Öncelikle kadınların, “kadın-erkek işi” ayrımından vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Volkan İtfaiye Kurumsal İletişim ve İnsan Kaynakları Direktörü Duygu Tecim, “Kadın olarak bu ayrımı baştan biz...
Öncelikle kadınların, “kadın-erkek işi” ayrımından vazgeçmesi gerektiğini ifade eden Volkan İtfaiye Kurumsal İletişim ve İnsan Kaynakları Direktörü Duygu Tecim, “Kadın olarak bu ayrımı baştan biz kabulleniyoruz. Spesifik, oldukça yoğun teknik konular ve ağır sanayi imalat detayları içerdiği için anlamayız, yapamayız diye düşünüyoruz. Aslında kadınların yoğunluklu olarak çalıştığı bir sektörde görev yapan bir erkek ne kadar zorluk çekiyorsa, erkek egemen bir sektörde biz de o kadar zorluk çekiyoruz” diyor.
Tecim ile makine imalat sektöründe kadın yönetici olmanın zorluklarını ve avantajlı yanlarını konuştuk.
Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?
İzmir’de 1988 yılında doğdum. İzmir Özel Türk Koleji’nden mezun olduktan sonra Ege Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdim. Bir süre iş hayatı deneyimimin ardından, Kaliforniya Üniversitesi’nde Pazarlama ve Uluslararası Ticaret eğitimi aldım. Bu eğitimimin sonrasında, ABD’nin en büyük simülasyon yazılımı şirketlerinden biri olan MSC Software’in pazarlama departmanında çalıştım. Burada hem kurumsal şirket yapısı hakkında hem de müşteri odaklı pazarlama yaklaşımı konusunda iyi bir tecrübe kazanıp Türkiye’ye geri döndüm.
İş hayatına nasıl başladınız? Bugün bulunduğunuz göreve gelme süreciniz hakkında bilgi verir misiniz?
Volkan İtfaiye’de 2011 yılında yurt dışı satış ve pazarlama uzmanı olarak göreve başladım. Bu görev kapsamında yurt dışı fuarları, müşteri ziyaretleri, hedef pazar araştırmaları ve ihale süreçlerinin takibi gibi sorumluluklar üstlendim. Kendi isteğim ve yönetimin de onayı doğrultusunda 2015 yılının Ocak ayında Volkan İtfaiye Kurumsal İletişim Müdürü olarak atandım.
Bulunduğunuz görevi kaç yıldır sürdürüyorsunuz? Ortalama bir iş gününüz nasıl geçiyor?
Üç yıldır kurumsal iletişim müdürü olarak görev yapıyorum. Kurum içi etkinlikler, tanıtım organizasyonları, kurumsal dergi, fuar organizasyonları, basınla ilişki ve sosyal medya yönetimi, tanıtım materyallerinin hazırlanması gibi şirketin yüzünü temsil eden sorumluluklar bizim departmanımıza ait. Böyle olunca sıkça misafir ağırlıyor ve bizi davet eden kurumlara misafir oluyoruz. Departmanda iki uzman ve bir grafik tasarımcı arkadaşımla birlikte çalışıyorum. Rutin günlük işlerimin haricinde şirket temsili en sık ve yoğun yaptığım işlerin arasında yer alıyor.
Yoğun bir iş temposuna sahip olan makine sektöründeki başarınızı neye borçlusunuz?
Yılmadan seyahat ediyor, sahadan hiç kopmuyorum. Kurumsal iletişim departmanı nihai ürüne direkt etkisi olan bir departman değil. Hal böyle olunca masa başında iş yapmanız, hem müşteriden hem de ekip arkadaşlarınızdan kopmanıza sebep olur. Bu yüzden sahadan elimi hiç çekmedim. Bu da bana işimi anlayarak ve hissederek yapma imkânı veriyor.
Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmanın zorluklarını yaşıyor musunuz?
Yöneticilik doğası gereği zor bir pozisyon. Elbette yönetici olmanın getirdiği bir takım zorluklar yaşıyorum fakat bu zorlukların kadın olmamdan kaynaklı olduğunu düşünmüyorum.
İş hayatında kadın olmaktan kaynaklanan problemler yaşadınız mı?
Yurt dışı satış ve pazarlama biriminde çalışırken sözleşme imzalamak için Kuveyt’e gitmem gerekiyordu. Bekâr bir kadın olduğum için vize başvurum kabul edilmemiş, ikinci kez uzun açıklamalarla tekrar başvurmak zorunda kalmıştım. İş için olmasaydı, bu yaklaşımda olan bir ülkeye gitmek için asla ikinci kez uğraşmazdım. Muhafazakâr çevreler haricinde iş hayatında kadın olmak ile ilgili sıkıntılar yaşamıyorum.
Bulunduğunuz firmada sizin gibi iyi bir konuma gelmiş başka kadın çalışanlar/ yöneticiler var mı?
Firmamızda toplam 240 kişi çalışıyor. Farklı birim ve pozisyonlarda görev alan kadın personel sayımız ise 17. Erkek egemen sektörlerde çalışan kadınlar genellikle finans, insan kaynakları gibi idari ofislerde çalışıyor. Bizim firmamızda da bu birimler haricinde elektrikelektronik ve makine mühendisi olarak çalışan kadın arkadaşlarımız var.
Yurt dışı gezilerinizde makine sektöründe yönetici pozisyonda görev yapan bir kadın yönetici olarak nasıl tepkiler alıyorsunuz, gözlemleriniz nelerdir?
Avrupa ve ABD’den tutun da, Libya, Vietnam, İran’a kadar dünyanın dört bir noktasına iş seyahatleri gerçekleştiriyorum. Gerek fuarlarda gerekse iş yeri ziyaretlerinde anlamayacağımı düşünüp ürünlerle ilgili daha az bilgi aktarıyorlar. Böyle durumlarda, daha detaylı anlatıldığında anlayabileceğime dair karşımdakini ikna etmem gerekiyor. Birkaç yıl önce müşterisi olduğumuz bir kamyon firması bizi yurt dışındaki fabrikalarına davet etti. Firmamızı temsilen de ben gittim. Türkiye dâhil olmak üzere birçok ülkeden firma temsilcileri oradaydı ve ben katılımcılar arasındaki tek kadındım. Katılımcılara lansmanı gerçekleşen kamyonların test sürüşünü yaptırdılar. Erkek katılımcılar kamyonu kullanabileceklerine dair kimseyi ikna etmek zorunda kalmadı. Benim kullanabileceğime ikna olmaları ise oldukça vakit aldı ve anahtarı bana verdiklerinde fazlasıyla endişeli gözlerle bakıyorlardı. Kamyona binip kullanmaya başladığımda herkes telefonunu çıkartıp fotoğrafımı çekmeye başlamıştı. Bir kadının kamyon kullanabiliyor olması erkeklere şaşırtıcı gelmişti.
Makine imalat sektöründe, diğer sektörlere kıyasla sizce neden daha az sayıda kadın çalışan görev yapıyor?
Öncelikle kadınların, kadın-erkek işi ayrımından vazgeçmesi gerektiğini düşünüyorum. Kadın olarak bu ayrımı baştan biz kabulleniyoruz. Spesifik, oldukça yoğun teknik konular ve ağır sanayi imalat detayları içerdiği için anlamayız, yapamayız diye düşünüyoruz. Aslında kadınların yoğunluklu olarak çalıştığı bir sektörde görev yapan erkekler ne kadar zorluk çekiyorsa, erkek egemen bir sektörde kadınlar olarak biz de o kadar zorluk çekiyoruz. İş hayatının, kadın-erkek ayrımından bağımsız olarak zor olduğunu düşünüyorum. Önemli olan mücadele etmekten çekinmemek.
Makine imalat sektöründe daha fazla kadın çalışan ve yönetici görmek için neler yapılabilir?
Bu konuda bazı firmaların kadın istihdamı konusunda pozitif ayrımcılık uyguladığını biliyorum. Firma genelinde her bir departmanın istihdam etmesi gereken kadın oranı belirleniyor. Kadın çalışan ve/veya yönetici konusunda kulağa iyi gelen bir uygulama. Ancak kadın çalışan bir zorunluluk veya pozitif ayrımcılık olmaktan çıkmalı diye düşünüyorum. Bu bir zihniyet problemidir. İşveren çalışanına, kadın çalışan da işine, cinsiyet üstü bir yaklaşım geliştirmediği sürece yapılacak her şey göstermelik olacaktır. Dünya genelinde kadınlar makine sektöründe azınlıkta. Fakat Polonya, Rusya ve Çin gibi bazı ülkelerde kadın çalışan ve yönetici oranları daha yüksek.
Diğer kadın çalışanlara ve yöneticilere ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Kadınlar genellikle erkeklere kıyasla daha duygusal bir yapıya sahip. Profesyonel hayatta duygusal olmak dezavantaj olabiliyor. Bunun için daha rasyonel bir yaklaşım sergilemelerini öneririm. Erkeklere göre daha kuvvetli organizasyon yeteneğine ve sağduyuya sahibiz. Bu yönlerimizi daha da geliştirerek avantajlı taraflarımızı ortaya çıkarmalıyız. İş hayatındaki varlığımızı kabul ettirmek içinse bir erkeğe göre daha çok çabalamamız gerekiyorsa daha fazla çaba göstermeliyiz. Kurban psikolojisiyle kenara çekilmek yerine mücadele etmek gerektiğine inanıyorum. Yurt dışı satış ve pazarlama görevini yürütürken Libya’da bir proje takip ediyordum. Libya’daki iç savaş yeni bitmişti ve ülke oldukça karışıktı. Araçla seyahat ederken bir anda silahlı çatışmanın ortasında kaldık. Buna rağmen iki ay sonra iş sebebiyle tekrar Libya’ya gittim. Bunu cesur olduğum için değil, işime sahip çıktığım için yapabildim. önemsediğim ve iş hayatında bana değer katan bir başka şey ise ürünlerimizi ve müşterilerimizi anlamak için gösterdiğim çabadır. 55 metre uzunluğunda itfaiye aracı üretiyoruz. Özellikle fuara gittiğimizde gelen ziyaretçiler beni stant hostesi sanıp “Detaylı bilgi almak ve ürünü test etmek için yetkili birisi var mı?” diye soruyor. Ürün hakkında detaylı bilgi verdiğim ve aracı test etmeleri için onlarla 55 metreye kadar çıktığımda oldukça şaşırıyorlar. İtfaiyecileri yakından tanımak, itfaiyecilik mesleğini daha iyi anlayabilmek içinse itfaiyecilik eğitimi aldım. Termometrenin 700 dereceyi gösterdiği bir konteynerin içinde söndürme ve kurtarma eğitimi gerçekleştirdik. İtfaiyecilerle birlikte yangın istasyonunda gece nöbeti tuttum. Bir kadın olarak bahanelere sığınmadığınız ve çabaladığınız sürece iş hayatında kadın olarak değil, saygı duyulan bir iş insanı olarak var oluyorsunuz.