Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü, 1970 yılında önce Eskişehir Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (DMMA) bünyesinde...
ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜM BAŞKANI PROF. DR. ZEKERİYA ALTAÇ, “MESLEĞİNİN GEREKTİRDİĞİ BİLGİ VE BECERİLERLE DONATILMIŞ, ULUSAL VE ULUSLARARASI DÜZEYDE GÖREV YAPABİLECEK, MESLEKİ VE ETİK SORUMLULUK SAHİBİ, ÇEVREYE VE TOPLUMA DUYARLI MAKİNE MÜHENDİSLERİ YETİŞTİRME MİSYONUYLA HAREKET EDİYORUZ” DİYOR.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü, 1970 yılında önce Eskişehir Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisi (DMMA) bünyesinde kurularak eğitim, öğretim ve araştırma faaliyetlerine başladı. 1982 yılında 2547 sayılı YÖK Kanunu ile Eskişehir DMMA bünyesindeki bölümler Anadolu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi çatısı altında toplandı. Son olarak bölüm, 1993 yılında 496 sayılı KHK ile Anadolu Üniversitesi ikiye ayrıldığında, yeni kurulan Osmangazi Üniversitesi’nin Mühendislik Mimarlık Fakültesi bünyesinde faaliyetlerini sürdürmeye başladı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zekeriya Altaç, “Bölümümüzün ismi yeni olsa da, neredeyse 50 yıla yakın bir süreden beri ülkemiz sanayisine makine mühendisi yetiştiriyoruz. Bölümümüzün kuruluşunda öncelikli hedefi, sanayileşme hamlesi içinde olan ülkemizin ihtiyaç duyduğu kaliteli makine mühendisleri yetiştirmek olarak belirlendi. 1974’ten bu yana 3 bin civarında makine mühendisi mezun ettik. Bölümümüzde normal ve ikinci öğretimde 650’şer öğrenci olmak üzere toplam 1300 öğrenci eğitim görüyor. Ayrıca 143 yüksek lisans ve 62 doktora öğrencimiz mevcut” diyor. Altaç, bölümün hedefleri ve hâlihazırda sürdürdüğü çalışmaları Moment Expo okurlarına anlattı.
Kuruluşundan bugüne bölümünüzdeki gelişim ve değişimi nasıl özetlersiniz? Daha iyiye ulaşma noktasında önceliği hangi konulara verdiniz?
Şartlar ve ihtiyaçlar zaman içerisinde bir takım değişiklikleri gerekli kılıyor. Bölümümüzde, bu zaman zarfında, mekanik, termodinamik, enerji, konstrüksiyon ve imalat, makine teorisi ve dinamiği olmak üzere beş ana bilim dalı oluşturuldu. Bu anabilim dalları altında ise eğitim-öğretim faaliyetlerine yönelik malzeme, ısı tekniği, takım tezgâhları, hidrolik makineler, motor ve motorlu taşıtlar laboratuvarlarımız hayata geçirildi. Söz konusu laboratuarlarımızda son sınıfta Makine Lab. (I) ve Makine Lab. (II) derslerinde temel konuların deneyleri yapılıyor. Kuruluşunda bina ve laboratuvar alt yapısı olmayan bölümümüzde, 1970 ve 1980’li yıllarda eğitim-öğretim ve bina/laboratuvar alt yapısı sürekli geliştirildi. Araştırma laboratuvarlarımız son 10 yılda kurularak modern ekipmanlarla donatıldı. Şu an bina ve tesis altyapımızla ilgili eksiklerimiz giderilmiş olsa da, eğitim-öğretim laboratuvarlarımızın bazı teçhizatını modernize etme zamanı geldi. Kuruluşu takip eden yıllarda öğretim üyesi eksikleri İTÜ ve ODTÜ’den günlük öğretim üyeleri görevlendirmeleriyle sağlanıyordu. Bunun üzerine, burslu olarak yurt dışında doktora yapanların öğretim üyesi olarak transferi sağlanarak bölüm kadrosu güçlendirildi. Son 20 yılda, sanayide ve imalat sektöründe yaşanan gelişmeler, çok iyi derecede dil bilen mühendislere ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Bu amaçla da lisans eğitiminde 2008-2009 akademik yılından itibaren asgari yüzde 30 oranında (ders kredileri bazında fiilen derslerin yüzde 38’i) zorunlu İngilizce eğitim verilmeye başlandı. İngilizce yeterlilik sınavını geçemeyen öğrencilerimiz için bir yıl süreli İngilizce hazırlık programımız halen zorunludur.
Akademik kadronuzun uzmanlık alanları hakkında bilgi verir misiniz?
Bölümümüzde halen altı profesör, beş doçent, 12 doktor öğretim üyesi, bir öğretim görevlisi doktor ve sekiz öğretim elemanı ile üç laboratuvar teknisyeni görev yapıyor. Öğretim üyelerimizin uzmanlık alanları ise geniş bir alana yayılıyor. Öğretim üye ve elemanlarımızın uzmanlık alanları, genel başlıklarıyla, güneş/rüzgâr/nükleer enerji ve uygulamaları, otomotiv, robotik, mekanik, ısı transferi, akışkanlar dinamiği, tesisat, iklimlendirme, malzeme bilimi ve malzeme geliştirme, yakıtlar ve yanma gibi konuları kapsıyor.
Eğitim konularını oluştururken sanayiden gelen talepleri de dikkate alıyor musunuz? Teorik eğitimlerle pratik arasındaki dengeyi nasıl sağlıyorsunuz?
Bölümümüzde, mesleğinin gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatılmış, ulusal ve uluslararası düzeyde görev yapabilen, mesleki ve etik sorumluluk sahibi, çevreye ve topluma duyarlı makine mühendisleri yetiştirme misyonumuzun gereği olarak; verdiğimiz lisans ve lisansüstü eğitim-öğretim müfredatını çağdaş ve güncel tutmayaözen gösteriyoruz. Bölümümüzün eğitim-öğretim programları ve ders müfredatlarını güncellerken, önemli paydaşlarımız olan mezunlarımız ve sanayicilerin de görüşlerini göz önüne alıyoruz. Bu bakımdan, Eskişehir Sanayi Odası ve mezunlarımızla sürekli iletişim halindeyiz. Öğrencilerimizin birinci ve ikinci sınıftaki bazı laboratuvarlı dersleri haricinde, uygulamalı çalışma yapmaya en uygun ve hazır olduğu dönem son sınıftır. Öğrencilerimiz, son sınıfta Makine Lab. (I) ve Makine Lab. (II) derslerinde, teorik konularda öğrendiklerini deneysel olarak gerçekleştirme olanağı buluyor. Ayrıca makine mühendisliği öğrencilerimiz, Makine Mühendisliğinde Tasarım (I) ve (II) derslerindeki bilgilerle geçmiş derslerindeki bilgilerini birleştirerek, bir mekanik ve bir ısıl tasarım projesi yapmakla mükellefler. Böylece öğrencilerimiz, mesleki yeteneklere sahip, yaratıcı ve girişimci bireyler olarak; yeni teknoloji ve/veya ürün geliştirebilme, yaşam boyu öğrenme, araştırma yetenekleriyle mühendislik problemlerini tanımlayıp çözmekte bilimsel yaklaşım kullanma, çevre, ekonomi ve etik boyutlarını da göz önüne alarak rasyonel çözümler üretebilme becerileri kazanıyorlar.
Teorik eğitimler haricinde Ar-Ge ve yenilikçiliğe önem veren bir eğitim kurumu olarak öğrencilerinize sunduğunuz teknik olanaklar konusunda neler aktarmak istersiniz?
Kütüphanemizde, okuma salonlarından aynı anda 700 kişi yararlanabiliyor. Yine kütüphanemizde basılı kitap sayısı yaklaşık 75 bin adettir. Süreli yayın bölümünde 1560 başlık ve 122 bin 893 sayı bulunuyor. Ayrıca öğrencilerimiz, kütüphanemizde kablosuz network sistemiyle İnternete erişim olanağına sahip. Böylece, öğrencilerimizin mevcut veri tabanlarından erişilebildiği kitap sayısı 60 bin iken, elektronik dergilerden ulaşılan süreli yayınların sayısı ise 45 bin dolayındadır. Ayrıca üniversitemizin altı adet basılı yabancı süreli yayın ve 84 adet Türkçe süreli yayın aboneliği bulunuyor. Bununla birlikte, fakültemiz bünyesinde ders/ders dışı kullanımlar için tahsis edilmiş aynı anda 440 kişiye hitap edebilen bilgisayar laboratuvarları da mevcut. Bölüm laboratuvarlarımız son sınıf öğrencilerinin dersleri kapsamında çeşitli deneyler yapmasına da açıktır.
Makine mühendisliği eğitimi almak isteyen bir öğrencinin Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’ni seçmesindeki temel nedenleri sıralayabilir misiniz?
Öncelikle, 50 yıla yakın bir süredir makine mühendisliği eğitimi veren köklü bir eğitim kurumuyuz. Eğitim ve laboratuvar altyapımızın, makine mühendisliğinin her alanında uzmanlığa sahip yeterli sayıda eğitim üyesi kadromuzun da tercih sebebi olduğunu düşünüyoruz. Raylı sistemler ve havacılık kümelenmesinin yanı sıra Eskişehir’de faaliyet gösteren Türkiye’nin büyük sanayi kuruluşlarının varlığı ve üniversitemizin de bu kurumlarla işbirliği içinde olması ise bir diğer tercih unsurudur. Anadolu Üniversitesi ile beraber yaklaşık 100 bin civarında öğrencinin öğrenim gördüğü Eskişehir, öğrenci dostu bir kent olarak biliniyor. Üniversite öğrencilerine yönelik çok sayıda yurt ve apartların varlığıyla barınma yeri bulamama gibi bir problemimiz de yok. Eskişehir’de gençlere hitap eden sosyal ve kültürel faaliyetler de öğrencilerin boş zamanlarını değerlendirmelerine olanak sağlıyor.
Yurt dışı öğrenci değişim programları çerçevesinde öğrencilerinize ne tür imkânlar sunuyorsunuz?
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Avrupa Mühendislik Eğitimi Birliği’ne (SEFI) üye olan ilk dört üniversiteden biridir. Üniversitemiz ve bölümümüz Avrupa üniversiteleriyle öğrenci ve öğretim elemanı değişiminin yapıldığı Erasmus Programı’na da dâhildir. Bölümümüzün İtalya, İspanya, Romanya, Estonya, Litvanya ve Polonya’daki belirli üniversitelerle ikili öğrenci değişimi anlaşmaları da mevcut. Bu anlaşmalar bağlamında her yıl 25-30 öğrencimiz söz konusu değişim programından yararlanıyor.
Makine mühendisliği öğrencileri sanayi ile koordineli çalışma yapma şansına sahip mi? Sağladığınız staj olanakları nelerdir?
Bölümümüzün TEI, Arçelik ve Eczacıbaşı ile co-op staj anlaşmaları var. Öğrencilerimiz bu anlaşmalar kapsamında stajın yanı sıra Eskişehir’deki sanayi işletmelerinde endüstri odaklı bitirme tezi de yapabiliyor. Co-op anlaşması olmayan kurum ve kuruluşlarla da, co-op benzeri proje esaslı bitirme tezleri hazırlayabiliyorlar. Öğrencilerimizin önemli bir kısmı, ikamet ettikleri ilde staj yapmak istiyor; Eskişehir’de staj yapmak isteyen öğrencilerimizin bir kısmı ise Eskişehir Sanayi Odası’na bağlı kuruluşlarda sağlanan staj yerlerinde stajlarını tamamlayabiliyor. Nadiren de olsa staj yeri bulamayan öğrencilerimize, bölümümüz staj komisyonu yardımlarıyla staj yerleri temin edilebiliyor.
Bölümünüzde gerçekleştirdiğiniz veya gerçekleştirmeyi planladığınız sanayi projeleriyle ilgili bilgi verir misiniz?
Bölümümüz çok sayıda kamu ve özel kurum ve kuruluşla ortaklaşa SANTEZ, TÜBİTAK TEYDEB, BAP destekli projeler gerçekleştirdi ve halen devam eden projelerimiz de mevcut. Bölümümüzün araştırma faaliyetlerinden bir kısmından söz etmem gerekirse; Katmanlı İmalat, Yüksek Fonksiyonel Verim için Sifon Hazne Tasarımlarının CFD ile Çözümlenmesi, Mini Mikro Kondenser Geliştirme, Eskişehir’de Enerji Üretimi Amaçlı Rüzgâr Hız ve Güneş Işınım Potansiyellerinin Tespiti ve Analizi, Elektron Bombardıman Kaynağı (EBK), TIG ve Lazer Kaynaklı ALLVAC 718 Plus Süper Alaşımında Soğuk ve Sıcak Çatlama Hassasiyetinin Belirlenmesi, Mikroalaşımlı Çeliklere Uygulanan Farklı Yüzey ve Isıl İşlemlerin Mekanik Özelliklere Etkilerinin Araştırılması, Ultrasonik Yardımlı Tornalama İşleminin Deneysel Olarak İncelenmesi, Yeni Nesil Temel Eğitim Uçağı İniş Takımları Geliştirme, Düşük Reynolds Sayılarında Kare Kesitli Silindirden Üç Boyutlu Isı Transferi, Mini Mikro Boyutlu İçiçe Borulu Isı Değiştiricilerde Performans İncelemesi, Na-Soğutmalı Nükleer Reaktörlerde Kaza Anı Termo Hidrolik Analizi, Hava Yönlendirici Kanat Üzerindeki Buzlanma Önleyici Deliklere Uygulanan Köşe Yuvarlatma İşleminin Akışa Etkisinin Araştırılması, Isı Pompalı Şofben Tasarımı, Robotik Depolama ve Raf Sistemi, Gerçek Zaman Ölçümlerine Dayalı Bilgisayar Kontrollü Geri Beslemeli Otomatik Köklendirme Sisteminin Tasarımı, Geliştirilmesi ve Karadutun Çoğaltılmasında Test Edilmesi, Biodizel Katkılı Çok Düşük Sülfürlü Dizel Yakıtın Yakıt Pompa Common Rail Malzemesi Üzerinde Yağlama ve Aşınma Özelliklerinin İncelenmesi, Elektromekanik Empedans Spektroskopi Yöntemi ile Katoforez Elekro-Kaplama Sistemlerinin Optimizasyonu, Kayma Altında Katılaşan Sıvı Takviyeli Zırh Kumaşının Seramik Toz Katkıları ile Balistik Açıdan Geliştirilmesi, Ti6Al4V Alaşımının WC-Co Karbür Takımlar ile Talaşlı İmalatının İyileştirilmesi, Çelik Yüzey Özelliklerini Geliştirmek İçin PTA ile Yenilikçi Kaplama İncelenmesi, Metalurjik Amaçlı Kriyojenik Sistem Tasarım İmalat ve Uygulamaları, Yüzeyi PTA Plazma Transferli Ark Kaynak Yöntemi ile Alaşımlandırılmış AISI 5115 Çeliğinin Mikroyapı ve Aşınma Özelliklerinin İncelenmesi, Öğütülmüş Mg Esaslı Hidrojen Depolayıcı Tozların Rietveld Analizi ile Yapısal İncelemesi, Mekanik Alaşımlandırma Yöntemiyle Metalik Cam Üretimi, Toz Metalurjisi Yöntemiyle Yüzeyi Gözenekli NiTi Alaşımı Kaplanmış İmplant Malzeme Üretimi, TIG Yöntemiyle Yüzey Özellikleri Geliştirilmiş AISI 8620 Çeliğinde Mikroyapı ve Aşınma Davranışının İncelenmesi, Tornalama İşleminde Tırlama Titreşimlerinin Deneysel ve Sayısal Olarak Araştırılması ve Tırlama Titreşimlerinin Önlenmesi, Takım Tezgâhlarında Tırlama Titreşimlerinin Kararlılık Analizi, Tırlama Titreşimlerinde Kesme Geometrisi Malzeme Türünün Etkilerinin Araştırılması, Gaz Türbinli Uçak Motorlarındaki Türbin Kanatçıklarının Yapısal ve Dinamik Optimizasyonu, Ötektoid Altı Çelik Malzemelerde Borlama Sonucu Oluşan Yüzey Tabakasının Aşınma ve Faz Özelliklerine Karbon Oranının Etkisi, Fotovoltaik Güneş Enerjisi Santrali ve Ölçüm İstasyonu Kurulumu şeklinde ana başlıkları altında toplanabilir.
Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının üniversitelere bakışını nasıl yorumluyorsunuz? Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında nasıl bir algı farklılığı gözlemliyorsunuz?
Sanayi kuruluşlarımızın üniversitelerle ilişkisi SANTEZ, KOSGEB, TEYDEB gibi faaliyetlerin başlatılmasından önce son derece kopuk ve cılızdı. Üniversiteler açısından bakıldığında sanayi ile ortak proje yapmayı güçleştiren yasal mevzuatlarla uzun ve meşakkatli prosedürler, işbirliği gerçekleştirmeyi zorlaştıran en büyük engeller arasındaydı. Ancak özellikle son 10 yılda hükümetler tarafından yapılan yasal düzenlemelerle kamu kurum ve kuruluşları tarafından sağlanan önemli mali Ar-Ge destekleri, sanayi kuruluşları ve üniversitelerin ortak çalışma yapmalarını teşvik edici bir unsur oldu. Üniversitelerle işbirliğinin artışına paralel olarak, ulusal ve uluslararası patent ve faydalı model sayılarında da belirgin artışlar gözleniyor. Türk sanayicisinin üniversitelerle olan ilişkileri gelişme göstermesine rağmen henüz ABD ve Avrupa’daki düzeyde değildir. Sanayi sektöründe, üniversiteleri zaman zaman proje ve teçhizat desteği almak için bir araç olarak gördükleri izlenimine kapıldığımız, hatta destek sağlanan projelerde de üniversitedeki danışmanların işi bitirmesi beklentisinin hâkim olduğunu gözlemliyoruz. Sanayi kuruluşlarının üniversitelerle işbirliği yapabilmesi için nitelikli, doktoralı Ar-Ge mühendisleri istihdam etmesi ve sektöre özgü araştırma altyapısını sağlaması gerekiyor. Sanayiciler, üniversitelerle birlikte yaptıkları ortak çalışmalardan bilgi birikimi yaratma becerisi elde ettikçe, üniversitelere daha fazla güven duyulacağı ve ortak çalışma isteği ve eğiliminin artacağını düşünüyoruz.