üretim ölçekleri küçüktür. Ekonomik ölçülerde üretim yapılmadığından firma başına yaratılan üretim değeri de gelişmiş batı toplumlarına ve global piyasada yer alan firmalara kıyasla oldukça küçüktür. Büyük çoğunluğu İstanbul’da faaliyet gösteren ambalaj makineleri, yan sanayi ve ekipman imalatçıları yeterli büyüklükteki ve doğru yerde üretim alanlarına sahip olamadığı için başta küçük yerde üretim yapma olmak üzere benzer problemleri aşamamakta, küçük ölçeklerde ve sıkışık faaliyet göstermek zorundadır. Bu durum verimliliğ i, satınalma maliyetini ve eleman problemlerini etkilemektedir. Küçük ölçekli KOBİ’lerin güçlerini ve üretim becerilerini birleştirecek mekanizma ve zihniyet maalesef oluşamamaktadır. Yüksek maliyet nedeniyle uluslar arası fuarlarda yeterince yer alınamamakta, standartlar göz doldurucu, tatmin edici düzeyde, ziyaretçilere iyi imaj verecek profilde yapılamaktadır. Fuarlarda devlet teşviklerini yetersizdir. İç pazardaki rekabet ortamında ayakta kalma mücadelesinden yeterince dış pazarlara yönlenilememektedir. İç pazardaki talep daralması, haksız rekabet veya fiyat tutturamamadan dolayı altyapısı hazır olmadan dış pazara yönelen firmaları- mız ihracat ve sonrası sorunlarını daha da büyütmektedir. Türkiye’de tüketilen gıdaların önemli bir bölümü henüz bir ambalaja dahi girmemekte veya uygun şekilde paketlenmemektedir. Yetkili mercilerin fırınları dahi denetlemekte zorluk çektiği, halk sağlığına en önemli tehdidi oluşturan denetimsiz ve ambalajsız gıdaları n kol gezdiği bir ortamda ambalaj makinesi kullanımının ve sağladığı hijyenin, firmaları işlerinde ciddi ve kontrollü çalışma zeminine çekmesinin önemi ortaya çıkmaktadır. 16.11.1997 tarih ve 23172 nolu Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğ i gereği “Tüm Gıda Ürünlerinin Ambalajlanması Zorunlu” kılınmaktadı r. 30.03.2005 tarih ve 25771 nolu Resmi Gazete’de yayımlanan Gıda ve Gıda ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü ve Denetimi ile İşyeri Sorumluluklarına Dair Yönetmelik’te pazaryerleri, cadde ve sokaklarda yaş meyve sebze hariç her türlü gıdanın açıkta satışının yasak olduğu tekrar açıkça ifade edilmektedir. Türkiye’nin AB’ye uyumu ve üyelik müzakerelerinin aksayarak gittiği bir dönemde müzakere konuları arasında bulunan ‘tüketicinin ve sağlığın korunması’ ilkeleri çerçevesinde çıkan tüm bu uyum yasa ve yönetmeliklerinin uygulanması tüm toplumun yararınadır. Bu yasanın uygulanması sektörün önünü ciddi bir şekilde açacaktır.
2008’DE SEKTÖR İHRACATI ARTTI
2008 yılında Türkiye’nin ambalaj makineleri sektör ihracatı yüzde 86,4 oranı nda artarken, ithalatı yüzde 15 oranı nda yükseldi. Aynı yıl ambalaj makineleri, Türkiye makine ve aksamları sektörünün tamamının gerçekleştirdiği ihracat içinde yaklaşık olarak yüzde 0,76, ithalat içinde ise yüzde 1,52 pay aldı. Sektörün söz konusu dönemde dış ticaret açığı yüzde 2,79 arttı ve 270,3 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2009 yılında ambalaj makineleri sektörü ekonomik krizden büyük oranda etkilendi. 2009 yılı Ocak-Kasım dönemi ihracatta, önceki yıllardan süregelen artış yerini yüzde 23,8 oranında azalmaya bıraktı, ithalatımız da yüzde 34,6 oranına geriledi. Söz konusu dönemde, dış ticaret açığı yüzde 38,2 azalarak 149,3 milyon dolara düştü. Aynı dönemde dış ticaret hacmi de yüzde 32,5 azalarak 269,6 milyon dolara geriledi. Türkiye’de son yıllarda ambalaj sanayi hızlı bir büyüme eğilimi gösteriyor. Ambalaj sanayinin hızlı gelişimi ve tüketim alışkanlıklarındaki değişimle birlikte bu ilerleme ambalaj makineleri sektörüne de yansıyor. Birleşmiş Milletler (BM) İstatistik Bölümü verilerine göre, 2007 yılında 14,9 milyar dolar olan sektör ihracatı yüzde 11 oranında artarak 2008 yılında 16,5 milyar dolar değerinde gerçekleşti. Ambalaj makineleri, toplam dünya ihracatı içinde yüzde 0,11 pay almaktadı r. 2006 ve 2007 yıllarında tüm ülkelere yapılan ihracat değeri bazında yapılan sıralamada listenin başında yer alan Almanya’nın ihracatı 2008 yılında yüzde 13,9 oranında artarak 6.166 milyon dolara yükseldi ve ilk sıradaki konumu değişmedi. Bu ülkeyi 4.192 milyon dolar ile İtalya ve 658 milyon dolar ile ABD takip ediyor. Ambalaj makineleri ihraç eden ilk 20 ülke arasında en fazla ihracat artışını yüzde 36,4 ile Çek Cumhuriyeti gösterdi, bu ülkeyi yüzde 34,6 artış oranı ile Güney Kore ve yüzde 25,8 ile İngiltere izledi.
2008’DE 14,7 MİLYAR DOLAR İTHALAT
2007 yılında 12,8 milyar dolar olan toplam sektör ithalatı yüzde 15 oranında artarak 2008 yılında 14,7 milyar dolar değerine yükseldi. 2008 yılında sektör ithalatını yüzde 3,2 arttırarak 1.738 milyon dolara yükselen ABD, dünya sıralaması nda lider konumunu korudu. Söz konusu ülkeden sonra dünya ithalatı ndan en çok pay alan ülkeler ise sı- rasıyla 939 milyon dolar ile Çin ve 832 milyon dolar ile Rusya Federasyonu oldu. Dünya ithalatında ilk 5 sırada yer alan ülkeler, toplam ithalatın yüzde 33’ünü gerçekleştirdiler. 2008 yılında ithalatı en fazla artan ülkeler yüzde 90,7 ile Polonya, yüzde 67,4 ile Hindistan, yüzde 47,5 ile İspanya ve yüzde 36,8 ile Hollanda oldu. İngiltere, Japonya, Brezilya ve Meksika’nın ithalatında ise düşüş gerçekleşti. 2008 yılı sektör ithalatında önemli ülkeler sıralamasında 12. konumda bulunan Türkiye, 295 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirerek, dünya geneli ambalaj makineleri ithalatından yüzde 2 pay aldı. Türkiye’nin ithalatı söz konusu yılda yüzde 9,8 artış göstermiştir (TÜİK verilerine göre Türkiye’nin ithalatı 353,9 milyon dolar).
SEKTÖRÜN TÜRKİYE’DEKİ DURUMU
2007 yılında 44,9 milyon dolar ihracat gerçekleştiren sektör, 2008 yılında genel makine ve aksamları ihracat artış oranının (yüzde 18,2) üstünde bir performans sergileyerek ihracatını yüzde 86,4 oranında artırdı ve 83,6 milyon dolar seviyesine yükseltti. Türkiye’nin 2008 yılındaki sektör ihracatı ürün bazı nda incelendiğinde, 44,8 milyon dolar ile birinci sırada ‘Diğer Paketleme/Ambalajlama Makineleri’ kaleminin yer aldığı, bu ürünü 22 milyon dolar ile ‘Şişe, Kutu vb. Doldurma, Kapsülleme, İçecekleri Gazlandırma Makineleri’ ve 12,4 milyon dolar ile ‘Diğer Paketleme/ Ambalajlama Makinelerine Ait Ak- sam; Parçalar’ grubunun izlediği görülüyor. 2007-2008 döneminde ihracat artış oranı açısından, ilk sırada yüzde 158,7 ile ‘Diğer Paketleme/Ambalajlama Makinelerine Ait Aksam; Parçalar’ kalemi yer aldı, bu kalemi yüzde 121,1 ile ‘Diğer Etiketleme, Mühürleme vb. Makinelerinin Aksam; Parçaları’ ve yüzde 114,2 artış oranı ile ‘Şişe, Kutu vb. Doldurma, Kapsülleme, İçecekleri Gazlandırma Makineleri’ takip etti. 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde ise ihracat yüzde 23,8 düşerek 60,2 milyon dolar değerinde gerçekleşmişti. Ambalaj Makineleri sektörü 2008 yılı ihracatında İtalya’nın 11,3 milyon dolar ile birinci konumda yer aldığı, bu ülkeyi 9,6 milyon dolar ile Polonya ve 5,3 milyon dolar ile Azerbaycan’ın takip ettiği görülüyor. Sektör, 2008 yılında (serbest bölgeler dahil olmak üzere) 112 ülkeye ürün ihraç gerçekleştirdi. 2008 yılında sektör ihracatında en büyük payı alan ilk 20 ülke arasında ihracat artışı esas alındığında; yaklaşık 26 kat artış ile Avusturya’nın ilk sırada yer aldığı görülüyor. Bu ülkeyi 24 kat artış oranı ile Polonya, 13 kat artış oranı ile Pakistan ve yüzde 530 artış oranı ile İngiltere takip ediyor. Söz konusu dönemde ihracatımızda en büyük düşüş ise Rusya Federasyonu’nda (yüzde 46,4) gerçekleşti. 2008 yılı Ocak-Aralık döneminde ihracatımızda ilk 20 sırayı alan ülkeler, 2008-2009 yılları Ocak-Kası m döneminde incelendiğinde; ihracatı mızda artış kaydedilenlerin sadece Irak ve Ege Serbest Bölgesi olduğu, di- ğerlerine yapılan ihracatımızın ise düştüğ ü gözlemleniyor.
2009’DA İTHALATTA DÜŞÜŞ YAŞANDI
2007 yılında 307,8 dolar değerinde sektör ürünü ithal eden Türkiye, 2008 yı- lında genel makine ve aksamları ithalat artışının (yüzde 0,2) üzerinde bir artış sergileyerek ambalaj makineleri ithalatı nı yüzde 15 oranında arttırdı ve 353,9 milyon dolar seviyesine yükseltti. Türkiye’nin 2008 yılında ithal ettiği ambalaj makineleri, G.T.İ.P. bazında incelendiğ inde; 185,8 milyon dolar ile birinci sırada ‘Diğer Paketleme/ Ambalajlama Makineleri’ kaleminin yer aldı- ğı, bu ürünü 109,2 milyon dolar ile ‘Şişe, Kutu vb. Doldurma, Kapsülleme, İçecekleri Gazlandırma Makineleri’ ve 37,8 milyon dolar ile ‘Diğer Paketleme/ Ambalajlama Makinelerine Ait Aksam; Parçalar’ grubunun izlediği görülüyor. 2008 yılı Ocak-Aralık dönemi sektör ithalatı nda ‘Diğer Etiketleme, Mühürleme vb. Makinelerinin Aksam; Parçaları’ yüzde 80,6; ‘Diğer Paketleme/ Ambalajlama Makinelerine Ait Aksam; Parçalar’ yüzde 37,5; ‘Şişe, Kutu vb. Doldurma, Kapsülleme, İçecekleri Gazlandı rma Makineleri’ yüzde 20,5 ve ‘Di- ğer Paketleme/Ambalajlama Makineleri’ yüzde 4,4 artış kaydetti. 2009 yılının Ocak-Kasım döneminde ithalatı mızda önemli ölçüde (yüzde 34,6) düşüş kaydedildi. Söz konusu dönemde artış görülen bir pozisyon bulunmuyor. 2008 yılında sektör ürünleri ithalatımızda önemli yer tutan ülkeler arasında ilk üç sırayı İtalya (163,5 milyon dolar), Almanya (88,6 milyon dolar) ve İsviçre (26,2 milyon dolar) aldı. 2008 yılı ithalatımızda artış oranları esas alındığında; yüzde 1407,6 ile Polonya’nı n ilk sırada yer aldığı görülmekte. Polonya’yı yüzde 941,4 artış oranı ile Brezilya, yüzde 213 ile Belçika ve yüzde 170,2 ile Fransa takip ediyor. İthalatta en büyük düşüş görülen ülke ise yüzde 59 ile Macaristan, yüzde 54,6 ile Avusturya ve yüzde 35,3 ile Güney Kore oldu. 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde ilk 20 ülke arasında sadece Bulgaristan, İngiltere, Japonya ve Brezilya’dan yaptı- ğımız ithalat arttı.
SANAYİLEŞME AMBALAJA İLGİYİ ARTTIRDI
Sanayileşmenin ilerlemesiyle ve ambalaj malzemeleri üretiminin artmasıyla birlikte ambalaj ve ambalaj makineleri nin büyük önem kazandığını söyleyen Makina Tanıtım Grubu Yönetim Kurulu Üyesi ve Darka Makina Sahibi Merih Eskin, “Asya ve Doğu Avrupa ülkelerinde ambalaj makinelerine olan talebin artması beklenmektedir” diyor. Eskin şöyle devam ediyor: “Ambalaj makineleri özelinde dünya ihracatı 2008 yılında 15,8 milyar dolardı. 2009 yılında kriz etkisi nedeni ile standart sapma sayı ldığından belirleyici rakamın bu şekilde alınmasında fayda vardır. Almanya, İtalya, ABD ve İsviçre dünya ticaretinde bu alanda sektör liderleridir. Türkiye’de ise ambalaj makineleri ihracatı 83,6 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2007’ye göre bu artış yüzde 85’in üzerindedir. Rusya Federasyonu bizim için en fazla ihracat yaptığımız ülke iken 2008’de bu unvanı İtalya ele geçirdi. Türkiye’nin ambalaj makineleri ihracatı ile ithalatı arasındaki makas çok büyüktür. İhracatta büyük oranlı artışlar yaşanırken ithalatta küçük oranlarda azalma gözlenmektedir. Gıda sanayine yönelik ambalaj makineleri üretimi sektörün yaklaşık beşte ikisini oluşturmaktadır.” Eskin sektörün öne çıkan sorunlarıyla ilgili ise şöyle konuşuyor: “Bunların en başında girdi maliyetlerinde rekabetçi olamamak ve özellikle ileri düzeyde teknoloji kullanımının gerektiği makinelerde bu komponentler açısından dışarıya olan bağımlılık ve rakiplerimize oranla bunları daha pahalıya mal ediyor olmamız söylenebilir. Kalite algımızın yabancı makine markaları ile yarışamaması ise diğer bir önemli sorunumuzdur. Hatta kısa bir süre öncesine kadar Asya Pasifik ülkelerinin markalarına bile bizden fazla güveniliyordu denebilir. Üretimin planlama ve kontrolü açısından gelişmemizi hızlandırmak ve bunu kalite odaklı ve ölçme kontrol tekniklerini kullanarak yapmak son derece önemlidir.”
YALIN VE VERİMLİ ÜRETİM SİSTEMİNE GEÇİLMELİ
Eskin, ayrıca firmaların kurumsallaşamaması na da değinerek, yalın ve verimli üretim sistemine geçememenin işletmelere çok zarar verdiğini söylüyor. Eskin şöyle devam ediyor: “Çok geç değil. Bu sistemleri kuran ve kemikleştiren uygulamalara yönelik eğitim ve programların teşvik kapsamına alınmasının tam zamanı. Sektörde lisan bilen mühendislik alanındaki gelişmeleri takip eden patent incelemeleri yapan, proje desteklerini izleyen ve başvuru dosyaları hazırlayabilen, e-ticaret yöntemlerini kullanmaya yatkın personel istihdam eden kitlenin azlığı büyük bir engel. Uzun süredir KOSGEB’den sadece bu amaca yönelik bir personel alı- mının teşvikini istiyoruz, bunu mevcut istihdam desteğine ek olarak istiyoruz. Böyle bir uygulama makine sektörünü çok ileriye taşıyacaktır. Makine üreticileri ile makine kullanıcılarının buluştu- ğu bir kanalın olmayışını da belirtmek lazım. Hızlı, düşük hata paylı üretim toleransı na uygun, pratik ve kolay kulla- nıma sahip makine üretip, düzenli servis hizmeti sağlayan yapılara sahip firmalar ve bunlara ihtiyaç duyan tarafları n birbirini bulma ve tanımada zaman kaybetmesi söz konusu.” Yeni pazarlara giriş, var olan pazarlarda tutunma ve komşu ülkelerle ticaretin gelişimi amaçlı her tür tanıtım ve sektörel ülke imajını güçlendirici faaliyetlerin hızlandırılması gerektiğini de vurgulayan Eskin, “Özel ve kamu kaynaklı desteklere erişimi kolaylaştırmalı ve kaynak yaratmalıyız” diyor. Bu açı- dan Türk Makine Kalite İşareti-TURQUM’ün çok önemli bir fırsat olduğuna da değinen Eskin şöyle devam ediyor: “Makine Tanıtım Grubu bütçesi kullanılarak sektörel üst marka olarak TURQUM’ün bilinirliğini sağlayabilmek mümkün hale gelmiştir. Türk makinecilerinin dış pazarlarda köklenmesini sağlayacak olan Makine Dış Ticaret Merkezleri ise gene bütçeden pay ayrılan başka bir projedir. Böylelikle ortak tanıtım, satış ve servis hizmetleri sağlayabilmek mümkün olacaktı r.” Rekabetçi olabilmenin temelinde teknoloji üreten ülke konumuna gelene kadar fiyatta rekabetçi olabilmenin yattığı nı aktaran Eskin, “Ortak Satın alma Organizasyonu-OSO bu anlamda bizler için hayatidir. Bu mekanizmaya şirketimiz yada derneklerimiz aracılığı ile dahil olabilmek, sisteme sahip çıkarak daha kaliteliyi daha ucuz fiyata alabilmeyi hep birlikte organize edebilmek gerekmektedir” diye konuşuyor.
“KATMA DEĞER YARATARAK BÜYÜYEMEDİK”
AMD Ambalaj Makinecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Aymaksan Ayla Makina Sanayi AŞ. Genel Müdürü Cemal Ayla özellikle firması penceresinden sektörü değerlendiriyor ve şöyle konuşuyor: “Son yıllardaki gelişmelerini ihracattaki performanslarına da yansıtan Türk ambalaj makineleri sektörü 2006-2008 yılları arasında diğer sektörler gibi büyüme gösterdi. Global krizin etkisiyle 2008 Mayıs ayından itibaren aslında işlerde iniş başladı. Burada sektör genelinde katma değer yaratarak büyüyüp büyümediğimiz irdelenmeli. Yoksa fasoncu, markasız orijinsiz makine ihracatçısı olması hiç arzu ettiğimiz bir şey değil. Türkiye’nin teknolojik anlamda ithalat ve ihracat kalemlerine bakıldığı zaman ülkemiz pek çok ürün ürettiği halde, aynı üründen çok sayıda büyük bir ithalat var. OAİB verilerine göre miktar olarak yüzde 15 artan ihracatımız, parasal de- ğer olarak yüzde 34 artmıştır.” “Biz makine üreterek yüksek katma de- ğeri olan bir ürün ortaya koyuyoruz.” diyen Ayla, bir ülkenin ekonomisini ayakta tutacak olan ana kaynağın üretim olduğunu söylüyor. Üretimin uzun vadede sağladığı katma değer ile toplum refah seviyesini yukarı taşıdığına da değinen Ayla, “1945 yılında savaştan çıkmış olan yıkık dökük Almanya’ya bakın. Eğer yüksek katma değerleri sağlayan makine üretimine girmeseydi Almanya bugünkü seviyesine gelebilir miydi?” diye soruyor. Günümüz de büyük ölçekli ve standart iş yapan firmaların ihracatlarını karsızlığa rağ- men arttırdığına da değinen Aya, belli ölçeğe gelememiş küçük ölçekli firmalarda üretimdeki kayıpların ciddi boyutlara ulaştığını ifade ediyor.
“KALİTESİZ ÜRÜN TÜRKİYE’NİN İMAJINI ZEDELER”
İhracatta başarılı olmak için ucuz diye dışarıya kalitesiz ürünleri yollayıp Türk imajını bozanlara karşı hiçbir yaptırım da olmadığına vurgu yapan Ayla sözlerini şöyle sürdürüyor: “Devletin destek verdiği fuarcılık firmalarını kurbanı olan ve sırf teşvik var diye araştırma yapmadan o fuarlara gidip boşa para döken çok firmamız var. Acaba o makinelere o ülkede pazar var mı? Dar pazarda fuara katılmış firmaların birbirinin fiyatını vurmasıyla fiyat dibe vurmuş, kar kalmamış, Türk malı imajı sı- fırlanmış. İnternet kullanan, gösterişli bir web sayfası yapan herkes ihracat yapabiliyor. Kimse altyapıyı sormuyor. Herhangi yaptırım, kural koymuyor. Hükümet makine sektörünü stratejik sektör ilan ediyor, ama ikinci el tebliğini yayınlıyor. Ambalaj makinelerinde İtalya, İspanya, Fransa kendi devletinin firmalara sağladığı kredilerle ülkemize geliyor otel/fuar veya sergi düzenliyor. Türk alıcı ise makinenin bedeline bakmı yor. Zaten kalitede belli bir çıtanın üzerinde, fiyata itiraz etse bile bulduğu ucuz finans kaynağı sayesinde yatırımı- nı halletmenin sevincini yaşıyor. Biz ise yatırımcının öz sermayesini alarak iş yapmaya çalışıyoruz.” firma olarak sipariş metoduyla çalıştı kları için Ar-Ge’yi aldıkları her makinenin siparişi sırasında yapmak zorunda olduklarının altını çizen Ayla şöyle devam ediyor: “Bu işe ayrı kaynak ayırmadan mevcut kadrolarımız sipariş sı- rasında geçmiş tecrübelerimizi yeni siparişe aktararak uyguluyor. Büyük firmalar bu destekleri kolaylıkla kullanırken, küçük işletmeler yeterince yararlanamı yor. AB’de ilk 15 ülkenin yatı- rımcıları, sonradan üye olan on ülkedeki makine üreticilerini satın almışlar. Bu satın almada gözlemledikleri tek şey bilançodaki patent/faydalı model yansımaları, pazar payları ve sistemleri. Tezgah ve bina yatırımlarını en son dikkate almışlar. İster ISO Belgelendirme işi olsun ister CE uygunluk işareti olsun, maalesef işletmelerin verimini, kurallarını, disiplinini sağlayan, makinelerinde belli standartları deklare eden düzenlerden ziyade 2 günde parası yla alınan, çerçeveli renkli evraklar haline getirilmiştir.” Ayla ayrıca makine sektörünün emek yoğun bir sektör olduğunu ifade ederek, yetişmiş işçiye, yani tasarımı yapacak kapasiteye sahip teorik ve piyasa bilgisiyle donatılmış, Ar-Ge yapabilecek mühendislere ihtiyacımız var diyor.
STANDART DIŞI ÜRETİM SEKTÖRÜ ZORA SOKUYOR
1971 yılından beri ambalaj makineleri sektöründe faaliyet gösteren Tam-Taş Makina Satış Müdürü Gökcan Alaşalvar imalatçı ve ihracat odaklı olarak faaliyet gösterdiklerini belirterek, “Ülkemizde ve ihracat yaptığımız pazarlarda geçen yıl ortaya çıkan küresel ekonomik krize bağlı olarak birçok sektörde hissedilmekte olan talep daralması ambalaj makineleri sektörü için de öne çıkan en önemli sorun olarak gözükmektedir” diyor. Ambalaj makinaları sektörü veya tüm makine imalat sektörü için önemli bir diğer sorunun da yürürlükte olan CE standartlarına uygun üretim şartına Türkiye’deki makine imalatçılarının uyması nın sağlanmaması olduğunu vurgulayan Alaşalvar, şöyle devam ediyor: “Yurt dışından gelen makine ve teçhizatlarda da bu standartların olup olmadığı yeterince kontrol edilmiyor. İhracat pazarlarımızda son zamanlarda, bu gibi standart dışı üretilen ambalaj makinaları sebebi ile ‘Türk malı kalitesizdir’ yaklaşımı ile karşılaşmaktayız ve bu durum firmamızın olduğu kadar sektörde faaliyet gösteren her firmanın ve ülkemizin makine ihracat sektörünün önündeki en büyük engel olarak kendini göstermektedir.” Ayrıca makine imalat sektörünün önemli problemlerinden olan kalifiye eleman sıkıntısı, finansman problemleri, devlet destekleri, leasing finansmanı konusunda 2 yıl önce kaldırılan KDV oranının yüzde 1’den yüzde 18’e çıkarı lması gibi konuların ambalaj makinaları sektöründe her firmanın ortak sı- kıntısı olduğunu vurgulayan Alaşalvar, bu sorunlar için çözüm önerilerini ise şöyle sıralıyor: “CE standartlarında üretim anlayışının, yani standartlara uygun imalat yapmak, yedek parça ve servis hizmeti vermek, hizmet yeterlilik belgesi vermek gibi olması gereken şartların imalat sektöründe uygulanması nın sağlanması, ithal edilen makine teçhizat gruplarında da standartlara uygun olmayan makinelerin ülkeye sokulmaması nın sağlanması.” Alaşalvar ayrıca geçtiğimiz dönemde beyaz eşya, mobilya, otomotiv sektöründe uygulanan ve başarılı da olan belirli oranda KDV muafiyeti modelinin tüm makine imalat sektörüne de sağlanması gerektiğini vurguluyor ve ekliyor: “Ayrıca imalat makineleri için Leasing işlemlerinde KDV oranının tekrar yüzde 18’den yüzde 1’e çekilmesinin sektörümüzün geleceği açısından en önemli destek olacağına inanı- yoruz.” İmalatını yaptıkları makinelerin üretim sektörüne yönelik olduğunun altını çizen Alaşalvar, sektörün desteklenmesinin aynı zamanda üretimin, istihdamın ve ihracatın desteklenmesi olduğunu söylüyor. Alaşalvar, “Ülke olarak en çok ihtiyacımız olan daha çok üretim ve daha çok ihracattır” diyor.
Kaynaklar: -Türkiye İstatistik Kurumu -International Trade Center(ITC) www.trademap.org -Ambalaj Makinecileri Derneği
KUTU 1: 2008’DE 66,8 MİLYON DOLAR İHRACAT
2008 yılında Almanya ve İtalya dünya ihracatının yaklaşık yüzde 63’ünü gerçekleştirdi. Türkiye ise 2008 yılında gerçekleştirdiğ i 66,8 milyon dolar ihracat ile sektörün dünya ihracatından yüzde 0,4 pay aldı ve sıralamada 22. konuma yerleşti (BM verilerinde ‘diğer paketleme, ambalajlama, etiketleme ve mühürleme makinelerinin aksam ve parçaları’ na ait veriler bulunmadığı için ihracat değerleri daha düşük görünüyor. Türkiye’nin sektör ihracatı 2008 yılında TÜİK verilerine göre 83,6 milyon dolar.) KUTU 2:
SEKTÖR İTHALATINDA 12. SIRADAYIZ
2008 yılı sektör ithalatında önemli ülkeler sıralamasında 12. konumda bulunan Türkiye, 295 milyon dolar değerinde ithalat gerçekleştirerek, dünya geneli ambalaj makineleri ithalatından yüzde 2 pay aldı. Türkiye’nin ithalatı söz konusu yılda yüzde 9,8 artış göstermiştir (TÜİK verilerine göre Türkiye’nin ithalatı 353,9 milyon dolar). 2008 yıllarında, G.T.İ.P bazında dünya ambalaj makineleri ithalatında, 8422.30 pozisyonunda tanımlı ‘Şişe, Kutu vb. Doldurma, Kapsülleme, İçecekleri Gazlandırma Makineleri’ grubunun ithalatı yüzde 16,6 artarak 7.342 milyon dolara, 8422.40 pozisyonunda tanımlı ‘Diğer Paketleme /Ambalajlama Makineleri’ grubunun ithalatı ise yüzde 13,4 artarak 7.345 milyon dolar değerinde gerçekleşti.
KUTU 3: 2009’DA İHRACAT YÜZDE 23,8 DÜŞTÜ
Türkiye’nin 2008 yılındaki sektör ihracatı ürün bazında incelendiğ inde, 44,8 milyon dolar ile birinci sırada ‘Diğer Paketleme/Ambalajlama Makineleri’ kaleminin yer aldığı, bu ürünü 22 milyon dolar ile ‘Şişe, Kutu vb. Doldurma, Kapsülleme, İçecekleri Gazlandırma Makineleri’ ve 12,4 milyon dolar ile ‘Diğer Paketleme/Ambalajlama Makinelerine Ait Aksam; Parçalar’ grubunun izlediği görülüyor. 2007-2008 döneminde ihracat artış oranı açısından, ilk sı- rada yüzde 158,7 ile ‘Diğer Paketleme/Ambalajlama Makinelerine Ait Aksam; Parçalar’ kalemi yer aldı, bu kalemi yüzde 121,1 ile ‘Diğer Etiketleme, Mühürleme vb. Makinelerinin Aksam; Parçaları’ ve yüzde 114,2 artış oranı ile ‘Şişe, Kutu vb. Doldurma, Kapsülleme, İçecekleri Gazlandı rma Makineleri’ takip etti. 2009 yılı Ocak-Kasım döneminde ise ihracat yüzde 23,8 düşerek 60,2 milyon dolar değerinde gerçekleşmişti.