Önceki yıllarda büyüme girişimlerinde bölgesel dengesizlikler yaşanırken 2017 yılındaki büyümede ise tüm gelişmiş ve gelişen ülkelerle tüm bölgelerde büyüme...

Önceki yıllarda büyüme girişimlerinde bölgesel dengesizlikler yaşanırken 2017 yılındaki büyümede ise tüm gelişmiş ve gelişen ülkelerle tüm bölgelerde büyüme yaşanıyor. Bu nedenle söz konusu büyüme daha sağlıklı, dengeli ve kapsayıcı. 2018 yılında da dünya ekonomisinde kalıcı büyümenin hızlanarak sürmesi bekleniyor. 2017 yılında yüzde 3 olan büyümenin 2018 yılında yüzde 3,3’e çıkacağı öngörülüyor. Gelişmiş ve gelişen ülkelerde büyüme birlikte artacak. Gelişmiş ülkelerde 2017 yılında yüzde 2,2 olan büyüme 2018 yılında yüzde 2,3 olarak bekleniyor. ABD ve AB’de büyüme, yüzde 2,3 ile sürecek. Bazı AB ülkelerinde yüzde 4-5 arasında büyüme bekleniyor. Gelişen ülkelerde de büyümenin hızlanacağı öngörülüyor. Özellikle petrol ve emtia fiyatlarındaki artışla bu ürünlerin üreticisi ve ihracatçısı ülkelerde büyüme yeniden toparlanacak. Çin ise ekonomideki dönüşümünü başarıyla sürdürüyor. Ekonomide kontrollü bir yavaşlama sağlayan Çin, hedeflediği yüzde 6-7 arasındaki büyümeye ulaşıyor. Böylece Çin’le ilgili hedefin üzerinde yavaşlama endişesi giderek azalıyor. Dünya mal ticareti 2015 ve 2016 yıllarında önemli ölçüde daraldıktan sonra 2017 yılında miktar olarak yüzde 3,6 ve değer olarak ise yüzde 7 oranında büyüdü. Böylece dünya mal ticareti 2017 yılında 17,1 trilyon dolara ulaşacak. Dünya mal ticaretindeki artışın arkasında dünya ekonomisinde büyümenin hızlanmasıyla oluşan fiili mal talebi artışı bulunuyor. 2018 yılında ise dünya mal ticaretinin miktar olarak yüzde 4 ve değer olarak ise yüzde 8 büyüyeceği ve 18,35 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.

PETROL VE EMTİA FİYATLARI DAHA İSTİKRARLI VE YUKARI YÖNLÜ OLACAK

Petrol fiyatları 2017 yılı başında görülen en düşük seviyelerin ardından hızla yükselmeye başladı. OPEC ile Rusya ve diğer petrol üreticisi ülkeler üretimin kısılması anlaşması yaptı ve söz konusu anlaşma 2018 yılı sonuna kadar da uzatıldı. Böylece petrol fiyatları kademeli olarak 30 dolar/varil seviyelerinden başlayarak 60 dolar/varil seviyelerine ulaştı. Dünya ekonomisindeki büyümeyle petrol talebindeki artış beklentisi de fiyat artışlarını destekliyor. Bu çerçevede petrol fiyatlarının 2018 yılında da 60-65 dolar/varil seviyelerinde gerçekleşeceği öngörülüyor. Emtia fiyatlarında da 2017 yılının ikinci yarısında yeniden bir artış yaşandı. Özellikle talep tarafındaki iyileşmeyle metal fiyatları hız kesmeden yükseldi. Diğer emtia fiyatlarında da artışlar yaşandı. 2018 yılında emtia fiyatlarının, talebin devam edecek olmasıyla birlikte en az 2017 yılı kapanış fiyatlarında kalacağı ve hatta yüzde 5-10 arasında artışlar olabileceği öngörülüyor.

PARA POLİTİKALARINDA NORMALLEŞME EĞİLİMİ

Küresel para politikasında ise genişlemeci politikalar kademeli olarak yerini normalleşmeye bırakmaya başladı. 2017 yılında ABD merkez bankası FED faiz artışlarına devam ederken bilançosunu da küçültmeye başlayarak para politikasında normalleşmeyi sürdürdü. 2018 yılında FED yeni başkanıyla birlikte faiz artışlarına ve bilançoyu küçültmeye devam edecek. Diğer merkez bankaları içinde ise Avrupa Merkez Bankası (AMB) 2017 yıl genelinde genişlemeci politikasını sürdürdü. Ancak 2018 yılında öncelikle genişleme miktarını azaltmaya başlayacak. 2018 Eylül ayına kadar uzattığı programı bu tarihte yeniden değerlendirecek. Muhtemelen AMB yıl sonunda veya en geç 2019 yılı ilk yarısında genişlemeyi tamamlayacak. Avrupa’da faiz artışları ise gündeme en erken 2019 yılında gelebilecek. Küresel para politikalarda yaşanan bu gelişmeler çerçevesinde euro/dolar paritesi 2017 yılında ortalama 1,13 seviyesinde gerçekleşirken yılsonunu muhtemelen 1,18 seviyelerine yakın kapatacak. Dolar lehine oluşan tüm mali koşullara rağmen doların zayıf kalmasının en önemli nedeni ABD Başkanı ile ilgili endişeler. Ayrıca AB ekonomisinin beklentilerin üzerinde büyümesi de euroyu destekliyor. 2018 yılında euronun daha da değer kazanacağına ilişkin beklentiler güçleniyor. Dolar ise euro hariç diğer para birimleri karşısında değer kazanacak. Dünya genelinde faiz oranları ise 2017 yılındaki FED faiz artışlarına ve normalleşme adımlarına rağmen düşük kalmaya devam etti. 2018 yılında da para politikasında normalleşme adımları ve FED faiz artışları devam edecek. Bunlara bağlı olarak 2018 yılında faiz oranlarında sınırlı artışlar gerçekleşecek olsa dahi faiz oranları düşük kalmaya devam edecek.

2018 İYİ BİR YIL OLMAYA ADAY

2018 küresel ekonomide daha da iyi bir yıl olmaya aday. Bu adaylığın önünde ekonomiden çok politik riskler bulunuyor. 2018 yılında öncelikle ABD Başkanı aleyhine yürütülen soruşturmalar ve bunların bir davaya dönüşüp dönüşmeyeceği izlenecek. Sonrasında ise jeopolitik riskler izlenecek. İŞİD sonrası Suriye ve Irak’ta yapılanma, Körfez Ülkeleri arası gerginlik, Kudüs merkezli yeni gerginliklerle ABD’nin İran ve Kuzey Kore’ye yönelik yaklaşımı, 2018 yılında küresel ekonomi üzerinde belirleyici olacak.

MAKİNE YATIRIMLARI ARTACAK

Küresel ekonomik krizin yıllar sonra halen süren etkisi olarak makine yatırımları 2016 yılına kadar zayıf kaldı. Küresel ekonomide oluşan atıl kapasitelerin konsolidasyonu zaman aldı. Mevcut kapasitelere yönelik talep ancak 2016 ve özellikle 2017 yılında hareketlendi ve kapasiteleri doldurmaya başladı. Bu çerçevede yeni kapasite odaklı makine yatırımları ilk kez 2017 yılında artmaya başladı. 2018 yılında ise makine yatırımlarının ve bu nedenle de makine talebinin artacağı öngörülüyor. Ayrıca yatırımlar artık içerik de değiştiriyor. Endüstri 4.0’a uyum yatırımları öne çıkıyor. Modernizasyon ve yüksek katma değerli ürünlere geçiş yatırımları yapılıyor. Malzeme teknolojisindeki ilerlemelerle birlikte yeni malzemelerin üretimi için yatırım yapılıyor. Enerji verimliliği ve karbon emisyonu sınırlaması ile atık ve geri kazanım için yatırımlar yapılıyor. Sektörler ve firmalar yeni kapasite yerine rekabet gücünü artırmaya dönük yatırımları daha çok tercih ediyor. Bu nitelikteki yatırımlar 2018 yılında da devam edecektir. Türkiye’nin makine pazarları itibariyle değerlendirildiğinde, koşullar, hemen tüm pazarlarda 2018 yılında daha olumlu olacak. Öncelikle AB pazarında beklentilerin üzerindeki ekonomik büyüme yatırımları da canlandırmaya başladı. Bu nedenle AB’de 2018 yılında küresel kriz sonrası makine talebinin en yüksek seviyesine çıkması bekleniyor. ABD’de imalat sanayinin eve dönüşü, enerji yatırımları ve alt yapı yatırımı planlarıyla inşaat sektöründe hızlanan büyüme hemen tüm makine gruplarında talebi artırıyor. Yakın ve komşu pazar ülkeler ise ihracatçısı oldukları petrol ve emtia fiyatlarındaki artışlarla yükselecek gelirleriyle 2018 yılında öteledikleri yatırımları yeniden gündeme alacak. Öncelikle alt yapı ve projeler gündeme gelecek. Ardından sanayi yatırımları da hareketlenecek. İran, ekonomide modernizasyon sürecine girmiş olup eskiyen üretim teknolojisini yenilemeye devam edecek. Suudi Arabistan yeni yönetimiyle kamu harcamalarını yeniden düzenliyor. Rusya ise üst üste yaşadığı küçülmeler ardından 2018 yılında yeniden artan bir büyüme ivmesi yakalayacak. Bu nedenle Rusya pazarında da yatırımların yeniden canlanması bekleniyor. Türkiye’nin makine pazarlarının önemli bir bölümünde 2018 yılında yatırımlar ve makine talebi önceki yılların üzerinde olacaktır. Böylece makine ihracatı da ekonomik açıdan olumlu dış koşullara sahip olacak.