Ana kara toprakları Batı Avrupa'da bulunan ve dünyanın pek çok bölgesinde denizaşırı toprakları olan bir ülke olan Fransa, 17’nci yüzyılın ikinci yarısından bu yana dünya genelinde uluslararası ilişkiler alanında önde gelen ülkelerden biridir. 18 ve 19’uncu yüzyıllar arasında dönemin en büyük sömürge imparatorluklarından birini kuran Fransa’nın sınırları bu dönemlerde Batı Afrika'dan Güney Doğu Asya'ya kadar uzanıyor ve etki ettiği bölgelerdeki toplumların kültür ve siyasetlerinde belirgin izler bırakıyordu. Dünya sıralamasında altıncı sırada bulunan 2,7 trilyon dolarlık GSYİH’si ve sekizinci sırada yer alan satın alma gücü paritesiyle güçlü bir ekonomiye sahip olan ülke, gelişmiş ülkeler sınıfında yer almaya da devam ediyor. Diğer yandan Fransa, Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden biri ve birlik üyesi ülkeler içinde yüz ölçümü en büyük olanıdır. Ülke, bunun yanında Birleşmiş Milletler'in de kurucu üyelerinden, Frankofon'un, G8 Zirveleri'nin, Latin Birliği'nin ve NATO'nun da katılımcılarındandır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesinden biri olan Fransa 360 etkin savaş başlığı ve 59 nükleer santraliyle önemli bir nükleer güç olmayı da sürdürüyor.
1960’LARA KADAR SÖMÜRGELERİYLE BÜYÜDÜ
Fransa ismi, “Frankların yurdu” anlamına gelen “Francia” sözcüğüne dayanıyor. Ancak “Frank” sözcüğünün kökeniyle ilgili pek çok farklı iddia var. Bunlardan biri, bu sözcüğün kökeninin ön Cermen dillerinde cirit, kargı, mızrak gibi anlamlara gelen “frankon” olduğuyken, bir başka köken varsayımı da frank teriminin eski Cermen dillerinde özgür anlamına gelen “frei” sözcüğünden geldiğidir. Günümüz Fransa’sının sınırları, hemen hemen eskiden Kelt Galyalıları tarafından yurt edinilen Antik Galya'nın sınırlarıyla aynıdır. Galya, MÖ 1’inci yüzyılda Roma İmparatoru Julius Caesar tarafından ele geçirilince Galya halkları yavaş yavaş Roma kültürü ve Roma dilini benimsemeye başladı. Daha sonra zamanla bu dil kendi içinde değişerek çağdaş Fransızcanın temellerini oluşurdu. Ayrı bir ülke olarak Fransa tarihinin başlaması 843 tarihli Verdun Antlaşması uyarınca Karolenj İmparatorluğu'nun Doğu Frank Krallığı, Batı Frank Krallığı ve Orta Frank Krallığı olarak üçe ayrılmasıyla başladı. Batı Frank Krallığı hemen hemen bugünkü Fransa topraklarını kaplıyordu ve nitekim çağdaş Fransa'nın temelleri de bu krallık üzerine kurulmuştur. Karolenj Hanedanı Fransa'yı 987 yılında Fransa Dükü ve Paris Kontu Hugh Capet'nin, Fransa kralı olarak taç giymesine kadar yönetti. Onun soyundan gelenler ile Valois ve Bourbon hanedanları da aşamalı bir dizi savaşla ülkede birliği sağladı. Krallık yönetimi 17’nci yüzyılda ve kral 14’üncü Louis'nin döneminde zirvelerini yaşıyordu. Bu süreçte Fransa, Avrupa kıtasının en kalabalık ülkesi hâline gelmiş ve Avrupa kültürü, politikaları ve ekonomisi üzerinde en etkili güçlerden biri olmuştu. Fransızca dönemin diplomasi diliyken, aydınlanma çağı da büyük ölçüde Fransız entelektüel çevrelerinde gerçekleşti. Fransız bilim insanları 18’inci yüzyılda büyük bilimsel buluşların altına imzalarını atarken, Fransa bu dönemlerde Afrika, Amerika ve Asya kıtalarında birçok deniz aşırı toprak edindi.
Fransa, 17’nci yüzyıldan başlayarak 1960'lara dek bir sömürge devleti kimliğiyle var olmuş; 19 ve 20’nci yüzyıllarda dünyanın dört bir yanında edindiği sömürge toprakları Fransa'yı İngiltere'den sonra ikinci büyük sömürge imparatorluğu haline getirmiştir. Her iki Dünya Savaşı'ndan da galip taraf olarak çıkmasına karşın Fransa, büyük bir insan kaybına ve maddi zarara uğramış; Avrupa'daki toprakları her iki savaşta da yer yer ya da tümüyle Alman güçlerince işgal edilmiştir. Son yarım yüzyıl içinde Fransa'nın Almanya'ya karşı yürüttüğü barışçıl tutum ve iş birliği ilişkileri ise Avrupa Birliği'nin ekonomik bütünleşmesinde esas teşkil etmiştir.
İŞSİZLİK YÜKSELİYOR
Fransa, coğrafi konumu itibarıyla AB’nin merkezinde yer alır. Birliğin diğer ülkelerinde bulunan önemli sanayi ve ticaret noktalarına ulaşım için ideal bir kavşak noktası olan Fransa’nın nüfusu, Fransa Ulusal İstatistik Ofisi’nin (INSEE) verilerine göre 64 milyon 960 bindir. Ülkenin deniz aşırı toprakları da dâhil edildiğinde bu rakam 68 milyona ulaşıyor. Demografik olarak ülkenin en önemli sorunları ise yaşlanan nüfus, doğum oranındaki düşüş ve hızlı kentleşme olarak sıralanıyor. Ülkede işsiz sayısının 2020 yılı üçüncü çeyreğinde 2,4 milyon kişi olduğu tahmin edilirken, yıl sonu işsizlik oranının yüzde 9’a ulaşması bekleniyor. Ülkede çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 75’i hizmet sektöründe istihdam edilirken, sanayi sektörü istihdamın yüzde 22,1’ini, tarım sektörü ise yüzde 2,9’unu üstleniyor.
GSYİH’NİN EN GÜÇLÜ DESTEKÇİSİ HİZMETLER SEKTÖRÜ
AB ülkeleri içerisinde en büyük tarım üreticisi ülke konumunda olan Fransa aynı zamanda dünyada ABD’den sonraki en önemli tarım ürünleri ihracatçısıdır. 1945 yılından sonra tarımın ülke ekonomisindeki göreceli önemi azalırken, günümüzde bu oran yüzde 2’ye kadar gerilemiş durumdadır. 1970’lerde ülkede tarım, balıkçılık ve ormancılık sektörlerinde çalışanların toplam sayısı 2,8 milyon iken bu sayı bugün için yarı zamanlı çalışanlar da dâhil olmak üzere 1 milyonun altına düşmüştür.
Ülkedeki sanayi üretimi ise ülke GSYİH'sinin en önemli gelir kalemini oluşturur. Dünyanın dördüncü büyük otomobil üreticisi olan Fransa, aynı zamanda dünyanın önde gelen uçak üreticisi Airbus'un hâkim olduğu bir havacılık sektörüne de sahiptir. Benzer şekilde makine sektöründe de Fransa’nın uluslararası göreli bir gücü bulunuyor. Fransa ekonomisinin belkemiğini ise yüzde 78 gibi yüksek bir oranda hizmet sektörü oluşturuyor. Fransa, dünyanın teknolojik olarak en gelişmiş ülkeleri arasında yer alırken, teknolojik Ar-Ge ve yenilik için ideal bir ortam sunmaya da devam ediyor. Bu ortam, Fransız teknoloji şirketlerinden bazılarının büyümesi ve dünyada sayılı şirketler arasına girmesini sağlarken, Valbonne'da bulunan Sophia Antipolis teknoloji parkındaki yerli ve yabancı menşeli pek çok şirket dünyanın en ileri teknolojilerinin geliştirilmesi için çalışıyor. Fransa’nın enerji politikalarının merkezinde ise nükleer enerji bulunuyor. 1970’lerdeki petrol krizinden sonra enerji çeşitlendirmesine yoğunlaşan ve bu alanda özellikle nükleer enerjiye yönelen Fransa halen enerji üretiminin yüzde 80’inin ülkedeki 59 nükleer enerji santralinden karşılıyor. Ayrıca enerji üretiminde yenilenebilir enerjinin ve rüzgâr enerjisinin payı da halen yüzde 10 seviyesinde bulunuyor.
KÜRESEL TİCARETİN BÜYÜK OYUNCUSU
Fransa ekonomisindeki önde gelen yapısal sorunlar; genç nüfus dahil olmak üzere süre gelen yüksek işsizlik, kamu ve özel sektörün borç yüküdür. Son yıllarda ülkenin ekonomik büyümesindeki yavaşlama artan işsizlikle sonuçlanırken, yaşanan salgın sürecinde işsizliğin yüzde 9’a kadar yükseleceği öngörülüyor. 2019 yılında dünya ihracatında altıncı sırada bulunan ve küresel ihracattan yüzde 3 pay alan Fransa’nın dünya ithalatındaki payı ise yüzde 3,3’tür. 2015-2019 yılları arasında ihracat ve ithalatı yıllık ortalama yüzde 4 büyüyen Fransa’nın en önemli ihracatçı sektörleri makineler, hava taşıtları, motorlu kara taşıtları, elektrikli makine ve cihazlar, eczacılık ürünleri, uçucu yağlar ve kozmetik, plastikler ve mamulleri, alkollü ve alkolsüz içecekler, optik fotoğraf ölçü tıbbi alet ve cihazları ile mineral yakıtlar olarak sıralanıyor. Benzer şekilde, ülkenin dünyadan ithalatında en önemli ürün grupları da sırasıyla makineler, motorlu kara taşıtları, mineral yakıtlar ve yağlar, elektrikli makine ve cihazlar, eczacılık ürünleri, uçucu yağlar ve kozmetik ürünleri, plastikler ve mamulleri, optik fotoğraf ölçü tıbbi alet ve cihazları, hava taşıtları, organik kimyasallar ile örülmemiş giyim eşyası ve aksesuarları olarak dikkat çekiyor.
FRANDAN MAKİNE İTHALATIMIZ FAZLASIYLA YÜKSEK
Fransa’nın makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde ise BM İstatistik Bölümü verilerine göre ülkenin makine ihracatının, 2019’da yüzde 1,5 düşüşle 74,5 milyar dolar olarak kayda geçtiğini görüyoruz. Fransa’nın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 12,1 milyar dolarla ABD yer alırken, ikinci sıradaki Almanya 2019’da Fransa’dan 11,7 milyar dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki İspanya’ya da 4,9 milyar dolarlık makine ihraç edildi. 2019’da Türkiye ise Fransa’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 12’lik düşüşle 11’inci sırada yer aldı ve 1,1 milyar dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde Fransa’nın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 6,6 milyar dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 17,2 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Fransa’nın toplam ihracatının 555,1 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 13,4 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 638 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 14,5 pay aldığı Fransa’da, 2019’da yüzde 0,1’lik düşüşle 92,4 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Fransa’nın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 16 milyar dolarla Almanya yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan ABD’den 12,3 milyar dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki Çin’den de 12,2 milyar dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde Fransa, toplam makine ithalatında 17’nci sırada yer alan Türkiye’den de yüzde 7,6’lık artışla 1,4 milyar dolarlık makine ithalatı gerçekleştirdi. Bu veriyle, Fransa’nın toplam 92,4 milyar dolarlık makine ithalatından 2019’da Türkiye’nin aldığı payın yüzde 1,5 seviyesinde gerçekleştiğini; Fransa’nın Türkiye’den yaptığı 9,8 milyar dolarlık toplam ithalat içindeki makinenin payının ise yüzde 13,9 olarak kayda geçtiğini hatırlatalım.