Türkiye çimento sektörü yeni yatırımlarla üretim kapasitesini istikrarlı bir şekilde yükseklere taşırken, ithal makinelere...
Türkiye çimento sektörü yeni yatırımlarla üretim kapasitesini istikrarlı bir şekilde yükseklere taşırken, ithal makinelere olan bağımlılıktan kurtulamıyor. Ancak son dönemde yerli makine üreticileri ile koordinasyonu gelişen çimento sektörü ithalatı azaltmak için neler yapılması gerektiği konusunda Makine ve Aksamları İhracatçılar Birliği ile görüşmelerde bulunuyor. Amaç, çimento sektörünün ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir makine sektörü oluşturarak; bu alandaki dış ticaret açığını sıfırlamak.
Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği organizasyonunda ve Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği işbirliğinde 21 Aralık 2011 tarihinde gerçekleştirilen Çimento-Makine Sektörleri Toplantısı ile sektör oyuncuları ilk teması kurdu. Her iki sektörde de dışa bağımlılığın azaltılması ve yerli katkının artırılması amaçlanan toplantıya önemli isimler katıldı.
Makine ve Aksamları İhracat-çıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran ve Çimento Müstah-silleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güçlü’nün yönettiği toplantıda sorunlar konuşuldu ve alınması gereken önlemler belirlendi.
Peki, geçen ilk yarı yılın ardından sektörde neler değişti, ihracatın ithalatı karşılama oranı ne oldu, daha da önemlisi çimento sektörü yerli makine kullanımına teşvik edilebildi mi?
Türkiye’nin ithal ettiği makinelerin yüzde 70’i ülke içerisinde makine sektörüne gönül vermiş firmalar tarafından üretiliyor. Bunun yanı sıra çimento sektöründe kullanılan makinelerde ciddi oranda ithalat gerçekleşiyor. Bu duruma karşı her iki sektörün de birlikte hareket ederek çözüm üretebilmesi gerektiği belirtilen toplantıda güç birliği kararı alındı ve sektör oyuncuları harekete geçti. Çimento üreticilerinin, kalitesi ile kendini ispat etmiş yerli firmalardan alım yapması durumunda, cari açığa karşı önemli bir zafer kazanılacak.
2001-2011 yılları arasında 40 milyon ton olan Türkiye çimento üretimi kapasitesinde yüzde 50’lik bir artış söz konusu. AB’de 27 ülkenin çimento tüketimi 190 milyon tonken, Türkiye’nin tek başına 65 milyon ton üretim yaptığı görülüyor.
Ancak sektöre girmek üzere olan, Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) üzerine yeni projelerle birlikte çimento sektörü daha da büyüyecek.
Yerli makinelerle çalışma talebi artarsa Türkiye’deki çimento üreticisi firmaların yabancı marka tutuculuğu da kırılabilecek.
Kesişen her iki sektörde de, imalatın her alanında olduğu gibi çimento sektörünün de makineye ihtiyacı olduğu açıklanıyor.
Ancak kaliteli makineler aramak için yurt dışından makine ithal eden firmalar, yerli makinelerde de bu kalitenin mevcut olduğundan habersiz.
Kaliteli makineler aramak için yurt dışından makine ithal eden firmalar, yerli makinelerin kalitesinden ne kadar haberdar?
TÜRKİYE, AVRUPA’NIN EN BÜYÜK 6’NCI MAKİNE İMALATÇISI
Türkiye makine ihracatı genel ihracat içerisinde yüzde 8’lik paya sahip. Ülkemiz, dünya makine ticareti sıralamalarında ihracatta 29’uncu, ithalatta ise 27’nci sırada yer alıyor. Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı en büyük makine imalatçısıdır ve lider ülkeler tarafın-dan tercih ediliyor.
Türkiye’nin makine ihracatı yaptığı ilk 10 ülke arasında Almanya, İngiltere, İran, Fransa, Rusya, İtalya, ABD, Irak, Romanya ve İspanya yer alıyor. Tüm bunların yanı sıra Türk makine sektörü 2023 yılı için 500 milyar dolar hedeflenen toplam ihracat içerisinde 100 milyar dolar makine ihracatı ger-çekleştirerek dünyada ilk beş makine ihracatçısı ülke arasına girmeyi planlıyor. Türkiye, toplam ihracatı içinde yüzde 8 olan makine payını gelişmiş ülkelerde olduğu gibi yüzde 20’ye çıkarmayı hedefliyor.
SEKTÖR TEMSİLCİLERİ İŞBİRLİĞİNDEN YANA
Her iki sektörün temsilcileri gelişme yönünde bir takım noktaları vurguluyor. Kapasite artış beklentisinin yanında enerji yoğun olan çimento sektörünün en büyük hedeflerinden birini alternatif yakıt tesis yatırımları ile atık gazdan enerji geri dönüşüm tesis yatırımları oluşturuyor. Bu nedenle çimento firmaları enerji verimliliği, atık yönetimi konusundaki taleplerine Türk maki-nelerinin hazırlıklı olması gerektiğini savunuyor.
Karşılıklı işbirliğinin artırılabilmesi için yerli makine üreticilerinin proje mühendisliği, proje yönetimi ve anahtar teslim hizmet verecek şekilde koordine olmaları, dikey ve yatay konsorsiyumlar oluşturmaları gerekiyor. Katma değeri daha yüksek sonuçlar için projelendirme ve ekipman temininin beraber olmasının öneminin de altını çizen firmalar; performans, mühendislik yeterliliği, sürdürülebilirliği ve koordinasyonunun sağlanması sonucunda çimento sektörünün daha çok yerli makineler tercih edeceğini açıkladılar.
Yeni üretimlerde standart oluşturulması, performans ve garanti kriterlerinin netleştirilmesi konularının işbirliğinde önemli rol oynayacağını belirten her iki taraf; teknolojik gelişmelere rağmen sektörler arasında iletişimsizlik olduğunu ve bu konuda bir yol hari-tasının çizilmesinin gerektiğini ifade ediyor.
Bu konuda da mühendislik ve proje hizmeti veren yerli firmaların şirketlere ulaşımı konusunda çaba harcamasının şart olduğunu; çimento firmalarının, makine firmalarını tanımaları için fırsat yaratmaya çaba göstermeleri ve akabinde stratejik noktaların ortaklaşa geliştirilmesi ile çimento sektörü taleplerine karşılık verebilecek yerli makineler üretilebilmesi gerektiğini vurguluyorlar.
Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği’nin GTIP tanımlarına göre; sektör oyuncuları çimento sanayine 68 kalemde ürün üretiyor. Türkiye’de ise 70 civarında çimento üretim tesisi bulunuyor.
ÇİMENTO SEKTÖRÜNDE KULLANILAN MAKİNE GRUPLARINDA İHRACATIMIZ ARTTI
Türkiye’nin çimento makineleri ihracatı 2011 yılında yüzde 38 oranında arttı. Söz konusu sektör ihracatı 2010 yılında 553 milyon dolar değerindeyken 2011 yılında 762 milyon dolar seviyesine yükseldi. Birleşmiş Milletler (BM) kayıtlarına göre sektörün en fazla ihraç ettiği ürün grubunu “Diğer Paketleme veya Ambalajlama Makineleri” oluşturuyor. 2010 yılında 54 milyon dolar seviyesinden yüzde 48 oranında artış yaşayan kalem, 2011 yılında 80 milyon dolara yükseldi.
En fazla ihracatı gerçekleşen ikinci kalem ise “İçten Yanmalı Motorlar İçin Yağ-Yakıt Filtreleri”. Söz konusu kalem 2010 yılında 42 milyon dolar değerinde ihraç edilirken yüzde 20 oranında artış yaşadı ve 2011 yılında 50 milyon dolara yükseldi. “Beko Loder”ın ise 2010 yılında 29 milyon dolar seviyesinde ihracatı gerçekleşti. 2011 yılında yüzde 62 oranında yükseliş yaşayan kalem sıralamada 48 milyon dolar değerinde artışla üçüncü sırada yer aldı.
Çimento makineleri içerisinde yer alan kalemlerden 2011 yılında en fazla dikkat çeken ise yüzde 1.067 oranında artışla “Beton ve Taş Kırma Makinelerinin Diğer Maddelerden Aksam ve Parçaları” kalemi oldu. Söz konusu kalemin 2010 yılı ihracat toplamı yalnızca 4 milyon dolarken 2011 yılında bu rakam 45 milyon dolar oldu.
Türkiye’nin çimento makineleri ihracatı 2011 yılında yüzde 38 oranında arttı. Söz konusu sektör ihracatı 762 milyon dolar seviyesine ulaştı.
TUNUS’A İHRACATIMIZDA BASAMAK ATLADIK
Türkiye’nin ülkelere göre çimento makineleri ihracatında ise Rusya Federasyonu dikkat çekiyor. Cezayir ile 2010-2011 yıllarında ihracatımızda başa baş çekişen Rusya Federasyonu, 2011 yılında birincilik koltuğuna oturdu. 2010 yılında 35 milyon dolar değerinde çimento makinesi ihraç ettiğimiz Rusya Federasyonu’na 2011 yılında yüzde 89 oranında artışla 67 milyon dolar değerinde ürün gönderdik.
Cezayir ise 2010 yılında 37 milyon dolar değeri ile elde ettiği birinciliğini, 2011 yılında Rusya Federasyonu’na devretmiş oldu. Cezayir’e yönelik çimento makineleri ihracatımız yüzde 65 oranında artış gösterdi. 2011 yılında söz konusu ülkeye yaptığımız ihracat 62 milyon dolar seviyesinde kaydedildi. Tunus ise 2010 yılına göre açık ara farkla basamak atladı. 2010 yılında Tunus’a yalnızca 10 milyon dolar seviyesinde çimento makinesi ihraç edildi. Ancak sektör oyuncuları Tunus’a 2011 yılında 58 milyon dolar değerinde ürün gönderdi. Böylelikle 2011 yılında listede üçüncü sırada yer alan Tunus’a yüzde 486 oranında artışla rekor seviyede makine ihraç edildi.
DÜNYANIN YÜKLEYİCİYE İHTİYACI VAR
Dünya, çimento makineleri konusunda 2010 yılında toplam 104 milyar dolar değerinde ürüne ihtiyaç duydu. 2009 yılında 88 milyar dolar olan çimento makineleri ithalatı 2010 yılında yüzde 18 oranında artış yaşadı. Söz konusu ihtiyaçtan en fazla payı ise yükleyiciler aldı. 2009 yılına göre yüzde 58 oranında artışın yaşandığı söz konusu kalemde 2010 yılında 17 milyar dolar değerinde ürün ithal edildi. “Bilyalı Rulmanlar” yüzde 32 oranında artışla 2010 yılında 17 milyar dolar değerinde ithal edildi. Üçüncü sırada ise “Isı Değiştiriciler Eşanjörler” bulunuyor.
Söz konusu kalemin 2011 yılı ithalat değeri ise 7 milyar 340 milyon dolar oldu. Çimento makinelerine en çok ihtiyaç duyan ülkenin sinyalleri ise Çin’den geldi. Rekor seviyede diğer ülkelere açık ara farkla makine ithal eden Çin, 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 46 oranında artış yaşayarak 12 milyar dolarla birincilik koltuğuna oturdu. Çin’den sonra gelen ABD 7 milyar 203 milyon dolar ithalat seviyesiyle ikinci sırada yer aldı. ABD’nin 2009 yılına göre yaptığı ithalat yüzde 21 oranın-da artış gösterdi. Almanya ise yüzde 14 oranında artışla üçüncü sırada yer aldı. 6 milyar 417 milyon dolar seviyesiyle Almanya üçüncü sırada bulunuyor.
DÜNYA PASTASINDAKİ PAYIMIZ ARTIYOR
Çimento makineleri ihracatında dünyada en büyük paya Almanya sahip. Toplamda 2010 yılında 102 milyar 973 milyon dolar değerinde gerçekleşen çimento makineleri ihracatında, Almanya 16 milyar 554 milyon dolar değeriyle birinci sırada bulunuyor. Ancak Japonya 2010 yılında yüzde 68 oranında artışla önemli bir yükseliş yaşadı. 2009 yılında yalnızca 8 milyar 264 milyon dolar değerinde ürün ihraç eden söz konusu ülke, 2010 yılında rekor yükselişle 13 milyar 889 milyon dolarla atağa geçti.
ABD ise listede üçüncü sırada yer aldı. 2009 yılında 7 milyar 79 milyon dolar değerinde çimento makinesi ihraç eden ABD, 2010 yılında 8 milyar 808 milyon dolar seviyesini yakaladı. Ülkemizin dünya pastasındaki payı ise artıyor. 2009 yılında 462 milyon dolar seviyesini yakalamış olmamıza rağmen 2010 yılında yüzde 20 oranında çimento makinesi ihracatımız arttı.
Bu rakamlarla 2010 yılı tablosunda 30’uncu sırada yer almamıza rağmen Türkiye beklenenin üzerinde ihracat gerçekleştirdi. 2010 yılına göre yüzde 38 oranında artışı yakalayan Türk çimento makineleri üreticileri 2011 yılında 762 milyon dolar seviyesini yakalayarak dünya pastasındaki payını emin adımlarla artırdığını gösterdi.
TÜRKİYE EN FAZLA İTALYA’DAN İTHAL EDİYOR
Türkiye’nin çimento makineleri ithalatın-daki artış ihracat ile aynı oranda seyrediyor. İthal ettiğimiz makineler arasında ekskavatörler, ambalaj makineleri, ısı değiştiriciler, yağ-yakıt filtreleri, rulman-lar, elevatörler ve konveyörler, valfler, kırma öğütme makineleri önde gelen ürün grupları arasında yer alıyor.Çimento makinelerinde en önemli tedarikçilerimiz İtalya, Almanya ve Japonya’dır.
İtalya’dan gerçekleşen sektör ithalatı yüzde 76 oranında ar-tarak 397 milyon dolar olarak kaydedildi. İthalat yapılan ilk 10 ülke arasında en fazla artış yüzde 83 oranıyla Belçika’dan gerçekleşti. Tek azalma ise yüzde 7 oranı ile Güney Kore’de görüldü.
Ükemizde çimento sektöründe kullanılan makinelerin ithalatı 2011 yılında 2 milyar dolar seviyesindeydi. İthal ürün gamı ise çok geniş.
“İŞBİRLİĞİ HER ALANDA OLUMLU ETKİLER BIRAKACAK”
Geçtiğimiz on yıllara göre sektörde bir ilerleme gözlemliyoruz. Biz firma olarak mümkün olduğu kadarıyla yerli makineleri tercih ediyoruz. Bu anlamda sektörün daha da büyümesini istiyoruz. Yerli makine üreticilerinden en önemli taleplerimiz; kaliteli üretim, yedek parça desteği ve kesintisiz hizmettir.
Çimento ve makine sektörünün bu işbirliği her alanda olumlu etkiler yaratacak. Örneğin; yurt dışı temin süresi azalacak, maliyetler düşecek ve döviz için piyasaya çıkmaya gerek kalmayacak. Aynı zamanda bu işbirliğiyle istihdam ve milli gelir artacak, ülkenin kalkınma hızının sürdürülebilir şekilde yüksek olması sağlanacak ve cari açık azalacak. Tüm bunlar yan yana gelince şirketler için maliyet avantajıyla daha rekabetçi bir ortam tesis edilmiş olacak.”
Oktay Yeter Aslan
Çimento Satın alma Şefi
OAİB’İN DESTEĞİ ORTAK BAŞARIYI GETİRECEK”
“Vastaş olarak biz doğal gaz ve petrol boru hatlarında kullanılmak üzere yüksek basınçlı vanalar üretiyoruz. Doğrudan çimento sektörüne yönelik bir üretimimiz bulunmasa da ürünlerimiz makine ve aksamları kategorisinde çeşitli alanlarda kullanılıyor. OAİB’in desteği ve öncülüğüyle makine ve çimento sektörü ülke kalkınması için başaralı bir işbirliği çalışması yürütüyor. Kalitenin yükseltilmesi, sektörler arası destek ve işbirliğinin geliştirilmesi, altyapının geliştirilmesi, ortak fikirlerle plan ve projeler oluşturulması her iki sektörün ortak başarısı için oldukça faydalı olur. Bu sayede sektördeki istihdam da artar. Tabi bu çerçevede sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücü için TOBB’un düzenlediği mesleki kurslar da bizce gayet önemli çalışmalardır.”
Ahmet Saraoğlu
VASTAŞ Valf Finans Müdürü
MAKİNECİLER KOORDİNE OLMALI
Karşılıklı işbirliğinin artırılabilmesi için yerli makine üreticileri karar vericilerinin proje mühendisliği, proje yönetimi ve anahtar teslim hizmet verecek şekilde koordine olması, dikey ve yatay konsorsiyumlar oluşturmaları, bunun için strateji planları yapmaları gerekir.
Çimento firmalarının yerli makineciler hakkındaki düşünceleri ve iki sektörün kesiştiği imalat konusunda işbirliğinin sağlanabilmesi adına Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güçlü ile görüştük. Çimento sektörünü yakın bir mercekle ele aldığımız röportajımızda, Güçlü ile çimento sanayisini masaya yatırdık.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Güçlü; karşılıklı işbirliğinin artırılabilmesi için yerli makine üreticilerinin proje mühendisliği, yönetimi ve anahtar teslim hizmet anlayışına sahip olması gerektiğini savundu.
Birliğinize kayıtlı olan ülkemizde kaç adet üretim yapan çimento tesisi bulunuyor?
Ülkemizde 48’i entegre, 19’u öğütme tesisi olmak üzere 67 adet çimento üretim tesisi bulunuyor.Çimento tesisleri içerisinde hangi makineler kullanıyor?
Çimento tesisleri kendi içerisinde gayet geniş bir alanı kapsar. 15 adet ana kalemde inceleyebileceğimiz çimento tesisinde kullanılan makinelerde birinci sırada ham madde ocağı ekipmanlarını sayabiliriz.
Söz konusu kalemde deliciler, seyyar kompresörler ve iş makineleri yer alır. Bunun yanı sıra kırma ekipmanı olarak adlandırdığımız kırıcılar da vardır.
Farin öğütme ekipmanları arasında bilyalı ve dik değirmenler bulunur. Kömür hazırlama ve öğütme ekipmanları olarak bilyalı ve dik değirmenler ile zincirli-tarayıcılı besleme ekipmanları yer alır.
Döner fırınları; fırın, tahrik grubu, ızgaralı soğutucular, fanlar ve kırıcılar oluşturur. Kurutma ekipmanları arasında ise kırıcılar ve dik kurutma kamarası bulunur. Çimento öğütme ekipmanları da önemli ana kalemler arasındadır.
Söz konusu kalemde bilyalı ve dik değirmenler ile çimento soğutucuları ve valsli pres yer alır. Paketleme ekipmanlarını döner kantarlar, Big-Bag dolum ekipmanı, Sling-Bag dolum ekipmanı ve dökme dolum ekipmanları oluşturur.
Konveyörler kaleminde lastik ve çelik bantlı konveyörler, zincirli konveyörler, elevatörler, pnömatik sevk ekipmanları ve helezonlu götü-rücüler vardır. Tartım ekipmanları arasında lastik ve çelik bantlı kantar, döner besleyicili kantar ile yer kantarları sıralanabilir. RDF hazırlama ve besleme ekipmanlarını kırıcılar, lastik bantlı konveyörler, zincirli konveyörler, pnömatik ayrıştırıcılar, otomatik numune alıcı, zincirli besleme ekipmanları ile ekskavatörler oluşturur. Tozsuzlaştırma ekipmanlarında da torbalı jet filtreler, elektrofiltreler, mobil vakum ekipmanları bulunur.
Genel ekipmanlar olarak kompresörler, blowerlar, hücre tekerli besleyici, döner tabaklı besleyici, manyetik seperatör bantı, manyetik dedektörler, numune alıcılar, jeneratörler, su pompaları, hidrolik pompalar, yangın söndürme ekipmanları ve forkliftler sıralanabilir. Mekanik atölye ekipmanlarında torna, freze, planya, dik matkap, hidrolik pres, şeritli metal kesme testeresi, kaynak makineleri, plazma kesici ve sac kıvırma makinesi bulunurken; kazan dairesinde duman borulu skoç buhar kazanı, su yumuşatma sistemleri ve degazör yer alır.
Türkiye’de çimento tesisi yapılanmasının tarihi ne zamana dayanıyor?
Türk çimento sektörünün ilk tesisi 1911 yılında Darıca’da kuruldu. Sektö-rün yüz yılı aşkın geçmişi bulunmasına rağmen yerli makine kullanımı oldukça azdı. Son dönemde yapılan işbirliği ataklarıyla yerli makine kullanımının artırılması hedefleniyor. Çimento tesi-sinde ülkemizde üretim yapan firmalar açısından yerli makine kullanımının yüzdesel bazda aldığı pay ise yaklaşık 20-25 oranındadır.
Çimento tesisi kurma konusunda makinelerde yapılan ithalat rakamları nedir?
Makine ithalat rakamları ile ilgili detaylı bir veri bulunmamakla birlikte bu rakamın yeni bir tesis için yaklaşık 100 milyon dolar olabileceği varsayılabilir.
2011 yılı itibariyle Türkiye’de 48 entegre ve 19 öğütme tesisi faaliyettedir. 2012 yılında iki fabrikamızda kapasite artışı yaşanacaktır.
Çimento tesisi içerisinde kullanılan makineler konusunda hangi ülkeler daha başarılı?
Ağırlık sıralamasına göre; Almanya, Danimarka, Çin, Fransa ve İtalya daha başarılı ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin dünya klasmanında yeri nerededir?Türk çimento sektörü 2010 yılı verilerine göre; dünyanın 4’üncü, Avrupa’nın lider çimento üreticisidir.
İhracatta ise ilk üç ülke arasında bulunuyoruz.Sektörde sizce yerli makine kullanımının az olmasının nedeni nedir?
Proje üreticilerinin yurt dışı orjinli olması önemli bir yer teşkil ediyor. Ayrıca yabancı proje firmalarının eski olmaları dolayısıyla dünya pazarına hakim olmaları da yerli makine kullanımını azaltıyor. Bunun yanı sıra yerli firmaların teknik olarak yetersizliği, Ar-Ge çalışmalarının az oluşu, yerli üretime güvenilmemesi ve yeterli imkanların tanınmaması da sıralanabilir. Yerli imalat sektörü, imkanları dahilinde olan işlerde risk altına girmek istemiyor.
Yerli makinelerin kullanımının artmasına yönelik ne gibi çalışmalar yapılmalı?
Çimento sektörü yerli üretim makine aksamı ve malzeme tedariğine önem veriyor. Sektörde duruş maliyetlerinin çok yüksek olmasından kaynaklı olarak süreklilik önemlidir. Sürekliliğin sağlanabilmesi için makine aksamı ve malzeme seçiminde muhafazakar olan sektör, marka ve alışkanlığa önem vererek özellikle projelerinde anahtar teslim çalışıyor. Türkiye’deki makine firmaları tedarikçi konumda yer alıyor. Garantilerinin olmasına rağmen anahtar teslim projelere imza atıyorlar. Atık ısıdan geri kazanım projelerinin mühendisliğinde, yönetiminde ve anahtar tesliminde özellikle yabancı firmalar ön plana çıkıyor.
Bu gelişmede firmaların daha önce yaptıkları strateji çalışmalarının önemi büyüktür ve projeleri sübvanse ediliyor. Karşılıklı işbirliğinin artırılabilmesi için yerli makine üreticileri karar vericile-rinin proje mühendisliği, proje yönetimi ve anahtar teslim hizmet verecek şekilde koordine olması, dikey ve yatay konsorsiyumlar oluşturmaları, bunun için strateji planları yapmaları gere-kir. Son 10 yılda çimento sektöründe 3 milyar dolar yatırım olduğu tahmin ediliyor.
Bu miktar içerisinde makinenin payının araştırılması ve artırılması gerekir. Yeni üretimlerde standart oluşturulması, performans ve garan-ti kriterlerinin netleştirilmesi lazım. Çimento üreticileri ile makine imalat sektöründeki iletişimi artırılmalıdır. Çimento üreticileri, makine imalatçıları ve diğer yan sektörlerin katılımının sağlanacağı fuar gibi faaliyetler ge-nişletilmelidir. Yerli makine kullanımında başarılı uygulamaların Türk Çimento Müstahsilleri Birliği (TÇMB) vasıtasıyla sektörel bazda tanıtılması amacıyla düzenli paylaşımın sağlanması faydalı olur.
Alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesi çimento sektörünü ne yönde etkiler?
2012 yılında da gayrimenkul sektörü ve bu kapsamda konut projeleri inşaat sektörünün sürükleyici gücü olmaya devam edecek. Bu konuda ekonomide güven ortamının güçlenmesi, düşük faiz oranları ve alternatif yatırım araçlarına göre gayrimenkul yatırımlarının yüksek getiri beklentisi sektörün gelişmesini sürdürmesinde önemli etkenlerden bir kaçıdır. Sektörümüz için öncelikli bir konu alternatif enerji kaynakların geliştirilmesidir. Örneğin; kentsel ve endüstriyel atıkların değerlendirilmesi bunların başında yer alıyor. Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanımı esas olmakla beraber, çimento sektöründe atıkların alternatif yakıt veya ham madde olarak kullanımı mümkündür.
Sektör olarak atıktan enerji üretimini oldukça önemsiyoruz. Böylece enerji geri dönüşümü ve doğal kaynak tasar-rufu da sağlanabiliyor. Bu doğrultuda çimento atık kullanım oranlarının önümüzdeki yıllarda artmasını bekliyoruz. Mevcut durumda, çimento sanayi tarafından kullanılabilecek atık türlerinin belirlenmesi ve lisans çalışmaları konularında yaşanan zorlukların aşılabilmesi konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile görüşmeler devam ediyor.
Bu çalışmaların sonucunda çimento fabrikalarının alternatif yakıt ve alternatif ham madde olarak kullanabileceği atık türlerinin tespiti ve kullanım şartları gibi konularda uyguamaya yönelik esasların belirlenmesi bekleniyor.Türkiye’nin de taraf olduğu Kyoto Protokolü ve Avrupa Birliği başlayan “Çevre Faslı Müzakereleri” gereğince başta sanayi olmak üzere tüm sektörlerin ciddi teknolojik yatırımlar yapması ve alt yapı eksikliklerini tamamlaması sektörün öncelikli konusudur.
Türk çimento sektörü sera gazlarının global ölçekte azalımı yönünde çalışmaları destekliyor; ancak bu gayretlerin gelişmesi için ülkemizin ve sanayimi-zin koşullarına göre şekillendirilmesi gerektiği inanıyoruz.
Bu çerçevede sektörel çözüm önerileriniz nelerdir?
Sera gazı sınırlamasında eşit görev dağılımı olmalıdır. Emisyon sınırlama kapasiteleri sektörler özelinde belirlenmelidir. Tüm sektörler sera gazı emisyon envanterlerini, azaltım kapasitesi ve maliyet sonuçlarını gözden geçirmeli, yetkili makamlara geri besleme yapmalıdır. Katkılı çimento tüketimini ve atık kullanımını artıracak önlemler alınmalıdır. Enerji verimliliği yatırımları desteklenmelidir
.2012 yılında ufukta görünen bir satın alma ve birleşme projesi mevcut değildir. Buna rağmen fazla kapasitenin neden olduğu yoğun rekabet ortamın-da bazı müteşebbislerin sektörden çıkması veya ortaklık anlaşmalarına girmesi gündeme gelebilir. 2011 yılı itibariyle Türkiye’de 48 entegre ve 19 öğütme tesisi faaliyettedir. 2012 yılında iki fabrikamızda kapasite artışı yaşanacaktır.
Sektörün 2012 yılı hedef ve projeleri arasında neler var?
Sektörün 2012 yılı için büyüme umut-ları yüksektir. Kentsel dönüşüm projeleri ve konut projeleri beraber düşünüldüğünde, sektörün büyüyeceği tahminlerimiz arasında yer alıyor. Önü-müzdeki yıllarda enerji maliyetlerinin düşürülmesine ilişkin kararlar hayati önem taşıyacaktır. Kentsel dönüşüm projelerine yoğunlaşılması hem inşaat, hem de çimento sektörünün büyümesi açısından altı çizilmesi gereken bir konudur. Alt yapı ve konut açığının önemli boyutlarda olduğu Türkiye’de inşaat sektörünün önü, mukayese edilebilir ekonomik düzeydeki ülkelere göre daha açıktır. 2012 yılında Türk çimento sektörü, geliştireceği sürdürülebilir politika ve stratejilerle önümüzdeki dönemde de hayatın her aşamasında Türkiye’nin kalkınma ve gelişmesinde etkin rol oynamaya devam edecektir.
Bu anlayış doğrultusunda sektörün çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik konusundaki uyguladığı proaktif yaklaşımları önemle vurgulayarak, yapı sektörüne ve ülke ekonomisine sağlanan katma değer ön plana çıkartılacaktır. Sektör, üretim kalitesi ve hacmi, sahip olduğu ihracat potansiyeli, sektörün sağlıklı gelişiminin sürdürebilir kılınması için kurulan Ar-Ge merkezleri, gerçekleştirilen eğitimler, çevreye olan duyarlılığı ile ve yatırımlarla dünya çimento sektöründe çok saygın bir konuma yükseldi. 2012 yılında büyümenin daha ziyade iç pazardaki büyüme ile devam etmesi (yüzde 4-5) bekle-niyor. 2012’de dünya çimento tüketim hacminin 3,78 milyar ton olarak gerçekleşeceği ve Çin’in payının daha da artarak yüzde 59’lara geleceği tahmin ediliyor.
İhracat pazarlarında Irak, Suriye ve Kuzey Afrika ülkelerinde yaşanan siyasi dalgalanmaların etkisi ile bu ülkelere yapılan ihracatın yavaşlaması kuvvetle muhtemeldir. Batı Afrika ve Rusya pazarlarında beklenen artışlar bu düşüşü kısmen de olsa telafi edebilir.