BIR SÜREDİR TÜRKİYE’NİN AR-GE VE İNOVASYON GÜCÜNÜ TEMEL ALAN ANALİZLERİ SİZLERLE PAYLAŞIYORUM. BU KEZ DE SANAYİ ÜRETİMİNDE VE KATMA DEĞERDE ÖN PLANA ÇIKAN İLK BEŞ ŞEHRİMİZİN (İSTANBUL, ANKARA, İZMIR, BURSA VE KOCAELİ) AR-GE VE İNOVASYONDAKİ KONUMLARI, BİRBİRLERİNE KARŞI GÖRELİ POZİSYONLARINA ODAKLANACAĞIM. AMACIM; BİRBİRİNDEN FARKLI BÜYÜKLÜKTEKİ ŞEHİRLERİMİZİN, BU BÜYÜKLÜKLERINDEN KAYNAKLANAN AVANTAJLARINI ARKA PLANA ATTIĞIMIZDA YENİLİK VE AR-GE’DE NASIL BİR PERFORMANS SERGİLEDİKLERİNİ KARŞILAŞTIRMALI OLARAK ELE ALMAK OLACAK.
Hiç kuşkusuz, bu makaleye konu olacak analizler, tek başlarına herhangi bir şehrin ya da bölgenin yenilikçilik kapasitesini ölçmek ve geleceğe dönük bir simülasyon sunmakta yeterli olmayacaktır. Bunun için, “İnovasyon sistem yaklaşımı” ile konunun kapsamlı bir model çerçevesinde ele alınması gerekli. Peki, inovasyon sistem yaklaşımı nedir? Temel ve uygulamalı araştırmalardan yeni ürün/ süreç keşiflerine ve bunların hayata geçirilmesine kadar devam eden inovasyon ve Ar-Ge faaliyetleri, doğrusal bir süreçte gerçekleşmezler. Tersine, bu süreçler karmaşık geri bildirim mekanizmaları ve içerisinde bilim, teknoloji, öğrenme, üretim, politika ve talebi barındıran etkileşimli ilişkilerden oluşur. Farklı kurumsal çevreler içerisinde faaliyet gösteren bu faktörler arasındaki etkileşimler, inovasyon süreçleri için önemlidir. Bu çevresel aktörler, iktisadi amaçlar çerçevesinde bilgi yaratımı ve kullanımını amaçlayan sistemlerin unsurlarıdır. İnovasyonlar da bu gibi sistemlerin içerisinde ortaya çıkar. Böyle bir sistematik anlayışla ortaya çıkan “İnovasyon Sistemleri” yaklaşımı, temel olarak ulusal, bölgesel ya da tematik bir konuda inovasyon yaratma kabiliyetine sahip firmalar, organizasyonlar, araştırma enstitüleri ve kamu kurumları gibi aktörlerin bireysel performansları üzerine değil, bu aktörlerin bir sistemin parçası olarak etkileşimleri üzerine kurulmuştur. Tablo 1’de, beş büyük ilimizin temel göstergeler bazında 2019 yılı itibarıyla durumlarını görebiliriz. Tüm göstergeler bazında İstanbul başat şehir olarak ortaya çıkarken, tasarım sayısı dışında diğer göstergelerde Ankara ikinci konumda bulunuyor. Tasarımda ikinci sırada Bursa, marka başvurusunda ise üçüncü sırada İzmir yer alıyor. İzmir, KOSGEB ve TÜBİTAK desteklerinde yaralanmada da üçüncü sıradaki yerini koruyor. Tablo 2’de ise temel göstergelerde illerimizin 2013 yılından 2019’a kadar olan döneme ilişkin gelişimleri yer alıyor. Girişim ve marka sayısında en yüksek artışı (yüzde 18 ve yüzde 14) Kocaeli gerçekleştirirken, aynı dönemde patent ve faydalı model sayısındaki artış yönüyle İstanbul ve Bursa başa baş yarışıyor (İstanbul yüzde 64 ile ilk sırada bulunuyor). Tasarım sayısında Bursa yüzde 1609 ile diğer illerin açık ara önündeyken, KOSGEB ve TÜBİTAK fonlarından yararlanmada da 2013’ten 2019’a en yüksek artış İzmir’de görülüyor. Her iki göstergedeki artış hızında Ankara ise ikinci sırada bulunuyor. Temel göstergeler üzerinden birtakım oranların türetilmesi ve bu oranlar temelinde şehirlerin performansının analizi de mümkün. Tablo 3’teki bu oranlar son veri yılı olan 2019 yılı için gösteriliyor. Buna göre, türetilen ilk oran 10 bin girişime düşen patent/ faydalı model sayısı ve bu göstergede Bursa 44 birimlik değerle İstanbul’u geride bırakarak ilk sırada yer alıyor. Bursa’yı sırasıyla İstanbul, Ankara, Kocaeli ve İzmir takip ediyor. Dikkat edeceğimiz ikinci oran, marka başına düşen patent/faydalı model sayısıdır. Bu oranda da Bursa 0,26 ile ilk sırada bulunurken, Ankara ikinci sırada, Kocaeli üçüncü sırada bulunuyor. Patent/Faydalı model başına düşen Ar-Ge fonu miktarı (KOSGEB ve TÜBİTAK desteklerinin toplamı) da bakılabilecek bir diğer oran ve 527 bin TL ile Ankara ilk sırada yer alırken, onu İzmir, Kocaeli, Bursa ve İstanbul takip ediyor. Son olarak, girişim başına düşen Ar-Ge desteği miktarını (KOSGEB ve TÜBİTAK desteklerinin toplamı) da inceleyebiliriz ki bu oranda Ankara ilk sırada yer alırken, Kocaeli ve Bursa ilk üç içerisinde bulunuyor. Tüm bu analiz sonuçları ışığında beş büyük şehrimiz özelinde yapılabilecek çıkarımları şu şekilde toparlayabiliriz:
• Temel verilerde İstanbul, hangi gösterge alınırsa alınsın diğer şehirlerimizin ötesinde bir yapı sergilerken, İstanbul’u Ankara takip ediyor.
• Ancak şehirlerin göreli durumlarını analiz etmeye yarayan oranlarda İstanbul’un mutlak üstünlüğü ortadan kalkıyor.
• Patent ve tasarım performansında Bursa ön plana çıkarken, Ankara kamu ArGe fonlarından yararlanmada ilk sırada bulunuyor.
• İzmir ve Kocaeli ise belirli bir alanda ön plana çıkmakta zorlanıyor.