Ortak bir tarihsel ve kültürel geçmişle sınırlarımızı paylaştığımız komşumuz Bulgaristan, Türkiye açısından önemli bir ülke olmaya devam ediyor. Türkiye, Bulgaristan’ın önemli bir ticaret ortağı durumundayken, Türkiye’nin Avrupa ülkeleriyle yaptığı ticaretin karayolu ile taşınan kısmının büyük bir bölümü de Bulgaristan üzerinden yapılıyor. Ayrıca Bulgaristan, Balkanlar’ın coğrafi olarak merkezi konumundayken; İstanbul, Kocaeli ve Bursa gibi Türkiye’nin üretim merkezlerine de çok yakın mesafede bulunuyor. 2007’den itibaren Bulgaristan’ın AB’ye üye olması, ülkenin Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliğine dâhil olmasından dolayı ikili ticarette gümrük vergilerinin sıfırlanması, Bulgaristan’da kurumlar ve gelir vergisi oranlarının yüzde 10 olması gibi gelişmeler nedeniyle, Bulgaristan’ı Türk yatırımcıların gözünde cazip kılan özellikler daha da artmış durumda. Sonuç itibarıyla ülke hem yatırım imkânları hem de AB pazarına giriş için önemli fırsatlar sunmaya devam ediyor.
TÜRKLERLE TARİHİ İLİŞKİLERİ GÜÇLÜ
Bulgaristan’ın ilk sakinleri Hint-Avrupa kökenli bir kavim olan Traklar’dır. Roma ve Bizans İmparatorluğu egemenliğindeki uzun dönemin ardından Bulgarlar, MS 7’nci yüzyılda Slavlarla birlikte Bulgaristan’ın başlangıcı sayılan Bulgar Devletini kurdu. Yönetici sınıfını oluşturan bu kavim bir süre sonra Slav dilini, 9’uncu yüzyıldan itibaren de Hristiyanlığı kabul etti. 14’üncü yüzyılda Türklerin Rumeli’ye geçişiyle birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olan Bulgaristan, 19’uncu yüzyılda, Balkanlar’ın tümünde olduğu gibi milliyetçi isyanların başlaması ve 1878’deki Osmanlı-Rus Savaşı’yla birlikte bağımsızlığını kazandı. İki Dünya Savaşı’na da katılan ve ikisinden de yenik ayrılan Bulgaristan, İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Balkanlar’da ilerleyen Sovyet ordusunun yardımıyla, Georgi Dimitrov önderliğinde sosyalist rejime geçti ve Soğuk Savaş yıllarında Varşova Paktı’nın üyesi oldu. Doğu Bloku’nun yıkılışıyla birlikte 1989’dan sonra demokratik bir düzene ve serbest piyasa ekonomisine geçen ülke, 2004’te NATO’ya, 2007 yılında ise AB’ye katıldı.
EKONOMİSİ PARLAK DEĞİL
Bulgaristan ekonomisi, serbest piyasa şartlarına göre işleyen, dışa açık, özel sektörü orta düzeyde gelişmiş bir ekonomi görünümü sergiliyor. Dünya Bankası, Bulgaristan ekonomisini üst-orta gelirli ekonomilerden biri olarak sınıflandırırken, 1 Ocak 2007’de AB’ye tam üye olan Bulgaristan, AB üyeliği koşulları sebebiyle ekonomik yapısında önemli reformlar da yaptı. 2007-2018 döneminde Bulgarların gelirleri AB ortalamasının yüzde 40’ınden yüzde 50’sine yükselirken, yoksulluk ve sosyal dışlanma tehlikesi altındaki nüfusun payı üçte iki oranında küçülerek yüzde 22’ye kadar geriledi. Ancak, kaydedilen olumlu gelişmelere rağmen Bulgaristan, AB’nin en fakir ülkesi olmaya devam ediyor. 2018’de satın alma gücü paritesine göre dünyada 76’ncı sırada bulunan ülke, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 Küresel Rekabetçilik Endeks sıralamasında ise 140 ülke içerisinde 51’inci sırada yer almıştı. Dünya Bankası’nın İş Yapma Kolaylığı 2019 raporunda da Bulgaristan, 190 ülke içerisinde 59’uncu sırada bulunuyordu. Uluslararası kuruluşların ve ekonomi uzmanlarının kimi değerlendirmelerine göre Bulgaristan’ın güçlü yönleri makroekonomik istikrar, çeşitlendirilmiş üretim tabanı, düşük üretim maliyeti, fiyatlar bakımından göreceli rekabet gücü ve turizm potansiyeli olarak dikkat çekiyor. Emek piyasasının durumu (düşük verimlilik, nitelikli iş gücü yetersizliği ve iş gücü göçü), gittikçe azalan ve göreceli olarak fakir nüfus (gelir seviyesi AB ortalamasının yarısı kadar), yolsuzluk, bürokratik verimsizlik, yargıda sıkıntılar ve zaman zaman meydana gelen siyasi istikrarsızlıklar ile parçalanmış siyasi yelpazenin yanı sıra Ar-Ge faaliyetlerinin kısıtlı kalması da ülkenin rekabet gücünü
olumsuz etkileyen faktörler olarak sıralanıyor.
EKONOMİSİ DURGUNLUĞA GİRMEK ÜZERE
Sofya Büyükelçiliği Ticaret Ataşeliğinin paylaştığı verilere göre Bulgar ekonomisi yüzde 3,4’lük GSYİH artışı, rekor seviyede tırmanan istihdam ve iki haneli oranlarda artan ortalama ücret seviyeleriyle 2019’da oldukça güçlü bir performans sergilemiş; 2019’un ikinci yarısında yavaşlayan ihracat artışına rağmen yılın sonunda cari işlemler dengesi GSYİH’nin yüzde 4’ü oranında fazla vermişti. Bulgaristan, ilk Covid-19 vakasının görüldüğü 8 Mart tarihinden birkaç gün sonra ilan ettiği olağanüstü hâl kararını takiben sosyal ve ekonomik hayatı derinden etkileyen bir dizi önlem aldı. Hatta Bulgaristan’ın, alınan tedbirler bakımından virüs ile mücadelede birçok Avrupa ülkesine göre daha başarılı olduğunu söylemek de mümkün. Ancak devam eden salgının, Bulgaristan’ın büyük ölçüde bağımlı olduğu Avrupa ekonomisindeki kayıplar nedeniyle, 2020’de ekonomiyi durgunluğa sürükleyeceği ve ekonominin yüzde 4 daralacağı da öngörülüyor.
AB’NİN KAYIPLARI BULGARİSTAN’I DA ETKİLİYOR
2019 yılı verilerine göre ihracatının GSYİH’ye oranı yüzde 49,2, ithalatının GSYİH’ye oranı yüzde 54,9, dış ticaretinin GSYİH’ye oranı yüzde 104,1 olan Bulgaristan birçok Orta ve Doğu Avrupa ülkesine göre daha dışa açık bir ekonomiye sahiptir. Bu nedenle de bölgesel ve küresel çapta meydana gelen gelişmelerden daha çok etkilenen ülke, dışsal şoklara daha açık bir konumda bulunuyor. Ülke ihracatının yüzde 66’sı ve ithalatının yüzde 63’ü halen AB ülkeleriyle gerçekleşiyor. AB ekonomik faaliyetleriyle bu derece yüksek oranda ilişkili bir ekonomide salgının yarattığı durgunluğun derinliği de krizin AB’deki etkilerine bağımlı olması sonucunu beraberinde getiriyor. Çin’in ülkenin AB dışındaki ikinci büyük pazarı olduğu göz önüne alındığında, 2020’nin başlarında Çin’de yaşanan keskin daralmanın Bulgaristan üzerinde dolaylı ve dolaysız etkilerinin olması da bekleniyor. Diğer yandan, Bulgaristan’ın ana ticaret ortakları olan AB’nin önde gelen ekonomilerindeki daralma, ihracata yönelik üretim yapan birçok firmanın üretim faaliyetlerini de zora sokmuş durumda. Bulgaristan’ın ihracat odaklı ekonomisinin, ana ticaret ortakları Almanya ve İtalya’nın ekonomilerindeki yavaşlamadan etkilenmesi, ihracatta kısa ve orta dönemde düşüş ve üretici fiyatlarında deflasyon yaşanması ihtimalini de güçlendiriyor. Uzmanlar, ihracat ve ithalatın neredeyse eş zamanlı düşüşe geçmesini, ihracatın bu süreçten daha fazla etkilenmesiyle birlikte ülkenin ticaret açığının da büyümesini bekliyorlar.
İKİLİ TİCARET GELİŞİME AÇIK
Bulgaristan’ın makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre ülkenin makine ihracatının, geçtiğimiz yıl yüzde 3,6 artarak 3,1 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. Bulgaristan’ın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 665 milyon dolarla Almanya yer alırken, ikinci sıradaki Romanya 2019’da Bulgaristan’dan 428 milyon dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki İtalya’ya da 219 milyon dolarlık makine ihraç edildi.
2019’da Türkiye ise Bulgaristan’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 13,8’lik artışla 10’uncu sırada yer aldı ve 73 milyon dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde Bulgaristan’ın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 2,4 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 3 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Bulgaristan’ın toplam ihracatının 33,9 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 9,1 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 37,8 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 11 pay aldığı Bulgaristan’da, 2019’da yüzde 0,7 azalışla 4,2 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Bulgaristan’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 906 milyon dolarla Almanya yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan İtalya’dan 575 milyon dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki Çin’den de 343 milyon dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde Bulgaristan, toplam makine ithalatında dördüncü sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 6,9’luk artışla 227,5 milyon dolarlık makine ithalatı gerçekleştirdi. Bu veriyle, Bulgaristan’ın toplam 4,2 milyar dolarlık makine ithalatından 2019’da Türkiye’nin aldığı payın yüzde 5,5 oranında gerçekleştiğini; Bulgaristan’ın Türkiye’den yaptığı toplam ithalat içinde makinenin payının ise yüzde 9,3 olduğunu hatırlatalım.