Ülkemizde sanayileşmeyle eş zamanlı olarak 1950’li yıllarda uygulanmaya başlayan ısıl işlem, 1970’li yılarda sektörleşmeye başladı. Günümüzde ise dünya bazında uygulanan teknolojilerle boy ölçüşen Türkiye’de ise yaklaşık...



Isıl işlem, özellikle metalik malzemelere uygulanan, malzemenin sertlik, mukavemet ve benzeri mekanik özelliklerini belirli metotlar doğrultusunda sıcaklık değişimi ile iyileştirme amaçlı, değerine değer katan prosesler bütünü olarak biliniyor. Türkiye’nin son yıllarda içinde bulunduğu endüstriyel gelişimin bir sonucu olarak artan rekabet ortamı, üretim adetleri ve kısalan teslim süreleri kalıp ve takımların daha yüksek hızlarda sorunsuz bir şekilde çalışmasını zorunlu kılıyor. Beklentileri karşılayabilecek takım ve kalıplar; ancak iyi bir ısıl işlem, kaliteli çeliğin kombinasyonuyla elde edilebiliyor. Bugün endüstriyel piyasada çelik kalitesi ve çeşitliliği sürekli gelişim göstermekte yüksek aşınmaya maruz kalan takımlarda yeni nesil toz metalürjik çelikler, sıcak iş uygulamalarında ESR, VAR işlemleri uygulanarak EFS (Extra Fine Structure) olarak adlandırılan ekstra temiz ve homojen mikro yapıya sahip sıcak iş çelikleri yaygın bir şekilde kullanılıyor. Isıl işlemin bir kalıba v e takıma kattığı değer göz önüne alındığında çelik kalitesinde yaşanan bu gelişime paralel olarak çeliklerin ısıl işleminde kullanılan ekipmanların, ısıl işlemcinin takım çeliği alanındaki bilgi, birikim ve tecrübesi büyük öneme sahiptir.

Isıl işleme neden gerek duyulur?
Isıl işlem hemen hemen her sekt örün ihtiyaç duyduğu bir proses bir işlemdir. Ancak ısıl işlemin uy gulama alanlarına bakıldığında iki amaçla yapıldığı görülür. Isıl işlemin kullanım alanına göre ilk etapta ürünü şekillendirmeye yönelik olarak uygulandığı görülür. Diğer kullanım nedeni ise parçanın uygun kullanım özelliklerini sağlamaya yöneliktir. Ürünü şekillendirmeye yönelik ısıl işlemlerde bir önceki prosesten kalan (örneğin; soğuk şekillendirme) ve/ veya metalürjik iyileştirmeden kalan stresleri kaldıran ve malzemeyi yumuşatan, normalize (havada soğutma ve tavlama) işlemlerini kapsar. Parçanın uygun kullanım özeliklerini sağlamaya yönelik ısıl işlemler ya bitmiş ya da bitmeye yakın çelik parçalara çalışma şartlarındaki istenilen özelliği kazandırmak amacıyla yapılır. Ancak kullanım özelliklerine uygulanan ısıl işlemlerin teknik metotları kendi içersinde değişim gösterir:
a) Sertleştirme:
Mekanik özellikleri yükseltmek, sertliği yükseltmek, aşınma dayanımı arttırmaya yönelik uygulanan işlemdir.
b) Temperleme-Menevişlime: Yüksek gerilmenin ve kırılganlığın ortadan kaldırıp, malzemeye tok bir yapı kazandırmaya yönelik uygulanan işlemdir.
c) Martemperleme:
Sertleştirme işleminin şiddetinden oluşan iç gerilmeler nedeniyle, parçalarda çarpılma riski vardır. Parçalara dışarıdan merkeze doğru oluşan iç gerilmeleri minimize etmesi sağlanır.
d) Östemperleme: Çarpılmayı minimize etmek için yapılan işlemdir. Bu işlem yüksek karbonlu ve göreceli olarak ince kesitli parçalara uygulanır.
e) Yüzey sertleştirme: Birçok parçalara aşınmaya dayanıklı sert bir yüzeyle beraber darbelere karşı bir tokluk istenir. Bu türlü parçalara çok çeşitli işlem uygulanabilir. Bu uygulamaları temel olarak iki gruba ayırabiliriz. Termokimyasal proses; düşük karbonlu çeliklerde uygulanır. 500-1000 oC arası bir sıcaklıkta azot ve/veya karbonun difüzyonu ile zenginleştirilir. Karbürleme ve karbonitrürlemede ise genellikle sertleştirilip, menevişlenmiş ve alüminyum krom ve molibden alaşımlı özel çeliklerde uygulanır. Çok sert derinliği az; fakat çok sert yüzey elde edilir. Karbon difüzyonu ile gerçekleştirilir. Azot difüzyonu kullanılırsa buna nitrürleme denilir. Nitrokarbürlemede ise belirli sıcaklık aralığında karbon difüzyonu ile birlikte azotun kullanıldığı bir termokimyasal işlem söz konusudur. Bu işlemde çok az 10-20 mikron gibi bir çelik tabakası elde edilir. Bu sert gözenekli ve aşınmaya ve korozyona dayanıklı bir yüzeydir. Bu işlem sırasında oksidasyon işlemi de uygulanarak korozyon dayanımı arttırılır. Bunların dışında lokal t ermal yüzey sertleştirmede yüzeye karbon zenginleştirilmesi uygulanmaz. Çelik ısıtılıp; su, sıvı, atmosfer gibi ortamlarda soğutulduğunda, yeterli yüzey sertliği alabilecek karbon ve/ veya alaşım miktarına sahiptir. Çabuk soğutma nedeniyle sert bir yüzey tabakası elde edilir.

Isıl işlem fayda sağlıyor
Gerilim giderme, normalizasyon veya tavlama işlemlerinin hepsi metalleri ve alaşımları daha sonraki işlemlere veya amaçlanan kullanım şartlarına hazırlarlar. Malzemelerin kolaylıkla işlenme kabiliyetini kontrol eder, serviste çarpılmalarını önler, çatlama veya yarılma olmadan şekillendirilmelerini sağlar. Minimum çarpılmayla sertleşme veya sementasyonu sağlar veya paslandırıcı ortamlara dayanımını yükseltir.

Isıl işlemlerin sınırları
- Karbon veya düşük alaşımlı parçaların gerilim giderilmesi genel likle uygulanan son işlem ısıl işlemdir. Bu nedenle işlem gören malzemelerin mekanik özelliklerinin olumsuz etkilenmemesinden emin olunmalıdır.
- Talaşlı işlemler arası gerilim giderme işlemi ön işlem görmüş malz emelere uygulanabilir. Gerilim giderme etkisi mekanik özelliklerin kaybını önlemek için bir miktar azaltılabilir.
-  Birçok östenitik paslanmaz çelikler yüksek sıcaklıkta gerilim giderme veya çözelti tavı sonrası hızlı soğumaya ihtiyaç gösterir. Bu durumlarda bir miktar çarpılma veya kalıcı gerilimlerin tekrar meydana gelmesi kaçınılmazdır.p Gerilim giderilecek, tavlanacak veya normalize edilebilecek parça boyutları ısıl işlemcide mevcut ekipman tipine bağlıdır. Büyük parçalar için uygun ölçüdeki tesis imkânlarını daha önceden araştırmak gerekir.

Hangi problemler oluşabilir?
- Birçok gerilim giderme işlemi açık atmosferde uygulanır; fakat koruyucu ortamlar da mevcuttur. Açık havada alaşımlar, alaşım cinsi ve kullanılan sıcaklığa bağlı olarak renk değişimi veya tufallaşmaya uğrarlar. Bu nedenle işlem sonrası temizlik gerekebilir.
- Normalizasyon genel olarak yarı mamul çelik parçalara açık atmosferde uygulanır, daha sonra talaşlı işlemle temizlendiklerinden tufallaşma veya dekarbürizasyon sorun yaratmaz. Bazen koruyucu bir ortam gerekebilir. Örneğin; son ölçüdeki parçalara kısmi yüzey sertleştirme öncesi normalizasyon uygularken.
- Tavlama işlemleri açık havada veya eriyik tuz, kontrollü gaz atmosferi veya vakum gibi koruyucu ortamlarda uygulanabilir. Bazı tavlama işlemlerinde gereken uzun süreler koruyucu bir ortam seçimini gerekli kılar.
- Hassas ince cidarlı kaplara veya büyük ağır parçalar yüksek sıcaklık işlemleri uygulandığında her zaman çarpılma /bükülme riski vardır. Bu problemi önlemek için ısıl işlemciniz özel destekler veya aparatlar kullanımına ihtiyaç duyabilir.

Isıl işlemler için şartname
Mümkünse aşağıdaki bilgilerin tamamı kapsanmalıdır. Emin değilseniz bir şartname hazırlamadan önce ısıl işlemcinize danışınız;
- Gerekli işlem: Bu, gerilim giderme, normalizasyon veya tavlama olabilir, Parlak işlem gerektiğinde veya açık atmosfer yeterli ise belirtiniz.
- Malzeme: Tipi, sınıfı, ilgili standart, mümkünse teknik resim, kimyasal bileşim ve çelik üreticisinin kalite belgesi verilmelidir.
- Uygulanabilecek genel standartlar: Bağlantı kurulacak ilgili detayları içeren standartlar.

- Mevcut durum: Mekanik veya diğer özellikleri sağlamak için uygulanmış sertleştirme ve meneviş, çözelti tavı ve yaşlandırma gibi herhangi ısıl işlem detayları.
- Gerekli mekanik özellikler: Genellikle ilgili standarttan bir sertlik veya çekme dayanımı aralığı belirtilebilir. Isıl işlemcinin kontrolü dışındaki değişkenlerden dolayı belirli tek bir değer ön görülemez. (Örneğin; aşırı soğuk şekillendirme etkilerini uzaklaştırmak için tavlama). Çoğunlukla normalize edilecek veya tavlanacak malzemeler için bir maksimum sertlik değeri talep edilir. Bazı standartlar çelikler için bu tür değerler belirtirler.
- Gerekli testler: Gerekli test tipleri. Örneğin; sertlik (Vickers veya Brinell), çekme dayanımı gibi ve özel test noktalarını veya test parçaları için numune alım şeklini belirtiniz.
- Özel belge veya veri talepleri, ısıl işlemci tarafından sağlanması gerekli olanlar. - Gerekli diğer hizmetler: Örneğin; doğrultma (çalışma sınırlarıyla birlikte), temizleme / kumlama, laboratuvar veya özel tahribatsız test servisleri.







MISAD:
“Isıl işleme meslek standardı geldi”
MISAD’ın amaçları nelerdir?

Firmalar arası iletişimi arttırarak bilgi paylaşımı sağlamak, kendimizi geliştirmek, güç birliğini yaratarak eğitime katkı sağlamak ve en önemli konu olan kalifiye eleman ihtiyacını gidermek MISAD’ın amaçlarından bazılarıdır. Bunun yanı sıra ortak hareketlerle bazı maliyetleri düşürmeye çalışıyoruz. Gelecek dönemde, çevre ve iş güvenliğiyle ilgili olarak Avrupa Birliği önümüze bazı şartlar getirecek. Bunlarla ilgili üyelerimize ve devlete yol göstermek için çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’de henüz ısıl işleme dair herhangi bir standart yok. Isıl işlem bilinmeyen bir meslek, hatta meslek olarak dahi görülmüyordu. Isıl işlem şu anda bir meslek standardı olarak ortaya çıktı. Bu konuları da biz takip ediyoruz. Dolayısıyla bu bilinmeyen mesleği devlete de tanıtarak onlarla birlikte yönetmelikler çıkartmaya çalışıyoruz. Tabii ki enerji konusunda da çok sıkıntımız var. Enerji bu ül kede pahalı ve sektörümüz enerji yoğun bir sektör. Bu sektörün neredeyse ham maddesi enerjidir. Dolayısıyla bu konuya da önümüzdeki dönemde el atacağız.

MISAD üyeleri kimleri kapsıyor?

Biz herkesi derneğimize davet ediyoruz. MISAD altında işlem y apan üreticiler belirli bir kalitede ve güvenilir, çevreye saygı duyarak işlem yapan firmalardır. MISAD üyeleri belirli bir sınıfın v e bilgi birikiminin üzerindedir. Isıl işlem daha çok büyük oyunculardan ziyade, küçük firmaların yer aldığı ve herkesin birbirini tanıdığı bir sektördür. MISAD’ın da toplamda 30 üyesi bulunuyor. MISAD, ülkemizde ısıl işlem sektöründe faaliyet gösteren tek dernektir. 30 üye haricinde ısıl işlem konusunda faaliyet gösteren firmalar da var. Ancak yaptığımız araştırmalar sonucu Türkiye’de yaklaşık 200 tane ısıl işlemci var. Bunların 30 tanesi MISAD’a bağlı; ama kapasite açısından bakıldığında neredeyse yüzde 70’lik kısım bizim üyemiz diyebilirim.

Yurt dışındaki ısıl işlem firmalarıyla
Türkiye’dekiler arasında ne gibi farklar var? Dünya baz alındığında biz işin neresindeyiz? Teknoloji olarak baktığımızda Türkiye işin çok gerisinde değil. Teknoloji anlamında fırınlarımız artık eskisinden çok daha iyi durumda. Eski teknoloji kullanıldığı zamanlarda ısıl işlem tuz banyolarında yapılıyordu. Yurt dışında 1960’lardan itibaren teknik ekipmanlar kullanılarak yapılmaya başlandı. Zamanla çevreye duyarlılığı olan başka proses şekilleri geliştirildi. Bizde bu sistemlerin devreye girişi 1990’ların başlarında oldu. Şu anda en son t eknoloji olan vakum altında ısıl işlem t eknolojisi kullanılıyor. Şu anda Avrupa’da 2000 yılı itibariyle trendi yakaladık. Bundan 10-15 sene öncesinde sektörde hep ikinci el fırınlar çalışı - yordu. Ama şimdi artık y eni fırınlar devreye girdi. Avrupa’da hangi teknolojiler varsa buraya getirildi. Elbette bütün ısıl işlemciler a ynı standartta değil; ama teknoloji olarak kendimizi neredeyse onlarla bir sayabiliriz. Ancak kalifiye eleman olarak istihdam edilen personel seviyesinde maalesef bir değiliz. Avrupa’da bu konuda bilinçli çalışanlar varken, bizde çalışan personeli kendimiz yetiştirmeye çalıştığımızdan, onların seviyesine ulaşamıyoruz. Bu arada Avrupa Birliği ülkelerindeki firmalar elbette çevresel sorunlarını, iş güvenliği sorunlarını çözmüş, bununla ve enerjiyle ilgili destekler alıyor. Örneğin; firmanızda bazı teknolojik yatırımları yaptıktan sonra enerji verimliliği ile ilgili çalışmaları y aptığınızı devlete gösterirseniz, devlet size enerjide sübvansiyon uyguluyor. Dolayısıyla enerjiyi bizden yüzde 20-30 daha uygun fiyata alabiliyor. Ancak Türkiye’de bu söz konusu değil. Bu sektör işçi yoğun bir sektör. En büyük problemlerden biri kayıt dışı işçilik veya asgari ücret üzerinden ödenen ücretler. Bu sektördeki diğer oyuncuları haksız rekabete sokan bir durumdur.

Türkiye’deki ısıl işlem firmaları
kapasiteyi karşılayabiliyor mu?
Isıl işlem firmaları 2006-2008 yılları arasında ciddi kapasite arttırımına gitti. 2008’deki üretim patlamasını karşılamak için kapasite arttırımı oldu. Ancak kriz sonrası üretim düşünce ısıl işlemciler bir t akım kapasitelerini özellikle bağlantı elemanları sektörü ellerinden çıkarmak zorunda kaldılar. Şimdi tekrar üretim artmaya başlayınca yatırım ihtiyacı doğdu; ancak yatırım yapmak kolay değil. 2006 yılında müş terilerimizle beraber kapasite arttırımına gitmiştik, firma sizi yarı yolda bıraktığı zaman fırın sizin riskiniz oluyor. Dolayısıyla krizde insanlar dersini aldı ve şimdi yeniden kapasite arttırımı isteği geldiğinde çok dikkatli yaklaşıyor. Fiyat konusunda da yine çok dikkatli yaklaşıyoruz. 2002 yılındaki fiyatlardan daha düşük fiyatlara şu anda iş y apılmakta, 2002’den bu yana işçilikte, asgari ücrete, enerjiye ne kadar zam y apıldı diye bakarsanız işin içinden çıkmak mümkün değil. Bu bakımdan ısıl işlemciler daha fazla yatırım yapıp risklerini büyütmek istemiyorlar, katma değerli işlere yönelip bu konuda yatırımlarını yapıyorlar. Isıl işlem pazarı yüzde 80 müşterilerimizin içerisinde bulunuyor. Türkiye’de yaptırılan ısıl işlemin yüzde 20’si fason olarak yaptırılmaktadır. Bu da ısıl işlemcilerin düşünmesi gereken bir konu ve bunu değiştirmemiz gerekiyor. Taşeronlaşmayı daha fazla teşvik etmemiz gerekiyor. Bunun içinde sektördeki seviyeyi yükselt meye çalışıyor ve iş birliklerini daha iyi bir noktaya taşımaya çalışıyoruz.

Isıl işlemde rakamlar ne boyutta?
İhracat konusunda tam rakam vermemiz mümkün değil. Bizim çalıştığımız firmalar yurt dışında yerleşik değil, yerel firmalardır. Isıl işlemcilik zaten bu şekilde yürüyen bir iştir. Yani bulunduğunuz yere yakın firmalara hizmet verirsiniz. Basit anlamda size işlenmiş parçalar gelir, siz ısıl işlemini y aparsınız. Kalite belgesini de üzerine koyarsınız, irsaliyesiyle beraber geri firmaya götürürsünüz. Dolayısıyla bizim işimiz hep lokal, hatta İstanbul için semtsel bile denilebilir. Ama bizim müşterilerimiz çoğunlukla yurt dışına ihracat yaptığı için (çoğunlukla da makine ve otomotiv sanayii güçlü olarak ihracat yapıyor) biz de dolaylı yoldan ihracat yapmış oluyoruz. Üretimlerimizin neredeyse yüzde 50’si ihracat olarak sayılabilir; ancak ciro anlamında net bir rakam veremeyiz.

MISAD’ın faaliyetlerinden bahseder misiniz?
Bayrampaşa Endüstri Meslek Lisesi’nde meslek dalı olarak bir ısıl işlem bölümü kuruldu. Bu sene de il k mezunları verdi. O bölümün içerisinde ısıl işlem laboratuvarı kurduk. Tamamen bir parçayı alıp; ısıl işlem yapıp daha sonra metalurjik incelemesini yapabileceğimiz komple bir laboratuvar kuruldu. Bunun yanı sıra oradaki hocalarımızın eğitimine devam ettik. Çünkü okulda verilen teoriyle gerçek hayatta yapılan pratik arasında teknoloji farkı var. Tüm ısıl işlemcilerimizde birer ikişer günlük eğitimler vererek önce hocalarımızı eğittik. Sonra oradaki öğrencilerimizi işe aldık, staj imkânı sağladık. Isıl işlemin meslek standardını oluşturduk. Bunu yaparken de Mesleki Yeterlilik Kurumu ve Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) ile çalışmalara katıldık. Artık ısıl işlem mesleği tanımlı ve bunun değerlendirme ölçütleri var. Bu konu diğer meslek liselerinde de bu işin bir bölüm olarak açılmasına olanak sağlıyor ve bu konuda kalifiye eleman yetiştirilmesinin de önünü açıyor. Yürüttüğümüz diğer konuda ağır ve tehlikeli işler konusudur. Çalıştırdığınız her elemanın eğer bu kişi meslek lisesi mezunu değil ise ağır v e tehlikeli işler konusunda yetkili birimler tarafından bir kursa katılması gerekiyor. Şu anda bunun alt y apısını oluşturuyoruz. Burada firma sahiplerinden birkaç kişilik işçilerini eğitime göndermelerini istedik. Şu anda ısıl işlem için böyle bir organizasyon oluşturuyoruz ve tüm üyelerimizden bir iki kişi toparlayıp, bu eğitimi daha az maliyetli bir hale getireceğiz. Bunun neticesinde de herkesin işçilerini sertifikalandırmasını sağlayacağız. Bunun dışında Çevre Bakanlığı ile ilgili çalışmalarımız de vam ediyor. Isıl işlem konusunda teknik olarak yetersiz olunca ısıl işlemin yönetmelikte hangi sınıfa sokulacağı belli olmuyor. Çevre Bakanlığıyla ilişki içerisindeyiz. Bütün bu prosesleri tanıtmaya çalışıyor, bu proseslerin girdileri ve çıktılarının, çevreye zararının ne olduğunu, atıklarının nasıl bertaraf edilmesi gerektiği gibi konularda yardımcı oluyoruz ki denetledikleri yerlerde bunları doğru sorgulayabilsinler.

2011 yılı ekonomik anlamda sektör açısından nasıl geçiyor?
Geçen sene krizin etkilerinin bitmeye yüz tuttuğu bir dönemdi. 2011 ise ikinci çeyrekten itibaren her şeyin bir düzene girdiği, üretimlerin tekrar yoğunlaştığı bir dönem oldu. Bu şekilde devam ederse geçen seneki 1 milyon 90 bin olan t oplam araç üretimi, bu yıl 1 mily on 200 bin gibi gerçekleşecek. Bu da tabi neredeyse yüzde 10 üretim artışı demektir. Ayrıca Almanya’nın hızlı gidiyor olması da bize geçen seneye göre üretim artışı getirecektir.

ASSAB Genel Müdür : M. Önder Yücel “Gözden geçirilmesi gereken parametreler var”
“Son yıllarda ısıl işlem sektörü özellikle üretimdeki artışa (2008- 2009 kriz dönemi hariç) paralel olarak ciddi yatırımlarda bulundu. Bu yatırımlar halen devam etmektedir. Yapılan yatırımlar genelde yeni teknolojik gelişmelere paralel modern ekipmanlara olmuştur. Doğal olarak firmalar büyüyen pastadan daha fazla pay alabilmek için piyasanın toplamdaki talebini dikkate almadan kendi ölçeklerinde kararlar aldılar. Bunun sonucu olarak toplamda ani bir kapasite fazlası ortaya çıktı. Kapasitelerini doldurmak için firmaların kullandığı yöntem fiyatları aşağı çekmek oldu. Ticarette genel olarak bilinen olgu fiyatları düşürmenin kolay; ama olması gereken yere tekrar çekmenin ve artış sağlamanın oldukça güç olduğudur. Türkiye’deki ısıl işlem fiyatları o kadar geriledi ki Avrupa’daki fiyatların çok gerisine düştü. Bu olgu MİSAD’ı ziyarete gelen Alman Isıl İşlemciler Birliği’nden gelen heyet ile yapılan görüşmelerde net olarak belirlenmiştir. İşte bu noktada yatırımcıların gözden geçirmeleri gereken bazı parametreler bulunmaktadır. Bunları dikkate almadan yapılacak yatırım ve fiyatlandırmalar firmaları zora sokabilir. Öncellikle Türkiye’de yatırım maliyeti, kredilerdeki yüksek faiz oranları nedeniyle yüksektir. Diğer taraftan Türkiye’deki siyasal ve ekonomik ortam çok kararlı bir yapıya sahip değildir. Bugünden yarına değişebilir. Fırınlarda kullanılan ekipman ve malzemeler genellikle ileri teknoloji gerektiren ve ithal edilen ürünlerdir. Teknolojileri gereği pahalıdırlar. Yani bakım ve onarım sırasında hem dövize dayalı, hem de pahalı bir bakım onarım gerçekleştiriliyor. Eğer yapılan yatırımlarda getirilen fırınların bir kısmının da yurt dışından bazı tesislerden ikinci el olarak alınmış fırınlar olduğunu düşünürsek, bunlardaki bakım ve onarım ihtiyacı ile ömrün doğru orantılı olmayacağını söyleyebiliriz. İkinci el fırınlardaki diğer bir risk ise; Türkiye’de çok pahalı olan ve ısıl işlemin temel girdisi olan enerji tasarrufu konusunda yetersiz olmalarıdır. Bunların üst üste koyduğumuzda bir yatırım yaparken ve onu fiyatlarken nelere dikkat etmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Fiyatlama yapılırken, çoğu zaman finansal hesaplamalarda temel elemanlardan amortisman hesabının, yapılan yatırımın geri dönüş hesabının, atlandığını da ilave etmek isterim. Yukarıda anlatmaya çalıştığım gelişen ve değişen ısıl işlem pazarı, yatırımlar ve fiyatlandırma bugün ısıl işlemcilerin en önemli sorunu ve çözüm bekleyen olgusudur. Bunlara ek olarak, işletme maliyetlerinin kontrolünün de göz ardı edilmemesi gerekir.”

TURHAN ISIL İŞLEM MAKİNALARI
Genel Müdür : Turhan Cezayir

“Sektörde haksız rekabet yaşanıyor”
“Türkiye’de tüm sektörlerde konunun uzmanı olunsun ya da olunmasın, karlılık duyulması halinde, herkes her işi yapabilmek için yola çıkabiliyor. Tüm sektörlerde olduğu gibi maalesef ısıl işlem sektöründe de devlet tarafından gerekli planlamanın yapılmaması ve engelleyici tedbirlerin alınmamasından dolayı işin ehli olmayan kişiler bu işe para yatırıyor. Bu durum ise Türkiye’de gerekli kapasitenin üzerinde ısıl işlem firması olmasına ve haksız rekabet yaşanmasına neden oluyor. Bir başka konu ise büyük ölçekli çelik satışı yapan firmaların satmış oldukları ham çeliği işlem sonrası yine kendilerine ısıl işleme gelmesini sağlamak için müşteriler üzerinde çeşitli baskılar uygulamasıdır. Bu durum ise iştigal konusu sadece ısıl işlem olan firmaları zora sokuyor. Ayrıca yüksek kapasiteli ısıl işlem yaptıran firmaların bu kapasitelerini fiyat ve ödeme vadelerinde kullanmaları da sektör için sıkıntılı bir durumdur. Yukarıda değinmiş olduğumuz sorunlar için devlet veya odaların hiçbir çalışmaları olmadığı gibi sektörümüz tüm girdilerin ödemelerini peşin yapıp, uzun vadeli ödeme almakla maalesef karşı karşıyadır.”

PETROFER ENDÜSTRİYEL YAĞLAR
Genel Müdür :
Işıl Taşkın Kumcu

“Isıl işlem boyut atlayarak gelişti”
“Isıl işlem sektörü müthiş bir hızla büyümekte, Avrupa’da vuku bulan kriz neticesinde kapanan otomotiv yan sanayii firmalarının yerine siparişlerin Türkiye’deki dövme fabrikalarına, döküm fabrikalarına, alüminyum enjeksiyona, talaşlı imalata kayması; Türk fason imalatçılarının büyümesine, kaliteye yatırım yapmasına ve elemanlarını en iyi şekilde yetiştirmesine neden oluyor. İzmir, Bursa, İstanbul, Konya, Ankara, Kocaeli, Kayseri, Gaziantep ve Eskişehir Türkiye’nin otomotiv yan sanayinde ilerleyen en önemli şehirleridir. 1970’li yıllarda tuz banyoları ile başlayan ısıl işlem; artık fırınlar ve atmosfer kontrollü fırınlarla indüksioluyon ve vakum fırınları ile müthiş bir gelişim gösteriyor. Türk kalıp sanayinin efektif ve verimli çalışması, rekabetçi fiyatları, vakum fırınları yatırımlarını Türkiye’de hızlandırdı. 320 yıldan beri amaca dönük çelik cinslerine bağlı parça dizaynlarına bağlı ısıl işlem ihtiyacı olan özel ısıl işlem yağlarını üreten tek firma olarak Petrofer, Türkiye’nin ve komşu ülkelerdeki tüm sanayilerin özel endüstriyel amaçlı yağ ihtiyacını karşılıyor. Geldiğimiz yol küçümsenmeyecek kadar önemlidir; ama daha yolun basında olduğumuzun da bilincindeyiz.”

TERMOİNDÜKSİYON
Genel Müdür :
Burak Davut

“Devlet sektörü yeterince tanımıyor”
“Isıl işlem, konu itibariyle içinde metal barından hemen her sektöre hitap ediyor. İşin bu yönüyle metal parça ve makine imalatçıları için özellikle de üretimin çok büyük ağırlığının çelik malzemelerin teşkil ettiği bir noktada vazgeçilmez bir işlemdir. Isıl işlem sektörü, tarihçe olarak yurt dışında özellikle batı ülkelerinde Türkiye’ye görece olarak çok daha eskilere dayanan bir sektördür. Bu hali ile Türkiye hem teknik, hem de ticaret açısından konuyu biraz geriden takip ediyor. Ancak geçtiğimiz yıllarda kurulmuş olan Metal Isıl İşlemciler Derneği- MİSAD’ın çatısı altında yeni bir oluşumu, yeni bir arayışı görmekteyiz. Böyle bir derneğin kuruluşu bizleri sevindirmekle beraber sektördeki diğer ısıl işlemcilerle bir araya gelmeyi ve ortak konuları tartışmaya, sorunları beraberce çözüm aramaya zemin hazır hazırladı. Ancak sektörde kat edilecek hala uzun bir mesafe vardır. Sektörün Türkiye’deki konumu hala arzulanan yerde değildir. Özellikle ısıl işlem sektörünün devlet organları tarafından gerektiği şekilde tanınmaması ve algılanmaması, hizmet üreticileri olan ısıl işlemcilerin ham madde maliyet girdileri ve fiyat istikrarsızlıkları hala önemli sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Diğer sektörlerde de olduğu gibi ısıl işlem sektöründe yaşanan bir başka sorun ise yeterli sayıda nitelikli iş gücü olmamasıdır. Bu da bizi eğitim sistemimizi bir kez daha sorgulamaya neden oluyor. Sektörün devlet nezdinde tanınmasının sektörün önemi ve ihtiyaçları konusunda ısıl işlem yağlarını üreten tek firma olarak Petrofer, Türkiye’nin ve komşu ülkelerdeki tüm sanayilerin özel endüstriyel amaçlı yağ ihtiyacını karşılıyor. Geldiğimiz yol küçümsenmeyecek kadar önemlidir; ama daha yolun basında olduğumuzun da bilincindeyiz.” ışık tutacağı kanaatindeyim. Ayrıca ısıl işlem hizmeti sağlayan firmaların en büyük ham maddesi olan enerji maliyetlerinin tekrar gözden geçirilmesi gerek ısıl işlem sektörünün, gerekse imalat sektörünün rekabetçi bir piyasada avantaj elde etmesini sağlayacak. Kalite ve fiyat politikalarındaki istikrar, mesleki yeterliliklerin tespit edilmesi ve belgelenmesi bu sektör için büyük yarar sağlayacağı aşikârdır. Bu konuda eğitimli ve nitelikli personel yapısı büyük önem arz ediyor. Bir başlangıç olarak Bayrampaşa İnönü Endüstri Meslek Lisesi’nde ısıl işlem meslek dalının ilk mezunlarını vermesi mutluluk verici bir olaydır; ancak bu tarz çalışmaların üniversite meslek yüksek okulu ve lisans seviyesinde de olması görüşündeyim. Sonuç olarak ısıl işlem sektörü Türkiye’de olması gereken seviyeye ulaştığı zaman ciddi ticaret ve istihdam potansiyeli taşıdığı düşünüyorum.”