Vinçler, kapalı veya açık alanda, insan gücünün yeterli gelmediği durumlarda, ağır ve gabarili bir malzemeyi bulunduğu noktadan diğer bir noktaya, bir üretim...

Vinçler, kapalı veya açık alanda, insan gücünün yeterli gelmediği durumlarda, ağır ve gabarili bir malzemeyi bulunduğu noktadan diğer bir noktaya, bir üretim süreci içinde sürekli veya aralıklı çalışmayla dikey ve yatay hareketlerle taşıma işlemini yapmamıza olanak sağlayan makinelerdir. Bu açıdan, özellikle ağır sanayi işletmeleri, imalat sektörleri, inşaat sektörü, lojistik ve benzerlerinin büyük kapasiteli vinçler olmadan çalışmalarını sürdürmesi mümkün değil. Öyle ki, tüm sanayi sektörleri içinde çok küçük kapasitelerde olsa dahi kaldırma makinesi kullanmayan işletme sayısının yok denecek kadar az olduğu da sıklıkla ifade ediliyor. İlk vinçlerin MÖ 5’inci yüzyıldan itibaren insanoğlunun üretim süreçlerinde yer almaya başladığı düşünülüyor. İlk vinç çizimlerine ise MS 1’inci yüzyılda yaşayan ünlü Romalı mimar ve mühendis Marcus Vitruvius Pollio’nun “Mimarlık Hakkında On Kitap-De Architectura Libri Decem” isimli kitabında rastlıyoruz. Bu vinç, tepesinde makara bulunan ve halatlarla sabitlenen bir direkten oluşuyor; makaradan geçen başka bir halat yüklere bağlanıyor ve kölelerin çevirdiği ayak değirmeniyle kaldırılıyordu. Daha sonra 15’inci yüzyılda İtalya’da palangalı vinç adı verilen daha kullanışlı bir vinç tasarlandı. Buhar gücüyle çalışan ilk vinci ise 19’uncu yüzyılda İskoçyalı John Rennie (1761- 1821) geliştirdi.

TÜRKIYE’DEKI ÜRETIM 1950’LI YILLARDA BAŞLADI

Türkiye’de 1950’li yıllarda birkaç firmayla başlayan vinç üretimi zaman içinde gelişim gösterdi. Makine imalatının bu önemli alt segmentinin atılım yılları ise 1970’li yılların sonuna dayanıyor. İstanbul ve çevresinde imalat yapan birkaç firmanın çabasıyla yükselişini sürdüren vinç üretimi, 1980’li yıllarda ithalatın önündeki engellerin kalkmasıyla birlikte ithalata dayalı üretime yöneldi; 2000’li yıllara doğru ise artan firma sayısına bağlı olarak Türkiye’nin vinç üretim kapasitesi beklentileri aştı. İlk dönemlerinde Avrupa’nın önde gelen vinç firmalarının Türkiye temsilcilikleriyle ilerleyen vinç segmentinde, kaldırma ve yürüyüş grupları yurt dışında, konstrüksiyon kısımları ise Türkiye’de üretiliyordu. Bu durum ise özellikle servis, yedek parça ve zaman noktasında ciddi kayıplara yol açıyordu. Yine bu dönemde, Türkiye sanayisindeki hızlı yükseliş ve gelişmeye başlayan üretim kültürüyle birlikte kaldırma makineleri (ceraskal) ve yürüyüş grupları da Türkiye’de üretilmeye başlanırken, öncü birkaç firmayla başlayan bu süreç, zamanla ciddi sayıda vinç üreticisini ortaya çıkardı. Halen Türkiye’de endüstriyel elektrikli vinç üretimi yapan irili ufaklı yüzlerce firma bulunuyor. Bu firmaların birçoğu ise ne yazık ki “merdivenaltı” olarak tanımlanıyor ve sektörün belirlenmiş standartlarının dışında, sadece fiyat rekabeti yapabiliyorlar. Türkiye’deki endüstriyel elektrikli vinç üretiminin çatı örgütü olan Elektrikli Vinç İmalatçıları Birliği Derneği (TEVİD) üyeleri ise vinç segmentinin öncü kuruluşları olarak faaliyet gösteriyor. Uzmanlara göre şu an Türkiye’deki vinç ihtiyacının yüzde 80’ini yerli üretimle karşılanıyor. Küreselleşen dünyada, sınır, mesafe ve boyut tanımayan ticaretin gelişim hızına bakıldığında, üretim ve lojistik sektörünün en önemli ihtiyaçlarından biri olan kaldırma ekipmanlarını üreten vinç segmentinin, mevcut eğilime paralel olarak büyümeye devam edeceği öngörülürken, sektör üretiminin yüzde 40’lık bölümü ihraç ediliyor. Dünyada vinç üretimi yapan firmaların büyük çoğunluğu da kendi büroları ya da temsilcileri aracılığıyla Türk vinç üreticileriyle yurt içi pazardaki rekabetini sürdürüyor.

ÜRETIM YELPAZESI ÇOK GENIŞ

Günümüzde vincin kullanım alanı o kadar yaygınlaştı ki, vinç üretimi de kendi içerisinde ayrıştı. Sanayide ağırlıklı olarak “Endüstriyel Elektrikli Vinç” olarak anılan vinçler kullanılırken, hareket kabiliyetlerine göre sabit, lastik tekerlekli, paletli ve ray üzerinde hareketli vinçler (köprülü, kule vinçler); kaldırma kabiliyetlerine göre ise hidrolik vinçler (halatlı, teleskopik, kurtarıcılar) ile halatlı vinçler (açık kafesli, sabit, fabrika tipi) geliştiriliyor. Bunun yanı sıra kumanda sistemlerine göre mekanik, hidrolik, hava ve elektrik kumandalı vinçlerden de söz edebiliriz. Dolayısıyla, kendi içerisinde zengin ürün çeşitliliğe sahip vinç segmenti, farklı uzmanlık alanlarında gelişerek büyümesini sürdürüyor.

Bu alanda da vinçler yine kendi içerisinde ayrışıyor: Gezer köprülü vinç, portal vinç, pergel vinç başta olmak üzere siparişe dayalı özel vinçler de bu ürün grubunu oluşturuyor.

ÜRETIM TEKNIKLERI GELIŞIYOR

Sanayide taşıma işleminin temel amacı; üretim süreci içindeki malzeme akış zamanını asgari değerlere indirerek, üretim zamanı ve maliyetini azaltmak; üretimin güvenliğini sağlamaktır. Bu kapsamda elektrikli vinç seçiminde, sistemin kullanım süresince istenen performansta görevini yerine getirmesi, dikkate alınması gereken en önemli özelliktir. Dolayısıyla da uzmanlar, seçimi yapılacak olan vinç ve parçalarının, mutlaka Avrupa İstif Makineleri Federasyonu (Federation Europeenne de la Manutention-FEM) standartlarına göre üretilmiş olması gerekliliğine dikkat çekiyor.

Diğer yandan, vinç sektörü ürünleri genellikle ayrı tasarım ve benzer üretim teknikleri gerektiriyor. Ucuz iş gücü ve ham maddenin önemli olduğu, düşük katma değerli standart ürünlere göre mühendislik ve tasarım gerektiren ürünlerde üreticilerin rekabet gücü daha da yükseliyor. Teknolojiyi yakından takip eden vinç segmenti, bilgisayar teknolojisinin geldiği nokta ve bunun üretim süreçlerine olan etkisiyle daha hızlı gelişme kaydederken, kullanılan tezgâhlarla ölçme tekniklerinin gelişmesi ve bunların bilgisayarlarla kontrolü, vinç segmentinin özellikle standart dışı ürünlerdeki esnekliğini arttırıyor.

Yine, CAD-CAM sistemlerinin desteğiyle en düşük maliyetle ilk seferde hatasız ürünler de imal edilebiliyor.

KÜRESEL HACIM 30 MILYAR DOLARA ULAŞTI

Küresel ölçekte endüstriyel elektrikli vinç segmenti, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, 2018’de 30 milyar dolara yaklaşan bir ticarete konu oldu. Dünya genelinde 14,95 milyar dolarlık ihracat ve hemen hemen aynı değerde ithalat pazarı bulunan endüstriyel elektrikli vinç segmentinde Türkiye ise hızlı yükselişini sürdürüyor. Geçtiğimiz yıl Türkiye, yüzde 16,2’lik artışla 110 milyon dolar değerinde ihracat gerçekleştirdi.

2018’de vinç segmentinin en güçlü ihracatçıları 3,56 milyar dolar ve yüzde 5,6 artışla Çin; 1,8 milyar dolar ve yüzde 0,5 azalışla Almanya ile 1,6 milyar dolar ve yüzde 15,7 artışla İtalya olurken, Türkiye, az önce ifade ettiğimiz 110 milyon dolar ve yüzde 16,2’lik ihracat artışıyla 20’nci sırada bulunuyordu.

Bununla birlikte, aynı dönemde Türkiye’nin sektör ithalatı da yüzde 30’a yaklaşan bir değerde artış gösterdi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre 14,76 milyar dolara ulaşan küresel ithalat içerisinde 184,2 milyon dolarlık alım yapan Türkiye endüstriyel elektrikli vinç segmenti, bu rakamla ithalatını yüzde 30’a yaklaşan bir oranda arttırmış oldu.

2018’de sektörün en güçlü alıcı ülkeleri ise 2 milyar dolar ve yüzde 25,7’lik artışla ABD, 597,3 milyon dolar ve yüzde 2,6’lık artışla Almanya ile 521,9 milyon dolar ve yüzde 9,6’lık azalışla Hollanda oldu.

HOLLANDA’YA SATIP ALMANYA’DAN ALIYORUZ

Türkiye özelinde detaylı ihracat ve ithalat rakamları incelendiğinde ise TÜİK’in 2018 yılı verilerine göre en çok Hollanda’ya ihracat yaparken, en yüksek ithalatı ise Almanya’dan gerçekleştirdiğimizi söyleyebiliriz.

Türkiye’nin sektör ihracatı ülkelere göre incelendiğinde, BM İstatistik Bölümü verileriyle uyumlu olan TÜİK verilerine göre, Türkiye 2018’de yüzde 16,2 artışla 109,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirirken, en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ilk 10 ülke listesinin birinci sırasında yüzde 142,3’lük artışla 17,7 milyon dolarlık ürün ihraç ettiğimiz Hollanda yer alıyor. Bu ülkeyi, yüzde 3,3’lük artış ve 11,6 milyon dolarlık ihracatla Avusturya izlerken, listenin üçüncü sırasında yer alan Cezayir’e ise yüzde 34,9’luk artışla 6,7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilmiş durumda.

Yine TÜİK’in açıkladığı verilere göre, 2018’de Türk ağaç işleme makineleri imalatçıları, en çok 843110 GTİP kodlu “Palanga, bucurgat, ırgat, kriko, vinç aksam ve parçaları” ürün grubunda ihracat gerçekleştirmiş durumda. Bu ürün grubunda, 2017’ye göre yüzde 7,5’lik azalış yaşanırken, sektör ihracatı 27 milyon dolar oldu. Listenin ikinci sırasında yer alan 842611 GTİP kodlu “Sabit bir mesnet üzerine tespit edilmiş gezer köprü vinçleri” ürün grubunda yüzde 8,1’lik bir artış görülürken, ihracat da 24,1 milyon dolar oldu. Üçüncü sıradaki 842619 GTİP kodlu “Vinçler” ürün grubunda ise 2017’ye göre yüzde 68,9’luk artış yaşandı ve 22,1 milyon dolarlık ihracat değerine ulaşıldı. 2018’de sektörün en güçlü ihracat artışı da 842620 GTİP kodlu “Kule vinçler” ürün grubunda oldu. Bu ürün grubunda 2017’ye göre yüzde 914,3’lük artış gerçekleşirken, 9,5 milyon dolar değerinde makine ihraç edildi.

İTHALAT, IHRACATTAN HIZLI YÜKSELIYOR

Bununla birlikte, BM İstatistik Bölümü verileriyle uyumlu şekilde TÜİK’in açıkladığı veriler, vinç segmentinin ithalat artış hızının ihracattan daha yüksek olduğunu da ortaya koyuyor. 2018’de 110 milyon dolara ulaşan ihracatında yüzde 16,2 artış gerçekleştiren Türkiye vinç segmentinin aynı dönemdeki ithalatı ise yüzde 29,2 artışla 184,2 milyon dolar oldu.

2018’de Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında yüzde 31,9’luk artış ve 60,3 milyon dolarlık ithalatla Almanya yer alırken, ikinci sıradaki Çin’den gerçekleşen ithalat yüzde 112,2 artışla 53,2 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin üçüncü sırasındaki İrlanda’dan gerçekleşen ithalat ise 18,7 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Ürün bazında ithalat rakamlarını detaylı incelediğimizde ise TÜİK verilerine göre 2018’de en çok 842641 GTİP kodlu “Lastik tekerlekli kendinden hareketli makine ve cihazlar” ürün grubunda ithalat gerçekleştirildiğini görüyoruz. Bu ürün grubunda, 2017’ye göre yüzde 73,2’lik artışla 78,5 milyon dolar değerinde ürün ithal edilirken, listenin ikinci sırasında yer alan 842619 GTİP kodlu “Vinçler” ürün grubunda yüzde 638,3’lük artışla 40,2 milyon dolar değerinde ürün ithal edildi. Üçüncü sıradaki 842649 GTİP kodlu “Diğer kendinden hareketli makine ve cihazlar” ürün grubunda da 2017’ye göre yüzde 27,7’lik azalışla 24,8 milyon dolarlık ithalat değerine ulaşıldığı söylenebilir. 2018’de sektörün en güçlü artış gösteren ürün grubu 842619 GTİP kodlu “Vinçler” olurken, en güçlü düşüş gösteren ürün grubu ise 842612 GTİP kodlu “Hareketli kaldırma çerçeveleri ve şasesi straddle tipi olan ayaklı lastik tekerli taşıyıcı” ürün grubu oldu. Bu ürün grubunda 2017’ye göre yüzde 82,4’lük düşüş yaşanırken, 1,5 milyon dolar değerinde makine ithal edildi.

“2019’DA YÖNÜMÜZ IHRACAT OLACAK”

2018’in hem Türkiye hem de TEVİD için verimli bir yıl olarak tamamlandığını söyleyen TEVİD Yönetim Kurulu Başkanı Osman Çakmak, özellikle ihracatta TEVİD üyelerinin güçlü performans gösterdiklerinin altını çizerken, 2019’da ise yaşanan ekonomik koşullar nedeniyle daralan bir yurt içi satış öngördüklerini vurguluyor. Bu daralmayı ihracatla aşacaklarını ifade eden Çakmak, “İhracat konusunda çok önemli hamlelerimizle alternatif piyasalar geliştirerek, iç piyasada kaybettiğimiz payı ihracatla kapatabileceğimize de inanıyoruz” diyor. Türkiye’de kurulan ve bacası tüten her fabrikada mutlaka bir veya birkaç tane gezer köprü vinç çalıştığını da anımsatan Çakmak, geçmişte bu vinçlerin büyük bir kısmının yurt dışından alındığı ve büyük meblağların yurt dışına ödendiğini söylerken, günümüzde yerli vinç üreticilerinin hem kalite hem de fiyat açısından yurt dışı üreticilerin yerini almaya başladığına ve böylece ithalata giden dövizlerin de yurt içinde kalarak cari açığın kapanmasında önemli rol oynadığına dikkat çekiyor. Bununla birlikte Çakmak, uygun teşvikler ve ucuz finansman imkânlarının önünün açılmasıyla Türkiye vinç segmentinin yurt dışında da önemli bir rekabet gücü oluşturarak, Türkiye ihracatına daha güçlü katkıda bulunabileceğini vurguluyor. TEVİD olarak en önemli gündemlerinin, sektörde kalitesiz üretimi engelleyerek tüketicileri koruyacak, vinç kullanıcısı ve üretici firmaları bilinçlendirecek, periyodik bakımın önemini ortaya koyacak bir içeriğe sahip olacak olan “Vinçlerde Denetim ve Gözetim Raporlarının Hazırlanması” başlıklı çalışma olduğuna da değinen Çakmak, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile sürdürdükleri bu çalışmada artık son aşamalara geldiklerini, teknik çalışma grubunun Nisan ayı sonunda çalışmalarını tamamlayarak Bakanlığa sunacağını söylüyor. Çakmak’a göre bu çalışmanın vinç segmentine en önemli katkısı ise vinçlerde tehlikeli kullanım ve iş kazalarını önlenmek; denetim ve gözetimler yoluyla vinç segmentindeki toplam kaliteyi arttırmak olacak.

SEKTÖRÜN DESTEĞE IHTIYACI VAR

Yerli makine kullanımının artmasında en önemli faktörün uygun ve ucuz finans kaynaklarına ulaşımın kolaylaştırılması ile vinç segmentindeki piyasa gözetim ve denetimlerinin güçlendirilmesi olduğunun da altını çizen Çakmak’a göre Türk makine üreticilerinin rekabet ettiği yabancı firmalar 2-3 yıl ödemesiz ve 5-7-10 yıl vadeli libor veya Euribor üzerinden oluşturulan çok ucuz faizlerle ihracat yapabiliyor. Ayrıca üretimde kalitenin mutlaka arttırılması ve özellikle yurt dışına giden Türk makinelerinin hiçbir reklamasyona neden olmayacak şekilde kalite kontrollerinin yapılmasının önemli olduğunu da anımsatan Çakmak, yurt içinde ise yerli makine kullanımına ait teşviklerin güçlendirilerek makine kullanıcılarının özendirilmesi gerektiğini söylüyor: “Bizim en önemli stratejimiz, kendi ürettiğimiz malların kalitesini en üst düzeye taşımak ve bu makinelerin kullanıcılarının da makine seçimi ve kullanımında bilinçlerini arttırmaktır. Bu anlamda, Türk makine üreticilerinin ve bizim en büyük hedefimiz markalaşmak olmalı. Marka olmanın anahtarı ise kalite ve güvenilirliktir. Ancak bu şekilde dünya markası olabilir ve dünya devleriyle rekabet edebiliriz.”