TÜRKİYE MAKİNA FEDERASYONU, BU YIL DÖRDÜNCÜSÜNÜ GERÇEKLEŞTİRDİĞİ “MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜ TÜRKİYE VE DÜNYA DEĞERLENDİRME RAPORU” İLE SEKTÖRÜN 2019 YILI PERFORMANSINI BİRÇOK ALT BAŞLIKTA DERİNLEMESİNE İNCELİYOR. SEKTÖRÜN TÜRKİYE VE DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELERDEN NASIL ETKİLENDİĞİ; GİRİŞİM SAYISI, CİRO, İSTİHDAM, ÜRETİM DEĞERİ, YARATILAN KATMA DEĞER, ÜRETİM GELİŞİMİ, İŞ GÜCÜ VERİMLİLİĞİ, YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI, FİRMA ÖLÇEKLERİ VE SEKTÖR YATIRIMLARINDA NASIL BİR PERFORMANS SERGİLEDİĞİNİ TEK BİR BELGEDE TOPARLAYAN RAPOR, 2020 YIL SONU VE 2021 İÇİN ÖNGÖRÜLERDE DE BULUNUYOR.

MAKİNE SANAYİSİNİN 2019 PERFORMANSI, TEK BİR BELGEDE TOPLANDI

TÜRKİYE MAKİNA FEDERASYONU, BU YIL DÖRDÜNCÜSÜNÜ GERÇEKLEŞTİRDİĞİ “MAKİNE İMALAT SEKTÖRÜ TÜRKİYE VE DÜNYA DEĞERLENDİRME RAPORU” İLE SEKTÖRÜN 2019 YILI PERFORMANSINI BİRÇOK ALT BAŞLIKTA DERİNLEMESİNE İNCELİYOR. SEKTÖRÜN TÜRKİYE VE DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELERDEN NASIL ETKİLENDİĞİ; GİRİŞİM SAYISI, CİRO, İSTİHDAM, ÜRETİM DEĞERİ, YARATILAN KATMA DEĞER, ÜRETİM GELİŞİMİ, İŞ GÜCÜ VERİMLİLİĞİ, YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI, FİRMA ÖLÇEKLERİ VE SEKTÖR YATIRIMLARINDA NASIL BİR PERFORMANS SERGİLEDİĞİNİ TEK BİR BELGEDE TOPARLAYAN RAPOR, 2020 YIL SONU VE 2021 İÇİN ÖNGÖRÜLERDE DE BULUNUYOR.

Türkiye’nin Makinecileri, makine sektörünün ihracat kapasitesini arttırmaya, alt segmentlerin gelecek stratejilerini oluşturmaya ve bu stratejileri güncellemeye, sektörün mevcut şartlarda yaşadığı ya da yaşayabileceği sorunları tespit edip çözüm önerileri ortaya koymaya yönelik önemli adımlar atmayı sürdürüyor. Bu kapsamda, bu yılın ilk aylarından itibaren yoğun çalışmalarla çok sayıda
rapor yayımlayan Türkiye’nin Makinecileri, Temmuz ayında ise bu kez makine imalat sektörünün Türkiye ve dünya görünümüne odaklanan bir rapor hazırladı. Türkiye Makina Federasyonu’nun, Türkiye’nin Makinecileri iş birliğinde, Dr. Can Fuat Gürlesel başkanlığındaki Ekonomi ve Strateji Danışmanlık Hizmetleri’ne hazırlattığı “Makine İmalat Sektörü Türkiye ve Dünya Değerlendirme Raporu” başlıklı rapor, makine sektörünün Türkiye dünya ölçeğindeki güncel konumu hakkında önemli bilgiler içeriyor.

“İLERİ ÜLKE OLMANIN TEK YOLU, MAKİNEDEN GEÇİYOR”
Türkiye sanayi üretiminin yüzde 5’ini, istihdamın ve katma değerinin yüzde 6’sını sağlayan Türkiye makine sektörü, tüm dünyada olduğu gibi KOBİ yapısında olup, genel ve özel maksatlı makine dallarıyla uyumlu olarak, büyük, orta, küçük tüm ölçeklerden üyeler barındırıyor. Türkiye makine sektörü toplamda 30 bin imalatçıdan oluşurken, 400 binin üzerinde kişiye de istihdam sağlıyor. Sektörün son 20 yılda büyük atılım göstererek, ihracatta yüzde 15 gibi bir büyüme ortalamasıyla dünyanın ancak iki kat büyüdüğü bir dönemde Çin’den sonraki en güçlü büyümeyi sergilediğini ve 10 kat büyüdüğünü hatırlatan Türkiye Makina Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, “2019 ihracatı 17,9 milyar dolar olan, serbest bölgelerden yapılanlar da dâhil edildiğinde 19 milyar dolar ihracat gerçekleştiren Türk makine sektörü, dünyayı saran salgın sürecinde önemli ihracat kayıpları ve iç pazar daralışı yaşadı. Ancak Haziran ayı itibarıyla Avrupa ülkeleriyle eş zamanlı olarak girilen normalleşme süreci, sektörde toparlanma eğilimini güçlendirdi. Sektörümüz, virüsle mücadelenin üst düzeyde olduğu bu dönemde, kamu sağlığını korumaya ve sosyal yaşamı aksatabilecek riskleri ortadan kaldırmaya yönelik olarak enerji, su, kanalizasyon, temizlik ve hijyen gibi belediye hizmetleri, asansörler, iklimlendirme, soğuk zincirler gibi altyapı hizmetlerinin kesintiye uğramaması ve kritik sanayi ve Türkiye’nin gıda güvenliğinin sağlanmasına istinaden tarımsal üretimin sürdürülebilmesi için var gücüyle çalışmaya devam etti. Makineciler bu kritik dönemde, solunum cihazları ve maske makineleri gibi alanlarda hızlı aksiyonlar alarak gerekli çalışmaları yaptı. Bununla birlikte, 2019 yılı boyunca kamunun yayımladığı tüm strateji planlarında makine sanayisine öncü görev verilmiş olması, ‘ileri ülke’ olmanın tek yolunun sürükleyici rolüyle makine sanayisinin yükselişinden geçtiğinin artık herkesçe anlaşılmış olmasındandır. Makine imalat sektörünün Türkiye’de odağa yerleşerek büyük sorumluluk üstlenmesi, yan ve tedarikçi sektörlerin dernekleri, kümeler, bölgesel dernekler ve diğer paydaşlarla ilişkilerin güçlendirilmesini ve müşterek mesaiyi kaçınılmaz hale getiriyor. Bu doğrultuda, Türkiye Makina Federasyonu’nun çalışmaları çerçevesinde bu yıl dördüncüsünü hazırladığımız ve artık klasikleşerek Türkiye ve dünya makine sanayisindeki gelişmelerin yakından izlenmesi ve değerlendirilmesini amaçlayan sektör raporunun, sektörlerimiz ve ekonomi çevreleriyle politika belirleyici kurumlara faydalı olmasını diliyorum.” değerlendirmesinde bulunuyor.

 

 

YEDİ BAŞLIKTA MAKİNE SANAYİSİNİN 2019 PERFORMANSI

Makine imalat sanayisi, ülkelerin kendi üretim ve ürün teknolojilerine sahip olmaları ve böylece sanayileşmiş ülke vasfına ulaşmaları için belirleyici sanayi olmalarıyla önemlidir. Bu nedenle ülkeler, makine sanayilerinin geliştirilmesi ve rekabet güçlerinin arttırılmasına ayrı bir önem ve öncelik verir. Gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerin büyük bölümü makine sanayilerinde kendi üretim ve ürün teknolojilerine sahiptir. Buna bağlı olarak Türkiye makine sanayisi de öncelikle Türkiye’nin gelişmiş ve sanayileşmiş ülke olma hedefi çerçevesinde ayrıcalıklı bir konuma sahip bulunuyor.
Bu öneme yönelik olarak da Türkiye’de makine sektörüne yönelik kamu tarafından birçok yeni uygulama programı açıklanıyor.
Raporun yazarı Dr. Can Fuat Gürlesel de bu gerçekten hareketle, rapora ilişkin değerlendirmesinde, “Rapor, dördüncü kez hazırlandı ve özellikle sayısal verilerle ağırlıklı inceleme ve değerlendirmelere yer veriyor. Geçmiş yıl raporlarında olduğu gibi bu raporda da içerik genişledi ve zenginleşti. Türk Makine Sektörü Temel Göstergeleri, Makine Sanayisinde Faaliyet Gösteren Şirketlerin Mali Yapıları, Makine Sanayisinde Teknoloji Faaliyetleri, Makine Sanayi Dış Ticareti, Makine Sanayisi Alt Sektörleri, Dünya Makine Sanayisi ve Eğilimleri ile Makine Sanayi için 2019 Yılı Değerlendirmesi olarak yedi başlıkta hazırlanan raporda ayrıca makine imalat sanayisi için üretim ve dış ticaret sınıflamalarına da ek olarak yer verildi. Yine raporda, son yılda yaşanan gelişmelere ve eğilimlere ağırlık verilirken, özellikle yaşanan salgının etkileriyle oluşan koşullar ve beklentiler de dikkate alınarak birçok konu özel bölümlerde incelendi ve değerlendirildi.” ifadelerini kullanıyor.

MAKİNE SANAYİSİ İÇİN 2019’DAKİ EKONOMİK KOŞULLAR
Rapor, öncelikle Türkiye makine sektörünün 2019’daki performansını ortaya koyarken, bu değerlendirmeyi girişim sayısı, ciro, istihdam, üretim değeri, yaratılan katma değer, üretim gelişimi, iş gücü verimliliği, yabancı sermaye yatırımları, firma ölçekleri ve sektör yatırımları alt başlıklarındaki güncel verileri analiz ederek yapıyor. Buna göre, ilk olarak sektörün 2019’da içinde bulunduğu ekonomik koşulları değerlendirerek işe başlayan rapor, 2019 yılında yurt dışında küresel ticarette artan korumacılık, yurt içinde ise daralan yatırımların makine sektöründe sınırlayıcı etkiler yarattığının altını çiziyor. 2019 yılında dünya ekonomisini şekillendiren ana unsur ABD ile Çin arasında başlayan ticarette korumacılık savaşıydı. İki ülke karşılıklı olarak ithalatta gümrük vergisi uygulamaya başlanırken, ticarette korumacılık eğilimi kısmen diğer ülkelere de yayıldı. Ticarette korumacılığa bağlı olarak 2019’da dünya ekonomisinde önemli bir yavaşlama da yaşandı. Büyüme 2018 yılında yüzde 3,1 iken, 2019’da yüzde 2,4’e indi. Dünya ticareti de 2019 yılında korumacılık önlemlerinin etkisiyle yeniden daraldı. 2019’da dünya mal ticareti yüzde 3 geriledi 18,25 trilyon dolara indi.

Dünya ekonomisindeki yavaşlama ve ticaretin daralması talep düşüşüyle birleşince sanayilerde kapasite kullanım oranları da düştü ve kamu yatırımları yavaşladı. Buna bağlı olarak 2019 yılında dünya makine ve teçhizat yatırımlarındaki büyüme sınırlanırken, yüzde 2,5 olarak gerçekleşti.

Türkiye ekonomisi ise 2018’de önemli bir finansal şokla karşılaşmış, ekonomi ve reel sektör olumsuz etkilenmişti. 2019’da hem şokun etkileri yaşanmaya devam etti hem de ekonomide alınan önlemler etkili oldu. Bunlara bağlı olarak, Türkiye ekonomisi 2019’da yüzde 0,9 büyüme gösterdi. Yılın ilk iki çeyreğinde ekonomi küçülürken, toparlanma son çeyrekte yaşandı. İç talebin de önemli ölçüde daraldığı 2019’da ekonomideki gelişmelere bağlı olarak makine ve teçhizat yatırımlarında da yüzde 5,5 daralma görüldü.

Bununla birlikte, iç talepteki daralma 2019’da sektörleri ihracata yönlendirdi. Ancak dünya ticaretinde yaşanan korumacılık eğilimi ve daralma ihracatın artış performansını sınırladı. 2019’da Türkiye’nin ihracatı yüzde 2,1 artarak 171,5 milyar dolar olarak gerçekleşirken, ekonomideki önemli yavaşlama ithalatta sert bir düşüşe neden oldu ve ithalat yüzde 9,1 daralarak 202,7 milyar dolara geriledi. Yine, ithalattaki gerilemede TL’deki yüksek değer kaybı da önemli bir belirleyici etken oldu. TL, 2019’da dolar karşısında yüzde 20,3 değer kaybederken, ekonomide yurt içinde yaşanan bu gelişmeler makine sanayisini de sınırladı.

MAKİNE SANAYİSİNDE GİRİŞİM SAYISI
Makine sanayisinde girişim sayısı 2019 yılında talebin daralmasına rağmen artış gösterdi ve bu artış eğilimi halen devam ediyor. Makine imalat sanayisinde girişim sayısı 2019 yılında 17 bin 210’a yükselirken, makine ve teçhizat yatırımları ise daralma eğilimine devam etti. Bu kapsamda, 2019’da makine sanayisinde yeni girişim yapma için koşulların zayıflamasına rağmen sanayide girişim sayısının arttığını söyleyebiliriz. İmalat sanayisindeki üretici firma sayısı artışı da 2019 yılında makine sanayisine benzer şekilde gerçekleşti. Buna bağlı olarak makine sanayisindeki üretici firma sayısının genel imalat sanayisindeki girişim sayısı içindeki payı 2019 yılında değişmedi.

MAKİNE SANAYİSİNİN CİROSU
Makine sanayisinin cirosu ise 2019 yılında yurt içi ve yurt dışı satışların yavaşlamasıyla yüzde 8,2 artış gösterdi ve son yılların en düşük artışı olarak gerçekleşti.

Makine sanayisinin toplam cirosu 2019 yılında yüzde 8,2 artarak 117,71 milyar TL’ye ulaşırken, önceki iki yıla göre oldukça yavaş bir gelişme yaşanması dikkat çekti. İhracat artışının ciroya katkısı 2019 yılında sınırlı kalırken, iç pazardaki daralma ve üretici fiyatlarının durağanlaşması ise yurt içi cirolarda düşüşlere neden oldu. Makine sanayisinin cirosu, 2010 yılından itibaren artış eğilimindeydi ve toplam imalat sanayisi cirosu içindeki payı 2017 yılında yüzde 5’e kadar yükselmişti. 2018 yılında ise yüzde 4,93 olmuştu. Ancak 2019 yılında oluşan yurt içi ve yurt dışı koşullar makine sanayisi faaliyetlerini ve buna bağlı olarak da ciroları olumsuz etkiledi. Bu nedenle makine sanayisinin ciro payı 2019 yılında geriledi ve yüzde 4,74’e indi.

 

MAKİNE SANAYİSİNDE İSTİHDAM
2019 yılında üretimde yaşanan küçülme makine sanayisinde ve imalat sanayi genelinde de istihdamın düşmesine neden oldu. Makine sanayisinin üretimi 2019’da ortaya çıkan yurt içi ve yurt dışı ekonomik koşullar nedeniyle önemli ölçüde küçülürken, buna bağlı olarak 2019’da makine sanayisinde istihdam yüzde 2,2 geriledi. Böylece, makine sanayisinde istihdam 2010 yılından bu yana ilk kez gerilemiş olurken, 2019’da 242 bin 850 oldu.
İmalat sanayisi genelinde de istihdam 2019 yılında yüzde 1,7 azaldı. Makine sanayisinin genel imalat sanayisi istihdamı içindeki payı da 2018’deki yüzde 6,03 seviyesinden 2019’da yüzde 5,98’a geriledi.

MAKİNE SANAYİSİNDE ÜRETİM DEĞERİ
Makine sanayisinde üretim değeri ise 2019 yılında yüzde 2,5 azaldı ve üretimdeki daralma üretim değerinde de gerilemeye yol açtı. Makine sanayisinin toplam üretim değeri 2019 yılında yüzde 2,5 azalarak 99,54 milyar TL’ye gerilerken, makine sanayisinde üretim 2019 yılında yüzde 6,2 ile önemli ölçüde güç kaybetti. 2019 yılında makine sanayisinde üretici fiyat artışı ise yüzde 3,9 olarak gerçekleşti. Böylece, makine sanayisinde üretim değeri yıllar sonra ilk kez 2019 yılında düşüş göstermiş olurken, toplam imalat sanayisi üretim değeri içindeki payı da 2019 yılında yüzde 4,48’e indi.

MAKİNE SANAYİNİN KATMA DEĞERİ
Diğer yandan, makine sanayisinde üretim değerindeki gerileme, yaratılan katma değerde de düşüşe neden oldu. Makine sanayisi yıllar itibarıyla daha yüksek katma değerli üretim yapıyor ve ürünler üretmeye devam ediyor; bu çerçevede yaratılan katma değer de yıllar itibarıyla reel olarak yükseliş grafiğini sürdürüyor olsa da 2019’da makine sanayisinin yarattığı mutlak katma değer büyüklüğü düşüş gösterdi. Bunun ana nedeni, üretim değerinde yaşanan gerilemeyken, makine sanayisi daha yüksek katma değerli üretim çabasına devam ediyor.

Bu düşüş nedeniyle 2019’da makine sanayisinin yarattığı katma değerin toplam imalat sanayisi katma değeri içindeki payı da 2010 yılındaki yüzde 5,71 seviyesine yakın ve yüzde 5,73 olarak gerçekleşti. Yine, makine sanayisinin temel göstergeleri ve imalat sanayisi içinden aldığı paylar da 2019 yılında yatırımların yurt içinde sert şekilde daralması ve yurt dışında da yavaşlamasından olumsuz etkilendi. Yurt içinde uygulanan ekonomide dengeleme politikalarının en çok olumsuz etkilediği sanayilerin başında ise makine sanayisi yer aldı.

 

 

MAKİNE SANAYİSİNDE ÜRETİM GELİŞİMİ
2019 yılında makine sanayisi üretimi yüzde 6,2 daralarak son 10 yılın en sert düşüşünü yaşadı. İç talepteki gerileme, üretim kaybındaki en belirleyici etken olurken, makine sanayisi üretimi 2019 yılında yüzde 6,2 daraldı. İç pazarda yatırımlarda görülen sert daralma makine ve teçhizat talebinde de küçülmeye yol açarken, ihracat artışı iç talepteki daralmayı sınırlı ölçüde telafi edebildi. Böylece makine sanayisi üretiminde 2010 yılından itibaren yaşanan hızlı büyüme, ilk kez 2019 yılında küçülmeye dönüştü. 2019 yılında imalat sanayisi genelinde ise üretim yüzde 0,8 daraldı. Ekonomide uygulanan dengeleme politikaları üretimde düşüşe yol açarken, imalat sanayisi ve özellikle makine sanayisi üretimi için 2019 kayıp bir yıl olarak sonuçlandı. Buna göre, makine sanayisinde kapasite kullanım oranı 2019 yılında 6,5 puan düşerek yüzde 68,1 ile son 10 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti. Hatırlanacağı üzere makine imalat sanayisinde kapasite kullanım oranı 2017’de yüzde 79,2 ile son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış, ardından 2018’de düşüşe geçmişti. 2019 yılında oran yüzde 68,1 ile bu kez son 10 yılın en düşük oranı olarak kaydedildi.

MAKİNE SANAYİSİNDE
İŞ GÜCÜ VERİMLİLİĞİ

Makine sanayisinde iş gücü verimliliği 2019 yılında yüzde 4,1 azalarak sanayinin performansını sınırlarken, kurulu kapasitenin daha düşük kullanılması da iş gücü verimliliğini olumsuz etkiledi. Makine sanayisinde iş gücü verimliliği 2010 yılından itibaren genel bir artış eğilimi içindeydi. 2012 ve 2016 yıllarındaki kesintiler hariç iş gücü verimliliği sürekli bir artış eğrisi izliyordu. 2017 yılında iş gücü verimliliği yüzde 7 artarken, 2018 yılında ise ilk kez yüzde 1,5 gerileme yaşanmıştı.
İş gücü verimliliği 2019 yılında ise yüzde 4,1 azaldı. İş gücü verimliliğindeki düşüş makine sanayisinin kendi dinamiklerinden değil, iç talepte yaşanan keskin düşüşten kaynaklanırken, makine sanayisinde 2019’da istihdam yüzde 2,2 azalış gösterdi; üretim ise yüzde 6,2 daraldı. Bu nedenle makine sanayisinde kişi başına üretimle ölçülen iş gücü verimliliği, 2019 yılında yüzde 4,2 düştü. İmalat sanayisinde ise istihdam gerilemiş olmasına karşın üretimde artış oldu ve iş gücü verimliliği yüzde 1,4 arttı.

2010-2018 döneminde makine sektöründe iş gücü verimliliği artışı her zaman imalat sanayisi ortalamasının üzerinde gerçekleşmişti. İlk kez 2019’da makine sanayisi iş gücü verimliliği imalat sanayisi iş gücü verimliliğinin altında kalırken, makine sanayisi 2019’da talep ve üretimdeki sert düşüşe rağmen nitelikli insan kaynaklarını korumayı başardı ve istihdam düşüşü sınırlı kaldı. İş gücü verimliliğindeki gerilemenin bir diğer nedeni ise sanayinin bu orta vadeli yaklaşımıydı.

MAKİNE SANAYİSİNDE YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI
Makine sanayisine yönelik yabancı sermaye yatırımları 2019 yılında da düşük gerçekleşmeye devam etti. Türkiye’ye yönelik toplam yabancı sermaye yatırımları son dört yıldır geriliyor ve gerilemede ekonomide ve ekonomi dışında yaşanan birçok gelişme etkili oluyor. İmalat sanayisine yönelik yabancı sermaye yatırımları 2018’de 1 milyar 999 milyon dolarken 2019’da 2 milyar dolar olarak gerçekleşti. Makine sanayisine yönelik yabancı sermaye yatırımları ise bu gelişmelerden de bağımsız olarak göreceli sınırlı ve düşük kalmaya devam etti.

Makine sektörüne yönelik yabancı sermaye yatırımları 2010’dan bu yana önemli ölçüde düşük kalırken, 2018’de 22 milyon dolar olan yatırımlar 2019’da 28 milyon dolar olarak kaydedildi.

Diğer yandan, makine sanayisinin imalat sanayisine yönelik toplam yabancı sermaye yatırımları içindeki payı da yıllar itibarıyla hem düşük hem de dalgalı seyrediyor. 2018’de yüzde 1,1 olan pay 2019 yılında yüzde 1,4 olarak gerçekleşti. Makine sektörüne yapılan ortalama yabancı sermaye yatırımlarının ölçeği de küçük kalmaya devam ediyor. 2017’de makine sanayisinde yabancı sermaye yatırımlarının ortalaması 0,76 milyon dolara inmişti. İmalat sanayisindeki ortalama ise 3,15 milyon dolar olmuştu. İmalat sanayisine ve özellikle makine sanayisine yönelik ortalama yatırım büyüklüğünün, bu veriler değerlendirildiğinde çok sınırlı gerçekleştiği söylenebilir.

Bu kapsamda, makine sanayisinin sahip olduğu potansiyel ve imalat sanayisi içinden aldığı pay itibarıyla yeterli ölçüde yabancı sermaye yatırımı çekemediği net olarak görülüyor. Diğer yandan, Türkiye’nin yabancı sermayenin sağladığı gelişme katkısını makine sanayisinde yeterince kullanamadığını söylemek de mümkün: 1954’ten 2019 yıl sonuna kadar imalat sanayisine yapılan yabancı sermaye yatırımlarının toplamı 36,51 milyar dolardı. Belirtilen dönemde bu rakam makine sanayisinde 873 milyon dolar olurken, toplam imalat sanayisi yabancı sermaye yatırımları içindeki payı ise yüzde 2,39’da kalmış durumda.

MAKİNE SANAYİSİNDE FİRMA ÖLÇEKLERİ
Makine sanayi geleneksel olarak sahip olduğu küçük ölçekli işletmeler yapısından orta ölçekli işletmeler yapısına geçiş sürecine girmiş durumda. Büyük ölçekli firmaların da istihdam ve üretim değeri payı son yıllarda artış eğilimi gösteriyor. Bununla ilişkili olarak makine sanayisinde firma başına çalışan sayısı 2010 yılında 12 kişiyken, 2018 yılında 14,3 kişiye yükselmişti. Makine sanayisinde 1 ila 9 kişi arasında çalışana sahip firmaların toplam girişim sayısı içindeki payı 2010 yılında yüzde 77,24 iken 2017 yılında yüzde 76,30 olmuştu. 10-49 kişi çalıştıran firmaların toplam girişim sayısı içindeki payı ise yüzde 19,36’dan yüzde 19,18’e inmişti. 50-249 arası çalışana sahip olan ile 250 ve üzerinde çalışana

sahip olan firmaların toplam girişim sayısı içindeki paylarında ise çok sınırlı artışlar olmuş gözüküyor. Makine sanayisinde girişim sayısı olarak orta ve büyük ölçekli firmaların payı oldukça sınırlı kalmakla birlikte bu ölçekteki firmaların istihdam ve üretim değeri içindeki paylarında önemli bir artış yaşanıyor. Sanayide orta ve büyük ölçekli firmaların ağırlığı artarken, 250 ve üzeri çalışana sahip büyük ölçekli firmaların istihdam içindeki payı 2010 yılındaki yüzde 20,88 seviyesinden 2017’de yüzde 28,96’ya yükseldi. Yine, 250 ve üzeri çalışana sahip firmaların sanayinin toplam üretim değeri içindeki payı da aynı yıllarda yüzde 27,75’ten yüzde 38,82’ye ulaştı.

Büyük ölçekli firmaların ihracat içindeki payları ise 2019 yılında artışını sürdürdü. Makine sanayisinde ölçekler itibarıyla ihracatın firma grupları arasındaki dağılımı da önemli bilgiler içeriyor. Küçük ve orta ölçekli firmaların ihracat içindeki payları 2019 yılında sınırlı ölçüde düşerken, yüzde 58,7 olarak gerçekleşti. Yine, küçük ve orta ölçekli firmaların kendi içindeki ihracat dağılımında ise 2019 yılı itibarıyla 1-9 kişi çalıştıran firmalar toplam ihracatın yüzde 17,3’ünü, 10-49 kişi çalıştıran firmalar yüzde 21’ini ve 50-249 kişi çalıştıran firmalar ise yüzde 20,4’ünü yaptı. Bu veri, her ölçekteki küçük ve orta büyüklükteki firmaların ihracatta önemli rol almaya devam ettiğini de ortaya koyuyor. Bununla birlikte, büyük ölçekli firmaların toplam ihracat içindeki payları 2018 yılında yüzde 40,7’ye, 2019 yılında ise yüzde 41,3’e çıktı. Küresel ticarette ortaya çıkan korumacılık koşulları içinde büyük ölçekli firmaların küçük ve orta ölçekli firmalara göre daha donanımlı olması ihracat paylarındaki artışı desteklemeye devam etti.

MAKİNE SANAYİSİNDE YATIRIMLAR
2019 yılında makine sanayisinde alınan yatırım teşvik sayısı ile teşvikli yatırımların toplam büyüklüğü gerileme eğilimindeydi. Makine sanayisinde yatırımlar 2018 yılında artışını sürdürmüş ve son dokuz yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Ekonomide yaşanan daralma, makine ve teçhizat talebinde düşüş, makine sanayisinde mevcut kapasitelerin kullanım oranlarının gerilemesi ve yıl genelinde faiz oranlarının yüksek seyretmesi sonucu makine sanayisinde yeni yatırım iştahı azaldı. 2019 yılında makine sanayisinde alınan toplam yatırım tutarı 3 milyar 460 milyon TL olan 371 yatırım teşvik belgesi alınırken, 233 tevsi yatırımı, 118 adet de yeni yatırım için teşvik belgesi alındı. Bu veri, makine sanayisinde yatırımların iç talepteki keskin yavaşlama nedeniyle daha çok tevsi amaçlı alındığını net biçimde gösteriyor.
Makine sanayi yatırımlarının imalat sanayi toplam yatırımları içindeki payını ise, Tablo 12’den izleyebiliyoruz. Alınan yatırım teşvik belgesi sayısı 2019 yılında toplam yatırımların yüzde 10,6’sı olurken, paydaki gerilemeye karşın göreceli yüksek pay korundu. Değer olarak ise makine sanayisi yatırımlarının payı 2015 yılında yüzde 14,5’e kadar yükseldikten sonra gerilemeye başladı. 2019 yılında ise yatırımların değer payı yüzde 4,5’e kadar indi. İmalat sanayisinde 2018 yılından itibaren proje bazlı verilmeye başlanan ve çok büyük yatırımlar için düzenlenen teşvikler ile imalat sanayisinde teşvikli yatırım toplam tutarı büyümüştü. Bu gelişme de makine sanayisinin payındaki sert düşüşte etkili oldu. Nitekim imalat sanayisinde alınan yatırım teşvik belgelerinin büyüklüğü 2018 yılında 80,18 milyar TL ve 2019 yılında ise 77,54 milyar TL oldu. Makine sanayisinde ortalama yatırım büyüklükleri de son üç yıldır durağanlaştı. Tablo 13’te görebileceğimiz üzere iç talepteki yavaşlama yatırım ölçeklerini sınırlamaya devam ediyor. Makine sanayisinde yatırımların ortalama büyüklüğü 2017-2019 döneminde durağanlaşırken, ortalama yatırım ölçekleri 2017 yılında 9,40 milyon TL, 2018 yılında 9,92 milyon TL ve 2019 yılında ise 9,33 milyon TL olarak gerçekleşti. Yeni yatırımlar ile tevsi yatırımlarında da birbirine yakın büyüklükler yaşanıyor. 2019 yılında yeni yatırımların ortalama büyüklüğü 8,56 milyon TL, tevsi yatırımlarının ortalama büyüklüğü ise 10 milyon TL oldu. 2016 yılından itibaren ekonomide yaşanan dalgalanmalar ve makine-teçhizat talebindeki yavaşlama, makine sanayisindeki yeni yatırımların ölçeklerini de sınırlıyor. Özellikle yurt içinde diğer sektörlerin yatırım eğilimi zayıflarken, bu gelişme makine ve teçhizat sanayisindeki yatırımlara olumsuz yansımaya devam ediyor. Ayrıca makine sanayisinde ortalama yatırım ölçeği imalat sanayisindeki ortalama yatırım büyüklüğünün altında kalmaya 2019 yılında da devam etti. 2019 yılında makine sanayisine yönelik olarak uygulanmaya başlanan İleri Verimli Milli Endüstri (İVME) kredi programının da sanayideki yatırımlara katkısı sınırlı kaldı.

MAKİNE SANAYİSİ PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ
Rapor, son aşamasında, Türkiye makine sanayisinin performans değerlendirmesinde de bulunuyor. Buna göre, 2019 yılında 2018 yılına göre ihracatta artan bir performans gösterildiğinin altını çizen rapor, diğer bazı göstergelerde ise gerileme yaşandığını hatırlatıyor. Özetle bildirmek gerekirse, Türk makine sanayisinin 2019 yılında değerlendirmesi yapılan 21 göstergeden 11’inde pozitif (2018 yılında 12’si pozitifti), ikisinde durağan (2018 yılında dördünde durağandı) ve sekizinde ise negatif (2018 yılında beşinde negatifti) gelişme yaşandığı söylenebilir. İhracat göstergelerinin biri hariç geri kalanında pozitif gelişme yaşanırken, negatif gelişme yaşanan alanlar istihdam, üretim, kapasite kullanım oranı, teşvikli yatırımlar ve yabancı sermaye yatırımları olarak dikkat çekiyor.
Rapor, bu değerlendirme çerçevesinde, Türkiye makine sanayisinin 2019 yılında 2018 yılına göre ihracat tarafında daha iyi bir performans gösterdiğini, teknoloji faaliyetleri performansının da 2018 yılında önemli ölçüde yükseliş sergilediğini ortaya koyuyor olsa da diğer alanlarda negatif bir yıl yaşandığının altını çiziyor.

 

COVID-19’UN DÜNYA MAKİNE VE TEÇHİZAT YATIRIMLARINA ETKİLERİ

“Makine İmalat Sektörü Türkiye ve Dünya Değerlendirme Raporu” başlıklı rapor, devam eden bölümlerinde, makine sanayisinde faaliyet gösteren şirketlerin mali yapılarından makine sanayisindeki teknoloji faaliyetlerine, makine sanayi dış ticaretinden makine sanayisi alt sektörlerinin sayısal göstergelerine ve dünya makine sanayisi genel eğilimlere kadar çok geniş kapsamlı bir analiz ve değerlendirmeler içeriyor.

Bu kapsamda, halen etkisi geniş ölçekte devam eden Covid-19 salgınının makine sanayisine etkilerini de değerlendiren rapor, çarpıcı veriler de sunuyor. Buna göre, dünya ekonomisinde 2020 yılında yüzde 5 ila yüzde 6 arasında bir daralma beklendiğinin altını çizen rapor, 2021 yılında ise yüzde 4,5 ila yüzde 5,5 arasında bir büyüme öngörüsünü paylaşıyor. Dünya ticaretine ilişkin olarak ise 2020 yılında yüzde 20’ye yakın bir daralma, 2021 yılında ise yüzde 15’e varan bir toparlanma öngörüsü bulunuyor. 2020 yılı üçüncü çeyreğinden itibaren önce küçülmelerin azalması ve sonra büyüme şeklinde bir toparlanma beklendiğini ifade eden rapordaki varsayımlar, öngörüler ve beklentiler çerçevesinde dünya makine ve teçhizat yatırımlarının muhtemelen dünya ekonomisinden daha yüksek bir daralma yaşayacağı ve toparlanmasının da daha uzun bir zamana yayılacağı vurgulanıyor. Rapordaki verilere göre, 2020 yılının ilk çeyrek döneminde dünya makine ve teçhizat yatırımları yüzde 4 küçülürken, ikinci çeyrekte ise yüzde 15’lik küçülme gerçekleştiği tahmin ediliyor. Yılın üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde de küçülmeler yüzde 8 ve yüzde 5 olarak bekleniyor. Rapor son olarak, 2021 yılının ilk çeyreğinde de sınırlı bir daralma sonrası dünya makine ve teçhizat yatırımlarındaki ilk büyümenin 2021 ikinci çeyreğinde yüzde 4 oranında gerçekleşmesi beklentisini ortaya koyuyor.