Türkiye ekonomisinin son yıllarda gösterdiği yüksek performans ile gelinen noktada yurt dışında yapılacak tanıtım faaliyetlerinin genel olmaktan ziyade...

Türkiye ekonomisinin son yıllarda gösterdiği yüksek performans ile gelinen noktada yurt dışında yapılacak tanıtım faaliyetlerinin genel olmaktan ziyade sektörel ve hatta alt sektörel tanıtımlara doğru ilerleme göstermesi gerekliliği aşikar. Son 10 yılda gelişmiş ülkelerin tanıtım faaliyetlerine bakıldığında, genel tanıtım kampanyalarından ziyade özel konu/ sektör hedefli (Örneğin startup, teknoloji merkezleri) hatta alt sektörel tanıtım stratejileri geliştirdikleri ve buna uygun kampanyalar düzenlendiklerini görüyoruz. Turizm, makine, otomotiv, kimya ve havacılık sektörlerinin bir arada tanıtım faaliyetleri sürdürmeleri sektörel gelişmişlik ve hedef müşteri/pazar farklılıkları açısından pek mümkün değil. Ayrıca bu tür modelleme teorik olarak mümkün görünse de pratik olarak bir getirisi ve ölçülebilirliği maalesef yoktur.

Bir diğer önemli husus ise, günümüzün modern tanıtım faaliyetleri artık ve sadece belli bir süreliğine yurt dışında yapılan kampanyalarla sınırlı değil. Ticari ve teknolojik küreselleşme trendleri yurt dışı diye algıladığımız sahanın artık yurt dışı sayılamayacağını veya bunun artık farklı tanımlanması zorunluluğunu gösteriyor. Yani artık tanıtım için yurt dışına giden değil, “oralı olmak” tanıtımın ve/veya orta ve uzun vade işbirliklerinin yaratılmasının olmazsa olmaz koşulları arasına girdi. Ayrıca, tanıtım faaliyetlerini uzaktan kumanda ile yönetmek pek verimli bir yöntem değil. Çünkü ancak tanıtım faaliyeti yürütülecek ülkenin, sektörün hassasiyetleri, süreci yöneten aktörler, bileşenler hakkında yeterli bilgi önceden bilindiğinde ve/veya bunları dikkate alan, içselleştirmiş bir tanıtım stratejisinin başarılı olduğu biliniyor. Peki, Makine Tanıtım Grubu (MTG) olarak Almanya’da başlatılan ve belli bir aşamaya getirilen faaliyetler üzerine izlenilen yol, strateji ve getiriler nelerdir? Hatırlamakta bir fayda var.

MAKİNE SEKTÖRÜ VE KÜRESEL ZORUNLULUKLAR

Türk makine sektörü son 15 yılda önemli gelişmelere ev sahipliği ve şahitlik yapmış bir sektör. Türkiye’nin 1980’li yıllarda “ihracata dayalı kalkınma modelini” seçtiği ve uygulamaya koyduğu yıllardan beri, önce varlığını sürdürme, ayakta kalma mücadelesi veren sonrasında yine endüstriyel gelişmişlik açısından kendisinden fersah fersah ileri ülkeler/coğrafyalar ile değişik serbest ticaret anlaşmalarının etkilerini savunmak ile uğraşan bir sektör. Bu anlaşmalar içinde Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği anlaşması başlangıçta sektörel varlığı tehdit eder gibi görünmüş olsa da zamanla sektörün modernizasyonu ve küresel rekabet şartlarına uygun bir formasyona dönüşmesinde önemli katkı sağladı.

Makine sektörü; üreten, istahdam sağlayan, ihracat gerçekleştiren diğer sektörlere önemli girdi sağlayan stratejik bir öneme sahip bir sektör olarak;

• Üretimde katma değer oranını artırmak,

• İstihdamda artış ve buna paralel olarak istihdamda kalifiye oranını yükseltmek,

• İhracat pazarlarını çeşitlendirmek, sürdürülebilirliği temin etmek,

• Tüm bunların gerçekleşmesi için özellikle de ihtiyaç duyulan alanlarda teknolojik işbirliklerini artırmak ve teknoloji transferlerini çoğaltmak adına gerek yurt içinde gerekse de yurt dışında tanıtım faaliyetlerine önem verdi.

Yurt dışı tanıtım faaliyetlerinde Almanya özel ve stratejik bir öneme sahip. Özeldir, çünkü en fazla ihracat ve ihracat artışı bu ülke ile yapılıyor ve ihracat artırmak boyutunda da önemli bir potansiyele sahip. Yine bu ülke küresel boyutta inovasyon ve teknolojik gelişmelere ev sahipliği yapan lider bir pazar konumunda. Aynı zamanda yeni endüstri düzeninde güçlü, güvenilir partnerlere olan ihtiyacı düne nazaran artmış bir ülke. Türk makine sektörü açısından daha fazla artıları sayılabilecek faydalar nedeniyle MTG’nin Almanya faaliyetleri merkezi bir öneme sahip.

BUGÜNE KADAR NELER, NASIL YAPILDI?

Önce Türk makine üreticilerinin ihtiyacından, hedeflerinden yola çıkılarak Almanya’da nasıl bir tanıtım faaliyeti öngörüldüğü tartışıldı; ana hedefler, ara hedefler, stratejik partnerler tanımı yapıldı. Hedef ve tanımlamalardan çıkarak bir yol haritası oluşturuldu. Tanıtım faaliyetinin belli bir süreliğine, geçici varlık göstermek yerine “oralı olmak” ve oradan faydalanmak, partner ilişkileri geliştirmek üzerine yapılan kurgu gereği bir “back office” kuruldu. Back office ile her an erişilebilir, kendi lisanlarında bilgi sunulan bir iletişim ve enformasyon düzeneği kuruldu.

Almanya’da yer alan bir adresten bu faaliyetlerin yürütülmesinin odak müşteri ve kurumlara verdiği güven yadsınamaz bir gerçeklik. Zira bir tanıtım faaliyetinden asgari bir şekilde fayda sağlamak için yürütülen kampanyaların meyvelerinin toplanması ve değerlendirilmesi önemli. Sadece fuarlardan fuarlara ya da ikili görüşmeler esnasında görünür olmak günümüz iş geliştirme ve tanıtım modeli için yeterli değil. Hem fuarların getirisini sürekli kılmak hem de diğer faaliyetlere ev sahipliği yapması açısından back office varlığı önem taşır ve MTG de faaliyetlerine böyle başladı. MTG’nin faaliyet kapsamını beş ana başlıkta toplamak mümkün. Her bir başlık kendi içinde değişik görev ve sorumluluk ürettiği gibi alanlar arasındaki geçişkenlik ve bunun yarattığı sinerji de faaliyetlerin başarısı için oldukça önemli.

FUARLAR

Klasik bir tanıtım faaliyeti olarak fuarlara katılmak hâlâ önemini koruyor. Fuarları verimli kullanmak için ön hazırlık (tüm kurum ve kuruluşlara önceden katılım bilgisi, hangi firmaların katıldığı, firmaların uğraş alanları, olası randevu programlarının hazırlanması), fuar esnasında etkinlikler ve fuar sonrası değerlendirme içeren üç başlıkta faaliyet gösterildi. Fuarlarda gerçekleşen reklam kampanyaları ile görsellikte hedef ötesi bir konuma geçildi. Türkiye’nin Makinecileri standı ve üye firmalar standları geçmişe nazaran daha büyük bir ilgi odağı oldu. Ayrıca fuarlar esnasında düzenlenen etkinlikler ile (panel, ikili görüşmeler) fuar dönemi verimli kullanılmaya özen gösterildi.

SEKTÖREL DERGI VE İNTERNET SAYFALARINDA GÖRÜNÜRLÜK

Sektördeki teknik ve ticari gelişmelerin en fazla takip edildiği mecra sektörel medyadır. Bu nedenle, Alman sektörel medyası için Türk makinecilerinin ihracatta önemli olan alt sektör gruplarını da içeren bir medya planlaması yapıldı. Almanya’nın beş büyük medya grubundaki 27 dergi ve iki online platform belirlenerek bu organlarda reklamlar verildi. Reklam içeriği bir yandan Türk makine sektörünün önemli büyüklüklerini ve dışarıda bilinmeyenleri içerirken, diğer taraftan da katılım sağlanacak fuarlar sürekli belirtildi. Medya organları ile yapılan düzenli toplantılar ve bilgilendirmeler sayesinde bu organlarda gerek editoryal yazılar gerekse de Türk makine sektörü hakkında makale ve değerlendirmelerin yayınlanması sağlandı. Sektörel medya ile düzenli ilişkinin bir faydasını kritik bir dönemde fazlasıyla gördük. Örneğin, 15 Temmuz darbe girişimi esnasında Almanya’da genel medya Türkiye üzerine negatif haberler sunarken, bağlantımız olan tüm sektörel medya dergilerinde pozitif haberler öne çıktı. Yaklaşık üç yıldır yürütülen kampanyalarla Almanya sektör dergilerinde önemli bir pozisyona geldik.

SEKTÖRÜN GÜÇLÜ ÖRGÜTLENMELERİ İLE İŞBİRLİKLERİ

Bilindiği üzere Almanya federal bir yapıya sahip, dolayısıyla hem federal düzeyde hem de eyaletler düzeyinde sektörün güçlü örgütleri ile iletişim, bilgi alışverişi ve ortak etkinlikler düzenleme konusunda faaliyetler geliştirildi. Bu çalışmalar neticesinde Almanya’nın tek ve güçlü Satınalma Birliği olan BME ile stratejik işbirliği protokolü imzalandı ve Türkiye’den daha fazla ürün ve hizmet alımı için verimli ikili görüşmeler düzenlendi. Gelecek dönem için de planlamalar yapıldı. Ayrıca Almanya’nın ve dünyanın en büyük makine sektör temsilcisi olan VDMA ile federal ve eyalet örgütlenmeleri nezdinde iletişim sağlandı. VDMA, Almanya’nın makine politikasını bire bir etkileyen hatta düzenleyen bir güce sahip. Bu örgütlenmelerle düzenli temas ve karşılıklı güven ortamı, orta ve uzun vadeli işbirlikleri için oldukça önem taşıyor. Diğer taraftan farklı eyaletlerin ekonomi bakanları ile geliştirilen temaslar sonucunda bakanların Türk makinesi hakkında pozitif demeçler vermesinin yolu açılırken, bu bakanlıkların düzenledikleri etkinliklerde rol almamız da sağlandı.

SEKTÖREL TEKNOLOJİK KÜME, DERNEK VE BİRLİKLERLE TEMAS VE İŞBİRLİĞİ ANLAŞMALARI

Türk makine sektörünün en fazla ihtiyaç duyduğu alanların başında teknolojik gelişmeleri takip edebileceği platformlar ve bu platformların aktörleri ile işbirliği geliyor. Böylece gereksinim duyulan teknoloji transferi sağlanabilir ya da ortak projeler uygulamaya alınabilir. Bilhassa teknoloji platformlarında güven sağlamak zaman içinde gerçekleşebilecek bir durum. Bunu süreli değil devamlı yapmak zorundasınız ki, partnerleriniz sizinle ortak çalışmayı istesin. Bu tür faaliyetlerin sonuçlarını görmek sebat istiyor.

Bu faaliyetler çerçevesinde Almanya’nın Endüstri 4.0 konusunda lider teknolojik kümesi OWL-Maschinenbau (makine sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin kurduğu bir kurum) ve yine makine sanayisinin güçlü olduğu ve Fraunhofer Enstitüsü himayesinde Saksonya eyaletinde bulunan VEMAS (Makine İnovasyon Birliği) ile teknolojik işbirliği protokolleri imzalandı. Yine Almanya’da otomasyon ve robot teknikleri, orta ölçekli işletmeler için Endüstri 4.0 uygulamaları ve 3 boyutlu yazıcılar konusunda lider Robotation Academy ile görüşmeler de olumlu sonuç verdi ve şu anda protokol imzalanması gündemdedir. Bu işbirlikleri ile Türkiye’de ve Almanya’da ortak paneller, workshoplar düzenlemenin ötesinde işletmeler arası işbirlikleri de hedefleniyor.

RESMİ KURUM VE KURULUŞLAR NEZDİNDE LOBİ ÇALIŞMALARI

Değişik sektörel sivil toplum kuruluşları nezdinde gerçekleştirilen faaliyetleri hızlandırmak ve değişik teknolojik transferlerin önündeki engelleri kaldırmak için de resmi kurumlar (Federal bakanlık, eyalet bakanlıkları gibi) nezdinde lobi çalışmaları yürütmek, bu kurumlar ile düzenli irtibat içinde bulunmak da önem arz ediyor. Sektörün temsiliyeti ve hassasiyetlerini ilgili kurumlara aktarmak ve desteklerini kazanmak için bu faaliyetler de diğer faaliyetleri destekleyen bir çalışma ve eksik bırakılmaması gerekiyor. Gerek federal gerekse de eyaletler düzeyinde bugüne kadar yapılan çalışmalar neticesinde oldukça iyi bir iş ağına sahibiz.

MTG’nin Almanya faaliyetleri kapsamında, bu beş alanda bugüne kadar önemli mesafeler alındı. Karşılıklı güven ve işbirliği ortamı oluşmaya ve şekillenmeye başladı. Bugüne kadar yüzlerce insanın emeği ve büyük maddi harcamalarla bu noktaya getirilen çalışmaların hız kesmeden devam ettirilmesi, küreselleşmeye ve dönüşmeye çalışan Türk makine sektörü açısından oldukça önem taşıyor. MTG’nin kapatılması yani tüm bu faaliyetlerin sekteye uğraması, bugüne kadar emek ve maddi harcamalarla bu noktaya getirilen faydaların bir anda ortadan kalkmasına ve güven ortamının zedelenmesine yol açacak. Sektör temsilcilerimize ve işletmelerimize duyulan güven sarsılırken, Türkiye’den ürün ve hizmet satın alımı konusundan tutun da ortak projeler ve teknolojik işbirliklerine kadar bir çok alanda büyük riskler ortaya çıkacak. Duyumlarımıza göre daha güçlü ve kapsamlı bir tanıtım faaliyeti düşünülüyor. Şayet öyle ise, mevcut aktiviteler ara verilmeksizin devam ettirilmeli ve bunu temin edecek finans kaynaklarının da sunulması gerekiyor. Zira, sektörümüzün örgütleri ve işletmelerinin geldiği konuma bakıldığında, son 10 yılda kurulan ilişkilerin geriye değil daha ileriye taşınması bir zorunluluk. Bunun için bizler elimizi taşın altına koymaya hazırız.