Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 1966 yılında kuruldu. Kurum, 1966-1973 yılları arasında “Zafer”, “Yükseliş” ve “Ankara Mühendislik ve Mimarlık...
Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü 1966 yılında kuruldu. Kurum, 1966-1973 yılları arasında “Zafer”, “Yükseliş” ve “Ankara Mühendislik ve Mimarlık Yüksekokulları” isimleri altında eğitim ve öğretimini sürdürdü. 1973-1982 yılları arasında Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi bünyesinde eğitim veren bölüm, 1982 yılından itibaren ise Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi adı altında faaliyetlerine devam ediyor.
Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rahmi Ünal, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nün 1983 yılında faaliyete geçmesiyle makine mühendisliği bölümünde yüksek lisans ve doktora programlarının açıldığını belirtiyor. Ünal, “2015 yılından itibaren bölümümüzde yüzde 100 İngilizce lisans eğitim programı açılmasıyla birlikte şu anda hem yüzde 30 hem de yüzde 100 İngilizce programda eğitim veriyoruz. Amacımız; mesleki konularda önderlik ve öncülük yeteneklerine sahip, girişimci, serbest mühendislik hizmetleri verebilen, yönetici ve liderlik görevi üstlenebilen, güçlü temel mühendislik bilgileri sayesinde mekanik, imalat ve enerji konularında kamu ve özel sektörde tercih edilen, ileri teknolojilere hâkimiyeti ve araştırma yeteneğiyle mühendislik problemlerini tanımlayıp çözmekte bilimsel yaklaşımları kullanabilen, çalışmalarında, ekonomi, verim, çevre, sosyal ve etik boyutları da göz önüne alarak akılcı çözümler üretebilen makine mühendisleri yetiştirmek” diyor.
Kuruluşundan bugüne bölümünüzde ne gibi değişimler yaşandı? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz?
İyileştirme ve değişimin kurumsal boyutta değerlendirilmesi ve belgelendirilmesinde yükseköğretim kurumları bazında dünyada en geçerli sayılan yöntem, akreditasyondur. Bölümümüz, MÜDEK tarafından akredite edilen ilk makine mühendisliği bölümüdür. Makine mühendisliği normal öğretim programı (yüzde 30 İngilizce), son değerlendirme süreci sonrasında MÜDEK tarafından 2020 yılına kadar akredite edildi. Akreditasyon bir programın Avrupa ve uluslararası standartları sağladığının ve Avrupa’daki işverenlerce tanındığının garantisi anlamına geliyor. Akreditasyonla birlikte aldığımız EURACE etiketi FEANI (Eurapean Federation of National Engineering Associations) tarafından da önerilen, profesyonel kimliklerin eğitim standardı. Akredite bir lisans programından mezun olan öğrenci, diğer yükseköğretim kurumlarındaki EUR-ACE etiketli yüksek lisans ve doktora başvurularında avantaj elde ediyor. Mühendislik mesleğinin yönetmeliklere bağlı olduğu ülkelerde EUR-ACE etiketli programlardan mezun olmak, sözleşmeli mühendis olmak için gereken şartları sağlıyor.
Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Uzmanlık alanları oldukça çeşitlilik gösteren köklü bir öğretim kadrosuna sahibiz. Anabilim alanlarımız; enerji, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve dinamiği, mekanik, termodinamik olarak sıralanıyor. Makine teorisi ve dinamiği alanında bir mihenk taşı olan Prof. Dr. Yücel Ercan’ın izinden devam ederek robot teknolojileri, nonlinear sistemler, akustik ve gürültü kontrol gibi konularda uzmanlaşmış bir kadromuz var. Mekanik anabilim dalında ise kompozit malzemeler, plak ve kabuk teorileri, temas ve kırılma mekaniği konularında çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Konstrüksiyon ve imalat alanında ise bölümümüz ulusal ve uluslararası akademik camiada saygıyla anılan rahmetli Prof. Dr. Süleyman Sarıtaş’a ve onun emekleriyle yükselmiş toz metalürjisi alanında köklü bir gelenek ve disipline sahip. Enerji anabilim dalı, bölümümüzde rahmetli Prof. Dr. Ali Durmaz’la onun kurduğu ve bir dönem ülke çapında sanayiye büyük katkılar veren Geçer Araştırma Merkezi’nin mirasıyla şu anda son derece donanımlı ısıl güç ve emisyon laboratuvarı başta olmak üzere güçlü bir ekiple eğitim veriyor. Öğretim elemanlarımız ısıtmasoğutma- havalandırma, yenilenebilir enerji teknolojileri, yakıt hücreleri, kendi enerjisini üreten evler, akışkan yataklı yakma ve yanma sistemleri, hava kirliliği, santral teknolojileri, alternatif yakıtlar, enerji dönüşüm sistemleri, hidrojen enerjisi, temiz enerji kaynakları, plazma teknolojisi gibi konularda uzmandır. Termodinamik alanında ise hava aracı tasarımı ve analizi, rüzgâr türbinleri, elektronik cihazların ısıl tasarımı, mikro akışlar gibi uzmanlık alanlarına sahip öğretim elemanlarımız çalışıyor.
Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate aldınız mı? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağladınız?
Akreditasyon sürecinde, sanayiden de önemli üyelerin yer aldığı Dış Danışmanlar Konseyi ile görüşmeler yaparak hedeflerimizi belirledik. Bu hedeflere yönelik olarak eğitim programımızda belirli periyotlarda güncelleme ve iyileştirmeler yapıyoruz. Yaptığımız değişikliklerde iç ve dış paydaşların görüşlerini de dikkate alıyoruz. Öte yandan mezunlarımızın en az yüzde 5’i bir girişimin içerisinde tek başına veya ortak olarak yer alıyor. Yine en az yüzde 15’i TÜSİAD’ın yayınladığı en büyük 100 kuruluşta yönetici pozisyonunda çalışıyor. TSE, TPE gibi savunma sanayisi dışındaki, KPPS puanıyla mühendis alan devlet kurumlarında da mezunlarımızın en az yüzde 15’i yönetici pozisyonunda çalışıyor. Yine en az yüzde 5’i OSB’lerde konumlanmış orta ölçekli sanayi kuruluşlarında yönetici olarak görev yapıyor. Yine en az mezunlarımızın yüzde 20’si savunma sanayisi şirketlerinde sorumluluk üstleniyor. Ayrıca, mezunlarımızın en az yüzde 15’inin bir yüksek lisans en az yüzde 2’sinin de bir doktora programına katılmasını hedefliyoruz.
Laboratuvar dersleri her hafta çok az sayıda öğrenci içeren grubun farklı laboratuvarlarda gerçekleştirdiği ve raporladığı deneyleri içeriyor. Bu deneyler, teorik derslerde görülen başlıca test kavramlarını ölçmek üzere hazırlandı. Bitirme projesi derslerinde öncelikle öğrencilerimiz proje yönetimi, risk yönetimi, mühendislik ve etik, iş sağlığı ve güvenliği gibi konularda, alanında uzman kişiler tarafından düzenlenen seminerlere katılıyor. Sonrasında bunları teorik bilgileriyle birleştirerek bir tasarım yapar ve hem simulasyon hem de imalat sürecini gerçekleştirir. Daha sonra öğrencilerimiz bu çalışmalarını alanında uzman öğretim elemanlarından oluşan bir jüri önünde savunur. Tasarım deneyiminde öğrenciye sağladığımız bir başka katkıysa bir mezuniyet şartımız olan, tasarım kriterinin sağlanmasıdır. Buna göre öğrenci, lisans programından mezun olabilmek için, hem ısı hem de mekanik alanında açılan tasarım derslerinden birer adet almak zorunda. Bu şekilde öğrenciye farklı disiplinlerde yürütülen tasarım teknik ve bilgilerinin aktarılmasını amaçlıyoruz. Bu noktada en özgün uygulamalarımızdan birisi de temel mühendislik sınavı.
Yurt dışı akademik kurumlarda veya meslek odalarında çeşitli sertifikalar vermek amacıyla uygulanan bu sınavın benzerini bölüm olarak dördüncü sınıf öğrencilerimize uyguluyoruz. Bu sınav bir makine mühendisinden bilmesi veya fikir yürütmesi beklenen en temel derslerden, özelleşmiş alanlara ait derslerin temellerine kadar sorular içeriyor. Bu sınavın puanı bitirme projesi dersi geçme notu hesaplanmasına dâhil ediliyor. Öğrencilerimiz bu şekilde, öğrenim hayatlarında üzerine kurarak geliştirdikleri bilgi dağarcığını da test etmiş oluyor.
Öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz?
Teorik eğitimlerin yanında önem verdiğimiz uygulamalı çalışmalar için 19 laboratuvarımızla öğrencilerimize ve lisansüstü araştırmacılara hizmet veriyoruz. Aerodinamik, akışkanlar mekaniği, üç adet bilgisayar/CAD/CAE, deneysel ve sayısal ısı transferi, güneş enerjisi uygulamaları, ısı bilimleri, ısıl güç ve emisyon, içten yanmalı motorlar ve otomotiv, laser doppler anemometrisi (LDA), partikül hızı görüntüleme tekniği (PIV), malzeme-metalografi, mekanik-mukavemet, mekanik titreşimler ve gürültü kontrol, mekanizmalar ve makina dinamiği, Prof. Dr. Yücel Ercan otomatik kontrol, takım tezgâhları, Prof. Dr. Süleyman Sarıtaş toz metalürjisi ve öğrenci laboratuvarlarımız aktif olarak derslerde ve araştırmalarda kullanılıyor. Öğrencilerimizin tamamen yeni bir deney düzeneği kurma ve test edebilmesi için kullanabildiği öğrenci laboratuvarımız da bu konuda sunduğumuz bir olanak. Bu laboratuvarda bir deney düzeneği kurmak için gereken her türlü parça ve bir araya getirmek için kullanılacak alet-teçhizat da mevcut. Tüm bunların yanı sıra Ankara’da bulunan savunma sanayisi şirketleriyle aday mühendislik uygulaması çalışması yapıyoruz. Bu uygulamalar öğrencilerimizin uygulama becerilerini geliştirirken onları iş ortamına da hazırlıyor. Benzer şekilde büyük ölçekli firmalarla bitirme projesi konularında ortaklık yapıyoruz. Firmalar konuları belirlerken öğrencilerimizle danışman öğretim üyesi de firmayla birlikte proje konusunda çalışıyor.
Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde ne tür imkânlar sunuyorsunuz?
Gazi Üniversitesi’nin tüm fakültelere yönelik olarak toplam 353 Erasmus+ kurumlarası anlaşması mevcuttur. Bölümümüze yönelik olarak ise Almanya, Çek Cumhuriyeti, Portekiz, Solvenya, İspanya, İtalya ve diğer ülkelerle toplamda 19 Erasmus+ öğrenim ve staj hareketliliği anlaşmamız var. Ayrıca; Universidad de Sevilla, Polytechnic Institute of Coimbra, University of Maribor, Universitat Jaume I, Université de Lorraine - ESSTIN ve Ecole Nationale d’Ingénieurs de Metz ile ortak anlaşmalarımız mevcut. Her yıl öğrenci değişimi hareketliliğimizin artırılması, kurumlar arası anlaşmaların yenilenmesi ve yeni kurumlarla anlaşmaların yapılması amacıyla Erasmus+ Kurum Koordinatörlüğü yoğun çalışmalar gerçekleştiriyor.
Makine mühendisliği öğrencileri sanayiyle koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?
Mühendislik eğitimi, staj olmaksızın düşünülemez. Öğrencilerimizin mezun olabilmeleri için üç adet yaz stajını tamamlaması gerekiyor. Stajlarımız, öğrencilerimizin o yıl gördükleri ders kapsamları ve mühendislik meslek derslerini almalarıyla artan bilgi birikimlerine göre planlanıyor. Öncelikle imal usulleri stajı yapan öğrencilerimiz makine-takım, takım tezgâhları, kaynak, malzeme işleme ve şekillendirme gibi imalat yöntemlerini yerinde görerek bizzat gerçekleştiriyor. Isıl ve mekanik sistem analizi stajında ise ısı veya iş makinelerini, belli alanlarda özelleştirilmiş/özel olarak üretilen makineleri inceliyor. Son olarak fabrika organizasyonu stajında, bir makine mühendisinin fabrika içerindeki görev dağılımları, sorumlulukları, iş akışları gibi bilgileri ediniyor.
Bölümünüz bünyesinde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz?
Gazi Üniversitesi ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM), TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş., Roketsan A.Ş., ASELSAN, HAVELSAN, FNSS ve STM arasında 20 Şubat 2014 tarihinde Savunma Sanayii için Araştırmacı Yetiştirilmesi (SAYP) protokolü imzalandı. SAYP, SSM tarafından ODTÜ, ASELSAN, ROKETSAN ve TAI ile 2011 yılı Ekim ayında imzalanan işbirliği protokolleriyle hayata geçirilirken 2012 yılı içerisinde uygulanmaya başladı. ODTÜ’den sonra SAYP anlaşmasını yapan ikinci üniversite olduk. 2015 yılı içerisinde toplam dört SAYP projesi başlatıldı. Sonrasında da dört proje daha başlattık. Savunma sanayi şirketleri ile sıkı işbirliği halinde olan Gazi Üniversitesi öncülüğünde özellikle SSM çatısı altındaki TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi A.Ş., TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI), ASELSAN, ROKETSAN gibi şirketlerin ve Üniversitilerin paydaş olarak destek verdiği ve Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen projeyle Eklemeli İmalat Araştırma ve Uygulama Merkezi kurulacak. Merkezin toplam bütçesi ise yaklaşık 50 milyon TL. Merkezde özellikle 3B yazıcılarla ilgili araştırmalar yapılacak. Bu merkezde öncelikli olarak savunma sanayisinin ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar yapılacak. Söz konusu merkezin, Ankara’nın Kazan ilçesi sınırlarında 730 hektarlık alanda SSM, Ankara Sanayi Odası (ASO) ve Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği’nin katılımlarıyla kurulan Ankara Uzay ve Havacılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde, üniversitemize tahsis edilen alanda kurulması planlanıyor. Söz konusu bölgenin kurulmasındaki amaç, uzay ve havacılık alanlarında yerli sanayiyi desteklemek, yerli ve yabancı firmaları bir araya getirerek sinerji sağlamak, yüksek katma değerli ürünler üretip ihracatı artırmaktır. Kurulacak Merkez’in dünyadaki benzer kuruluşlarla işbirlikleri yaparak bu alanda öncü bir kurum olmasını hedefliyoruz.
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?
Ülkemizde-üniversite sanayi işbirliği maalesef istenen düzeyde değil. Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında bölüm olarak sanayiyle oldukça güçlü ilişkilerimiz bulunuyor. Özellikle havacılık ve savunma sektörüyle birlikte ortak çalışmalar yürütüyoruz. Üniversite olarak sanayiye katkı sağladığımız ölçüde, üniversiteye bakışın olumlu yöne doğru evrildiğini görüyoruz. Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında yapısal sorunlarımız söz konusu. Öte yandan Ar-Ge teşvik kapsamında bu yıl yürürlüğe giren ilgili kanun maddeleri, üniversite-sanayi iş birliğinin geliştirilmesi için yeni açılımlar sunuyor. Kanunun, ruhuna uygun olarak uygulanması halinde özellikle sanayi firmalarının üniversitelere bakışının olumlu yönde değişeceğini düşünüyorum.