Türk makine sanayinin gücüne güç katmak için Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği ile Makine Tanıtım Grubu’nun...
Türk makine sanayinin gücüne güç katmak için Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği ile Makine Tanıtım Grubu’nun arka planında gece gündüz kadınlar çalışıyor.
Makine ve Aksamları İhracatçılarıBirliği’nin alt kuruluşuolarak faaliyet gösteren ve 23 alt sektörü temsil etmek için MTG bünyesindeki Makine Şubesi’nde dört kadın çalışıyor. Şubeden sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı da kadın.Gün boyunca durmadan görüşmeleryapan, Türk makine sanayisinin imajını geliştirmek için emek harcayıp, gerektiğinde ülke pazar analizleri yapan, veri oluşturan bu kadınların emeği büyük.Orta Anadolu İhracatçıları Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Esra Arpınar,Makine Şube Müdürü Mehtap Önal,Makine Şube Şefi Erinç Tarhan, Uzman Bahar Özcan ve Uzman Aydan Işıl Aydınile makine sektöründeki kadınlar hakkında görüştük.
Esra Arpınar
Orta Anadolu İhracatçıları Birliği’ndeGenel Sekreter Yardımcısı olarak işgününüz nasıl geçiyor?
OAİB özellikle son yıllarda iştigal sahasınaeklenen yeni ihracatçı birlikleriile çalışma temposunu biraz daha arttırdı. Hali hazırda sekiz farklı birlikiçin hizmet veriyoruz. Bunlardan beştanesi koordinatör olduğumuz, yaniTürkiye’de tek olan birliklerdir. Farklıkonu başlıkları, kurum içi ve yönetim toplantıları, firma görüşmeleri derken bir iş gününde saatin nasıl hızla tükendiğine şahit oluyorum.
Bu yoğun tempoyla birlikte her gün yeni bir şeyler tecrübe etme şansımız oluyor. Buda bir çalışan için çok motive edici. Hergünün içeriğinin bir öncekinden farklıolması tabi ki güzel bir şey. Rutin olanher şey insanın enerjisini alıp götürüyor.Bu nedenle kendimi şanslı görüyorum.Hayatta hiç değişmeyen şeyin,değişimin kendisi olduğuna inandığımiçin yapılacak işlerin hiç bitmeyeceğini düşünüyorum.
Birlik içerisinde bulunduğunuz görev itibariyle hangi sektörler içerisinde görev alıyorsunuz? Bulunduğunuz görevin yoğunluğu sizi nasıl etkiliyor?
İhracatçılar Birliği’nin farklı bölümlerinde 18 yıldan bu yana çalışma fırsatım oldu. 2002 yılında kurulan Makine ve Aksamları İhracatçıları Birliği’nin Genel Sekreterliğimiz adına bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Butarihten itibaren çok yoğun ve sektörleiç içe bir çalışma dönemine girdik. MakineBirliği’ni tanıtmak ve sektörü birçatı altında toplamak için hem çalışanlar,hem de yönetim kurulu üyelerimizleberaber büyük çaba sarf ettik.
Çok daha organize ve profesyonelce çalışmayıbu sayede öğrendik. Sektörün dinamizmi sanırım bizlere de yansıdı.Diğer taraftan, iki yıldır yürüttüğüm Genel Sekreter Yardımcılığı görevi nedeniyle faaliyet alanımızda yer alan sekiz farklı sektörün bire bir içindeyim.Her sektörün dinamikleri çok farklı ve bu çeşitlilik benim de bakış açımın gelişmesinevesile oluyor. Bu pozisyonla birlikte sorumluluklarım daha da arttı.Ama öğrenmek hiç bitmeyen bir süreç ve bu süreçte tüm OAİB çalışanları ile iyi bir ekip olduğumuza inanıyorum.Bu kurumun başarısında benim de birnebze katkım varsa bundan memnuniyetduyarım.
Türkiye makine sektöründe çalışankadın sayısının erkeklere göre az olmasının nedenleri sizce nelerdir?
Aslında kadın çalışan sayısının azolmasının makine sektörüne özgübir durum olduğunu düşünmüyorum.Türkiye’de genel olarak bürokrasiden,özel sektöre kadar önemli kariyerbasamakları ne yazık ki yakın zamanakadar erkek egemenliğinde kalmış.Son 20 yılda ülkemizin yaşadığı büyük değişim içinde en azından büyük şehirlerdeve geniş bir sektörel yelpazede,kadınların da artık önemli pozisyonlara geldiğini görebiliyoruz. Bizim toplumdaki öncelikli rolümüz “annelik” olduğu için ve bu geleneksel rolle yetiştirildiğimizden,kariyer planlaması çoğunlukla ikinci planda kalıyor. Makine sektörü özelinde ise gerek sektörün içinde,gerek akademik alanda kadın sayısının hızla arttığını görüyoruz.
İşin doğrusu kadınların el attıkları her işin gönülden yapılması halinde getirisinin fazla olacağınada inananlardanım. Bu nedenlebelki pozitif bir ayrımcılık bile sözkonusu olabilir. Kadınların daha çözümodaklı olması, organizasyonel becerileri ve iletişime daha açık olmaları pek çok sektörde ön plana çıkmalarını sağlıyor. Tabi ki üretim sektörü birazdaha farklı bir alan. Çalışma ortamı olarak belki ülkemizde koşullar çok elverişli değil; ama artık “Elinin hamuruylaerkek işine bulaşma” geleneksel anlayışını kırmak için daha çok çaba sarf etmemiz, daha donanımlı olmamız gerekiyor. Kadınların iş hayatında varolmaları ve gösterdikleri başarı eminimki tüm kadınları mutlu ediyordur. Bu en azından benim için böyle.
Makine sektörde sayıca az faaliyet gösteren kadınların önemli görevlerde bulunmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk makine sektöründe aile işletmelerinin ağırlıklı olduğunu dikkatealdığımızda, yönetimlerin babadan kıza şeklinde devredildiğini de görmek mümkün ki bu da firmalardaki önemli pozisyonlarda kadın sayısının artmasına vesile oluyor. Kadınların karar mekanizmalarında etkin görevlerde olmaları şirketlerin daha yenilikçi ve daha başarı odaklı olmalarına katkısı çok büyük. Çünkü bana göre kadınların analiz yetenekleri ve uzlaşma becerileri büyük avantaj. Ancak, özellikle üretim sektöründe toplumumuzda varolan ön yargının aşılması için bir kadın çalışanın güven kazanana kadar olansüreçte bir erkeğe kıyasla kat etmesigereken daha uzun ve meşakkatli yolu olduğuna inanıyorum.
Mehtap Önal
Birlik’in Makine Şubesi’nde çalışan kadınların oranının erkeklere göre daha fazla olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Makine Şubesi’nde ben dahil şu andadört kişi çalışıyoruz ve aramızda erkekpersonel bulunmamakta. Daha önceoransal olarak az da olsa şubemizde erkek arkadaşlarımız mevcut idi.Sanırım biz kadınlar hepsini kaçırıyoruz…Açıkçası yaptığımız işlerin verimiveya başarılı olması açısından erkekveya kadın olmanın çok fazla farklılıklaryarattığını düşünmüyorum. Dahaçok kişisel özellikler ve yetenekler önemli. Çalışılan ortamda her iki cinsinde bulunmasının zaman zaman farklıbakış açılarının ortaya konması veya ofis ortamında bazı durumlarda dengesağlanması açısından yararlı olacağı kanaatindeyim.
Kadınların iş dünyasında daha duygusal olduğu doğru mu? Strateji anlamında kadınların çalışmalarını başarılı buluyor musunuz?
Kadınlar duygularını daha çok ifade ediyor ya da tepkileriyle belirtiyor demeliyiz.Genelde böyle; ama bu da kişiden kişiye değişiyor. Strateji anlamında kadınların çalışmalarını, kendim dehalen çalışan bir kadın olarak başarılı buluyor ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum.
Kadın çalışan ve yöneticiler sizce işyerinde nasıl çalışmalı?
Her yönetici işini layıkıyla yapan, iyiniyetli çalışan, sorumluluğunu bilen,iş bitirici, gereken ve doğru yerde sorunları çözebilen diğer bir deyişle iş yükünü olabildiğince hafifleten,sosyal anlamda da işyerinde problemçıkarmayan personel ile çalışmaktan memnuniyet duyar. Tabi ki hepimiz mükemmel değiliz; ancak iş yerinde hem yöneticinin, hem de personelin empati yapması gerekir. Bunu sadece bir taraf yaparsa sorun çıkabiliyor.
Erinç Tarhan
Makine Tanıtım Grubu’nun yaptığı çalışmalar esnasında kadın olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? Erkek egemen bir sektörde çalışan kadınlar size göre ne yönde zorluklar yaşıyor?
Türkiye gibi bir ülkede çok zor koşullardayaşayan ve çalışan hem cinslerimiz varken Makine Tanıtım Grubuadına yaptığımız çalışmalar esnasındabüyük zorluklarla karşılaştığımızdansöz etmek haksızlık olur gibi geliyor bana. Ülkemizde kadınlara iş hayatındaçok fazla fırsat verilmeyip, kız çocuklarına küçük yaşlardan itibaren büyük sorumluluklar verilirken Genel Sekreterliğimizin ve Yönetimimizin bizlerden beklediği görev ve yükümlülükler aslında kendimizi ifade etmemiz için büyükbir fırsat yaratıyor.
Dolayısıyla kendimizi bu anlamda şanslı görüyorum.Severek işinizi yapıyorsanız, benceendişelenecek çok fazla şey bulunmuyor,özellikle de cinsiyetiniz ile ilgiliçekinmemeniz gerekir. Tabii bunun içinkarşınızdaki grubun profili de büyükönem taşıyor. Ancak, büyük çoğunluklaerkeklerin çalıştığı bir sektörde,bir kadınla karşı karşıya kalındığındadaha dikkatli olmaya gayret ettiklerinigörüyorum. Gerek ekonomik, gerek sosyal hayatın içinde ülkemizde deartık kadının daha fazla rol sahibi olduğunu görüyoruz. Bizim iş yerimiz deprofesyonel kadro açısından iş hayatının içinde kadınların söz sahibi olma oranının diğer iş yerlerine göre yüksek olduğu bir kurum. Ofis ortamında sağladığımız bu çoğunluğu dışarıda zaten kaybediyoruz.
Çok samimi bir şekilde söyleyebilirim ki ofis ortamında sadecekadınlarla çalışmaktan da dışarıdaki sektörel faaliyetlerimizde, sözlü veyazılı iletişimimizde ağırlıklı olarakerkeklerle çalışmaktan dolayı da birşikayetim olmadı. Kadınların dünya genelinde iş hayatına katılma oranı fazla;ama gelebildikleri mevkiler açısındanyine de çok fazla bir şeyin değiştiğinidüşünmüyorum. Bunun için eğitimseviyesinin yükselmesi gerekir. Toplumun eğitim seviyesinin genel olarakyukarılara taşınması, kadın ile erkekarasındaki eğitim düzeyi farkının dakapanması gerekiyor. O zaman birbirimize cinsiyet algısı üzerinden bakmaktan vazgeçebiliriz diye düşünüyorum.
Makine Tanıtım Grubu olarak hem yurtiçinde, hem yurt dışında yoğun programlarımız;uzun seyahatlerimiz oluyor.Kamu kurumlarından özel sektörekadar her mevkideki kişilerle iletişim içerisinde olmamız gerekiyor. Bu işler sırasında kolay iletişim kurabilen ve sabırlı bir yapıya sahip olmanız lazım.Böylece, karşılaşacağınız zorlukları da iyi yönetebilirsiniz. Kadınlar geleneksel görevlerinin dışına çıktığında ne gibi imaj ve algılama sorunu yaşıyorsa makine sektöründe de daha fazlasının olmadığını düşünüyorum.
Kadınların iş dünyasında erkekleregöre daha avantajlı olduğu yönlernelerdir? Yurt dışı gezilerinizde birkadın olarak olumsuz olaylar yaşıyormusunuz, gözlemleriniz nelerdir?
“Kadının toplum içindeki yeri büyük”gibi klasik cümleler bana toplumsal olarak eksik gördüğümüz taraflarımızın üzerini kapatmak için çok sık kullandığımızı düşündürtüyor.
“Toplumiçinde erkeğin yeri büyüktür” gibi bir cümleyi kurmaya gerek duyuyor muyuz?
Ama şu da sayısal olarak geçerlidirki Makine İhracatçılar Birliği’ndekadının yeri büyük! Yaklaşık 8 bin üyemiz var. Başarılı işlere imza atıyoruzve şubemizde sadece dört kadınız. Bençalışma arkadaşlarımın kadın olmasındandolayı çok mutluyum, kamuoyundakadınlar bir arada iyi anlaşamazlar gibigenel bir kanı vardır; ancak biz birbirinesaygılı ve uyumlu bir ekibiz.Çalışma hayatında sizi avantajlı halegetirecek özelliklerin bir kısmı sadece iş deneyimi ile edinilebilen özellikler değildir. Sorumluluk duygusuna sahip,pratik, organize olabilen ve güvenilir olabilmek ailenizde ve okulda aldığınız eğitim ve sosyal çevreniz ile birliktegelişen özelliklerdir. İletişim gücünüzlede birleştirebiliyorsanız bu özellikleriniz sizi iş hayatınızda daha fazla ön plana çıkarabilir.
O halde “Kadın olmanın sağladığı bir avantaj var mı?”sorusuna cevap ararken soruyu, “Kadın olmak, bu özelliklere sahip olmayı veortaya koyabilmeyi erkeklere göre daha kolay sağlıyor mu?” diye düşünüyorum.Kadınlar çok yönlü sorumluluğasahipler, bu da daha esnek olmayımecburen beraberinde gerektiriyor. Bir genelleme yapamam; ama iş hayatında yer alan bir kadının özgüvene sahip biri olduğunu düşünürsek yeniliklere daha açık, değişikliklere hızlı adapte olabilen bir yapısı olduğu kanaatindeyim. Erkek egemenliği ile ilk defa iş hayatındakarşılaşılmıyor ki zaten; evde, sokakta,okulda, her yerde kendisine biçilen rol ile kadın karşı karşıya kalıyor.
Dolayısıyla diyebiliriz ki oraya gelene kadarkadınlar bununla mücadele etmeyizaten çok defa başka mecralardatecrübe etmiş durumda; ama erkekler egemenliklerini paylaşacakları fikrinisanırım daha geç fark ediyorlar.Yurt dışı seyahatlerimizde ise gidilecekülkenin neresi olduğu ile ilgili olarakcevabı da değişebilecek bir soru.Türkiye’de kadınların iş hayatına katılmaoranı yüzde 25 seviyelerinde. Örneğin;Avrupa’da bu rakam yüzde 50’nin üzerinde. Makine sektörü her yerdeerkek egemen bir sektör tabii; ama Avrupa ülkelerinden bahsediyorsak kadın çalışanların genel ortalaması zatendaha fazla olduğu için o cinsiyet ayrımcılığı daha fazla kırılmış durumda. Tabii bu duruma daha az alışık ülkeler devar, yine de her zaman kadınlara karşı daha nazik olmaya gayret ediliyor.
Bahar Özcan
Makine Tanıtım Grubu’nun organize ettiği çalışmalar esnasında bir kadın olarak gözlemleriniz nelerdir?
Makine Tanıtım Grubu’nda çalışmaya başladığımdan beri düzenlediğimiz organizasyon ve toplantılarda, kadının toplum içindeki alışılagelmiş rolündendaha farklı roller ile karşılaştığımı söylemeliyim. Şimdiye kadar genelde gözlemlediğim kadınlar kendi endüstrisi,ülke endüstrisi adına önemli kararlar alan kadın tipleri. Ancak bu rollere sahip kadınların sektör içerisinde çoğunlukta olduğunu söylemek zor.
Genelde aile şirketleri olan büyük şirketlerde temeli erkekler tarafındanoluşturulmuş, büyük işleri sürdürebilmekararlılığında ve bunu gerçekleştirmekzorunda olan kadınlarla beraberizçünkü. Okuduklarım ve dinlediğimhikayeler kadarı ile bir çoğu almış olduklarıeğitimleri zamanında, günleriniyaşıtlarından farklı olarak makineler başında geçirmişler. Dolayısı ile yetişkin,anne veya eş olduklarında belki dedoğduklarından beri kendilerine giydirilenyönetici, mühendis gibi meslekleri devam ettirmek zorundalar.Söz konusu durum, katıldığımız yurtdışı fuarlarında ya da yapılan toplantılardada benzer. Gözlemlediğim kadarıile sektörde sayı olarak egemen olan cinsiyetin, neredeyse tüm ülkelerdehala erkeklere ait olduğunu söylemek mümkün.
Özellikle bizim toplumumuzda şöyle birdurum var; hala ataerkil yapıda olantoplumumuz her ne kadar bir değişimiçerisinde olmaya devam etse de kadınlar,büyük bir kesim tarafından sadece“başarılı” değil “kadın ve başarılı”olarak sıfatlandırılmaya devam ediyor.Yani hem kadın olmaları, hem de erkekegemen bir sektörde başarılı olmalarıonları sıra dışı olarak tanımlandırıyor.Kadının toplumdaki yerinin ancak bubaşarıların hayretle karşılanmadığı zaman tam olarak sağlamlaşacağını düşünüyorum.
Söz konusu şirketlerinilk kuşakları kadınlar olduğu, eşit şartlardakikadın ve erkek arasındaki farkınkarakterler ve iş yapma potansiyelleriile değerlendirildiği ve endüstriyelkısımda çalışan işçilerin içerisinde demeslek okullarından yetişmiş kadınlarbulunduğu zaman toplumda sağlamlaşan kadının yerinden çok farklı birşekilde bahsedebileceğiz.Bu durumun şimdiye kadar böyleolmamasının temelinde de sosyolojikgerçekler yatıyor tabi ki. Örneğin; bizleriki cinsin her ne kadar eşit şartlara sahip olduğu gerçeğini toplumca yaşamamızın içine yerleştirmeye çalışıyor olsak da kadınla erkeğin ayırımına pembe ve mavi patikler arasındaki fark kadar varmışızdır.
Şimdiye kadar öğrendiğimizve uygulamaya çalıştığımız rekabet maalesef bu renkler arasındaki fark kadar kadın ve erkek arasındada farklılaşmıştır.Tabi tüm bunları söylerken olumsuz birtablo çizmek istemem. Belirtmek gerekirki; sektörde mevcut olan durumuniyi olan tarafı; egemen cinsiyet erkeklerin bu gibi endüstriyel tarafı güçlü olan sektörlerde çeşitli kademelerdeçalışan kadınları gittikçe daha kolaykabul ediyor ve saygı duyuyor olmaları.Kadınların daha düşünceli, hassas vegüçlü bir şekilde empati kurabilmelerionları eğitimlerinin, akıllarının ve çeşitli meziyetlerinin yanında daha başarılıkılan özelliklerdir. Bence bir kadının çalışma masasında bulunan küçük bir biblo bile rengiyle kadının sektörde farklılık yaratmasına katkı sağlayan bir özellik ve inanıyorum ki bu renge sahip olan organizasyonlar yaptıkları işte diğerlerinden ayrılıyorlar.