Türkiye’de 1950’lerden itibaren gelişim göstermeye başlayan klima ve soğutma sektörü günümüzde halen hızlı bir büyüme sergilemeye devam ediyor.
Türkiye’de 1950’lerden itibaren gelişim göstermeye başlayan klima ve soğutma sektörü günümüzde halen hızlı bir büyüme sergilemeye devam ediyor. 1992 yılında, bu gelişimin daha sağlıklı ve hızlı olması yönünde çalışmalar yürütmek amacıyla, klima ve soğutma sektörünün önde gelen firmaları ve kişilerinin katkılarıyla kurulan İklimlendirme- Soğutma-Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD), geride bıraktığımız yıl 107’ye ulaşan üye sayısıyla, Türk makine sektörü içerisinde de güçlü bir konumda bulunuyor.
Türkiye’de iklimlendirme, soğutma ve klima cihazları imalatçısı ve/veya ithalatçısı olan üyeler arasında işbirliğini sağlayarak üyelerin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yapan İSKİD, diğer yandan, yerel ve küresel imalatçıları bir araya getirerek iklimlendirme sektörünün uluslararası rekabette öne geçmesi yönünde de sektör adına faaliyetler yürütüyor. Türkiye’nin ısıtma, soğutma klima ihtiyaçlarının karşılanması sırasında çevreye duyarlı ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak faaliyetlerde bulunan İSKİD’in gelecek stratejileri, hedefleri ve 2017 öngörülerini, İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Savcı’ya sorduk.
Türk makine sektörünün önemli alt segmentlerinden biri olan iklimlendirme sektörünü temsil eden İSKİD’i ve Yönetim Kurulu Başkanı olarak sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İSKİD, Türkiye’de iklimlendirme, soğutma ve klima cihazları imalatçısı ve/veya ana ithalatçısı olan üyeleri arasında işbirliğini sağlayarak, üyelerin sorunlarının çözümüne yönelik çalışmalar yapmak amacıyla 1992 yılında kurulan, iklimlendirme sektörünün gelişmesi ve uluslararası rekabette öne geçmesi yönünde sektör adına faaliyetler yürüten etkin bir kuruluştur. İSKİD üyelerinin temsil ettiği şirketlerin sayısı 2016 yılında 100’ün üzerine ulaşmış ve bu şirketler Türkiye pazarının yüzde 90’ını temsil etmektedir.
İklimlendirme sektöründe 60 yıla yakın bir süredir endüstriyel soğutma alanında faaliyet gösteren firmamızın ikinci kuşak yöneticisi olarak 1996 yılından beri sektörde aktif olarak çalışıyorum. Ama çocukluğumdan beri bu sektörün içinde yer aldığımı söylemem yanlış olmaz diye düşünüyorum. Aradan geçen 20 yıllık sürede ISKAV (Isıtma Soğutma Klima Araştırma ve Eğitim Vakfı) ve İSKİD’de komisyon başkanlığı ve yönetim kurulu üyeliği olarak görev almanın yanında, 2015 yılından itibaren de genel kurulumuzun takdiriyle İSKİD Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütüyorum.
Geride kalan yıl İSKİD için nasıl geçti? Sektörünüzle ilgili bu yıla ilişkin beklentileriniz nedir?
2016 yılı, sektörü büyütmek adına birçok projeye ve işbirliğine imza attığımız bir yıl oldu. İSKİD olarak üç yıl süren birinci URGE (Uluslararası Rekabeti Geliştirme) projemizi bitirdik ve ikincisine başladık. Dış pazarlarda rekabet, yeni pazar arayışları ve Türk üreticilerin uluslararası pazarlarda rekabet gücünü artırıcı çalışmalar yürütüyoruz. Ekonomi Bakanlığı tarafından desteklenen ikinci URGE projemize ise 45 sektör firması katıldı. Projenin temel amacı, 2023 ihracat hedeflerine ulaşılması için iklimlendirme sektörünün oyuncularının uluslararası rekabetçiliklerini geliştirip, ihracat rakamlarını bu doğrultuda artırmaktır. Bu çerçevede ihtiyaç analizi ile başladığımız URGE projesi, sektörün ana ürün üreticilerini, komponent imalatçılarını, malzeme satıcılarını, tasarım ve mekanik taahhüt yapan firmaları bir araya getirip uluslararası rakiplerine göre göreceli üstünlüklerini arttırmak amacıyla hayata geçirildi. Bir diğer önemli gelişme de İSKİD olarak 2016 yılında ISHRAE (Indian Society of Heating, Refrigerating and Air Conditioning Engineers) Derneği ile yaptığımız işbirliği protokolü oldu. Sektörümüz, Hindistan pazarını bir süredir takip ediyor ve bu anlamda Hindistan’ın önemli derneklerinden birisi olan ISHRAE ile yapılan görüşmeler sonucunda bir işbirliği protokolü imzaladık. İşbirliği protokolüne göre; her iki ülkenin ticaret hacminin artırılmasına yönelik olarak dernek üyelerinin talepleri doğrultusunda karşılıklı alım heyetleri organizasyonlarının yapılması, pazar bilgilerinin paylaşılması ve ortak yeni projelerin geliştirilmesi yönünde çalışmalara başlayacağız. Öte yandan eğitim konusu İSKİD’in en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. İSKİD tarafından organize edilen “İklimlendirme Sektörü Tanıtım Günü” etkinliğinde Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden 500’e yakın genç mühendis adayı ile buluştuk ve genç mühendis adaylarına, iklimlendirme sektörünün geniş aile fotoğrafını sunduk; sektörümüzü tüm detayları ile anlattık.
Geçtiğimiz yıl dördüncüsünü düzenlediğimiz “Mimari Tasarımda İklimlendirme Konferansı” ile de nefes alan binalar için bütünleşik tasarımın önemini vurguladık ve 200’den fazla mimar, müteahhit firma ve sektör temsilcisini buluşturduk.
İSKİD’in Türk makine sektörü açısından önemi nedir? Türk makine sektörünün güncel durumu ve gelecek stratejileri için neler söyleyebilirsiniz?
Türk makine sektörü teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyor, kaliteli üretim yapıyor ve Ar-Ge çalışmalarına çok önem veriyor. Genç iş gücü, tesisleşme, gelişmiş yan sanayi Türk makine sektörünün en önemli avantajları arasındadır. İşte bu avantajlar, sektörün rakamlarına da yansıyor: 2014 yılı dünya makine ticareti sıralamalarında ihracatta 26’ncı sırada, ithalatta ise 22’nci sırada yer alan Türkiye, Avrupa’nın 6’ncı büyük makine imalatçısı konumunu koruyor. Öte yandan 2015 yılında Türkiye toplam ihracatında makine sektörü yüzde 9,2 pay aldı ve 13,3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi; küresel makine ticaretinden ise yüzde 0,7 pay aldı. Derneğimizin hedefi, Türkiye iklimlendirme sektörüyle birlikte Türk makine sektörünü dünyada önemli, tercih edilen konuma getirmek. Bunu başarmak için ise tüm paydaşların sektörde güç birliği oluşturması gerekiyor ki bu yolda da çok olumlu adımlar atıldığını söyleyebilirim.
İSKİD Yönetim Kurulu olarak görev süreniz içinde odaklandığınız önemli başlıklar nelerdi? Sürdürdüğünüz projeler hakkında bizi bilgilendirebilir misiniz?
İSKİD’in geçmiş dönem başkanları gibi bizim de gündem konumuz elbette sektörümüzü büyütmek, çevreye duyarlı olmak ve ülke ekonomisine katkı sağlamak amacıyla çalışmalarımızı sürdürmek. Bu noktada İSKİD olarak en önemli gündemimiz; kalifiye iş gücü yetiştirilmesi için çalışmalar yapmak, sektörü dünya pazarında rekabetçi bir konuma taşımak ve sektör ile kamu ilişkilerinin güçlendirilmesi sağlamaktı. Başkanlık sürecim boyunca özellikle bu konulara ağırlık vererek çeşitli etkinlikler düzenledik ve ses getirdik.
İSKİD’in kamu ile koordinasyonu hangi düzeyde?
Derneğimiz, faaliyetlerini yürütür ve kararlarını alırken tüm kamusal alandaki mevzuatları takip ederek görüş bildirir. Kamu tarafında ise derneğimizin sektörün yüzde 90’lık temsil gücüne ve sektörel bilgi birikimimize güvenilerek görüşlerimiz, hassasiyetle değerlendirilir. Dernek olarak sektörel sorunlarımıza çözüm bulunması konusunda devlet ile paralel çalışmalar yürütüyoruz.
Sektörden yeterli ilgiyi görüyor musunuz? Makine üreticilerinin sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı ve bu yapılar içinde görev alma kabiliyetleri/istekleri için neler söyleyebilirsiniz?
Türk makine sektörü son yıllarda büyük ilerlemeler kaydetti ve dünyada saygın bir konuma geldi. Bunu başarmamızdaki en önemli etkenlerden biri de sağlam örgütlü yapımız ve birlikte oluşturduğumuz güçtür. Bu örgütlü yapı son yıllarda daha da önem kazandı ve sanayicimiz gelişmek için atacağı her adımda sektör paydaşlarını yanında bulmaya başladı. Bugün MAKFED çatısı altında toplanan tüm makine sektörü, kendisini daha güçlü hissediyor ve başarabileceklerine olan inanç da artıyor.
Peki, yerli üretim makine kullanımının artması için neler yapılmalı? Bu konuda İSKİD’in stratejisi nedir?
Türk makine imalatı sektörünün diğer yan sektörler ile beraber ilerlemesi, makine sanayisi ile ilgili tüm sektörlerin politika ve uygulamalarının oluşturulmasına bağlıdır. Devlet tarafında yerli ürünlerin kullanılması ve tercih edilmesi yönünde yapılan mevzuat çalışmalarına birebir katılıyor ve pozitif kararlar alınmasını sağlıyoruz. Bunun dışında üreticiler olarak dünya standartlarında üretim yapma; uluslararası sertifikaları alma ve dünyada markalar oluşturma çabası içerisindeyiz. Bence çok sayıda Türk firması da bunu başarma yolunda emin adımlarla ilerliyor.