Ana hedefi firmaların yenilikçi yaklaşımları ve işbirliklerini geliştirerek, ulusal ve uluslararası rekabet güçlerini artırmak ve dünya markası haline gelmelerini sağlamak olan OSTİM İş ve İş Makineleri...
Ana hedefi firmaların yenilikçi yaklaşımları ve işbirliklerini geliştirerek, ulusal ve uluslararası rekabet güçlerini artırmak ve dünya markası haline gelmelerini sağlamak olan OSTİM İş ve İş Makineleri Kümelenmesi (İŞİM), bugün 144’e ulaşan üye sayısı ve 10 yıllık tecrübesiyle Türk makine imalat sektöründe çalışmalarına devam ediyor.
İŞİM, iş ve iş makineleri sektörü ile üye firmalarının gelecekte daha rekabetçi olmasını sağlayabilmek için ortak lobi çalışmaları yürütüyor. Tanıtım ve eğitim faaliyetleri organize eden, yerli üretim yapan firmalara danışmanlık hizmetleri sunan, sürdürdüğü projelerle sektörün gelişimine katkı sağlayan İŞİM, yerli imalatın ve ihracatın artırılmasına yönelik faaliyetlerinde bugüne kadar onlarca projeyi tamamladı. Bu projelerden önemli sonuçlar elde ettiklerinin altını çizen İŞİM Koordinatörü Fevzi Gökalp, tamamlanan iki ayrı URGE projesi sonucunda katılımcı firmaların ihracatlarında yüzde 100’e ulaşan artışlar gerçekleştiğini söylüyor. Diğer yandan, küresel ölçekte 300 milyar dolarlık bir pazara sahip olan iş ve iş makineleri sektöründe Türkiye’nin yüzde 2,3 pay alabildiğine de değinen Gökalp, “Sektörün hâkim ülkeleri ABD ve Japonya’dır. Küresel satışların 3’te 2’si ise 10 firmaya ait. Türkiye, Çin ve Hindistan’ın ardından en hızlı büyüyen pazar konumunda. Büyüklük olarak dünyada 11’inci sıradayız ama 2023 hedefimiz altıncılığa yükselmek” diyor. Fevzi Gökalp, sektörün ana üretim bölgesinin Ankara olduğuna; üye firmaların ise sektörün ana imalatçılarından KOBİ’lere kadar geniş bir yelpazeyi içerdiğine değinirken, bu kapsamda OSTİM’de kurulan ilk sektörel kümelenmenin İŞİM olmasının da şaşırtıcı olmadığını ifade ediyor. Sektörün bu yılın ilk çeyreğinde önemli bir ivme yakaladığını söyleyen Gökalp, hem İŞİM’in hem de sektörün gelecek stratejilerini Moment Expo okuyucularıyla paylaştı.
İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi’ni ve sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Endüstri mühendisiyim ve İş ve İnşaat Makineleri Kümelenmesi’nin kuruluşundan itibaren koordinatörlüğünde çalışıyorum. Son beş yıldır da küme koordinatörüyüm. İŞİM, Çankaya Üniversitesi ile OSTİM OSB Müdürlüğü’nün 2007 yılında geliştirdiği işbirliği sonucunda OSTİM’de kurulan ilk küme organizasyonudur. 2007 yılından bu yana faaliyetlerimizi geliştirerek sürdürüyor; iş ve inşaat makineleri sektörünün çeşitli alt dallarında ihtisaslaşıyor ve yerli ürün imal eden firmaları bünyemize katıyoruz. İş ve inşaat makineleri sektöründe Türkiye’de ve dünyada bir merkez olan OSTİM Bölgesi ve Ankara’da yer alan, ağırlıklı olarak KOBİ’lerden oluşan üyelerimiz, Türkiye’nin sektörel anlamda ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir potansiyele sahip. İŞİM; hafif inşaat makineleri, iş makineleri ve yedek parçaları, beton santralleri, kırma-eleme tesisleri, asfalt fabrikaları, araç üstü ekipmanları, aktarıcı- konveyör sistemleri alt sektörlerinde faaliyet gösteren firmalardan oluşuyor.
2016 yılı hem sektörünüz hem de İŞİM’in faaliyetleri açısından nasıl geçti? Bu yıla ilişkin üretim, iç satış ve ihracat beklentileriniz nedir?
Geçtiğimiz yıllardaki büyüme oranlarımız, beklentilerin aksine diğer sektörlerde olduğu gibi düşük bir seviyede gerçekleşti. 2017 yılının ilk çeyreği sonrası sektördeki üretim, iç satış ve ihracat rakamlarında ise yükselen bir grafikle, iyi bir ivme yakaladık. Türkiye’de 2023 vizyonu doğrultusunda yapılan ve yapılacak büyük projelerin sektöre önemli katkılar sunacağını düşünüyoruz. Çünkü Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörü olarak adlandırılan inşaat sektörünün yüzde 30’unu iş ve inşaat makineleri sektörü oluşturuyor. Bu nedenle inşaat sektöründeki yatırımlar da doğrudan iş ve inşaat makineleri sanayisine yansıyor.
İŞİM’in Türk makine sektörü açısından önemini sizin cümlelerinizle dinleyebilir miyiz? Hem iş ve inşaat makineleri sektörü hem de Türk makine sektörünün genel güncel durumu ve gelecek stratejileri için neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye makine sektörü her geçen gün güçlenerek büyümeye devam ediyor. Halen Türkiye ihracatındaki sektörler arasında da ikinci sırada yer alıyoruz. İş ve inşaat makineleri sanayisi ise makine imalat sanayisinin bir alt grubu olarak toplam makine imalatımız içerisinde önemli bir yere sahip. Makine imalat sanayisine ait ihracatın yüzde 7,7’sini iş ve inşaat makineleri sektörü karşılıyor. Sektörün yıllık ekonomik hacmi 2016 verilerine göre 6,5 milyar dolar idi. Yine sektörümüz, 25’i AB ülkesi olmak üzere 127 ülkeye ihracat yapıyor. Türkiye, iş ve inşaat makineleri sanayisinde Avrupa’nın dördüncü büyük ülkesi. Türkiye iç pazarı da yerli iş ve inşaat makineleri sanayisinin büyümesini desteklemeye devam ediyor. Son sekiz yıldır Türkiye iş ve inşaat makineleri pazarı Çin ve Hindistan’dan sonra en hızlı büyüme oranına sahip olmasıyla da küresel ölçekte dikkat çekmeye devam ediyor.
İŞİM’e halen 150’ye yakın firmanın üye olduğunu biliyoruz. Bu sayı sektörü ne kadar kapsıyor? Makine üreticilerinin sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı ve bu yapılar içinde görev alma kabiliyetleri/istekleri için neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye’de iş makineleri sektörü denilince ilk akla gelen bölge Ankara ve OSTİM’dir. Türkiye’de, sektörde üretim yapan büyük kuruluşların üretim yeri de Ankara’dır. Bunun yanı sıra binlerce yedek parça imalatı yapan KOBİ’ler de bu bölgede yer alıyor. İŞİM’in şu an 144 üyesi bulunuyor ve tamamı sektörde yerli üretici konumunda. Üye sayımız, sektörün yüzde 10’u seviyesinde görünüyor olsa da etkileşim olarak sektöre ciddi oranda katkı verdiğimize inanıyoruz. Hem bölgemizde hem de Türkiye’de makine sektörünü ilgilendiren birçok sivil toplum kuruluşu yer alıyor. Günümüz için değerlendirecek olursak, üreticilerimiz artık bu kuruluşlarda yer almakta daha istekli davranıyor. Fakat ağırlığını KOBİ’lerin oluşturduğu sektörlerde yöneticiler, firmalarındaki iş yoğunlukları nedeniyle bu yapılara yeterli zamanı ayıramıyor.
Sektörün Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi için görüşünüz nedir? Sektör temsilcilerinin Ar-Ge çalışmalarına İŞİM’in katkısı hangi aşamalarda gerçekleşiyor?
Sektörümüzün öncü firmalarında Ar-Ge yetkinliği ve kapasitesi devletin de sağladığı desteklerle her geçen gün artıyor. Ancak küçük ölçekli firmalarımız için aynı şeyi söylemek çok mümkün değil. Bizler İŞİM olarak küçük ölçekli firmalarımızda Ar-Ge yetkinliği ve kapasitelerinin artması için üniversitelerimizle firmalarımızı buluşturuyor, böylece KOBİ’lerin de ürün geliştirme ve Ar-Ge faaliyetleri sürdürmelerine önayak oluyoruz.
Benzer şekilde sektörünüzün kalite yönetimi yaklaşımı için neler söyleyebilirsiniz? Sektör temsilcilerinin yerel ve küresel rekabetteki pozisyonlarında “kalite”nin önemi nedir?
Üyelerimizin ürün kalitesi, bazı eksikleri olmasına karşın küresel rekabette güçlü konumdadır. Fakat kalite belgeleri konusunda eksiklerimizin olduğunu vurgulamamız gerekiyor. Bununla ilgili önümüzdeki dönemlerde İŞİM olarak çalışmalarımız olacak ve üyelerimizin sertifikasyon anlamında eksiklerinin giderilmesi için çaba harcayacağız. Sektörel olarak baktığımızda, yurt dışındaki rakiplerimize göre eşit düzeyde hatta ürün gruplarına göre daha kaliteli ürünlerimiz olduğunu söyleyebilirim.
İŞİM’in odaklandığı ve öncelik arz eden projelerinizden de söz edebilir misiniz?
İŞİM’in odaklandığı en önemli konular yerli ve milli üretimin güçlenmesi, buna bağlı olarak ihracat oranlarında artışın yakalanmasıdır. Bu doğrultuda Ekonomi Bakanlığı’nın ihracatı artırmak adına sağladığı URGE projeleri bizim için ciddi bir destek içeriyor. Bu kapsamda 38 firmanın yer aldığı ve üç yıl süren iki projemizi tamamladık. Halen 29 firmamızla projenin üçüncüsüne devam ediyoruz. Bu yıl sonuna doğru projenin dördüncüsüne de başlamayı planlıyoruz. Yaptığımız projelerin çıktısında, projede yer alan firmalarımızda yüzde 100’ün üzerinde ihracat artışı yakalamayı başardık. Bunun yanı sıra yürüttüğümüz AB projeleriyle de kümelenme adına yurt dışındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bugüne kadar iki ayrı AB projesini tamamladık ve üçüncü bir AB projemiz de halen devam ediyor. Umuyorum yıl sonunda bu projeyi de tamamlamış olacağız.
Yerli makine kullanımının artması için neler yapılmalı? Bu konuda İŞİM’in stratejisi nedir?
İŞİM olarak ana odağımız yerli imalatın gelişmesi ve güçlenmesi. Türkiye’nin 2023 vizyonu çerçevesinde ulaştırma sektöründe 250, kentsel dönüşüm sektöründe de 400 milyar dolarlık yatırım hedefleri var. Kara yolları ve köprü inşaatları da dahil edildiğinde rakam 750 milyar dolara yükseliyor. Bu yatırımlarda özellikle yerli imalatçıların yer alması gerektiğine inanıyoruz. 4734 sayılı Kamu İhale Kurumu kapsamındaki alımlar ile Devlet Malzeme Ofisi’nden gerçekleştirilecek alımlarda öncelikli olarak Türkiye’de üretilen ürünlerin tercih edilmesi ve kamu kurum ve kuruluşları yöneticilerinin bu konuda gereken duyarlılığı göstermeleriyle ilgili 2011 yılında yayımlanmış bir genelge mevcut. Ayrıca yerli ürünlerde yüzde 15’e kadar fiyat avantajı da sağlanıyor. Fakat bu konularda yeterli hassasiyetin sağlanmadığını görüyoruz. Geçtiğimiz yıllara bakacak olursak, artık bu algı ve hassasiyetin yıllar içerisinde arttığı açıkça görülebilir. Türkiye pazarında yerli makine kullanımının hala yeterli düzeyde gerçekleştiğini söyleyemiyoruz. Biz de özellikle bu konuların takipçisiyiz ve bu hassasiyetimizi ilgili kurumlara her platformda aktarmaya devam ediyoruz.