İnsan türü Neolitik Dönem’den itibaren hep daha fazlasına talip olma anlayışını güdüyor. Halen de kapitalizmin her anlamda yaşamımızı ele geçirdiği bir dünyanın içerisinde bulunuyoruz. 

SAMUEL ALEXANDER’IN “YETERİ KADARSA ÇOKTUR: THOREAU’NUN ALTERNATİF İKTİSADI” ADLI KİTABI, THOREAU’NUN DÜŞÜNCELERİ VE WALDEN GÖLÜ DENEYİMİNDEN YOLA ÇIKARAK, ALTERNATİF BİR YAŞAM FİKRİ SUNUYOR. HERETİK YAYINLARI TARAFINDAN BASILAN KİTAPTA SAMUEL ALEXANDER, OKUYUCULARIYLA “ALTERNATİF İKTİSAT”, “GÖNÜLLÜ SADELİK” VE “BASİT YAŞAM” GİBİ KAVRAMLARI TARTIŞIYOR.

İnsan türü Neolitik Dönem’den itibaren hep daha fazlasına talip olma anlayışını güdüyor. Halen de kapitalizmin her anlamda yaşamımızı ele geçirdiği bir dünyanın içerisinde bulunuyoruz. Sistem, zincirleriyle tüm yaşamımızı esir almış durumda. Peki, ne yapacağız? Pek çok soru gibi bunun da kesinlikli bir cevabı yok ancak fikirlerinden yararlanabileceğimiz, bize daha “basit” yaşayabileceğimizi hatırlatan düşünürlerden söz edebiliriz. ABD’li yazar, filozof, şair, tarihçi, kölelik karşıtı, vergi direnişçisi, kalkınma eleştirmeni ve natüralist Henry Thoreau’nun daha 1850’li yıllarda tüketici kültürüne yönelttiği ateşli eleştiriler ve daha basit yaşamayı şairane bir şekilde savunması, içinde yaşadığımız aşırı tüketim çağına ithaf edilmiş gibi duruyor. Ancak Thoreau, okunması hiç de kolay bir yazar değil. Ağır bir dile sahip olan Thoreau, fikirlerini de oldukça zorlayıcı, kışkırtıcı bir biçimde ifade ediyordu. Bu nedenle de yazılarına öylesine göz gezdiren okuyucular, kışkırtıcı dil nedeniyle Thoreau’yu okumaktan kolayca vazgeçebiliyor. Oysa Thoreau’nun fikirleri kaçırılmayacak kadar değerli.

Thoreau, sadece fikirsel olarak değil deneyimlerinden de yararlanabileceğimiz bir isim. Onun Walden Gölü çevresinde pratiğe geçirdiği yaşam, bugün bize hâlâ pek çok konuda yol gösterici olabildiği gibi ilham veren yanını da koruyor. Çünkü yazarın bu pratiği, başka türlü bir hayata özlem duymanın yeterli olmadığını, bunun için çaba gösterildiğinde özellikle doğanın insanın çabasını karşılıksız bırakmayacağını; şehrin betonları arasına sıkışıp kalmışların hayalini kurduğu doğaya, toprağa karışma, sadece onun verdikleriyle yetinme fikrini uygulamaya geçirerek, saatlerce çalışmadan, lüks eşyalar olmadan, birkaç kıyafetle de yaşanabildiğini gösteriyor. Samuel Alexander’ın “Yeteri Kadarsa Çoktur: Thoreau’nun Alternatif İktisadı” adlı kitabı ise Thoreau’nun gönüllü sadelik felsefesine derin ancak ulaşılabilir bir kaynak işlevi görüyor. “Yeteri Kadarsa Çoktur”, Thoreau’nun yaşamı ve fikirlerine şahane bir giriş niteliği taşırken, gönüllü sadelik iktisadının en önde gelen örneğini yansıtan bir tarzda ve anlaşılır dille yazılmış. Samuel Alexander, okuru, Thoreau’nun iktisadi fikirlerinin zorlu yollarında ustalıkla yönlendirirken, daha basit ve daha özgürce yaşama olanaklarının altını çiziyor ve Thoreau’nun esas mesajının anlaşılması ve bunu kendi yaşamımıza uyarlamamıza yardımcı oluyor.

Kitap, özetle, bize Thoreau’nun düşüncesinden ve Walden Gölü deneyiminden yola çıkarak, alternatif bir yaşam fikri sunuyor. Heretik Yayınları tarafından basılan kitapta, Alexander, her şeyin çıkmaza girdiğini düşündüğümüz dünyada bize alternatif bir yaşamın imkânlarını sunuyor. Hep daha fazlasını istememiz gerektiğini bağıran aygıtlara “yeteri kadarsa çoktur” diyerek, basit bir yaşamın bizi daha mutlu kılabileceğini hatırlatıyor. Thoreau düşüncesine genel olarak baktığımızda kesin reddedişler görmeyiz aslında, o sadece hem şiir gibi bir yaşam sürmenin hem de hayatta kalmanın yolunu aramıştı. Onun arayışı çoğumuzun yaşamında karşılaştığı sorulardan yola çıkarak, bir düşünceye dönüştü. Masa başından değil, deneyimin içinden seslenmişti okuruna. Belki de bu nedenle bizlere ilham vermeye devam ediyor ve edecek gibi görünüyor.