Orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde üretim ile ürün teknolojisine sahip olmak için makine, motor ve endüstriyel makineyi işaret ediyoruz. Orta yüksek ve yüksek teknolojili üretimin sanayiye sağladığı katma değerin ortalama sanayi katma değeri içindeki payı yüzde 50 ve üzerinde olması şart. Sanayileşmiş ülke olmanın koşulları bunlar. Dolayısıyla biz kendimize sanayileşmesini tamamlamış bir ülke diyemeyiz. Peki sanayileşiyor muyuz? Yüksek teknolojili ürünler belli.
Orta yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerde üretim ile ürün teknolojisine sahip olmak için makine, motor ve endüstriyel makineyi işaret ediyoruz. Orta yüksek ve yüksek teknolojili üretimin sanayiye sağladığı katma değerin ortalama sanayi katma değeri içindeki payı yüzde 50 ve üzerinde olması şart. Sanayileşmiş ülke olmanın koşulları bunlar. Dolayısıyla biz kendimize sanayileşmesini tamamlamış bir ülke diyemeyiz. Peki sanayileşiyor muyuz? Yüksek teknolojili ürünler belli. Orta yüksek teknolojili ürünlere baktığınızda elektrikli makine, aletler en üst sırada geliyor. Motorlu kara taşıtları, makine ve teçhizat da bunun içinde. Yani orta ileri teknoloji dediğimiz zaman makine sektörü bu ülkenin sanayileşmesine hızla etki eder. Bunu dünya ticaretinden petrolden sonra en büyük payı alan grupla da denkleştirdiğiniz zaman, matematiksel olarak en hızlı gidebileceğiniz alan olarak makine görülüyor. Sanayileşme grafiğine baktığımız zaman ise sektör olarak kalite-fiyat rekabetindeyiz. Maliyet rekabetinden kalite-fiyat rekabeti kısmına geçebilmişiz. Ama teknoloji ve bilgi rekabeti kısımlarında daha henüz çok uzağız. Türkiye olarak ciddi mesafeler kat ettik fakat bu yeterli değil. Söz konusu tablo daha çok işimiz olduğunu gösteriyor. Yüzde 40’lar civarında düşük teknoloji yoğunluklu, yüzde 30’lar civarında da orta düşük teknoloji yoğunluklu üretim yapıyoruz. Yüzde 50’yi geçmesi gereken orta yüksek ve ileri teknoloji alanlarındaysa yüzde 30 seviyesindeyiz. Uzun bir dönemdir de böyle gidiyoruz. Şimdi teşvikler çıkarıyoruz. Sanayi toplumu olmamız için bu alanda yüzde 30’dan yüzde 50’ye yükselmemiz gerekiyor. O zaman sanayi toplumu yeşermeye başladı diyebiliriz.
Tablolara baktığımız zaman 2016 yılında otomotiv sanayisinin atılımını sürdüreceğini öngörebiliriz. Fakat son dört-beş yıllık zaman dilimi göz önüne alındığında makine, en hızlı ihracat artışına sahip sektör olarak öne çıkıyor. Sektörümüzün ihracat performansı oldukça güçlü fakat Türkiye’deki yatırımların yavaşlaması açısından bakıldığında iç piyasaya dönük performansta da bir azalma söz konusu. Türkiye’nin yeni bir yatırım iklimine ihtiyacı var. Ülkemiz orta yüksek ve yüksek teknolojide gerçekten bir yatırım ortamı ile sanayileşme oluşturmadıkça büyüme hızı önümüzdeki yıllarda da ortalama yüzde 3-4 arası bir rakamda olacaktır. Türkiye’nin çok daha iyi işler başaracağını biliyoruz. Dolayısıyla bunun için eleştirel bir açıdan, nelerin olmadığına odaklanarak çözüm geliştirmeye çalışıyoruz. Bu noktada da iddialı bir şekilde çözümün anahtarının bizde olduğunu söylüyoruz.