Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 14 Kasım 2016 tarihi itibarıyla verilen yetkiyle Türkiye’nin 289’uncu Ar-Ge merkezi olduklarını söyleyen TURAŞ. Ar-Ge Merkezi Direktörü Elif Gül..
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 14 Kasım 2016 tarihi itibarıyla verilen yetkiyle Türkiye’nin 289’uncu Ar-Ge merkezi olduklarını söyleyen TURAŞ Ar-Ge Merkezi Direktörü Elif Gül, “İstanbul Silivri’de bulunan 21 bin metrekarelik üretim tesisinde 1980 yılından bu yana evsel pişiriciler için gaz muslukları üretimi alanında faaliyet gösteren firmamız, gelişen teknolojileri kullanarak son kullanıcının pişirme ihtiyaçlarına ve beklentilerine çözüm üretiyor. TURAŞ markası 1990’lı yıllarda ulusal pazarlara sunulmaya başladı ve rekabet üstünlüğü sağlamak amacıyla yine bu yıllarda Ar-Ge ve inovasyona bağlı çalışmaların da ilk temelleri atıldı” diyor.
Firmalarının, patent stratejilerine dayalı ilk çalışmaları 2005 yılında gerçekleştirdiğini ve 2010’lu yıllarda ise ileri teknolojilerin firma bünyesinde kullanılmaya başlanmasıyla Ar-Ge ve inovasyona dayalı çalışmalarda hızlı bir artış yaşandığını da sözlerine ekleyen Gül, sözlerine şöyle devam ediyor: “İlk zamanlarda belli başlı ürünlerle pazarda yer almaya başlasak da yenilikçi ürün tasarımları sayesinde patent sayımızı, başarılı Ar-Ge projeleriyle de ürün gamımızı artırarak uluslararası pazarda da önemli bir yere sahip olmayı başardık. Şu anda firmamız yurt içi müşterilerinin yanı sıra üretiminin yüzde 48’ini Avrupa, Asya ve Afrika’daki pek çok ülkeye de ihraç ediyor. TURAŞ’ın bulunduğumuz noktaya gelmesinde en büyük etken gelişen teknolojiye ayak uydurarak günümüz ihtiyaçlarına cevap verebilecek ve rakipleriyle rekabet edebilecek nitelikte ürünler sunabilmesidir. Bu da yıllar içerisinde tamamen yerleşen Ar-Ge anlayışı sayesinde oluyor. Çünkü Ar-Ge ve inovasyon rekabetin vazgeçilmez unsurlarıdır.” Firmaların pazardaki yerini korumak için nitelikli Ar-Ge faaliyetleri yürütmek zorunda olduğunu vurgulayan Gül, TURAŞ Ar-Ge Merkezi’nin çalışmaları ve hedeflerini Moment Expo okurlarıyla paylaştı.
Ar-Ge merkezin yapısı ve faaliyetleri hakkında bilgi verir misiniz? Üretime yönelik geliştirdiğiniz projeler var mı?
Bugün itibarıyla 12’si lisans, 2’si yüksek lisans mezunu olmak üzere toplamda 21 kişilik ekipten oluşan Ar-Ge merkezimizin faaliyetlerini, ürün ve süreç Ar- Ge çalışmaları olarak nitelendirilebiliriz. Laboratuvar çalışmalarını da içeren ürün Ar-Ge kısmında 13 kişilik ekip teknolojik ihtiyaçlara cevap verecek nitelikte yeni ürün tasarımı ve geliştirilmesi çalışmaları yaparken süreç Ar-Ge’de ise sekiz kişilik ekibimiz proses iyileştirme çalışmaları, verimlilik analizleri, maliyet azaltıcı faaliyetler ve kalite iyileştirici proje çalışmaları yürütüyor. Çalışmalarımız ağırlıklı olarak beyaz eşya sektörüne yönelik. Ar-Ge bölümü olarak şu ana kadar 10 TÜBİ- TAK projesini başarıyla tamamladık. TURAŞ olarak çalışma alanımız gaz musluğu olduğu için bu projelerin çoğu söz konusu alana yönelikti. Ancak bundan sonraki çalışmalarda hedeflerimiz arasında gaz musluklarının yanı sıra, yanıcı gruplar ve elektronik kontrollü valfler gibi inovatif ürünler de yer alıyor. Bu yıl Ar-Ge Merkezimizde planlanan projeler arasında endüstriyel musluklar, yüksek verimli yakıcı gruplarına yönelik çalışmalar da bulunuyor.
Merkezinizin ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu hangi düzeydedir? Devlet kurumlarının Ar-Ge uygulamalarına yönelik destekleriyle ilgili düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Firmamız 10 yılı aşkın süredir yoğun Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor. 2007 yılından bu yana TÜBİTAK desteği ile çeşitli Ar-Ge projeleri gerçekleştirdik. Ayrıca İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) ile de iki adet başarılı projeyi tamamladık. Bunlardan biri geçen yıl sonlandırdığımız bir seri üretim projesiydi. Yaptığımız her proje Ar-Ge altyapımızın gelişmesine katkı sağlayan, bize yeni çalışma alanları yaratabilecek nitelikte projelerdir. Mevcut şartlarda kendi öz kaynaklarınızla tek başınıza altından kalkmakta zorlanacağınız projelere devlet kurumlarının sağladığı destekler sayesinde daha rahat başlayabiliyorsunuz. Böylece hem kendinizi geliştiriyor hem de ülkemizin kalkınmasına katkı sağlıyorsunuz. Bu nedenle devlet kurumlarının teşviklerini, desteklerini her zaman yakından takip ediyoruz. Ayrıca Ar-Ge çalışmaları yaparken teknik problemlerimizin çözümü için çeşitli üniversitelerdeki akademisyenlerle de irtibat halinde bulunuyoruz. Çünkü bu sayede hem problemin minimum sürede çözülmesine hem de üniversite-sanayi işbirliklerinin gelişmesine katkı sağlanmış oluyor. Son yıllarda sanayinin gelişmesi ve büyük firmaların uluslararası alanda rekabet edebilmesi için devlet teşvikleri arttı. Bu durum da ülkemizin kalkınması açısından çok önemli bir adım. Tüm bunlar sayesinde Ar-Ge yapan firma sayısının giderek artacağını umuyorum.
Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz?
2016 yılı sonu itibariyle toplam ulusal patent başvuru sayımız 182’ye ulaştı. Bu başvurunun 21’i 2015 yılına ait. TURAŞ olarak patent stratejilerine dayalı bir Ar-Ge anlayışımız var. Her yılın başında Türk Patent ve Marka Kurumu’na (TPE) yapılacak patent başvuru sayısıyla ilgili kendimize bir hedef koyuyor ve o hedefe ulaşmak için sene sonuna kadar yoğun emek harcıyoruz. Bundan sonra da bu anlayışımızı devam ettireceğiz.
Ar-Ge merkezinizin kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri hakkında bilgi verir misiniz?
Firmamızda kısa vadeli stratejiler genellikle anlık iyileştirme ve kalite düzeltme faaliyetleri kapsamında ele alınırken, orta ve uzun vadeli stratejiler ise ileri teknolojiye sahip özgün ve yeni ürünlerin geliştirilmesi ile ilgili mühendislik çalışmaları odağındaki Ar-Ge çalışmalarını içeriyor. Bu kapsamda hedeflerimizi; inovatif ürün geliştirme faaliyetlerinde bulunarak ülkemizin Ar-Ge odaklı ihracat payının artırılmasına katkı sağlamak, Ar-Ge niteliği yüksek proje ve patent sayısıyla kamu destekli proje sayısını artırmak şeklinde sıralayabiliriz. Bunların yanı sıra Ar-Ge Merkezi personelinin yetkinliğinin artırılması için teknik eğitim programlarının sayısını fazlalaştırmak ve yeni teknoloji geliştirme faaliyetlerini içeren çalışmalarda bulunarak ürün yelpazesini genişletmek de diğer önemli hedeflerimiz arasında.
Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmalar için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönemde yatırımlarınız sürecek mi?
Günümüz bilgi çağında uluslararası alanda rekabet edebilmenin en önemli koşulu, bilgiye yatırım yapmaktır. Bilgiye yatırım denilince de ilk akla gelen kavram Ar-Ge’dir. Nasıl ki dünyadaki Ar-Ge harcamaları ile ülkelerin gelişmişlik düzeyi arasında doğrudan bir ilişki varsa, bize göre firmaların Ar-Ge’ ye verdiği önem ve destek de o firmanın gelişmişliğini gösterir. Dolayısıyla Ar-Ge çalışmaları firmamızın ve sektörün geleceği açısından bir zorunluluk. Bu nedenle firma olarak yıllık ciromuzun belli bir miktarını Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Ancak her yıl Ar-Ge’ye yapılan yatırım bütçesinin miktarı değişebiliyor, bu nedenle sabit bir oranımız olmasa da, bu oranın Ar-Ge bölümünde o yıl yapılması hedeflenen projelerin maliyet analizlerine göre belirlendiğini söyleyebiliriz. Yapılan tahmini ihtiyaca göre bütçenin önemli bir kısmı Ar-Ge faaliyetlerine ayrılıyor.
Üretimin katma değerini artırabilmek, pazara sunulan ürünlere değer katmak açısından Ar-Ge’nin önemi nedir? Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalıdır?
Müşteriye sunulan ürün ya da hizmetin değerini artırmayı sağlayan faaliyetler üretimde katma değer yaratıyor. Bu da üretim süreçlerinin iyileştirilmesi ve ürün kalitesinin artırılmasıyla mümkün oluyor. Ar-Ge dediğimiz şey de zaten sürekli iyileşme ve gelişmeyi hedefleyen bir olgu. Dolayısıyla Ar-Ge faaliyetleriyle daha kaliteli, rekabetçi ürünler ürettiğinizde katma değeriniz de artacaktır. Firmaların gerçekleştirmiş olduğu bu faaliyetler bütünsel anlamda ele alındığında bir ekonominin büyüme çarklarını oluşturuyor. Çünkü ekonomi artık bilim ve teknoloji temeline dayanıyor. Sonuç olarak eğer ekonomimizin diğer ülke ekonomileri ile rekabet edebilmesini istiyorsak Ar-Ge yapan firma sayısının artması gerekiyor. Son yıllarda devlet, özel sektöre verdiği destekler ve Ar-Ge indirimleri ile bu konuda önemli adımlar attı. Ancak halen üniversite-sanayi işbirlikleri istenilen seviyede değil. Böyle olunca da hem yapılan birçok akademik çalışma hayat bulamıyor hem de sanayici teknik problemlerini zamanında çözebilecek kaynaklara ulaşamıyor. Bu durum da katma değeri yüksek, nitelikli ürün çıkaran firma sayısının azalmasına neden oluyor. Üniversite- sanayi işbirliklerini daha kolaylaştırıcı çözümler bulunması gerektiğini düşünüyorum. Bunun dışında yeni çıkan teşviklerden maksimum oranda faydalanmayı sağlamak için özellikle küçük firma ve KOBİ’lere yönelik bilgilendirmeler, eğitimler ve teşvikler ayrıca artırılmalı ki daha hızlı gelişim ve büyüme gösterebilsinler.