Bölge ülkelerinin ekonomik büyümesine ivme kazandırılması,toplumsal ve kültürel gelişim, bölgede barış ve istikrarın...

Bölge ülkelerinin ekonomik büyümesine ivme kazandırılması, toplumsal ve kültürel gelişim, bölgede barış ve istikrarın sağlanması temel hedefleri çerçevesinde 1967 yılında kurulan ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği) bugün itibariyle 10 üye ülkeden oluşuyor. Türkiye, 1,5 trilyon dolarlık ticaret hacmiyle dikkat çeken ASEAN Bölgesine son yıllarda özel
önem veriyor.

Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (Association of Southeast Asian Nations) ASEAN, 8 Ağustos 1967’de Filipinler, Malezya, Tayland, Endonezya ve Singapur’un katılımıyla kuruldu. 1984’te Brunei,1995’te Vietnam,1997’de Laos ve Mynmar, 1999 yılında da Kamboçya’nın ASEAN’a dahil olmasıyla üye ülke sayısı 10’a yükseldi. 4,5 milyon kilometre kareye yayılan ASEAN Bölgesinin toplam nüfusu 590 milyon civarındadır. ASEAN örgütünün öncelikli hedefleri arasında bölge ülkelerinin ekonomik büyümesine ivme kazandırılması, toplumsal ve kültürel gelişim, bölgede barış ve istikrarın sağlanması yer alıyor. 2003 yılında ASEAN liderlerinin ASEAN’ın üç bölümü kapsaması gerektiği kararı üzerine ASEAN Güvenlik Topluluğu, ASEAN Ekonomik Topluluğu ve ASEAN Toplum ve Kültür Topluluğu hayata geçirildi. ASEAN’ın en üst karar verme organı her yıl gerçekleştirilen ASEAN Devlet Başkanları Zirvesi’dir. ASEAN

Ülkelerinin dışişleri bakanları da her yıl bir kez bir araya gelir. Ayrıca tarım ve ormancılık, ticaret, enerji, çevre, finans, sağlık, yatırım, işgücü, hukuk, kırsal gelişim, yoksullukla mücadele, telekomünikasyon, uluslararası suç, ulaştırma, turizm gibi konularda ASEAN Ülkelerinin ilgili bakanlarının buluştuğu ortak toplantılar düzenlenir. Koordinasyonun sağlanması ve diplomatik ilişkilerde bulunulması amacıyla ASEAN Örgütünün Pekin, Berlin, Brüksel, Canberra, Cenova, İslamabad, Londra, Moskova, Yeni Delhi, New York, Ottowa, Paris, Riyad, Seul, Tokyo, Washington ve Wellington’da temsilci lik ofisleri bulunur. 1,5 trilyon dolarlık ticaret hacmiyle dikkat çeken ASEAN Bölgesine Türkiye de son yıllarda özel önem veriyor. Başta Endonezya, Malezya ve Tayland olmak üzere bölge ülkeleriyle ilişkilerin her alanda geliştirilmesi amacıyla 2010 yılında Türkiye, Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği Dostluk ve İşbirliği Anlaşması (ASEAN/TAC) imzalandı. ASEAN, 2020 yılı hedefini; ekonomik entegrasyon yoluyla üretime dayalı tek pazar haline gelmek, yüksek ekonomik rekabet gücüne sahip, adilane kalkınmaya dayalı ve küresel ekonomiye tam anlamıyla entegre olmuş bir bölge meydana getirmek olarak belirlemiş durumda.


ASEAN ÜLKELERİNİN MAKİNE İHRACATI 140 MİLYAR DOLAR OLDU
Güney-Doğu Asya Ülkeleri İşbirliği Örgütü olarak adlandırılan ASEAN (Association of South-East Asian Nations Aggregation) Ülkelerinin 2012 yılı makine ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 6,7 artarak 140,3 milyar dolar seviyesine yükseldi. 2011 yılında bu rakam 131,5 milyar dolardı. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında en fazla makine ihracatını Singapur gerçekleştirdi. 2011 yılında 56,8 milyar dolar olan Singapur’un makine ihracatı 2012 yılında 0,5 artış göstererek 57 milyar dolar olarak kaydedildi. İkinci sıradaki Tayland 2012 yılında 37,1 milyar dolarlık makine ihracatı gerçekleştirdi. Yüzde 8 artışın yaşandığı söz konusu ülkenin ihracatı 2011 yılında 34,4 milyar dolar seviyesindeydi. Üçüncü sıradaki Malezya 2011 yılında 25,2 milyar dolar değerinde makine ihraç ederken bu rakam 2012 yılında, yüzde 1,6 azalarak 24,8 milyar dolara geriledi. En fazla makine ihracatı yapan ASEAN Ülkeleri listesinin dördüncü sırasında bulunan Vietnam, 2012 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 83,9 artışla 7,6 milyar dolar değerinde makine ihraç etti. Vietnam’ın 2011 yılı ihracatı 4,1 milyar dolardı. Listenin beşinci sırasındaki Filipinler 2011 yılında 5 milyar dolar değerinde makine ihraç ederken bu rakam 2012 yılında yüzde 44,3 artışla 7,3 milyar dolara yükseldi. Altıncı sıradaki Endonezya’nın ihracatı 2012 yılında, bir önceki yıla oranla yüzde 6,2 artış göstererek 6,1 milyar dolara yükseldi. Endonezya 2011 yılında 5,7 milyar dolarlık makine ihracatı gerçekleştirmişti. Listenin yedinci sırasındaki Brunei’nin 2011 yılında makine ihracatı bulunmazken 2012 yılında 62 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. En fazla makine ihracatı yapan ASEAN Ülkeleri listesinin sekizinci sırasındaki Mynmar 2011 yılında 13 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştirirken bu rakam 2012 yılında yüzde 77,5 artışla 23 milyon dolar seviyesine yükseldi. Dokuzuncu sıradaki Kamboçya 2012 yılında 13 milyon dolarlık makine ihracatı gerçekleştirdi.Yüzde 46,7 ihracat artışının yaşandığı Kamboçya’nın 2011 yılı makine ihracatı 9 milyon dolardı. Listenin son sırasındaki Laos’un 2012 yılı makine ihracatı 7 milyon dolar olarak kaydedildi. ASEAN Ülkeleri arasında 2011 yılına oranla, 2012 yılında makine ihracatını en fazla artıran ülke yüzde 83,9 ile Vietnam oldu. ASEAN Ülkelerinin 2012 yılında en fazla makine ihraç ettiği ülkeler sırasıyla Çin, ABD ve Hong Kong olarak kayda geçti. Listenin ilk sırasında Çin’e yönelik ihracat 2011 yılında 25,6 milyar dolarken 2012 yılında  bu rakam, yüzde 4,6 artarak 26,7 milyar dolara yükseldi. İkinci sıradaki ABD’ye yönelik ASEAN Ülkelerinin ihracatı 2012 yılında 17,5 milyar dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 15,9 milyar dolardı. ABD’ye yönelik makine ihracatındaki artış yüzde 10,2 oldu. Üçüncü sıradaki Hong Kong’a yönelik makine ihracatı 2011 yılında 8,5 milyar dolarken bu rakam 2012 yılında yüzde 4,2 artışla 8,9 milyar dolar rakamına yükseldi. ASEAN Ülkelerinin Türkiye’ye yönelik makine ihracatı 2011 yılında 554 milyon dolarken bu rakam 2012 yılında yüzde 8,3 artış kaydederek 600 milyon dolara yükseldi. Türkiye, ASEAN Ülkelerinin en fazla makine ihraç ettiği ülkeler listesinin 27. sırasında yer alıyor. ASEAN Ülkeleri 84. fasılda, 39,2 milyar dolarla en fazla otomatik bilgi işlem makineleri, üniteleri kaleminde ihracat gerçekleştirdi. Listenin ikinci sırasında ise 84.69 ila 84.72 pozisyonlarındaki makine ve cihazlardakullanılmaya elverişli aksam-parça-aksesuarları yer alıyor. Söz konusu ürün grubunda gerçekleşen ihracatın değeri 20,3 milyar dolar olarak kayda geçti. Listenin üçüncü sırasındaki baskı yapmaya mahsus makineler; kopyalama ve faks makineleri; bunların aksam, parça ve aksesuarları ürün grubunda ASEAN Ülkelerinin toplam ihracatı ise 15,4 milyar dolar oldu.


ASEAN ÜLKELERİ ARASINDA EN FAZLA MAKİNE İTHAL EDEN ÜLKE SİNGAPUR
ASEAN Ülkelerinin ithalatında makine sektörü, mineral yağlar-yakıtlar ve elektrikli cihazlardan sonra yüzde 13’lük pay ile üçüncü sırada yer alıyor. ASEAN Ülkelerinin 2012 yılı makine ithalatı bir önceki yıla göre yüzde 11 artarak 162,8 milyar dolar seviyesine yükseldi. 2011 yılında bu rakam 146,7 milyar dolardı. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında en fazla makine ithalatı gerçekleştiren ülke 50,2 milyar dolarla Singapur oldu. Singapur’un ithalatındaki artış yüzde 2,8 oldu. 2011 yılında söz konusu ülke 49,1 milyar dolarlık makine ithal etmişti. Listenin ikinci sırasındaki Tayland 2011 yılında 28,3 milyar dolarlık makine ithal ederken bu rakam, 2012 yılında 26,8 artarak 35,9 milyar dolar oldu. Üçüncü sıradaki Endonezya’nın 2012 yılı makine ithalatı 28,4 milyar dolar olarak kaydedildi. Yüzde 15 ithalat artışının yaşandığı ülkenin 2011 yılı ithalatı 24,7 milyar dolardı. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında  en fazla makine ithalatı gerçekleştiren dördüncü ülke Malezya oldu. Malezya’nın 2012 yılı ithalatı yüzde 3 artışla 23,4 milyar dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 22,7 milyar dolardı. Listenin beşinci sırasındaki Vietnam 2011 yılında 13,2 milyar dolarlık makine ithal ederken bu rakam, 2012 yılında yüzde 3 artışla 13,6 milyar dolara yükseldi. Altıncı sıradaki Filipinler 2012 yılında yüzde 31,1 artışla 7,3 milyar dolar değerinde makine ithal etti. 2011 yılında bu rakam 5,6 milyar dolardı. Yedinci sıradaki Mynmar’ın 2011 yılı makine ithalatı 1,9 milyar dolarken bu rakam 2012 yılında, yüzde 4,8 azalarak 1,8 milyar dolar seviyesine geriledi. Listenin sekizinci sırasındaki Laos’un makine ithalatı 2012 yılında yüzde 61,3 artışla 862 milyon dolar olarak kaydedildi. 2011 yılında bu rakam 534 milyon dolar seviyesindeydi. ASEAN Ülkeleri arasında 2012 yılında en
fazla 
makine ithalatı gerçekleştiren dokuzuncu ülke Kamboçya oldu. Söz konusu ülke 2011 yılında 412 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 12,7 artışla 464 milyon dolar olarak kaydedildi. Listenin 10. sırasında bulunan Brunei’nin 2011 yılında makine ithalatı bulunmazken 2012 yılında 393 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirdiği görülüyor. ASEAN ülkelerinin 2012 yılında en fazla makine ithal ettiği ülkeler sırasıyla Çin, Japonya ve Singapur oldu. Listenin ilk sırasındaki Çin’den 2011 yılında 29,3 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 12 artışla 32,8 milyar dolara yükseldi. ASEAN Ülkelerinin en fazla makine ithal ettiği ikinci ülke Japonya oldu. 2012 yılında söz konusu ülkeden yüzde 15,5 artışla 29,9 milyar dolar değerinde makine ithal edildi. 2011 yılında bu rakam 25,9 milyon dolardı. Listenin
üçüncü sırasındaki 
Singapur’dan 2011 yılında 18,6 milyar dolarlık makine ithal edilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 6,7 artışla 19,8 milyar dolar seviyesine yükseldi. Türkiye ASEAN Ülkelerinin makine ithalatında 38. sırada yer alıyor. ASEAN Ülkeleri Türkiye’den 2011 yılında 80 milyon dolarlık makine ithal ederken bu rakam 2012 yılında yüzde 14,2 artışla 92 milyon dolar seviyesine yükseldi. ASEAN Ülkeleri 84. Fasılda en fazla otomatik bilgi işlem makineleri bunlara ait birimler; manyetik veya optik okuyucular, verileri koda dönüştürücüler kaleminde ithalat gerçekleştirdi. Söz konusu kalemdeki ithalat rakamı 18,9 milyar dolar olarak kayda geçti. Listenin ikinci sırasındaki buldozerler, greyderler, toprak tesviye makineleri, skreyperler, mekanik küreyiciler, ekskavatörler kalemindeki ithalat rakamı ise 17,8 milyar dolar oldu. 9 milyar dolar ile ağır iş makine ve cihazlarının aksamı, parçaları ASEAN Ülkelerinin en fazla ithal ettiği üçüncü ürün grubu olarak kayda geçti.


TÜRKİYE’NİN MAKİNE İHRACATI YÜZDE 14 ARTTI
Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine ihracatında makine sektörü kalemi; mineral yağlar-yakıtlar, değirmencilik ürünleri ve demir çelik mal grubundan sonra dördüncü sırada yer alıyor. 84. fasıl itibariyle Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine 2012 yılı makine ihracatı yüzde 14 artarak 91,4 milyon dolara yükseldi. 2011 yılında söz konusu ülkelere gerçekleştirilen makine ihracatının değeri 80,2 milyon dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine yönelik makine ihracatının ilk sırasın da 84.07 veya 84.08 pozisyonlarındaki motorların aksam ve parçaları yer alıyor. Söz konusu ürün grubunda 2011 yılında 7,8 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 15,7 artışla 9 milyon dolar seviyesine yükseldi. Listenin ikinci sırasında bulunan borular, kazanlar, tanklar, depolar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler (vanalar) ve benzeri cihazlar mal grubunda 2012 yılında 8,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirildi. 2011 yılında söz konusu ürün grubundaki ihracatın değeri 7,1 milyon dolar seviyesindeydi. Borular, kazanlar, tanklar, depolar ve benzeri diğer kaplar için musluklar, valfler (vanalar) ve benzeri cihazlar kalemindeki ihracat artışı 18,5 olarak kaydedildi. Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine makine ihracatında ilk 10 ürün listesinin üçüncü sırasında ise tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihazlar ürün grubu yer alıyor. Söz konusu ürün grubunda 2011 yılında 739 bin dolarlık ihracat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 674,7 artış göstererek 5,7 milyon dolar seviyesine yükseldi. 2012 yılında Türkiye’nin ASEAN Ülkelerine yönelik makine ihracatında en fazla artış 674,7 ile tohum, hububat, kuru baklagilleri temizleme, tasnif etme ayıklama ve öğütmeye mahsus makine ve cihazlar ürün grubu bulunuyor. Türkiye’nin 2012 yılında ASEAN Ülkelerine yönelik ülke bazında makine ihracatının ilk üç sırasında ise 23,9 milyon dolarla Tayland, 21,5 milyon dolarla Endonezya ve 15,9 milyon dolarla Singapur bulunuyor.


TÜRKİYE’NİN İTHALATINDA TAYLAND İLK SIRADA
84. fasıl itibariyle 2012 yılında Türkiye’nin ASEAN Ülkelerinden en fazla ithal ettiği ürün grubu otomatik bilgi işlem makineleri bunlara ait birimler; manyetik veya optik okuyucular, verileri koda dönüştürücüler olarak kayda geçti. 2011 yılında söz konusu kalemden 142,2 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 22 artışla 173,4 milyon dolara yükseldi. Listenin ikinci sırasında yer alan klima cihazları (motorlu bir vantilatör ile nem ve ısıyı değiştirmeye mahsus tertibatı olanlar) kaleminde 2012 yılında 105,6 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirildi. 2011 yılında bu rakam 104,3 milyon dolar seviyesindeydi. Söz konusu mal grubunda yaşanan ithalat artışı 1,3 olarak kayda geçti. Türkiye’nin ASEAN Ülkelerinden makine ithalatında ilk 10 ürün grubu listesinin üçüncü sırasında baskı yapmaya mahsus makineler; kopyalama ve faks makineleri; bunların aksam, parça ve aksesuarları yer alıyor. 2011 yılında söz konusu ürün grubunda 84,5 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında, yüzde 8,8 azalarak 77,1 milyon dolara geriledi. 2012 yılında Türkiye’nin ASEAN Ülkelerinden makine ithalatında en fazla artış yüzde 458,2 ile 84.02 veya 84.03 pozisyonlarındaki kazanlarla birlikte kullanılmaya mahsus yardımcı cihazlar kaleminde yaşandı. 2011 yılında söz konusu ürün grubunda 6 bin dolarlık ithalat gerçekleştirilirken bu rakam 2012 yılında 26,7 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin 2012 yılında ASEAN Ülkelerinden ülke bazında makine ithalatının ilk üç sırasında ise 256,9 milyon dolarla Tayland, 113,2 milyon dolarla Malezya ve 83,6 milyon dolarla Vietnam bulunuyor. Türkiye’nin 2011 yılında ASEAN Ülkelerinin tamamından gerçekleştirdiği makine ithalatı 554,2 milyon dolarken bu rakam 2012 yılında, yüzde 8,2 artışla 599,5 milyon dolar seviyesine yükseldi.

“HERHANGİ BİR SORUNLA KARŞILAŞMIYORUZ”
SALİH GÜLSOY
ALTUNTAŞ DIŞ TİCARET UZMANI
Faaliyet hayatına 1981 yılında tavuk kafesi üretimiyle başlayan firmamız, ilerleyen yıllarda üretim yelpazesine aksiyal fanları da ekleyerek Alfan markasıyla Türkiye’de fan üretimi yapan ilk kuruluş oldu. Bünyesinde kurulan OBİAL şirketiyle çelik silo üretimi de gerçekleştiren firmamız dünyanın 70’ten fazla ülkesine ürünlerini ihraç ediyor. Bugüne kadar makinelerimizi ASEAN Ülkeleri içinde Endonezya, Filipinler, Malezya, Singapur ve Tayland gibi ülkelere gönderdik. Ürünlerimiz söz konusu ülke makamlarının belirlediği standartları taşıdığı için ihracatla ilgili herhangi bir sorunla karşılaşmıyoruz.


“12 YILDIR İHRACAT YAPIYORUZ”
GÖKHAN PAYAŞLI
SİNCANLI DIŞ TİCARET İHRACAT MÜDÜRÜ
Firmamız 37 yılı aşkın bir süredir traktör yan sanayi yedek parçaları üretimi ve pazarlaması alanında hizmet veriyor. 20 binin üzerinde ürün çeşidi bulunan Sincanlı, ürünlerini AGPO markası altında pazara sunuyor. Dünyanın farklı noktalarında birçok ülkeye ürünlerimizi gönderiyoruz. Traktör yedek parçaları ihraç ettiğimiz ülkelerden biri de Filipinler. Söz konusu ülkeye yaklaşık 10 yıldır satış yapıyoruz. İhracatta kayda değer bir sorun yaşamıyor olsak da, gelir seviyesi oldukça düşük olduğu için Filipinler’in karlı bir pazar olduğu söylenemez.


“REKABETİN YOĞUN OLDUĞU BİR PAZAR”
ÇAĞLAR ÇELİKBİLEK
AKON HİDROLİK SATIŞ MÜDÜRÜ
Mobil hidrolik sektörüne yönelik valf ve komponent üretmek amacıyla 1980 yılında İzmir’de kurulan Akon Hidrolik, 32 yıllık deneyimle sektörde en geniş ürün gamına sahip üreticilerden biri konumunda. Firmamız bugün üretiminin yüzde 55’ini aralarında ABD, Arjantin, Almanya, Avustralya, Çin, Güney Afrika, Güney Kore, Hindistan, İngiltere, İspanya, İran, Kanada, Tayland ve Vietnam’ın bulunduğu 35’in üzerinde ülkeye ihraç ediyor. 2008 yılında başlayan ihracatımız her yıl gelişerek devam ediyor. Vietnam’a ağırlıklı olarak hidrolik yön kontrol valfleri ihraç ediyoruz. Büyüyen bir pazara sahip olduğu için Vietnam’da yoğun bir talep mevcut. Fakat rekabetin yoğun yaşandığı pazarlara coğrafi yakınlığı, ürün fiyatları noktasında rekabetçi kalabilmeyi ve pazarda yer edinmeyi zorlaştıran etkenler.


Güneydoğu Asya’da küçük bir ada ülkesi olan Singapur, ayrı bir devlet olarak kurulduğu 1965 yılında elektrikli ürün montajı, petrol rafinerisi ve gemi inşa tesislerine dayalı bir ekonomiye sahipti. Singapur aradan geçen süre zarfında uzun vadeli plan ve politikalarının da etkisiyle önemli atılımlar gerçekleştirerek bölgede önemli bir finans ve ticaret merkezi konumuna ve gelişmiş ülke statüsüne ulaştı. 1967 yılında kurulan ilk yarı iletken fabrikası, 1960’ların sonları ve 1970’lerin başında petrol rafinerileri alanında yaşanan önemli gelişmeler, 1980 yılında bilgisayar disk sürücüsü üreten ilk tesisin faaliyete geçmesi (Singapur’un bu alanda dünyanın en büyük üreticisi haline gelmesi) ve 1990’lı yıllarda elektroniğin başat sektör haline gelmesi; ülkenin ekonomik gelişimindeki önemli dönüm noktalarıdır. Özellikle 2001 ve 2003 yıllarında yaşanan ekonomik sıkıntılara karşın, imalat sanayisindeki hızlı büyüme dikkat çekicidir. Singapur ekonomik olarak çok kısa bir süre içinde yapılanarak; dünya çapında önemli bir liman ve serbest ticaret merkezi, dünyanın önemli petro-kimya ve elektronik üreticilerinden birisi, bölgede başarılı bir finans ve bankacılık merkezi, gelişen ticaret koşullarına uyum ve hızlı adaptasyon kabiliyetinin de etkisiyle dünya çapında önemli bir transit ticaret merkezi konumuna ulaştı. ABD, Japonya, AB ülkeleri gibi dünyanın gelişmiş ülkelerinin yanı sıra; Malezya, Endonezya, Çin, Hong Kong, Hindistan, Tayvan, Tayland ve Avustralya gibi bölge ülkeleri ile güçlü ekonomik ve ticari bağları, Singapur’un konumunu güçlendiren faktörlerdir. 350 milyar dolar civarındaki ithalatı, Singapur ekonomisinin gelişmişlik düzeyi ve ülkenin dış ticarete açıklığı konusunda da önemli ipuçları veriyor. GSYİH’sinin üç katı oranında ticaret hacmine sahip olan ve dışa açıklık noktasında dünyadaki en liberal ülkeler arasında yer alan Singapur, ithalatının yaklaşık yarısını re-export yoluyla özellikle bölge ülkelerine ihraç ediyor. Bu özelliği nedeniyle Singapur, yüksek gelir düzeyine sahip tüketicilerden oluşan dinamik iç pazarının yanı sıra, özellikle bölge ülkelerine ulaşabilmek açısından pek çok ülke tarafından bir merkez olarak kullanılıyor. Bu çerçevede, başta Güneydoğu Asya ülkeleri olmak üzere bölgeye yönelik ihracatın geliştirilebilmesi için Singapur’un lojistik imkanları ile güçlü ekonomik ve ticari bağları Türkiye açısından önemli fırsatlar sunuyor. Singapur ekonomisinin yüzde 68,8’ini hizmetler, yüzde 26’sını imalat sanayi, yüzde 5,2’sini ise konut sahipliği meydana getiriyor. Ülkenin sanayi üretiminde elektronik yüzde 26,3; kimyasallar yüzde 10,2; biyomedikal yüzde 22,2; hassas mühendislik yüzde 14; ulaşım mühendisliği yüzde 16,1; genel imalat sanayileri yüzde 11,2 oranlarıyla ön plana çıkıyor. 1965 yılında uygulamaya başlanan serbest ticaret politikaları sayesinde ülkenin dış ticaret hacmi hızla büyüyerek 1980’de 43 milyar dolar, 1990’da 113 milyar dolar ve 2011’de ise 775 milyar dolara ulaştı. Bununla birlikte, dışa açıklık ve dış ticaretin ekonomideki kapladığı yer, ülke ekonomisini global ekonomide yaşanan kriz ve dalgalanmalardan daha fazla etkilenmesine de neden oluyor. Singapur Asya Krizi’nden sonra en hızlı toparlanan ülkelerden biri oldu ve 2010 yılını yüzde 14,5 büyümeyle kapattı. Büyümede en büyük pay imalat sanayisindedir ve bu büyüme oranıyla Katar ve Paraguay’dan sonra üçüncü sırada yer alıyor. 2011 yılında yüzde 4,9 oranında genişleme olduğunu açıklayan Singapur Ticaret ve Sanayi Bakanlığı, 2012 yılı için yüzde 1 ile yüzde 3 olarak açıkladığı büyüme tahmininde ise herhangi bir değişikliğe gitmedi. Bölgesel ve ikili entegrasyonlar ile serbest ticaret anlaşmaları Singapur’un dış ticaret politikasının temel taşlarından birini oluşturuyor. Sahip olduğu geniş bölgesel entegrasyonlar ve serbest ticaret anlaşmaları ağı, Singapur’u bölge ülkelerinin yanı sıra, gelişmiş ekonomilere ve yeni pazarlara da bağlıyor. Singapur’un iç pazarının görece kısıtlı olmasından hareketle, ihracata dayalı büyüme modeli ülke açısından uygulanabilir tek seçenektir. Singapur, bir yandan 2015 yılında tek pazar haline dönüşerek dünyanın 11. büyük ekonomisi haline gelmesi hedeflenen ASEAN iç pazarının açık tutulması ve birlik içinde ekonomik bütünleşme sürecine hız verilmesi; diğer yandan da ABD, Çin, Japonya, Hindistan gibi klasik pazarlara alternatifler yaratılması hedefleri doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Güneydoğu Asya’nın ticaret merkezi konumundaki Singapur, aynı zamanda bölge ülkeleri ile Çin ve Hindistan gibi pazarlara ulaşmak açısından da önemli bir merkez görevi görüyor.

 

Çinhindi’ne açılan bir kapı olarak görülen Tayland’da sanayi sektörü ülke ekonomisinin yaklaşık olarak yarısını meydana getiriyor. Tarım sektörü ise Tayland ekonomisinin sadece yüzde 12’sini oluşturmasına rağmen ülkedeki işgücünün yaklaşık olarak yarısını istihdam ediyor. Ülkede ürün ihracatı 1990’larda gerçekleştirilen yatırımlarla emek-yoğun tekstil sektöründen bilgisayar aksesuarları ve otomobil parçaları gibi teknoloji-yoğun ürünlere doğru kaydı. Turizm gelirleri de ülke ekonomisinde oldukça önemli bir yer tutar. Tayland, aynı zamanda dünyanın en büyük pirinç ihracatçısıdır. Geleneksel olarak tarımsal ihracata dayalı olan Tayland ekonomisi, 1998 yılına kadar geçen 25 yıllık süre içinde Güneydoğu Asya’nın seçkin ekonomilerinden biri haline dönüştü. 1970’li yıllarla birlikte aktif yabancı sermaye teşviki, ithal ikamesine dayalı bir sanayi sektörü yarattı. 1980’li yıllarda tekstil ve hazır giyim gibi emek-yoğun üretime dayalı ürünlerin yer aldığı ihracat odaklı imalat sektörü gelişmeye başladı. 1990’lı yıllardan sonra en büyük büyüme bilgisayar aksesuarları ve motorlu araç parçaları gibi teknoloji ürünlerinde gerçekleşti. 1996 yılından beri ardı ardına gelen yönetim değişiklikleri, sanayinin daha yüksek katma değerli üretim için gereken teknolojiyi uyarlamasına engel oldu. 1990’larda Tayland para birimi bahtın, güçlenen dolara endekslenmesi düşük maliyetli mallarda rekabet gücünü eritti fakat ithalata bağımlı yüksek teknoloji ürünleri ortaya çıkan açığı dolduramadı. Rekor seviyelere ulaşan cari açıklar ve bunu finanse etmek için kısa vadeli sermaye girişine bağımlılık, 1997-1998 yıllarında kur kargaşasına yol açtı. Ekonomik performans verilerine göre Tayland ekonomisinin 2001 yılındaki yüzde 2,2 oranındaki büyüme hızı toparlanarak sürekli bir büyüme eğrisiyle 2004 yılı sonunda etkileyici bir seviye olan yüzde 6,3 oranını yakaladı. Bu başarı büyük ölçüde son dört yıl içindeki ekonomi yönetiminde sürükleyici olan ve ikili izleme politikası (dual track policy) olarak bilinen uygulamaya bağlanır. 2009 yılında gerçekleşen küresel ekonomik krizin etkisiyle ülke ekonomisi yüzde 2,3 oranında küçülse de 2010 yılında bir önceki yıl gerçekleşen resesyondan sonra kendisini toparlayarak son 15 yılın en büyük büyüme oranı olan yüzde 7,8’lik bir oranı yakaladı. 2011 yılında Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami ile bozulan tedarik zincirine ve Tayland’da yaşanan sel felaketine bağlı olarak ekonominin büyüme hızı yüzde 0,1’e düştü. 2012 yılında 6,5’e çıkan büyüme, bir önceki yıl sel felaketine bağlı olarak düşük kalan büyümeyle kıyaslandığında hızlanmış olsa da, 2013 yılında aynı hızda devam etmesinin zor olduğu düşünülüyor. Türkiye’nin Tayland’a ihracatında, buğday/mahlut unu ilk sırada yer alırken ikinci sırada naylon, polyamid, polyester vb. esaslı iç ve dış lastiği için mensucat bulunuyor. Vulkanize kauçuktan boru ve hortumlar da ihraç ettiğimiz ürünler sıralamasında üçüncüdür. Türkiye halihazırda Tayland’ın en büyük ikinci un tedarikçisidir. Tayland’dan gerçekleştirilen ithalat 2008 yılında yaklaşık 1,5 milyar dolar ile en yüksek seviyesine ulaştı. 2009 yılında gerçekleşen küresel kriz ile birlikte bu miktar 1 milyar doların altına düştü ve 2010 yılında ise 1,2 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2012 yılında Tayland’dan ithalatımız 1,3 milyar dolar oldu. Dünya’nın en büyük kauçuk ihracatçısı olan Tayland’dan en çok ithal ettiğimiz ürün kauçuktur.

 

Doğal kaynaklar açısından zengin bir ülke olan Malezya, 29 milyonluk nüfusa sahip. Nominal GSYİH içindeki yüzde 48,3 payıyla hizmetler sektörü, ekonominin ana damarıdır. Bazı tarım ürünleri ile dünya pazarlarında hakim durumda olan ülke aynı zamanda dünyanın önemli kauçuk üreticilerinden birisi ve dünyanın ikinci büyük palm yağı üreticisidir. Elektronik ürünler en önemli ihracat kalemi olmasına karşın, üretim, ağırlıklı olarak ithal ara mallara bağımlıdır. 2020 yılında gelişmiş ülke statüsüne geçme hedefinde olan Malezya, ihracattaki yerli katma değeri artırmayı hükümet politikası olarak uygulamaya devam ediyor. Buna karşın, elektronik ürünlerin çok büyük oranda ihracat amaçlı üretilmesi, küresel talepteki dalgalanmalara karşı sanayiyi hassas bir durumla karşı karşıya bırakıyor. İhracatın GSYİH’ye oranı yüzde 75 seviyesindedir ve bu oran uluslararası standartlara göre yüksektir. Özel tüketim, harcamalar bakımından ekonomik büyümenin en büyük faktörü olsa da ülkede dış ticaretin önemi de oldukça büyük. Özellikle toplam ihracatın içinde yüzde 50’ye yakın bir paya sahip olan elektrikli ve elektronik ürünler önemli bir dış ticaret kalemidir. Malezya’nın son yıllarda, gelişmiş ülkelerdeki şirketlerin bazı operasyonel faaliyetlerini düşük maliyetli merkezlere kaydırma eğiliminden oldukça faydalandığı görülüyor. Doğrudan yabancı yatırım akışının büyük bir kısmı imalat sanayisine yönelmiş olsa da son yıllarda hizmetler sektörünün aldığı pay devamlı olarak artıyor. Bununla beraber, yabancı yatırımı çekmek için Malezya, bölgesel rakipleri ile rekabet halinde. Malezya, bilgi tabanlı bir ekonomi hedefine paralel olarak; yüksek bilgi içerikli sanayilere ve yüksek katma değerli imalat sanayisine yatırım çekme konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Malezya ekonomisinin 2013-2017 döneminde düzenli bir büyüme göstermesi bekleniyor. Güçlü işgücü pazarı özel tüketimin büyümesini sağlarken, ülkede yeni altyapı projelerinin başlayacak olması da yatırım harcamalarının artmasını hızlandıracak. Dört yıllık dönem boyunca mal ve hizmet ihracatının yıllık ortalama yüzde 7,5 oranında artması bekleniyor. Ancak dönem boyunca ithalatın büyüme oranının daha yüksek olması tahmin edildiğinden ihracatın ekonomik büyümeye pozitif katkısı olmayacak. Malezya’da 2013 yılı itibariyle büyüme oranının yüzde 4,4 olacağı öngörülüyor. Büyümenin, Malezya’nın tüm işgücünün yüzde 10’unu oluşturan yaklaşık 1,3 milyon kamu çalışanının maaşlarına yapılan artışlar sonucu özel tüketimin artmasıyla desteklenmesi bekleniyor. Malezya gümrük işlemlerinde ürün sınıflandırması ve gümrük oranları için armonize sistemi kullanıyor. Ayrıca ülke ASEAN Ülkelerine tercihli gümrük vergileri uyguluyor. Malezya’nın serbest ticaret anlaşmaları 1993 yılında AFTA (ASEAN Ülkeleri Serbest Ticaret Anlaşması) ile başlar ve bugün itibariyle Japonya, Pakistan, Yeni Zelanda, Hindistan, Şili, Avustralya ile imzaladığı ikili serbest ticaret anlaşmaları mevcuttur. Malezya, Türkiye ve AB ile ise serbest ticaret anlaşmaları konusundaki görüşmelere devam ediyor.

 

Güneydoğu Asya’da Çinhindi Yarımadası’nın doğu kesiminde yer alan Vietnam 88 milyonluk nüfusuyla, yoğunluk bakımından Güneydoğu Asya’da Singapur ve Filipinler’den sonra üçüncü sıradadır. Vietnam, özellikle savaş sonrasında, ekonomide ve uluslararası sisteme entegrasyonda önemli aşamalar kaydetti. 1986 yılında Komünist Parti’nin altıncı kongresinde kabul edilen ekonomik değişim (Doi Moi) politikası ile özel sektörün desteklenmesi kararı alınarak bu yönde politikalar geliştirildi. Ülkede son yıllarda ekonomik büyüme ortalama yüzde 6-7 civarında seyrediyor. Bu oran sanayi üretiminde yüzde 13-14 civarındadır. Vietnam dünyada en yüksek büyüme oranına sahip ülkelerden biridir. 2012 yılında sanayi, GSYİH içindeki yüzde 40,6 payı ile Vietnam ekonomisinde en büyük sektör haline geldi. Ülkede petrol, madencilik, inşaat ve tekstil en önemli sanayi sektörleri arasında bulunuyor. Tarım sektörünün GSYİH içindeki payı yüzde 21,6 oranındadır.Vietnam’ın en önemli ihraç malları arasında kahve, pirinç ve biber gibi tarımsal ürünler bulunuyor. Tarım sektörünün GSYİH içindeki payı oldukça düşük olmasına rağmen toplam işgücünün yüzde 54’ü tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörlerinde çalışır. Hizmetler sektörünün reel GSYİH içindeki payı yüzde 37,7 oranındadır. Vietnam’ın 2001 yılında ASEAN Serbest Ticaret Anlaşması’nı imzalaması ve 2007 yılında (Dünya Ticaret Örgütü) DTÖ üyesi olması ülkenin ekonomik ve ticari rejiminde önemli değişikliklere neden oldu. DTÖ üyeliği, Vietnam’ın dış ticaret sisteminin liberalleşmesini, dış pazarlara giriş imkanlarının kolaylaşmasını ve bu sayede özellikle tekstil ve hazır giyim ihracatının artmasını sağladı.Ayrıca ülke doğrudan yabancı sermaye yatırımları bakımından daha cazip hale geldi. Bununla birlikte DTÖ üyeliği, fikri mülkiyet haklarının korunması, kamu iktisadi teşekküllerinin özelleştirilmesi gibi konularda yasal düzenlemeler yapma zorunluluğunu da beraberinde getirdi. DTÖ üyeliğinin, düşük döviz rezervleri nedeniyle, ülke ekonomisini dış şoklara daha açık ve fiyat dalgalanmaları bakımından daha kırılgan hale getireceğine dikkat çeken uzmanlar aynı şekilde iç piyasanın uluslararası rekabete açılmasının da, ülkedeki KOBİ’lerin zayıf ve rekabetçi olmayan yapıları nedeniyle varlıklarını sürdürmelerini zorlaştıracağına dikkat çekiyor. Vietnam’da kamu kurumları; enerji, telekomünikasyon, havacılık ve bankacılık gibi önemli ve hassas sektörlerde çoğunluk hisselere sahip olmayı sürdürmeye devam ediyor. Vietnam Hükümeti, devlet kuruluşlarının ve firmalarının performansını artırmak için çeşitli politikalar uygularken kamu iktisadi teşekküllerinin bir kısmının da özelleştirme çalışmalarına devam ediyor. Ülkede 2012 yılında GSYİH’nin büyüme oranı yüzde 5 olarak gerçekleşti. Bu oran 1999’dan beri Vietnam için en düşük büyüme oranıdır. 2013 yılının ilk yarısında büyüme oranı daha da yavaşlayarak yıllık bazda yüzde 4,9 oldu. Ayrıca belirsiz politikalar sebebiyle daha önce büyümede büyük etkisi olan doğrudan yabancı yatırımlarda da düşüş gözleniyor.

 

880’inde yerleşim bulunan 7107 ada ve adacıktan oluşan Filipinler, Güney- Doğu Asya’nın gelişme yolundaki ülkeleri arasında yer alıyor. Serbest pazar ekonomisinin uygulandığı ülkede bir kaç sektörde tüketiciyi korumaya yönelik düzenleyici mekanizmalar kullanılıyor. 2011 yılı itibariyle,
hizmet sektörü GSYİH’nin yüzde 55,8’ini, sanayi sektörü yüzde 31,4’ünü, tarım sektörü ise yüzde 12,8’ini oluşturuyor. Son yıllarda
ülkede hizmetler sektörü hızlı bir gelişim gösterdi. Hızla gelişen Asya ekonomilerindeki, büyümenin ana etmenlerinden biri, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana yüksek düzeyde seyreden yatırımlar oldu. Ülkede 2012-2016 döneminde yabancı yatırımların; yasal düzenlemelerden çok siyasi istikrar, hükümet politikaları ve ticari şeffaflık algılarına bağlı olacağı tahmin ediliyor. 2013-2016 döneminde GSYİH büyüme oranının yurt içindeki toparlanma ve küresel ekonomik düzelme ile birlikte ortalama yüzde 5,9 olması bekleniyor. Filipinler’de uygulanan ekonomi politikalarının başlıca amacı, sürdürebilir temelde bütçe gelirlerini artırmak olarak gösteriliyor. Fakat son yıllarda vergi gelirlerinin GSYİH’nin yüzde 14’ü civarında olması, hükümetin fiziksel ve sosyal altyapı için yeterince yatırım yapmadığının göstergesi olarak değerlendiriliyor. Filipinler’de son bir kaç yıldaki büyümenin ana nedeni ise özel tüketimdeki artış oldu. Bu durumun en önemli sebebi ise Filipinli işçilerin yurt dışından gönderdikleri paralardaki artıştır. 2011 yılında özel tüketim GSYİH’nin yüzde 73,7’sini oluşturdu. Ekonomi aynı zamanda güçlü ihracat artışı ile özellikle de toplam ihracatın yaklaşık üçte ikisini oluşturan elektronik mallar ihracatıyla da desteklendi. Hükümetin tüketim harcamaları ise 2011 yılında GSYİH’nin yüzde 9,6’sını oluşturdu. Filipinler ASEAN üyesi olarak, ASEAN Serbest Ticari Alanı’nın tesisi için, yükümlülükleri doğrultusunda birlik üyesi menşeli mallarda gümrük vergilerini ve tarife

dışı engelleri kaldırdı. ASEAN Ülkeleri 2015 yılına kadar ASEAN Ekonomik Topluluğu’nu gerçekleştirmekte mutabakat sağladı. Bu doğrultuda, Filipinler Armonize Tarife Cetveli’ndeki ürünlerin yüzde 99’unda gümrük vergilerini ASEAN ülkeleri için tamamen kaldırdı. Filipinler diğer taraftan, ASEAN’ın Çin, Güney Kore ve Avustralya-Yeni Zelanda ile yapmış olduğu serbest ticaret anlaşmalarında, bu ülkeler menşeli mallar için öngörülen tercihli gümrük vergi oranlarını uygulamaya başladı.

 

 

Endonezya; Çin, Hindistan ve ABD’nin ardından 240 milyon nüfusuyla dünyanın en kalabalık dördüncü ülkesidir. Bağımsızlığını 1945’te kazanan Endonezya, 1950’li ve 1960’lı yıllarda yaşadığı büyük ekonomik sorunların ardından iktisadi hedeflerini beş yıllık kalkınma planları ile belirliyor. Kararlı iktisadi idare ülkenin istikrarlı bir büyüme oranı tutturmasını sağladı.1970-1996 döneminde yıllık yüzde 6’nın üzerinde büyüyen
Endonezya, 1960’larda fakir ülkeler arasında yer alırken 1996 yılında ulaştığı bin 150 dolarlık kişi başına düşen milli gelirle orta gelirli ülkeler sınıfına yükseldi. Zengin doğal kaynakları, artan nüfusu ve son 25 yılda gösterdiği büyüme performansı ile Uzakdoğu’nun kaplanları arasında sayılan Endonezya, 1997 yılı ortalarında baş gösteren Asya Krizi sonrasında yabancı yatırımcıların dikkatini çekti. Endonezya’nın dengeli bir ekonomiye sahip olmasında sanayi sektörünün rolü büyüktür. Ülkede birçok mineral kaynak bulunması ve bunun son 30 yıl içinde oldukça hızlı bir şekilde değerlendirilmesi, madencilik sektörünün ödemeler dengesindeki katkısını artırıyor. Ülkede 1980’lerin ortalarında hızlı gelişmeye başlayan imalat sanayisi 1991 yılında ilk kez tarım sektörünü geride bıraktı. 2012 yılı içinde imalat sanayisi GSYİH’de yüzde 46,9 oranında paya sahip oldu. 2012 yılında hizmetler sektörünün GSYİH içindeki payı yüzde 38,6 iken tarım sektörünün payı yüzde 14,4 olarak kaydedildi. Ülke turizminin zaman içinde gelişmesi ise hizmetler sektörünün payının artmasını sağladı. Endonezya’nın ulusal ekonomisi içinde pek çok kamu teşebbüsü faaliyet gösteriyor. Dünya Ticaret Örgütü’ne 1995 yılında üye olan Endonezya, ithalatta ASEAN Ülkeleri ve ASEAN Ülkeleri dışı ülkeler için ayrı gümrük tarife oranları uyguluyor. Endonezya’nın ortalama tarife bağlama oranı 2008 yılında yüzde 37’dir. Buna karşın uygulamada vergiler ortalama yüzde 7-8 civarındadır. ASEAN Ülkelerinin dış ticarette birbirlerine uyguladıkları genel preferans sistemi bu ülkeler arasındaki ticareti arttıran bir unsurdur. Her ne kadar bazı malların ithalatı yasaklanmış veya kotalar ile sınırlanmış olsa da Endonezya göreceli olarak açık bir ekonomiye sahiptir. Bazı malların ithalatını ise sadece yetkiye sahip ithalatçılar gerçekleştirebiliyor. Endonezya, ithalatı düzenlemek amacıyla ithal edilecek ürüne duyulan ihtiyaç ve niteliklerine göre değişen gümrük tarifeleri ve sürşarjlar uyguluyor. 2004’te duyurulan yeni gümrük tarife indirim programına göre tarifeler; “ASEAN Dışı Tarifeler” ve “ASEAN Tarifeleri” olmak üzere ikiye ayrılır. Otomotiv ürünleri ve alkol gibi hassas ürünler dışındaki ürünlerin çoğunda ASEAN dışı tarifeler yüzde 0, yüzde 5 ve yüzde 10 oranlarında sabitlenmiş durumdadır. ASEAN tarifeleri ise çoğunlukla yüzde 0, yüzde 2,5 ve yüzde 5 olarak uygulanır. Hükümet, ithal edilen ve iç piyasada üretilen tüm mallarda yüzde 10 oranında bir katma değer vergisi ve lüks mallara yüzde 10 ila yüzde 75 arasında değişen oranlarda satış vergisi uyguluyor. Endonezya, 1986’dan bu yana yerli ihracatçıların gerekli girdileri rekabet edebilir fiyatlar ile ithal edebilmelerini sağlamak çin sermaye malları ve ara malların ithalatını aşamalı olarak kolaylaştırdı. Öte yandan Endonezya’nın ASEAN çerçevesindeki yükümlülüklerini yerine getirmesini sağlamak amacıyla, tarifelerin düşürülmesi süreci de devam ediyor. İthal malları için tüm vergiler ithal noktalarında tahsil edilir ve ithalat vergileri de dahil olmak üzere ürünün değerine göre hesaplanır. İthalat, ihracat ve dağıtım sektöründe çoğunlukla Endonezyalılar faaliyet göstermesine rağmen doğrudan yatırım yapan yabancı firmalar da özel bir lisansla ülkede faaliyette bulunabiliyor.

Resmi tahminlerine göre 2011 yılı nüfusu 422 bin 700 kişiden oluşan Brunei, geniş petrol ve doğal gaz rezervleriyle dikkat çeken bir ülkedir. Ayrıca ülke önemli bir balıkçılık potansiyeline sahip. Brunei’de ormancılık ve kereste de önemli bir kaynak olsa da, kereste imalatına sadece ülke içi ihtiyaçların karşılanması için izin veriliyor. Brunei’nin en önemli gelir kaynağı petrol ve doğal gazdır. Bu iki kalemin
GSYİH’ye katkısı yüzde 50’nin üzerindedir ve ihracatın yüzde 90’ından fazlasını kapsar. Brunei Asya ve ASEAN ekonomileri arasında kişi başına gelirin en yüksek olduğu ülkelerden birisidir. Hükümet vatandaşlarının tüm sağlık hizmetlerini ve üniversite dahil tüm eğitim masraflarını karşılar. 2012-2013 döneminde Brunei ekonomisinin ticaret ve bütçe fazlası vermesi bekleniyor. Petrol gelirlerinin yurt dışı yatırıma yönlendirilmesi nedeniyle ülkenin büyük miktarda deniz aşırı yatırımı mevcuttur. Brunei’nin uzun vadeli görünümündeki en önemli durum, petrol rezervlerindeki azalma nedeniyle ekonomiyi enerji sektöründen enerji dışı sektörlere doğru çeşitlendirme gerekliliğidir. Hükümetin yabancı yatırım çekmek için yeterli finansal kaynakları mevcut olmasına rağmen enerji dışı sektörlerdeki gelişme yine de yavaş seyrediyor. Ülkenin GSYİH’sinin sadece yüzde 1’inden az bir bölümünü tarım sektörü oluşturur ve gıda ihtiyacının yüzde 80’i ithal edilir. Orman ürünleri ve balıkçılık ise Brunei’deki diğer önemli tarımsal sektörlerdir. Ülkenin yüzde 80’i ormanlarla kaplıdır. Ancak bu ormanların yüzde 60’ı ticari ormancılığa uygun değildir. Ormancılık başlıca ihracat sektörler içinde üçüncü sırada yer alır. Brunei’nin zenginliği hidrokarbon rezervlere dayanır. 2010 yılında günde 159 bin 400 varil petrol, 11,5 milyar metreküp doğal gaz üretildiği tahmin ediliyor. Hesaplamalara göre Brunei 1,1 milyar varil petrol ve 390 milyar metreküp doğal gaz rezervine sahiptir.

Myanmar, bağımsızlığını kazandığı 1948 yılından 1962 yılına kadar (1958- 1960 arasındaki askeri idare hariç) demokrasi ile yönetildi. Ülke 1962- 2011 döneminde ise doğrudan askeri yönetimlerle idare edildi. Askeri cunta rejimi 1989’da ülkeye İngilizler tarafından verilen “Burma” veya “Birmanya” ismini, ülkede Birmanlar’dan başka halkların da yaşadığını belirtmek için “Myanmar Birliği” olarak değiştirdi. ABD, Avustralya, İrlanda ve İngiltere isim değişikliğini tepkiyle karşılayarak cunta rejimi seçilerek iş başına gelmediği için yeni ismi tanımadı. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler, 1989’da isim değişikliğini kabul etti. Avrupa Birliği ise alternatifli olarak “Burma/ Myanmar” ismini kullanmaya devam ediyor. Nüfusun yaklaşık yüzde 32’sinin yoksul olduğu Myanmar, Güneydoğu Asya’nın en fakir ülkesidir. Ekonomik anlamda kötü yönetilen ülke, doğal kaynaklarına rağmen dünyanın en fakir ülkelerindendir. Bankacılık sektörü kırılgandır ve çok da büyük olmayan el sektör, belirsiz politik çevre ve bozuk pazar koşulları ile karşı karşıyadır. Enflasyon oranı yüksektir. Ülkenin karşı karşıya olduğu makroekonomik sorunların arasında milli parasının aşırı değerli olduğu kur sistemi, bütçe ığı, ticari kredi olmaması, piyasa dışı faiz oranları, öngörülemeyen enflasyon,güvenilmez ekonomik veriler ve ulusal hesapların bağdaştırılamaması bulunuyor. Myanmar’ın yetersiz yatırım rtamı; doğalgaz, elektrik üretimi, kereste ve madencilik sektörleri dışında yabancı yatırımcıların çekingen davranmasına sebep oluyor. En verimli sektörler doğal maddelerin işlenmesine dayalı -özellikle petrol ve doğalgaz, madencilik ve kerestecilik- sektörlerdir. Özel bankalar, yerli ve uluslararası kısıtlamalar altında çalıştığı için özel sektörün kredilere erişimi sınırlıdır. ABD, AB ve Kanada’nın uyguladığı uluslararası finansal ve ekonomik yaptırımlar, ülkenin yeni var olmaya çalışan hazır giyim sektörünü negatif etkileyerek, bankacılık sektörünü izole etti ve Myanmarlı firmalarla iş yapma maliyetlerini oldukça artırdı. Myanmar dünyanın en büyük 10’uncu, Asya’nın ise birinci doğal gaz ihracatçısıdır. Doğal gaz ihracatı ülkenin döviz girdisinin en büyük kaynağıdır. Doğal gaz satışları GSYİH’nin yüzde 12,5’ini ve mal ihracatının yüzde 40’ını oluşturur. Myanmar’a yapılan yabancı yatırımların çoğunluğu petrol ve gaz sektörlerine yöneliktir ve ülkenin doğal gaz üretiminde önümüzdeki dönemde artış bekleniyor. ASEAN yükümlülükleri kapsamında Myanmar’ın ithalat üzerindeki tüm miktarsal kısıtlamaları kaldırması gerekiyor. Ancak yürürlükteki yasa uyarında hükümet ihracat ve ithalat lisansı isteyebiliyor. Hükümetin ithalat yapmak isteyen firmalardan öncelikle ihracat yaptıklarına dair kanıt istemesine ilişkin düzenlemede yakın zamanda bir nebze rahatlama oldu. Myanmar ASEAN üyesi olarak, Asean Serbest Ticaret Bölgesi (AFTA), ASEAN-Çin Serbest Ticaret Bölgesi, ASEAN-Avustralya-Yeni Zelanda Serbest Ticaret Bölgesi (AANZFTA) ve ASEAN-Hindistan Serbest Ticaret Bölgesi’nin parçasıdır. ASEAN’ın en az gelişmiş üyelerinden olan Myanmar’ın yükümlülüğü olan vergi indirimlerini gerçekleştirmek için 2015’e kadar zamanı vardır.

İşgücünün yaklaşık olarak yüzde 65-70’inin tarımla uğraştığı Kamboçya, 1993 yılından bu yana meşruti krallıkla yönetilen bir ülkedir. Tarım sektörü Kamboçya açısından hayati önem taşır ve ülke nüfusunun yüzde 80’i kırsal alanlarda yaşar. Kamboçya’da tarımın geliştirilmesi öncelikli hükümet politikalarından birisidir. Tarım sektörüne yönelik yoğun politikalar sayesinde sektör hızlı bir büyüme performansı yakaladı. Bu hızlı büyümenin önümüzdeki süreçte de devam edeceği öngörülüyor.2010 yılında yüzde 4,1 büyüyen tarım sektörü, ülkenin toplam çıktısının üçte birini üretir. Kamboçya’da sanayi daha çok tekstil ve konfeksiyon sektörüne dayanır. Tekstil ve konfeksiyon sektörü aynı zamanda Kamboçya’nın ihracatının da çok önemli bir kısmını oluşturuyor. Ancak, bu sektör işgücünün yüzde 4-5 civarını istihdam eder. Sanayi sektöründe 2011 yılında imalat ve gıda üretimi ve paketleme alanında üretim ve yatırımdaki artışa bağlı olarak hızlı bir büyüme yaşandı. 2009 yılındaki küresel finans krizine bağlı olarak düşüş yaşayan tekstil ve konfeksiyon sektörü, 2010 yılında tekrar büyümeye başladı. ABD’ye ihracat yüzde 28 oranında artarak 2,9 milyar dolara yükseldi. Aynı zamanda Avrupa ve Asya’dan gelen talep, ihracatta da artışa neden oldu. 2011’in ilk altı ayında tekstil ihracatı yüzde 32 artarak 1,8 milyar dolara yükseldi. ABD’ye ihracat yüzde 17 artarak 560 milyon dolara yükseldi. Avrupa’ya yönelik ihracat da yüzde 54 artarak 532 milyon dolar olarak kaydedildi. Kamboçya’nın dış ticaret hacmi, 1999’da ASEAN ve 2004’te DTÖ’ye üye olmasıyla birlikte her yıl artış gösteriyor. Ancak ülke ihracatı, ithalata bağımlı olduğu için ihracatla birlikte ithalat da artmaya
devam eder. Kamboçya’nın ithalatında ASEAN Ülkeleri ve diğer Asya ülkeleri ağırlıklı yer tutuyor. Kamboçya toplam ithalatının yüzde 34’ünü ASEAN üyesi ülkelerden gerçekleştirirken Çin’den yapılan ithalat ise toplam ithalatın yüzde 46’sını oluşturuyor. Kamboçya ile ülkemiz arasındaki ticaretin gelişememiş olmasının birçok sebebi vardır. İki ülke arasındaki mesafe, kültürel farklılıklar, her iki ülkenin de belli ülke gruplarıyla olan tarihsel yakınlıkları gibi sebeplere bağlı olarak ikili ticaret hacmi son yıllarda çok oransal artışlar yaşanmasına rağmen sınırlıdır. Türkiye’nin Kamboçya’ya ihracatındaki başlıca ürünler motorlu taşıtlar, petrol yağları ve bitümenli minerallerden elde edilen yağlar, yolcu taşımaya mahsus taşıtlar ve cam eşyadır.

 

Laos; Uzakdoğu’da denize sınırı olmayan, karalarla çevrili, çoğunluğu dağlık arazilerden oluşan bir Pasifik ülkesidir. Ülke 1986 yılından bu yana, serbest pazar ekonomisine geçişe yönelik “Yeni Ekonomik Mekanizma” (YEM) adıyla anılan bir ekonomik reform politikası uyguluyor. Bu sayede Laos, 1997 yılındaki Asya krizini takip eden birkaç yıl haricinde yüksek büyüme oranları yakaladı. Bununla birlikte, kişi başına düşen milli gelir 350 dolar civarındadır ve yüksek büyüme hızı halkın önemli bir kesimine olumlu şekilde yansımaz. Altyapıya yapılan yeni yatırımlara rağmen, özellikle kırsal kesimlerde yaşayan halk hala elektrik, temiz içme suyu, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden mahrum bir şekilde yaşamını sürdürüyor. Laos’un ekonomik kalkınma politikasının temel hedefi 2020 yılına kadar ülkeyi “En Az Gelişmiş Ülkeler” kategorisinden çıkarmak ve yoksulluğu ortadan kaldırmaktır. Birleşmiş Milletler (UN-HABITAT), Dünya Bankası ve ASEAN gibi uluslararası mekanizmaların yanı sıra Çin ve Tayland gibi bölge ülkelerinin de altyapı projelerine verdiği destekler, Laos’un kalkınma sürecinde önem taşıyan unsurlar olarak öne çıkıyor. Maden keşfinin yapıldığı alanlar Laos topraklarının yüzde 10’unu oluşturur. Nüfusunun yüzde 70’ini küçük çaplı çiftçilerin oluşturduğu Laos’ta dağlık ve engebeli alanlar fazla olmasına rağmen kısa vadede tarım arazisi sıkıntısı yaşanması beklenmiyor. Ancak tarım alanlarının zaman zaman yabancı iştiraklerin yatırımları için ayrılması, çiftçiler tarafından protestolarla karşılanıyor. Laos’ta imalat ve hizmetler gibi sektörlerde yatırımların artışına yönelik hükümet çeşitli destek programlarını yürürlüğe koydu. Ülke ekonomisi imalat alanında hazır giyim sektörünün egemenliğindedir. Fakat son dönemde ileri teknoloji ürünleri imalatçılarının da Laos’ta yatırım yaptığı görülür. Birleşmiş Milletler’in “En Az Gelişmiş Ülkeler” kategorisinde yer alan Laos, dünyanın en fakir ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. Nüfusunun yüzde 40’ı yoksulluk sınırı altında yaşarken yüzde 26,3’ü günde 1 doların, yüzde 70’i ise günde 2 doların altında bir gelirle yaşamaya çalışıyor. Laos, coğrafyasının üçte ikisinin dağlık olması ve denize kıyısının bulunmaması nedeniyle tarım, ticaret, iletişim ve ulaşım alanında büyük zorluklarla karşı karşıyadır. Nüfus artış hızının çok yüksek, eğitim seviyesinin ise çok düşük olması ekonomik gelişmenin önünde engel oluşturur. Laos’un 1997 yılında ASEAN Serbest Ticaret Bölgesi’ne (AFTA) katılmasıyla altın ve bakır ihracatı da başladı. Bu sayede ülkenin ticaretinde önemli bir artış meydana geldi. Laos, hemen hemen tüm sermaye mallarını; petrol, petrol ürünlerini ve çimentoyu ithal eder. Dış ticaretinde büyük ölçüde Tayland’a bağımlı olmaya devam eden Laos’un Tayland dışındaki başlıca ihraç pazarları ise sırasıyla; Vietnam, Çin, Malezya, Almanya, Fransa ve Belçika’dır. İthalat yaptığı başlıca ülkeler ise Tayland, Çin, Vietnam, Singapur, Japonya, Güney Kore ve Avustralya olarak sayılabilir. Laos ekonomisi,yabancı yatırımların desteklenmesi, iş dünyasındaki reformlar ve teşviklerin ışığında 2007-2011 döneminde reel olarak yıllık ortalama yüzde 8’lik bir büyüme gösterdi. Büyümedeki öncü sektörler ise madencilik, hidroelektrik ve tarım oldu.