Yeni yönetmelikle birlikte ar-ge faaliyetlerine devlet tarafından ciddi destekler geliyor. ancak makine sanayisi çoğunlukla kobi ölçeğinde olan ülkemizde makine imal eden firmaların bu desteklerden yararlanması oldukça güç gözüküyor. diğer taraftan yüzde 100 oranında sunulan cazip desteklerin yabancı sermayeyi ülkemize çekmesine de tedbirli yaklaşanlar bulunuyor. 



Araştırma ve geliştirme faali- yetleri makine sanayisi açı- sından büyük önem taşıyor. Özellikle dünya ticaretinde rekabetçi bir konuma ulaşa- bilmek için yeni tasarımlara ve teknolo- jilere sahip makinelerin üretilmesi bir gereklilik olarak gösteriliyor. Bu neden- le Türkiye’nin sanayi üretiminde bölge- sel üs olmasını hedefleyen 5746 Sayılı “Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkındaki Kanun” 12 Mart 2008 tarih ve 26814 sayılı resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe gir- mişti. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan söz konusu kanunun uygulamasına ve denetimine ilişkin usul ve esasları dü- zenleyen yönetmelik ise 31 Temmuz 2008 tarihi itibariyle uygulanmaya baş- landı. 2023 yılı sonuna kadar sürecek destekle birlikte ülkemizde yeni bir dönemin başlatılacağı, araştırma ve geliştirme fa- aliyetlerine yeni bir boyut getirileceğini iddia ediliyor. Ancak bu yeni Ar-Ge Yö- netmeliği makine sektörü firmaları açı- sından ne tarz avantajlar sunuyor? Ço- ğunluğu KOBİ ölçeğinde olan Türkiye makine sanayisi firmaları bu yeni yönet- melikte yer alan şartlara uyum sağlaya- rak destek alabilecekler mi? Konunun uzmanlarına ve sektör temsilcilerine ye- ni Ar-Ge Yönetmeliği hakkındaki görüş- lerini ve makine sanayisine etkilerinin ne olacağını sorduk.



YENİ AR-GE YÖNETMELİĞİ NELER GETİRİYOR?
Yeni Ar-Ge Yönetmeliği ile birlikte işlet- melerin, Ar-Ge ve yenilik harcamaları tamamının gelir ve kurumlar vergisin- den muaf tutuluyor. Ayrıca Ar-Ge ve ye- nilik projelerinde çalışan Ar-Ge ve des- tek personelinin gelir vergisinin; dokto- ralı olanlar için yüzde 90’ının, diğerleri için yüzde 80’inin vergiden indirilmesi söz konusu. Diğer taraftan Ar-Ge ve des- tek personelinin sigorta primi işveren hissesinin yarısının beş yıl süreyle Mali- ye Bakanlığı’nca karşılanması sağlanı- yor. Ar-Ge ve yenilik faaliyetleri ile ilgili kağıtlarda damga vergisinden muaf tu- tuluyor. Yeni yönetmeliğin en önemli maddelerinden biri ise daha önce yüzde 40 olan araştırma ve geliştirme harcama- larının muafiyet oranının yüzde 100’e çı- karılması. Aynı zamanda Tekno-girişim sermaye desteği adı altında, üniversite- den yeni mezun veya son sınıfta olup da mezun olabilecek durumdaki öğrenciler- le, yüksek lisans ve doktora öğrencisi ki- şilerin teknoloji odaklı iş fikirlerini des- teklemek amacıyla bir defaya mahsus ol- mak üzere 100 bin YTL’ye kadar hibe ni- teliğinde sermaye desteği veriliyor. Düzenleme ile uluslararası büyük firma- ların Ar-Ge merkezlerinin Türkiye’de kurulmasının da önü açılmış durumda. Bunun ilk örneği, daha yönetmelik ya- yınlanmadan dünyanın en büyük finans kuruluşlarından biri olan BNP-Pari- bas’ın Ar-Ge merkezini Türkiye’ye taşı- ma kararı alması olarak gösteriliyor.

BÜYÜK İŞLETMELERLE, KOBİ’LERİN ARASINA KALIN ÇİZGİ
Yürürlüğe giren “Araştırma ve Geliştir- me Faaliyetlerinin Desteklenmesine İliş- kin Uygulama ve Denetim Yönetmeliği “ incelendiğinde işletmelerin destekten yararlanma imkanının temelde iki farklı şekilde ele alındığını belirten, Ar-Ge ko- nusunda birçok büyük kuruluşa danış- manlık hizmeti veren BMT firmasının Teknoloji Yöneticisi Bora Taştekin, bün- yesinde 50 Ar-Ge personeli çalıştıran firmaların Ar-Ge Merkezi olarak nite- lendirildiğini ve faaliyetlerinin destek kapsamında yer aldığını, diğer taraftan bünyesinde 50 Ar-Ge personeli çalıştır- mayan ve projeleri ulusal veya uluslara- rası fonlarca desteklenen Ar-Ge ve Ye- nilik faaliyetlerinin de desteklerden ya- rarlanabildiğini söylüyor. Diğer bir ifade ile kanun kapsamında iş- letmelerin desteklerden Ar-Ge ve yeni- lik faaliyetlerinden oluşan giderlerin desteklenmesindeki iki temel üzerine oturtulmuş durumda. Bunlardan ilki, iş- letme bünyesinde sürekli olarak en az 50 Ar-Ge personeli çalıştırması halinde işletme Ar-Ge merkezi raporlama tekni- ği ve merkezin denetlenmesi ile destek- leniyor. 50 Ar-Ge personeli çalıştırma- yan işletmelerin ise bu faaliyetleri proje bazında denetlenerek yararlanılması sağlanıyor. Aslında kanun koyucu büyük işletmeler ile KOBİ’leri çok yüksek bir kırılma nok- tasında ayırmıştır diyen Taştekin, bu ayırımın işletmelerin desteklenmesinde de oransal farklılıklar yarattığının altını çiziyor. Taştekin, Ar-Ge Kanunu ile da- ha önceden 5520 sayılı Kurumlar Vergi- si Kanunu’na istinaden sağlanan yüzde 40 oranındaki Ar-Ge indiriminin yüzde 100 oranına artırılmasının ve bu deste- ğin yanı sıra Gelir Vergisi Stopajı ve Si- gorta Primi destekleri de kapsama alın- masının bu yaklaşımlarına kaynak oluş- turduğunu söylüyor. Burada bir noktanın üzerinde durma- mız ve mevcut duruma bakmamız gere- kiyor. Bu kanun öncesi uygulamada olan Ar-Ge indirim oranı yüzde 40 oldu- ğu dönemde çok az sayıda işletmenin bu indirimden yararlanmakta olduğu bilinmektedir. Bu noktadan hareketle bu indirim oranının yüzde 100’e arttırıl- ması işletmelerin lehine bir durum. Di- ğer taraftan 12 yıldır TÜBİTAK – (Tİ- DEB) TEYDEB’e sunulan Ar-Ge yardımı (karşılıksız hibe) projelerinden yararla- nılma oranı da çok farklı değil. Sonuç olarak gerek Ar-Ge kanunu,  gerekse ortaya konulan yönetmelik incelendi- ğinde yasanın belirgin eksiklikleri bu- lunmuyor diyen Taştekin, tam tersine bir uygulamacı firma olarak yorumlar- sak yönetmeliğin çok doğru maddeler içerdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz diyor.

“MAKİNE SEKTÖRÜ İÇİN ÖNEMLİ AVANTAJLAR SUNUYOR”
Gerek Ar-Ge indirimi kanunu gerekse Ar-Ge yardımları makine ve aksamları sanayicileri için çok önemli destek im- kânları sunmaktadır. Ancak günümüz teknolojik koşulları göz önüne alındığın- da her makine sanayisinde simülasyon yaklaşımı, sinerji üretimi ve teknolojik iş birliği anlayışının günümüz koşulların- da yeniden yorumlanmasına ihtiyaç bu- lunuyor. Diğer bir ifade ile küçük veya büyük ölçekli her imalatçı üretimleri üzerinde yenilik içeren çalışmalara önem vererek düşük maliyet, yüksek verim ve kaliteli ürün proseslerine yo- ğunlaşmasıyla destek imkanları kendili- ğinden işletme bünyesi içerisinde yerini alacak, mikro ve makro ekonomik kat- ma değer yaratacak. Sonuç olarak şunu söylemek mümkündür; üretim öncesi satış pazarlama aşamasından başlaya- rak ürün ve üretimin her aşamasında vergi indirimleri ve Ar-Ge yardımları hissedilebilir destek sağlayacağı açıktır. Diğer taraftan sanayicimize sunulan vergi indirimi ve yardımların kamu kay- nağı tarafından finanse edildiğini unut- mamak gerekiyor. Aynı zamanda bu yeni Yönetmelikle, re- kabet öncesi işbirliği projelerinde bir firma ya da sanayi dalının içyapısında meydana gelen değişikliklerin, o firma ya da sanayi dalına sağlamayı amaçladı- ğı faydanın birden fazla işletmenin bir araya gelerek ortak bir alanda ve bir Ar-Ge bütçesi çerçevesinde yapacağı bilimsel ve teknolojik çalışmalarla da sağlayabileceğinin altını çizen Taştekin, tekno girişim sermaye desteği ile yeni mezun olacak teknik personel ile mezu- niyetini takip eden 5 yıl içinde katma değer ve nitelikli istihdam yaratan çalış- malara karşılıksız ve teminatsız olarak tesis edilen sermaye desteğinin de çok önemli faydalar sağlayacağına inandığı- nı söylüyor. 

Yabancı sermayenin  önü açılıyor
Ar-Ge vergi indiriminin yüzde 40 Ar-Ge yardımlarının yüzde 60 mertebelerinde olduğu zamanlarda bile ülkemizin ya- bancı sermayenin gelmesine destek ol- duğu biliniyor. Vergi indiriminin yüzde 100’e çıkartılması ile Ar-Ge merkezi kapsamı dışında kalan parçalı Ar-Ge ya- tırımlarının da ülkemize giriş yapması bekleniyor. Günümüz teknolojik geliş- melerinde ayrılmaz parça olan Ar-Ge yatırımlarının indirim ve desteklerinden faydalanılabilmesi, ülkemizin 2023 yılına kadar dünya üzerindeki on büyük eko- nominden biri olması için önemli avan- tajlar sunuyor. Bu hedefe ulaşırken de yüksek katma değer yaratan makine ve aksamlı sanayicilerinin de bu teknolojik hamlede önemli bir aktör olacağı düşü- nülüyor.



“KÂĞIT ÜZERİNDE KALMASIN, UYGULANSIN”
Yeni Ar-Ge teşvik yönetmeliği, işletme- lerin, AR-GE ve yenilik harcamalarının tamamının gelir ve kurumlar vergisin- den muaf tutulması, AR-GE ve yenilik projelerinde çalışan AR-GE ve destek personelinin gelir vergisinin; doktoralı olanlar için yüzde 90’ının, diğerleri için yüzde 80’inin vergiden indirilmesi, uy- gun görülen projelerin 100 bin YTL’ye kadar hibe ile desteklenmesi gibi olum- lu karşıladığımız teşvikler getiriyor di- yen Anadolu Un Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Yaşanur Ağbaba, bu açıdan, yeni yönetmeliği destekledikle- rini belirtiyor. Şu ana kadar gelişmiş ülkelerle ülkemizi Ar-Ge alanındaki ilerlemeler üzerinden karşılaştıracak olursak desteklemeler de dâhil olmak üzere her alanda geri oldu- ğumuzu görürüz diyen Ağbaba: “Bu ka- nunla birlikte Ar-Ge’ye önemli destekler geldiğine inandığını. Kanunun çıkması- nı tabii ki çok olumlu bulduğunu, ancak kanunun çıkması kadar önemli bir diğer husus ise kanunun uygulanabilmesi ol- duğunu söylüyor. “Hepimizin bildiği gi- bi ülkemizde her şey çok ağır ve yavaş ilerliyor. Bu anlamda bürokrasinin de yavaş işlediğini düşünüyorum. Bu se- bepten kanunun uygulanmasında, baş- vuruda bulunan firmalara geri dönüşle- rin yavaş ve sürecin de çok sancılı geçe- bileceği kaygıları taşıyorum. Kanunun uygulanabilmesini becermek önemli derken bu kaygılarımı anlatmaya çalışı- yorum. Yani asıl önemli olan şey bu ya- sanın, KOBİ’lerden diğer bütün sanayi- deki büyük firmalara kadar her girişim- ci için hayatta karşılık bulması gereki- yor” diyen Ağbaba, Türk Makine İma- latçıları açısından değerlendirecek olur- sak yeni kanunu Ar-Ge çalışmalarına ciddi destek sunacak önemli bir adım olarak gördüklerini ve doğru uygulan- dığı takdirde sektörün dünya pazarla- rındaki rekabet gücünü artırabileceğine inandıklarını söylüyor.

“YÖNETMELİKLE AR-GE ÖZENDİRİLİYOR”
Aynı zamanda yeni Ar-Ge teşvik yönet- meliği ile verilecek desteklerin, firmala- rımızın bu alana daha çok yatırım yap- malarını sağlayabileceğine ve bu alanda yatırım yapmanın önemini kavramaları- nı sağlayabileceğine inandığını belirten Ağbaba: ?Örneğin; daha önce hiç Ar- Ge çalışması gerçekleştirmemiş olan bir firma, bu teşvikler sayesinde Ar-Ge ça- lışmalarına yönelebilir ve hatta önemini de kavrayarak kendi ürününü geliştirme yoluna gidebilir. Buraya kadar hep ka- nunun işlerlik kazanmasının en az çıka- rılmış olması kadar önemli olduğunu söyledim. Bu noktada sanayicilerimizin de harekete geçmeleri de kanunun iş- lerlik kazanması kadar önemli. Hatta ka- nuna işlerlik kazandırılmasının en önemli aracı sanayicilerimizin çıkan ya- saların takipçisi olmaları. Zaten bu yasa- nın bu zamana kadar çıkarılmamış ol- ması da sanayicilerimizin Ar-Ge çalış- maları konusunda bir basınç yaratama- mış olmalarından kaynaklanıyor” diyor. Şu anda devletimiz geç de olsa bir adım atmış durumda, artık sanayicilerimizin bunun takipçisi olması ve Ar-Ge çalış- malarının ne kadar önemli olduğunu ar- tık bütün imalatçı firmaların kavramala- rı gerektiğini söyleyen Ağbaba: “Ne ya- zık ki, ülkemizden yurtdışına, özellikle batıya ciddi bir beyin göçü yaşanıyor. Bu sebepten de pek çok büyük firma, Ar-Ge çalışmalarını veya üretimde kar- şılaştıkları sorunun çözümü için gerekli çalışmaları gelişmiş ülkelerdeki üniver- sitelerle işbirliği halinde yürütüyor. Be- yin göçünün önlenmesi anlamında da bu yasanın çok önemli bir işlevi olabile- ceği inancındayım. Firmalarımız da bu yasa sayesinde Ar-Ge çalışmalarının da ülkemizde başarıyla yapılabileceğini gö- receklerini düşünüyorum. Çünkü artık yetişmiş eleman açısından da, teknolojik altyapı açısından da ülkemizde her şe- yin yavaş yavaş yerine oturduğunu dü- şünüyorum. Bu gün, ülkemizde, tekno- lojik olarak, gelişmiş ülkelerle rekabeti yürütebilecek bir altyapı var ancak sü- rekli geliştirilmesi gerekiyor. Baktığı- mızda, Ar-Ge konusunda tabii ki Avru- pa ülkeleri veya diğer gelişmiş ülkeler ciddi olanaklara sahipler ancak biz de kendi altyapımıza yatırım yaparsak ara- da kapanmayacak bir fark olduğunu düşünmüyorum. Artık ülkemiz bu ko- nuda emekleme sürecini geride bırak- mış durumda” diyor.

“UYGULAMA AŞAMASINDA DENETİM ÇOK İYİ YAPILMALI”
“Yeni yasalaşan Ar-Ge teşvik yönetmeli- ği, gerçekten çok olumlu ve çok güzel bir düşünce. Yasa çıkarma kısmı bence tamam. Ancak bu güne kadar şahit ol- duğumuz genel bir işleyiş var. Bundan önce pek çok çıkan kanunla beraber tecrübe ettiğimiz şey, bu yasalar çıkarıl- dıktan sonra denetim ayağının ne yazık ki boş bırakıldığı gerçeğidir. Yani be- nim bizzat gördüğüm pek çok kandır- maca yaşanıyor” diyen KRL Bilgisayar İletişim Şirketi Ar-Ge Sorumlusu Önder Samut, mesela, hiç ilgisi olmayan bir ürünü sanki kendi tasarlamış gibi göste- rerek devletten para almaya çalışanlar olduğunu, aslında yeni yönetmelik tam olarak denetlenebildiği takdirde çok gü- zel ve faydalı bir uygulama olabileceği- ni, bu Ar-Ge destekleri sayesinde ülke olarak çok başarılı işlere imza atabile- ceklerini ama ne yazık ki bazı insanların devletten haksız kazanç sağlamak için başka yollara yönelmeyi tercih ettikleri- ni söylüyor.  Önder Samut sözlerine şöyle devam ediyor: “Bazı firmalar da çok uzun süren Ar-Ge süreçlerini beklemeyi, bu sürece uzun süre kaynak ayırmayı tercih etmi- yor. Bunun sonucunda da yürütmediği Ar-Ge sürecinin desteğini almak için üretmediği ürünü üretmiş gibi, çalıştır- madığı Ar-Ge elemanlarını çalıştırıyor- muş gibi gösterebiliyorlar. Tabii ki bu- rada dürüst bir şekilde ülke menfaatleri- ni de düşünerek çalışmalar yürüten pek çok firmanın da hakkını vermek lazım. Bu sebepten, yasalaşan teşvik yönetme- liğinde benim için en önemli husus doğru denetim. Doğru denetleme sağlanırsa yönetmeli- ğin faydalarını yakın zamanda görece- ğimiz kanaatindeyim.” Sunulan projelerin değerlendirilmesi konusunda da aksaklıklar yaşanabilece- ğini ve şimdiden bu konularda önlemler alınması gerektiğini düşünüyorum di- yen Samut, projeleri değerlendirmeye gelen yetkililerin bu konuyu ciddi bir şekilde ele almaları gerektiğini söylü- yor. “Ar-Ge konusunda gelişmiş ülkele- re göre imkân açısından da, kat edilen mesafe açısından da geri bir noktada ol- duğumuzu düşünüyorum. Bunun en önemli sebebi de bence Ar-Ge yapabi- lecek yetişmiş elemanların çok az sayıda olması. Bu çapta elemanların yetiştirile- memesi. Ar-Ge departmanlarında çalı- şacak elemanların çok iyi eğitim alması gerekiyor. Mesela, bir endüstri mühendisi okulu bitiriyor ama tasarım konusunda çok büyük eksiklikleri oluyor. Bu eksikliklerin hızla giderilmesi ve kali- fiye Ar-Ge elemanlarının yetiştirilmesi gerekiyor. Bu eksikliğin giderilmesi için tabii ki üniversitelere düştüğü kadar sa- nayiye de sorumluluk düşüyor. Üniver- sitelerin verdiği teorik eğitimin pratik- le tamamlanması süreci üniversite sa- nayi işbirliğinin güçlenmesinden ge- çiyor. Sanayicilerimiz bu anlamda üniversitelerimizle daha çok ortak proje yürütmek durumunda. Bu an- lamda da ülkemizde işlerin olumlu yönde ilerlediğini, somut adımlar atıl- maya başlandığını düşünüyorum” di- yen Samut, yeni yasalaştırılan Ar-Ge teşvik yönetmeliğinin ülkemizin Ar- Ge alanında ileri ülkeleri yakalaması için bir araç olabileceğini ancak başlı başına yeterli olmadığını, bu teşvik- lerden küçük ve orta ölçekli işletmele- rin mutlaka yararlandırılması ve teş- viklerin daha cazip hale getirilmesi gerektiğini söylüyor.  

 YÖNETMELİĞİN 2 HASSAS NOKTASI
1- Yönetmelik ile uluslararası büyük firmaların Ar-Ge merkezlerinin Türkiye'de kurulmasının önü açılmış durumda. Ar-Ge vergi indiriminin yüzde 40 Ar-Ge yardımlarının yüzde 60 mertebelerinde olduğu zamanlarda bile ülkemizin yabancı sermayenin gelmesine destek olduğu biliniyor. Vergi indiriminin yüzde 100’e çıkartılması ile Ar-Ge merkezi kapsamı dışında kalan parçalı Ar-Ge yatırımlarının da ülkemize giriş yapması bekleniyor. Bunun ilk örneği, daha yönetmelik yayınlanmadan dünyanın en büyük finans kuruluşlarından biri olan BNP-Paribas’ın Ar-Ge merkezini Türkiye'ye taşıma kararı alması olarak gösteriliyor.
2- Yeni Ar-Ge Yönetmeliği’nden firmaların yararlanabilmesi için en az 50 Ar-Ge personeli istihdam etmesi gerekiyor. Türkiye makine sektöründe işletmelerin çoğunlukla KOBİ’ler ölçeğinde olduğu düşünülecek olursa, bu Ar-Ge teşviklerinden yararlanabilmek için firmaların dernekler ya da birlikler organizasyonu ile birleşerek ortak Ar-Ge Merkezleri kurabilecekleri uzmanlar tarafından belirtiliyor.  

YÖNETMELİĞİN MADDELERİ
>> İşletmelerin, AR-GE ve yenilik harcamalarının tamamı gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutuluyor.
>> AR-GE ve yenilik projelerinde çalışan AR-GE ve destek personelinin gelir vergisinin; doktoralı olanlar için yüzde 90'nı, diğerleri için yüzde 80'ni vergiden indiriliyor.
>> AR-GE ve destek personelinin sigorta primi işveren hissesinin yarısının beş yıl süreyle Maliye Bakanlığı’nca karşılanması ön görülüyor. 
>> AR-GE ve yenilik faaliyetleri ile ilgili kağıtlar damga vergisinden muaf tutuluyor.
>> Tekno-girişim sermaye desteği adı altında, üniversiteden yeni mezun veya son sınıfta olup da mezun olabilecek durumdaki öğrencilerle, yüksek lisans ve doktora öğrencisi kişilerin teknoloji odaklı iş fikirlerini desteklemek amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere 100 bin YTL'ye kadar hibe niteliğinde sermaye desteği veriliyor.
>> Daha önce yüzde 40 olan araştırma ve geliştirme harcamalarının muafiyet oranı yüzde 100'e çıkarılıyor.    

“ Yönetmelik kapsamında işletmelerin Ar-Ge destek- lerinden faydalanabilmesi için firma bünyesinde sürekl olarak en az 50 Ar-Ge personeli çalıştırması gerekiyor Ancak ülkemiz makine sanayisi çoğunlukla KOBİ ölçeğinde olduğundan ufak firmaların bu desteklerden faydalanabilmesi için dernekler veya birlikler altında örgütlenerek ortak projeler yürütmesi gerekiyor. ”      

“ Tekno-girişim sermaye desteği adı altında, üniversiteden yeni mezun veya son sınıfta olup da mezun olabilecek durumdaki öğrencilerle, yüksek lisans ve doktora öğrencisi kişilerin teknoloji odaklı iş fikirlerini desteklemek amacıyla bir defaya mahsus olmak üzere 100 bin YTL'ye kadar hibe niteliğinde sermaye desteği veriliyor.”