Katı akışkanları işleme, karıştırma ve nakil ekipmanları ile filtrasyon makineleri üreten Özbekoğlu, ürünlerini 2010 yılından itibaren...
Katı akışkanları işleme, karıştırma ve nakil ekipmanları ile filtrasyon makineleri üreten Özbekoğlu, ürünlerini 2010 yılından itibaren dış pazarlardaki müşterilerinin de beğenisine sunmaya başladı. İhracatın firmaları için “olmazsa olmaz” bir değer taşıdığını belirten Özbekoğlu Genel Müdürü Mustafa Şen; 2013 yılı sonunda yeni geliştirdikleri iki ürünü de piyasaya çıkaracaklarının altını çizdi.
Konya’da 1974 yılında tüketim ürünleri ticareti alanında çalışmaya başlayan Özbekoğlu; 1992 yılında endüstriyel ekipmanlar sektörüne adım attı. Katı akışkanların işlenmesi, karıştırılması ve nakli konularında, ihtiyaca uygun ürün tespiti ve temini yapan firma; faaliyetlerine 2009 yılından beri kendi üretim tesislerinde imalat yaparak devam ediyor.
Şirket yapılanmanız hakkında bilgi verir misiniz?
Ankara Temelli’de 8 bin 500 metrekaresi kapalı alan olmak üzere 18 bin metrekare üzerine kurulu üretim tesisimizde faaliyet gösteriyoruz. Yaklaşık 45 personel bulunduran firmamızda üretimimizi teknoloji ağırlıklı olarak bilgisayar destekli tezgahlar ve robotlar kullanarak gerçekleştiriyoruz.
Faydalı model ve patent belgelerine sahip şirketimizde, ürünlerimizin tasarımlarını ve belgelendirilmelerini de yapıyoruz. Yurt içi satışlarımızın çoğu kendi satış ekibimiz tarafından gerçekleştiriliyor. Bunun yanı sıra bayi ağımızı da hızla büyütüyoruz. Yurt dışında ise yine aynı şekilde doğrudan veya bayi üzerinden satışlarımız devam ediyor.
Üretiminizi nerede ve nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Tüm ürünlerin tasarım ve Ar-Ge çalışmalarını firmamız bünyesinde gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında, ürünlerimizde kullanılan bazı parçalar da yan sanayi firmalarımız tarafından bize özel olarak üretiliyor. Fabrikamızda otomasyona ve endüstriyel üretime büyük önem veriyoruz ve bilgisayar destekli üretim tezgahı kullanıyoruz.Bu şekilde insan hatasını minimize etmek ve kaliteyi sürekli hale getirmek mümkün olabiliyor. Sektörümüzde üretimde robot kullanan ender, belki de tek firmayız. Kesim ve kaynak işlerinde kullandığımız robotlarımızın yazılımının oluşturulmasında firmamız etkin rol alarak, bu yazılımların ürünlerimize uygun bir hale getirilmesini sağladığını söylemek isterim.
Tüm ürünlerimizde kalite standardımızı aynı seviyede tutma konusunda robot kullanımının faydasını fazlasıyla görüyoruz. Tabii tüm bu üretim tezgahlarını ve robotları yönetmek için kalifiye işgücüne de ihtiyaç var. Bu konuda da verdiğimiz sürekli eğitimlerle sektörümüzde iyi bir seviyede olduğumuzu düşünüyorum. Mavi yakalı personelimizin sayısı az olmasına rağmen, kaliteleri ve tecrübeleri oldukça yüksek seviyede. Bu şekilde kaliteyi ve müşteri odaklı üretimi, tasarımdan son kullanıcı mutluluğuna kadar tüm yelpazede somut halde sunabiliyoruz
Ürün çeşitleriniz ve özellikleri hakkında neler söylemek istersiniz?
Özbekoğlu olarak katı akışkanların yani diğer bir deyişle her türlü toz ve granüllerin taşınması ve akış kontrol ekipmanları ile çevreye yönelik filtrasyon makinelerini üretiyoruz. Ürünlerimizin en yoğun olarak kullanıldığı sektör beton santralleri olmakla beraber, malzemenin toz/granül olarak taşınmasını gerektiren tüm sektörlere de ürünlerimizi gönderiyoruz. Alçı fabrikaları, yapı kimyasalı üreten tesisler, asfalt plantleri gibi örneklerin yanı sıra; ilaç, gıda, boya, petrokimya, cam ve benzeri kimyasal toz kullanan tüm sektörler faaliyet alanımız içinde bulunuyor.
Ürünlerimizi tasarlarken önceliğimizi, dayanıklı ve uzun ömürlü olmalarından yana belirliyoruz. Kullandığımız hammaddelerden üretim teknolojimize, mühendislik çözümlerimizden paketlemeye ve kullanıcıya ulaşmasına kadar tüm süreçlerimiz; ürünlerimizin ihtiyaçlara optimum cevap verebilecek yapıda olmasını sağlar. OZB markası ile pazara sunduğumuz başlıca ürünlerimiz; helezon konveyörler, toz tutma filtreleri, basınç emniyet valfleri, kelebek ve sürgülü klapeler, seviye göstergeleri, yükleme körükleri, yıldız besleyiciler, mikro dozaj üniteleri ana başlıklarıdır.
2013 yılı sonunda pazara sunmayı planladığınız iki yeni ürününüz hakkında bilgi verir misiniz?
Pazar ve müşteri ihtiyaçlardaki değişimler, sürekli yenilenmeyi ve sektöre yeni ürünler sunmayı bir anlamda zorunlu hale getiriyor. Bu amaçla özellikle çevre ile ilgili konularda çalışmayı öncelikle ele almış durumdayız. Şu anda üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştırdığımız iki ana ürünümüz var. Kırma eleme ve toz üreten tüm operasyon ve faaliyetler sırasında oluşan emisyonu; toplama-tutma konusunda lokal ve paket filtrelerden oluşan ve piyasada bu amaca yönelik sistemlere göre en ekonomik sonuca indirgeyen ve bunun yanı sıra asgari seviyede uzmanlık isteyen basit bir çözüm geliştirdik.
Geliştirdiğimiz sistem, çevre ve doğal kaynakların optimum kullanımına yönelik olmak üzere: Proses içinde kullanılan su (sıvılar) içerisinde katı partikül miktarını gerçek zamanlı ve proses süresinde ölçmeye ve bu ölçüm sayesinde kirletici partiküllerin kullanımı veya proses suyunun tazelenmesi kararına zemin teşkil eden bir sistem. Üretimimizi 2013 sonunda beton sektöründe geri dönüşüm öncelikli olarak pazara sunmayı amaçlıyoruz.
Yalnızca kaliteli ürün ile başarı sağlanamayacağına, markanın önemini kavrayan firmaların daha başarılı olabileceğine inanıyorum.
“TÜBİTAK-TEYDEB PROJEMİZ DEVAM EDİYOR”
Firmalarının ürünlerini oluşturan parçalar ve ürünlerin kendisi üzerinde sürekli iyileştirme faaliyetleri yürüttüklerinin bilgisini veren Özbekoğlu Genel Müdürü Mustafa Şen; “Redüktörlerimizin geliştirilmesi çalışmalarımız TÜBİTAK-TEYDEB bünyesinde ele alınmaya değer bulundu. Bu ve benzeri ürün geliştirme ve yeni ürün oluşturma konusunda çalışmalarımıza Ar-Ge ekibimizle beraber hız kesmeden devam ediyoruz” dedi.
Çalışanlarınızın gelişimine yönelik ne tür çalışmalar düzenliyorsunuz?
Mavi yakalı çalışanlarımızdan başlayarak firmamız bünyesinde görev üstlenen tüm personelimizin gelişimine büyük önem veriyoruz. Mesleki gelişimi artırmak amacıyla düzenlenen eğitim ve benzeri çalışmaların yanı sıra, bilgi ve tecrübe aktarımıyla ilgili firma içi sürekli ve işbaşı eğitimleri belli bir program dahilinde sürdürülüyor. Bu çalışmalar, sektörde veya iş kolunda daha tecrübeli olan personelin bilgi ve tecrübelerini daha genç arkadaşlarımıza aktarmasını sağlayan bir tür iş başında eğitim programıdır. 2013 yılı hedefimizi, çalışan başına 12 saat gelişim ve 8 saat iş güvenliği olmak üzere toplam 20 saat olarak belirledik. Firmamız tarafından sağlanan mesleki eğitim imkanlarının dışında, personelimizin kendini geliştirmesi konusunda da destekleyici bir rol oynuyoruz
Özbekoğlu olarak fuarlara katılıyor musunuz? Fuarların firmanız için önemi nedir?
Faaliyet alanımıza yönelik düzenlenen fuarlara elbette katılıyoruz. Fuarlar bizim için oldukça önemli, çünkü fuarlarda müşterilerimiz ile karşı karşıya gelip birebir görüşme imkanımız oluyor. Bu durum özellikle satış ekibi dışındaki personelimiz için oldukça önemli. Bu sayede mühendislik ve üretim bölümlerinde yer alan arkadaşlarımız da kimin için tasarım yaptığımızı, kimin kullanımı için üretim yaptığımızı daha iyi anlayabiliyor ve fabrikamızdan çıkan ürünlerle ilgili müşterilerden geri dönüşleri doğrudan onların ağzından duyabiliyor. Fuarların bizim için asıl önemi yurt dışında ortaya çıkıyor.Özellikle yeni hedef pazarlarımızda kendimizi göstermek ve pazar hakkında fikir edinmek için fuarları mutlaka kullanıyoruz.
Redüktörlerimizin geliştirilmesi çalışmamız TÜBİTAK TEYDEB bünyesinde ele alınmaya değer bulundu. Bu ve benzeri ürün geliştirmek ve yeni ürün oluşturmak için Ar-Ge ekibimizle beraber çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz.
ÜRÜNLERİMİZİ DÜNYANIN BEĞENİSİNE SUNUYORUZ
Ürettikleri tüm ürünleri 2010 yılından itibaren dünyanın çeşitli ülkelerindeki müşterilerinin beğenisine sunduklarının bilgisini veren Şen, sözlerini söyle sürdürdü: “Ürünlerimizin dünyanın dört bir yanındaki müşterilerimiz tarafından tercih edildiğini memnuniyetle görüyoruz. Firma olarak dünya standartlarında, üstün özelliklere sahip ürünler üretiyoruz. Bu çerçevede, üretimini gerçekleştirdiğimiz kalemleri aynı zamanda ihraç etmek bizim için çok önemli. Bunun temel sebebi, tüm üretici firmalar için geçerli olduğu gibi; riski tek bir pazar yerine farklı pazarlara dağıtmak. Çünkü ne kadar farklı pazara yayılırsanız, pazarlardaki dalgalanmalardan da o kadar az etkilenirsiniz.”
Hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?
İhracat yaparken genel olarak belirlediğimiz bir ülke ya da bölge kısıtlamamız bulunmuyor. Halihazırda oldukça hızlı bir yükseliş içerisinde olduğumuzu söyleyebiliriz. İhracata başlayalı henüz iki yıl olmasına rağmen Amerika’dan Umman’a, Endonezya’dan Panama’ya kadar birçok ülkeye ürünlerimizi gönderiyoruz ve buralarda bayilerimiz mevcut. Ağırlıklı olarak satış yaptığımız ülkelerin başında ise Irak ve Rusya bulunuyor. Bunların dışında Almanya, Polonya, Azerbaycan ve Suudi Arabistan ihracat yaptığımız diğer ülkelerden bazıları. Yeni hedefimiz ise Orta Avrupa ve Kuzey Afrika’daki satışlarımızı artırmak ve önemli potansiyele sahip pazarlarda yerel üretim imkanlarını araştırmak. İhracat ciromuz şu anda yurt içi ciromuzun üçte biri kadar. Önümüzdeki iki yıl içerisinde rakamları eşitlemeyi hedefliyoruz.
İhracat konusunda yaşadığınız sorunlar var mı? Sizce bu sorunların çözüm yolu nedir?
Aslına bakılırsa teknik anlamda sıkıntımız yok. Yürürlükte olan gümrük anlaşmaları ve ikili anlaşmalar sayesinde pek çok ülkeye gümrük vergisine tabi olmadan ürünlerimizi gönderebiliyoruz. Diğer ülkelerde de rakiplerimizle aynı şartlarda olduğumuz için bu açıdan bir sıkıntı yaşamıyoruz. Bizdeki sıkıntı daha ziyade üretim maliyetleri noktasında baş gösteriyor. İhracat yapan firmalara sağlanan muafiyetler ve enerji maliyetlerinde yapılacak indirimler hem bizi hem de tüm ihracatçılarımızı rahatlatır. Bu konuda yapılan bazı çalışmalar var ancak yeterli değil. Yurt dışına satış yaparken kendimizi ödemeler anlamında garanti altına almaya çalışıyoruz. Yurt içinde zaten yeterince sıkıntılı olan tahsilat işlemleri böylelikle yurt dışında daha az riskli olabiliyor.
TÜRK MAKİNELERİNİN BAŞARISI KABUL EDİLİYOR
Türkiye’nin makine üreticiliği konusunda oldukça fazla yol aldığını vurgulayan Özbekoğlu Genel Müdürü Mustafa Şen; “Elimizde güvenilir bir istatistiki değer yok ama yabancı destekli olmayan sektörler içerisinde sanırım en büyük sektörlerden biri makine sektörü. Yabancı destekli derken otomotivi kastediyorum.
Otomotiv sektörünün marka yaratma gibi bir sorunu yok, tasarım da genelde yurt dışından geldiği için tüm enerjilerini imalata vererek başarı yakalayabiliyorlar. Makine sektörü için ise durum pek öyle değil. Yurt dışına açıldığınızda bir Türk markası ile makine satmak o kadar kolay olmuyor. Ülkemizin bu alandaki gelişimini anlatmak ve güven sağlamak oldukça vakit alıyor. Ancak ürün müşterinin eline ulaştığında tam olarak güven telkin edebiliyorsunuz. Bu aşamaya gelene kadar olan yol oldukça zahmetli. Yine de bu konudaki ilerlememiz ve başarımız, Türk üreticilerin ürünlerinin ulaştığı ülkelerde kabul edilmeye başlamış olması ve bu durumun daha da iyiye gideceğinden şüphem yok. Bu sektörde çok başarılı olan firmalarımız var ama uzun yıllar sonra bu başarıya ulaşabildiler. Biz de onların arasında yer almak istiyoruz” dedi.
Sektörün sizce en büyük problemi nedir?
Bana göre yabancı mala olan aşırı ilgi ve yerli ürünlere karşı gösterilen çekingenlik yaşadığımız önemli bir problem. Bunun yanı sıra sektörde üç büyük sorundan daha bahsedebilirim. Birinci sorun daha önce de bahsettiğim üretim maliyetleri ile ilgili. Elektrik, doğalgaz, hammadde gibi maliyet kalemlerinde eskisi gibi rekabetçi bir ülke değiliz. Şu anda Avrupalı rakiplerimize karşı olan fiyat avantajımız neredeyse kaybolmuş durumda. Marka bilinirliğinizin az olduğu durumlarda da müşteri doğal olarak daha düşük bir fiyat beklentisine giriyor. Bunu sağlamak için de kar marjınızdan feragat etmeniz gerekiyor. Bu silsile ile karlılığınız düşüyor ve yatırım yapma imkanlarınız azalıyor.
Eğer markanızı kabul ettirmeyi kısa zamanda başarmazsanız bir kısır döngü içine girmek durumunda kalıyorsunuz. Kendi adımıza konuşmam gerekirse, yurt dışında adımızı kabul ettirme konusunda beklediğimiz hızda ilerliyoruz ama karlılığımızın da dünyadaki rakiplerimizin altında olduğuna şüphe yok. İkinci problem ise yerli müşterilerimizden kaynaklanıyor. İstediğiniz kadar kaliteli üretim yapın, istediğiniz kadar fabrika kurun, tesislerinizi gezdirin, ne yaparsanız yapın fark etmiyor; müşterilerimizde, en azından bizim sektörümüzde süregelen bir ithal ürün merakı var. “Sen Türk malı üretiyorsun daha ucuz olmalısın” diyen müşteri “Sen bu ülkeye istihdam ve döviz sağlıyorsun, seni destekleyeyim” demiyor.
Tabii ki düşük kaliteli veya uygun olmayan ürünler sırf yerli malı oldukları için alınsın demiyorum. Ancak aynı, hatta daha iyi kalitede olan ürününüz bile sürekli ikinci sınıf muamelesi görüyor. Yurt dışındaki müşterilerin bize yaklaşımı, Türk firmalarından daha iyi ve daha objektif. Buradaki müşteriler ithal maldan yüzde 20 daha ucuz olmamızı talep ederken, Avrupa’daki müşteri daha yüksek fiyatları kabul ediyor. Bu bizim için çok büyük bir sıkıntı ve bu konuda gerçekten muzdaripiz.
Keşke biz de Japonya-Kore gibi toplu kalkınma hamlesini benimsemiş olsak ve bu doğrultuda yerli markaları destelesek diye düşünmekten geri duramıyorum. Yaşadığımız üçüncü sorun ise yurt içinde yaşadığımız tahsilat problemleri. İstediğiniz kadar ürün satın, parasını tahsil edemedikten sonra işinizi çevirme imkanınız bulunmuyor. Bu birçok sektör için büyük bir sıkıntı ve her gün çok sayıda firma bu yüzden batıyor. Bunun çözümü ile ilgili bir şey söylemeye gerek yok sanırım.
Özbekoğlu olarak sektörün geleceği hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Gerek Türk, gerekse de yurt dışındaki müşterilerin Türk makinelerine olan güveni arttıkça sektörümüzün büyüyeceğinden hiç şüphem yok. Bu anlamda sektörün önü açık diye düşünüyorum. Bizim gibi birçok firma işine gerekli yatırımı yapıyor ve büyümeye çalışıyor. Fakat bu noktada olabileceğine inanıyorum.
Mustafa Şen Kimdir?
1959 yılında doğdu. 1985 yılında ODTÜ Makine Mühendisliği bölümünü bitirdi. Değişik firmalarda galvanizli çelik konstrüksiyon ve makine imalatı konularında; proje mühendisliği, bakım-onarım ve üretim görevlerini üstlendi. 1992 yılında bünyesine dahil olduğu Özbekoğlu, şirket ortağı ve Genel Müdür olarak çalışmalarına devam ediyor.