Eşit imkânlar söz konusu olduğunda, hayatın herhangi bir alanında başarılı olma olasılığının kadın için de erkek için de eşit olduğunu söyleyen Miksan Motor Endüstri Mühendisi Ceyda Mesut, “Kadınların...
Eşit imkânlar söz konusu olduğunda, hayatın herhangi bir alanında başarılı olma olasılığının kadın için de erkek için de eşit olduğunu söyleyen Miksan Motor Endüstri Mühendisi Ceyda Mesut, “Kadınların cinsiyete dayalı içselleşmiş ön yargılarını bir kenara bırakıp, birey olarak öz güvenli davranarak sorunları aşabileceklerine inanması gerekli. Kadınların iş hayatında daha fazla yer alması, ekonomik fayda sağlamasının yanı sıra Türkiye’deki sosyal eşitliğin yaygınlaşması ve refah artışını da beraberinde getirecektir” açıklamasında bulunuyor. Ceyda Mesut, makine sektöründe kadın yönetici olarak görev almanın avantaj ve dezavantajlarını Moment Expo okurlarıyla paylaştı.
Ceyda Mesut kimdir? Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
İstanbul’da, 1988 yılında doğdum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Ayazağa Işık Lisesi’nde okudum. 2012 yılında Sabancı Üniversitesi Üretim Sistemleri Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Üniversite eğitiminden sonra dil eğitimi ve yurt dışı tecrübesi edinmek için kısa süreliğine Almanya’ya gittim. Döndüğümde iş hayatının farklı alanlarında tecrübe kazanabilmek ve farklı şirket yapıları görmek için bir yıllığına Türkiye’nin büyük şirketlerinden birinin üretim planlama departmanında görev aldım. Aile şirketimizde çalışmaya başladıktan sonra Bilgi Üniversitesi MBA programına başladım ve 2016 yılında da mezun oldum.
İş hayatına başlama ve bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
Küçük yaşlardan itibaren yaz tatillerinde üretim de dâhil olmak üzere Miksan Motor’un farklı alanlarında çalıştım. Ayrıca lisedeyken babamla beraber tercümanlık yapmak için yurt dışındaki fuarlara ya da firma ziyaretlerine giderdim. Kısacası firmanın içinde büyüdüm. Belki de tek çocuk olmam nedeniyle babam, lise ikinci sınıfa geçerken fen ya da sözel bölümler arasında seçim yapacağım zaman ileride firmamızda çalışıp çalışmayacağım konusunda da seçim yapmamı istedi ve bu seçimi de tamamen bana bıraktı. Çalışma ortamının içinde büyüdüğüm ve duygusal bir bağım olduğu için seçim yapmak bu noktada benim için zor olmadı. Bugün, ise ne kadar doğru bir karar verdiğimi net bir şekilde görüyorum.
Bulunduğunuz görevi kaç yıldır sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor?
Miksan Motor’da üç yılı aşkın bir süredir çalışıyorum. Bu süre zarfında işi her açıdan öğrenebilmek adına birçok farklı alanda görev aldım. Zaten aile firmanızda çalışıyor olmak size avantajlar sağlasa da iş seçme noktasında imkân tanımıyor. İşin tüm alanları hakkında yetkin olmak ve gereklerini de yerine getirebilmek zorundasınız. Açıkçası tam olarak bir görev tanımım ya da unvanım bulunmuyor. Fuar organizasyonundan ihracata, satın almadan satış- pazarlamaya kadar firmanın bütün süreçlerinde yer alıyorum. Ortalama bir iş günüme genellikle üretim birimini gezerek başlıyorum. Sonrasında e-mailleri kontrol ediyor, sipariş ve teklif formlarını değerlendiriyor ve satın alma ya da fuar organizasyonlarıyla ilgileniyorum.
Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz?
Kendimi başarılı olarak addetmek için henüz çok erken olduğunu düşünüyorum. Daha öğrenme sürecinin çok başındayım. Ancak hayatın herhangi bir alanındaki başarının; istikrar, devamlı gelişme isteği ve kendine güvenle geleceğine inanıyorum. İş hayatında ise başarının yolunun bunlara ek olarak takım çalışmasının önemini kavrayabilmekten geçtiğini düşünüyorum.
Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz? Yaşıyorsanız, bu zorlukları anlatır mısınız?
İşe ilk başladığımda kendimi kabul ettirene kadar tabii ki bazı zorluklarla karşılaştım. Genç bir kadın yönetici olarak, yıllardır erkeklerle diyalog kurmaya alışmış kişilerle aynı dili konuşmakta zorlandım. Karşınızdaki insanların güvenini kazanmak ve kendinizi kanıtlamak, zaman alan bir süreç. Fakat insanlar, işinizi ciddiyetle yaptığınızı ve istikrarlı biçimde çalıştığınızı gördükçe sizi zamanla kabulleniyor. Sanırım artık çalışanlarımız, tedarikçilerimiz ve müşterilerimiz de kadın bir yöneticiyle çalışmaya alıştı.
İş hayatında kadın olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı? Yaşadıysanız paylaşır mısınız?
Erkek egemen bir toplumda yaşamamız, sosyal hayatımızda bile sorunlarla karşılaşmamıza sebep olurken, iş hayatında da bu durumun etkilerini görmemiz kaçınılmaz. Ancak, firmamızda babam ve kuzenimle beraber çalıştığım için diğer kadın yöneticilere göre bu zorluklarla daha az karşılaştığımı söyleyebilirim. Onlarla birlikte çalışmak, tecrübelerinden faydalanabilmek ve bir konu hakkında onlara danışabilmek benim için daima büyük bir şans.
Firmanızda sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/yöneticiler var mı?
Firmamızda dokuzu kadın olmak üzere toplam 50 kişi çalışıyor. Kadın personel sayısının nispeten az olması biraz da imalat birimlerinde kas gücüne duyulan ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Organizasyon yapısı çerçevesinde çok resmi bir yapıya sahip değiliz ve şirket içerisinde bürokrasi minimum düzeyde. Ar-Ge departmanı hariç resmi departmanlarımız bulunmuyor. Firmamızın finans ve muhasebe bölümlerindeki işler, tamamen kadınların elinde.
Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir?
Firma olarak Avrupa’da düzenlenen birçok sektörel fuara katılıyoruz. Ayrıca zaman zaman yurt dışı firma ziyaretleri de gerçekleştiriyoruz. Bu seyahatlerde genellikle ben yer alıyorum. Doğruyu söylemek gerekirse yurt dışı gezilerimde aynı sektörde görev yapan başka bir kadın yöneticiyle karşılaşmadım. Fakat makine sektöründe üst düzey sorumluk sahibi bir yönetici olmam, hiç yadırganmadı. Hatta çok nazik ve iyi davranışlarla karşılaştım. Gözlemlediğim kadarıyla yurt dışında insanlar cinsiyetiniz ya da yaşınızdan çok, yaptıklarınız ve onlara sağladığınız hizmetlerle ilgileniyor.
Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?
Öncelikle işverenlerin ön yargılı davranmayarak kadınlara şans vermesi önemli bir konu. Toplumumuzda kadınların makine sektöründe çalışmaya ayak uyduramayacağı gibi bir algı var. Ancak ben tam aksine kadınların titizliği, detaycılığı ve zekâları sayesinde her türlü zorluğun üstesinden gelebileceğine inanıyorum. Burada asıl önemli nokta, kadınların küçük yaşlardan itibaren eşit şartlarda iyi eğitim görüp, kendilerine inanması. Teknik liselerle üniversitelerin mühendislik bölümlerinin sadece erkeklere özel olmadığıyla ilgili ailelerin ve kız öğrencilerin bilgilendirilmesi, bu aşamada oldukça güzel bir başlangıç olabilir.
Sektörünüzle alakalı olarak dünyada durum nasıl? Türkiye’de makine sektöründe daha mı az kadın çalışan/yönetici bulunuyor?
Kadın çalışan ve yönetici sayısı her sektörde hızla artıyor olsa da, makine imalat sektörü de çoğu sektör gibi hala erkek egemen bir niteliğe sahip. Dünyanın her yerinde makine sektöründe kadın çalışan ve yöneticilerin sayısının yetersiz olduğunu düşünüyorum. Yurt içi ve yurt dışı seyahatlerimde de benimle aynı konum ve sorumlulukta kadın yöneticilerle karşılaşmadım.
Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Eşit imkânlar söz konusu olduğunda, hayatın herhangi bir alanında başarılı olma olasılığının kadın için de erkek için de eşit olduğunu düşünüyorum. Öncelikle kadınların cinsiyete dayalı içselleşmiş ön yargılarını bir kenara bırakıp, birey olarak öz güvenli davranarak sorunları aşabileceklerine inanması gerekiyor. Kadınların, iş hayatında daha fazla yer alması ekonomik fayda sağlamasının yanı sıra ülkemizde sosyal eşitliğin yaygınlaşmasını ve refah artışını da beraberinde getirecektir. Unutmamalıyız ki anneler çocuklarının ilk rol modelidir. Eğitimli ve kendi ayakları üzerinde durabilen kadınlar çok daha başarılı nesiller yetiştirebilir.