Tünel ve mini ekskavatörler, mermer blok yıkım makineleri ve bina yıkım makasları imalatı yapan Doğrar Kepçe, özellikle madencilik sektörüne yönelik makine...
Tünel ve mini ekskavatörler, mermer blok yıkım makineleri ve bina yıkım makasları imalatı yapan Doğrar Kepçe, özellikle madencilik sektörüne yönelik makine imalatı ve ihracatıyla dikkat çekiyor.
Doğrar Kepçe’nin 1972 yılında Ahmet Dinçer tarafından iş makineleri yedek parçalarının tamiri amacıyla kurulduğunu, sektörde kazanılan deneyimle makine ataşmanları imalatına başlandığını ifade eden Doğrar Kepçe Yönetim Kurulu Başkanı Kerime Dinçer, 2007’den itibaren kendi tasarımları olan ataşman ve iş makineleri imalatına ağırlık verdiklerini söylüyor. Tünel ekskavatörlerinin yer altı madenlerinden kömür, krom, nikel ve altın çıkarılmasında kullanıldığını; mini ekskavatörlerin ise özellikle belediyeler ve ilgili kurumların refüj, sulama kanalı, fidancılık ve ormancılık uygulamalarında kullanıldığını vurgulayan Dinçer, Ar-Ge çalışmaları sonucunda 2010’da üretimine başladıkları bina yıkım makaslarının ise tehlike arz eden ve uzun zaman alan bina yıkım işlerinde kullanılabileceğini dile getiriyor.
Makine sektöründe kadın çalışan ve kadın yönetici sayısının yıllar içerisinde artmaya başladığının altını çizen Dinçer, kadınların titizlikleri, zekâları ve hırsları ile her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğini; önemli olanın iyi bir eğitim almak ve kendine inanmak olduğunu söylüyor. Ataerkil toplumlarda kadınlara bakış açısının biraz daha dar olsa da günümüzde, geçmişin tabulaştırılmış alışkanlıklarının yavaş yavaş yıkıldığını da anımsatan Dinçer, “Kadınlar her geçen gün hayatın her alanında daha fazla görünür oluyor, iş dünyasındaki kadın çalışan ve yönetici sayısı da artmaya devam ediyor” diyor.
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
Denizli doğumluyum, tekstil eğitimi aldım ancak eşimin makine sektöründe çalışıyor olması beni de bu sektöre çekti. Hem tekstil hem makine sektöründe üretimin her safhasında yer aldım. Hedefim, iş hayatında edindiğim tecrübeleri genç nesillere aktarıp onların da bu tecrübelerden faydalanmasını sağlamak.
İş hayatına giriş hikâyenizi kısaca bizimle paylaşabilir misiniz?
Üç çocuk annesiyim, çocuklarımız lise dönemine geçtikten sonra aktif olarak iş hayatına zaman ayırabildim. Yaklaşık 10 yıldır da makine sektöründeyim. Makine imalat süreçleri ilk etapta çok karışık görünse de yüksek tempoda çalışarak sistemi ve bilinmeyenleri iş arkadaşlarımla beraber çözdüm. Dolayısıyla şu an hem keyif aldığım hem de yorulmaktan usanmadığım bir işim var.
Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor?
İşletmede günlük rutinlerim var. İlk olarak her sabah fabrikayı dolaşıp imalatın akışına bakarım. Mühendislerimizle her hafta başı ve ortasında düzenli olarak bir araya gelir, beyin fırtınaları gerçekleştiririz. Üretim planlarımız haftalıktır ve üretimde hedefimiz de her zaman kaliteli ve hatasız ürün çıkarmak biçiminde özetlenebilir. Bu nedenle de imalat süreçlerinde son derece titiz bir çalışma sürdürdüğümüzü söyleyebilirim. İmalat da aslında bir makine gibidir: Birçok dişliden oluşan bir makineye benzer ve biz de tüm konsantrasyonumuzu o dişlilerin düzgün çalışması üzerine kurduk. İmalatın ilk aşamasından ürünün müşteriye ulaşmasına kadar olan her aşamada mükemmeliyeti hedefliyoruz. Sistem kurmak, sistemi işletenlerden geçer. Bütün parametreleriyle eksiksiz bir şekilde üretim yapma zorunluluğumuz var. Bizim gibi proje bazlı çalışan firmaların hepsinde durum böyledir. Kalite kavramının altında birçok alt başlık bulunur. Sadece malzeme kaliteniz ya da kaynak işçiliğiniz tek başına kaliteyi sağlamaz; üretim sonrası takip, satış sonrası servis hizmetleri, müşteriye hızlı geri dönüşler işimizin ve doğal olarak kalitemizin yansımasıdır. Üretim dışında ise vaktim genellikle fabrikamıza ziyarette bulunan misafirlerimizi ağırlayarak geçiyor.
Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz?
Titiz çalışmak ve kalite, başarıyı sağlayan önemli faktörlerdir. Ancak başarı, aynı zamanda çok genel bir kavramdır ve bunu sağlayan bir piramit vardır. Piramidin sadece ilk iki halkası titiz çalışmak ve kalitedir, bunların dışındaki birçok alt faktörü; özveri, düzen, samimiyet, satış sonrası hizmetlerle interaktif müşteri ilişkilerini sağladığınızda piramit tamamlanıyor ve başarı kendiliğinden geliyor.
Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmak hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Günümüz iş dünyasında erkek yöneticilerin sayısı çok daha fazla olsa da son yıllarda kadın yönetici sayısı da hızla artıyor. Türk kadınının inatçı ve çalışkan doğası da bu artışta etkili oluyor. Benim kişisel hikâyemde zaman zaman zorluklar olsa da genel olarak tüm iş arkadaşlarımın yardımcı olmaya çalıştığını söyleyebilirim. Bizim işimiz tek başına var olup bir şeyleri başarmaya uygun değildir. Aksine tamamen ekip çalışması üzerine kurulu bir sistemimiz var ve her çalışan bulunduğu kümede senkronize hareket etmeli ki başarıya ulaşabilelim. Bu yüzden erkek yöneticilerle çalışırken şu ana kadar büyük bir sorun yaşamadığımı söyleyebilirim.
İşinizle ilgili yurt dışı seyahatleriniz de oluyor. Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir?
Halen dünyanın çeşitli ülkelerinde düzenlenen sektörel fuarların da aktif bir katılımcısıyız. Yurt dışında gittiğim yerlerde genelde samimi tepkilerle karşılaşıyorum. Bazen insanlar garip bakabiliyor ama genel olarak ön yargı kırıldıktan sonra çok iyi anlaşıyorum.
Makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor?
Yurt dışında motor imalatı yapan fabrikalarda kadın çalışan oranı yüzde 80’dir. Birçok makine imalat fabrikasında da kadın yönetici görmeniz çok olası ve normaldir. Bizim toplumumuzda genel bir algı oluşmuş, dışarıdan bakan insanlar kadınların bu sisteme dâhil olamayacağını düşünebilir. Ancak tam tersine, kadınlar titizlikleri, zekâları ve hırslarıyla her türlü zorluğun üstesinden gelebilir. Burada asıl önemli konu kadınların iyi bir eğitim alması ve kendine inanması. Ataerkil toplumlarda kadınlara bakış açısı biraz daha dar olsa da günümüzde, geçmişin tabulaştırılmış alışkanlıkları yavaş yavaş yıkılıyor ve kadınlar her geçen gün hayatın her alanında daha fazla görünür oluyor. Bu kapsamda iş dünyasındaki kadın çalışan ve yönetici sayısı da artmaya devam ediyor.
Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?
Azimle çalışıp yılmadan yollarına devam etsinler. Elbette makine zor bir sektör ve erkeklerle çalışmak da hayli zor ama sektörümüzde ya da başka sektörlerde de kadın yöneticilerin hak ettikleri yeri alması gerektiğini düşünüyorum. Hatasız ve düzenli çalışan bir sistem için her zaman kadın yöneticilere ve çalışanlara ihtiyaç duyulacaktır. Son olarak şunu söyleyebilirim: Kadınlar asla pes etmesinler, çünkü başarısızlığın yüzde 90’ını pes eden insanlar oluşturur. İnanıp yılmadan çalışıldığında aşılamayacak hiçbir engel yoktur.