GÜNÜMÜZDE BÖBREK HASTALARININ SAYISI GÜN GEÇTİKÇE ARTIYOR. ÖYLE Kİ DÜNYA GENELİNDE 850 MİLYON KİŞİNİN ÇEŞİTLİ ETKENLER NEDENİYLE BÖBREK HASTALIĞINA YAKALANDIKLARI DÜŞÜNÜLÜYOR. TÜRKİYE’DE İSE YAKLAŞIK 7,5 MİLYON KİŞİ KRONİK BÖBREK HASTALIĞIYLA MÜCADELE EDİYOR.

Genellikle sinsi ilerlemesi ve geri dönüşü olmaması nedeniyle kronik böbrek hastalığı ölüme yol açan etkenler arasında gün geçtikçe üst sıralara yükselirken, dünya çapında her yıl en az 2,4 milyon kişi kronik böbrek hastalığı nedeniyle hayatını kaybediyor ve bu sayının 2030 yılında ikiye katlanarak 5,4 milyona yükseleceği öngörülüyor. Bu kapsamda, böbrek sağlığına toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla dünyada ve Türkiye’de her yıl Mart ayının ikinci perşembesi Dünya Böbrek Günü’nde, farkındalık yaratılmaya çalışılıyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem International Hastanesi Böbrek Nakli Merkezi Nefroloji Sorumlusu Prof. Dr. Ülkem Çakır, aslen böbrek fonksiyon bozukluğunun düzenli yapılan idrar ve kan testleriyle erken dönemde tespit edilebildiğini ve böbrek yetmezliğinin önlenebildiğini veya geciktirilebildiğini belirterek, “Yılda bir kez yapılan rutin taramalar ihmal edildiği için çoğu yetişkin, kronik böbrek hastası olduğunu bilmeden yaşantısını sürdürüyor ve hastalık son dönem böbrek yetmezliği evresine kadar ilerleyebiliyor.” diyor. Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Çakır, böbrek sağlığı için yaşam alışkanlıklarına mutlaka dikkat edilmesi gerektiğini de hatırlatarak, “Yeterli su tüketmek, tuzu kısıtlamak, kan basıncı ile kan şekerini kontrol altında tutmak, sigara ve alkol alışkanlığından vazgeçmek, gelişigüzel ilaç kullanmamak, sağlıklı beslenmek ve hareketli bir yaşam sürmek böbrek hastalıklarına karşı alınabilecek en önemli önlemlerdir.” bilgisini veriyor. EN GÜÇLÜ DÜŞMANLAR DİYABET VE HİPERTANSİYON Diyabet, böbreklerin en büyük düşmanlarından biri olarak nitelendiriliyor. Kontrolü sağlanamayan kan şekeri nedeniyle böbreklerdeki atıkları süzmekle görevli olan kan damarları zarar görünce, böbrekler işlevlerini yapamaz hale gelebiliyor. Türk Nefroloji Derneği Böbrek Kayıt Sistemi’nin verileri, Türkiye’de diyalize yeni başlayan hastaların yaklaşık yüzde 38’inde böbrek yetmezliği sorumlusunun diyabet hastalığı olduğunu ortaya koyuyor. Yine, Türk Nefroloji Derneği Böbrek Kayıt Sistemi’nin verilerine göre; Türkiye’de diyaliz tedavisi gören hastaların yüzde 27’sinde böbrek yetmezliğinin nedeni hipertansiyon oluyor. Ülkemizde her üç erişkinden birinde görülen hipertansiyon, böbreklerdeki damarlarda yapısal bozukluğa ve tıkanıklığa yol açıyor ve bu tablo da böbrek yetmezliğiyle sonuçlanıyor. OBEZİTE DE ÖNEMLİ BİR RİSK FAKTÖRÜ Obezite de kronik böbrek hastalığının oluşumunda önemli bir risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor. Öyle ki, yapılan bilimsel araştırmalar obezite hastalarında kronik böbrek yetmezliği gelişme riskinin yüzde 83 gibi oldukça yüksek bir oranda artığını gösteriyor. Bunun nedeni ise artan kiloyla birlikte böbreklerin yükünün de artması. Ayrıca obezite, diyabet ve hipertansiyon gibi metabolik hastalıklara yol açarak, dolaylı olarak böbrek yetmezliği gelişiminde etkili oluyor. SU TÜKETİMİNE DİKKAT EDİLMELİ Yetersiz su tüketimi, böbreklerde ciddi hasar oluşturan önemli etkenlerden biri. Yeterince su içmediğimizde, kandan süzülen zararlı maddeler vücudumuzdan atılamadığı için böbreklerimiz daha fazla çalışmak zorunda kalıyor ve hızla yıpranmaya başlıyor. Prof. Dr. Çakır, böbreklerimizin sağlığı için her gün yeterli su içme alışkanlığı edinmemiz gerektiğini hatırlatarak, “Az içilen suyun yanı sıra fazla içilen su da zararlı oluyor. Dolayısıyla normal kiloda olan bir kadının günde 1,5 ila 2 litre, erkeğin de 2 ila 2,5 litre su içmesi yeterli gelecektir.” diyor. TUZ TÜKETİMİNİ İYİ AYARLAYIN Yapılan çok sayıda bilimsel araştırmaya göre fazla tüketilen tuz kan basıncını yükselterek böbrek yetmezliğine kadar gidebilen ciddi sorunlar oluşturabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü; günlük tuz tüketiminin 5 gramın altında olmasını öneriyor ve bu miktar tepeleme bir çay kaşığına karşılık geliyor. Prof. Dr. Çakır, böbrek sağlığınız için yemeklerinize tuz serpiştirmemeniz gerektiği uyarısında bulunarak, “Bu miktar, yemeklere eklediğimiz tuzu değil, işlenmiş ürünler de dâhil olmak üzere tüm besinlerle aldığımız toplam tuz miktarını ifade ediyor.” diyor. GELİŞİGÜZEL İLAÇ KULLANMAYIN İlaçlar, hastalıkların tedavisinde başrol üstlenseler de bilinçsizce tüketildiklerinde tam aksi sonuçlar doğurabiliyorlar. Bu nedenle uzmanlar, her fırsatta, ilaçların mutlaka hekim kontrolünde kullanılması gerektiği konusunda uyarıda bulunuyorlar. Örneğin, sık ve gelişigüzel kullanılan bazı ağrı kesiciler ve romatizmal hastalıklarda başvurulan antiinflamatuar ilaçlar, hipertansiyon ile böbrek yetmezliğine yol açabiliyor. Benzer şekilde, sigara da böbreklerde ciddi hasar oluşturan önemli bir risk faktörü olarak gösteriliyor. Bunun nedeni, sigaranın böbrek yetmezliğine kadar götürebilecek olan ağır toksinler içermesi. Bilimsel çalışmalara göre, sigara alışkanlığı, böbrek hasarını ve kronik böbrek hastalığının seyrini en az yüzde 30 gibi yüksek bir oranda hızlandırıyor. Alkol de böbreklerimize hasar veren kimyasal maddeler barındırdığı için fazla tüketildiğinde böbrekleri yoruyor. BESLENME ALIŞKANLIKLARINIZI GÖZDEN GEÇİRİN Böbrek sağlığımız için dikkat etmemiz gereken bir başka önemli nokta da hatalı beslenme alışkanlıklarımızdan vazgeçmek! Hayvansal proteinler böbreklerde oluşan yükü artırdığı için kırmızı et tüketimini kısıtlayın; kafein içeren besin ve içecekleri ise sınırlı tüketin. Günlük tüketebileceğimiz kafein miktarı 200 ila 300 mg olmalı ki bu da yaklaşık 2 büyük fincan kahve anlamına geliyor. Yine, şekerli besinler de obezite, hipertansiyon ve diyabetin oluşum riskini artırmaları nedeniyle önerilmiyor. Benzer şekilde, yapılan çalışmalara göre günde 2 veya daha fazla bardak gazlı içecek tüketmek, idrardaki protein miktarını artırdığı için böbrekleri yoruyor.