İhracat, dış ticaret açığının kapatılması ve ülke ekonomisinin büyümesinden, toplumsal kalkınma ve refahın sağlanmasına kadar her derde deva bir reçete. Ama bu reçetenin hızlı etki edebilmesi için asıl önemli olan yüksek teknolojili, verimli ve kaliteli imalatla dünyaya açılmak. Biz Türkiye’nin Makinecileri olarak ülkemiz adına bu sorumluluğu üstleniyoruz.
İhracat, dış ticaret açığının kapatılması ve ülke ekonomisinin büyümesinden, toplumsal kalkınma ve refahın sağlanmasına kadar her derde deva bir reçete. Ama bu reçetenin hızlı etki edebilmesi için asıl önemli olan yüksek teknolojili, verimli ve kaliteli imalatla dünyaya açılmak. Biz Türkiye’nin Makinecileri olarak ülkemiz adına bu sorumluluğu üstleniyoruz. Yüksek teknolojili makineler ihraç ederek, yurt içinde yerli makine teknolojilerinin tercih edilmesini sağlayarak hem ihracatı artırmaya hem de ithalatı azaltmaya çalışıyoruz. Bu çabamızın sonucunda, TİM’in İlk 1000 İhracatçı Firma Araştırması’na Birliğimiz üyesi 105 firmanın girdiğini görmek son derece büyük bir mutluluk ve gurur kaynağı. Hedefimiz, 2017 yılsonu sonuçları açıklandığında makine ihracatçıları olarak listede daha kalabalık olmak. Diğer yandan İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) hazırladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu arasında, MAİB üyesi 70 firmamız yer aldı. Firmalarının Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu içindeki etkinliğinden büyük mutluluk duyuyoruz. Bu sayının ilerleyen yıllarda daha da artmasını arzu ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan bir diğer gelişme de, kamu ihalelerinde makine, malzeme ve ekipmanın yerli malı olması şartını getiren düzenlemenin yürürlüğe girmesiydi. Reel sektörün finansman olanaklarının arttığı bir süreçte iç piyasadaki talebin garanti altına alınması, yerli üreticiyi cesaretlendiren bir düzenleme oldu. Bu uygulamayla, uluslararası markalaşma yönünde önemli adımlar atan Türk makinesinin yurt içi pazarda da önü açılacak. Yerli makinenin tercih edilmesi dış ticaret açığının azaltılmasının yanında, sanayicimize yeni yatırımlar yapma konusunda da bir teşvik olacak. Yatırımların artması ve yurt içindeki işbirliklerinin güçlenmesi, inanıyoruz ki bir bütün olarak Türkiye sanayisinde kaldıraç etkisi yaratacak. Yılın ilk çeyreğinde yakalanan yüzde 5’lik büyümeyi sürdürülebilir kılmanın yolu sanayiye yapılan yatırımların devam etmesinden geçiyor. Türkiye’nin Makinecileri olarak, sektörümüzün ihracatta rekabetçi bir ivme kazanabilmesi için iç pazarda da yerli makine alımını teşvik edici önlemler alınması gerektiğini her fırsatta vurguladık. Başta Devlet Malzeme Ofisi olmak üzere, kamu ve kamu destekli makine ve teçhizat alımlarında yerli üretimin desteklenmesi önemli ama unutmayalım ki yerli sanayiciye de yerli makine yakışır. Bu noktada beklentimiz Hazine garantili kredilerin ve KOSGEB, Eximbank ile TİKA gibi kamu kuruluşlarının verdiği desteklerin de yerli makine alımlarını zorunlu hale getirici şekilde tanzim edilmesidir.