Alkın Kompresör Ar-Ge Merkezi, 2018 yılı Kasım ayı başında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edildi.
ÖZELLIKLE SAVUNMA SANAYISININ TALEP/IHTIYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA YÜKSEK BASINÇ SOLUNUM HAVASI KOMPRESÖRLERI, DOLUM KASALARI, BOOSTER KOMPRESÖRLER, ORTA VE ALÇAK BASINÇ HAVA KOMPRESÖRLERI, AZOT ÜRETIM SISTEMI ILE FILTRE GRUPLARI ÜRETIMINI GERÇEKLEŞTIRDIKLERINI SÖYLEYEN ALKIN KOMPRESÖR GENEL MÜDÜRÜ ÖZEN TÜJÜMET, AR-GE’YE SAĞLANAN TEŞVIKLER ARTSA DA YÜKSEK TEKNOLOJI IHRACATININ YILLARDIR ISTENEN DÜZEYE ÇIKAMADIĞINI SÖYLERKEN, “AR-GE MERKEZLERININ NICELIK ARTIŞI, NITELIKLE AYNI HIZDA ILERLEMELİ” DIYOR.
Alkın Kompresör Ar-Ge Merkezi, 2018 yılı Kasım ayı başında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından akredite edildi. Alkın Kompresör Genel Müdürü Özen Tüjümet, yüksek basınç solunum havası kompresörü sektöründe Türkiye’nin ilk ve tek üreticisi konumunda olan Alkın Kompresör’ün Ar-Ge merkezi kurma amaçlarından ilkini, ortak düşünme, karar alma ve ortak başarıya yönelme ilkesini Ar-Ge personeline de yaymak olarak açıklarken, Ar-Ge merkezlerinin özellikle KOBİ ölçeğindeki kuruluşlarda süreç ve ürünleri sorgulamaya uygun bir ortam yarattığının; böylece şirketlerin esnekliğini, yeni kavram ve süreçleri entegre etme yeteneğini arttırdığının altını çiziyor. Henüz Bakanlık akreditasyonunu çok yeni almış oldukları halde ikisi tamamlanmış beş adet aktif Ar-Ge projeleri bulunduğunu da vurgulayan Tüjümet ile Ar- Ge merkezlerinin çalışmaları ve hedeflerini Moment Expo okurları için konuştuk.
Öncelikle neden bir Ar-Ge merkezine ihtiyaç duyduğunuzu öğrenebilir miyiz?
Ar-Ge merkezleri özellikle KOBİ ölçeğindeki kuruluşlarda süreç ve ürünleri sorgulamaya uygun bir ortam yaratır; böylece şirketlerin esnekliğini, yeni kavram ve süreçleri entegre etme yeteneğini arttırır. Alkın Kompresör olarak Ar-Ge faaliyetlerimizin tek bir merkezden projelendirilmesi ve yönetilmesinin, şirketin bilgisinin artması, daha yüksek bir teknoloji kapasitesi ve ürün-süreç yeniliğine öncülük etmesi için kilit bir faktör olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle Ar-Ge merkezi olma isteğimizin temelinde, kısa vadeli bir ekonomik fayda modeli yerine inovasyonun daha fazla yer edindiği uzun vadeli şirket vizyonu ve stratejisi bulunuyor.
Ar-Ge merkezinizin yapısı ve faaliyetleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
“İleri teknolojiyi kullanarak katma değeri yüksek üretim gerçekleştirmek önceliğimizdir” ilkesi doğrultusunda faaliyetlerini sürdüren Ar-Ge merkezimiz bünyesinde iki yüksek lisans, dokuz lisans, dört ön lisans, yedi meslek lisesi mezunu olmak üzere toplam 22 personel görev alıyor. Sahip olduğumuz araştırmacı alt yapısını test laboratuarımızla da destekliyoruz. Oldukça dinamik bir yapıya sahip olan merkezimizde ikisi tamamlanmış beş adet de aktif Ar-Ge projemiz bulunuyor. Ar-Ge merkezimizde rutin üretime yönelik araştırma faaliyetlerinin yanı sıra özellikle savunma sanayisinin ihtiyaç/taleplerine yönelik “değer katan yenilik” yani inovasyon projeleri üzerinde de çalışıyoruz. Bu doğrultuda tamamlanan ve başvurusu yapılmış olan TÜBİTAK teşvikli projelerimiz bulunurken, Türk donanmasından gelen talep ve duyulan ihtiyaç üzerine deniz suyu soğutmalı hava kompresörü için TÜBİTAK-TEYDEB 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programına başvuruda bulunduk ve TÜBİTAK’tan aldığımız desteklerle Türkiye’nin ilk “1500 lt/dk Debili Kompakt Su Soğutmalı Yüksek Basınç Kompresörü” projesini tamamladık. Söz konusu projeyi, TÜBİTAK’ın 1601 “Özel Sektör Firmalarının Ar-Ge ve Yenilik Kapasitesini Artırmaya Yönelik Mentörlük Mekanizması Geliştirilmesi ve Uygulanması Programı bünyesindeki “Argementor Ağı Projesi” kapsamında yürüttüğümüzü de söylemeliyim.
Merkeziniz ilgili devlet kurumlarıyla koordinasyonu ve kamunun sağladığı Ar-Ge destekleri için neler söyleyebilirsiniz?
Ar-Ge faaliyetlerinin şirket dışı ortaklarla kurulan iş birlikleri sayesinde somut çıktılara dönüşebilme ihtimalinin yüksek olduğu bilinciyle araştırmacılarımız yurt içi ve yurt dışından çeşitli üniversiteler, kamu kurumları ve araştırma enstitüleriyle ortak projeler geliştiriyor. Ar-Ge merkezi kurulum sürecinden sonra üretim planlamasında üniversite-sanayi iş birliğini daha etkin bir şekilde tesis edebilmek için Ege Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (EBİLTEM) ve Dokuz Eylül Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (DETTO) ile iş birliği sözleşmeleri imzaladık. Kurmuş olduğumuz bu iş birlikleri sonucunda, Dokuz Eylül Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünden alanında uzman akademisyenlerin danışmanlığında yeni geliştirdiğimiz ürünümüz için TÜBİTAK TEYDEB 1501 Sanayi Ar-Ge Projeleri Destekleme Programına başvuruda bulunduk. Ayrıca TÜBİTAK-TEYDEB 1507 KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı kapsamında üretimini başarıyla gerçekleştirdiğimiz su soğutmalı yüksek basınç hava kompresörümüzün ticarileşme potansiyelini arttırıp ülke ekonomisine katma değer sağlamak için KOSGEB Teknolojik Ürün Yatırım (Teknoyatırım) Destek Programına da proje önerisi sunduk.
Hizmet alanınız içinde patent ya da faydalı model başvuru sayılarında artış gözlenmesini bekliyor musunuz?
Eğer patent başvuruları düşük teknoloji grubundaki ürünler için yapılıyorsa, bu durum ülke ekonomisine yüksek teknoloji grubundaki patentler kadar katkı sağlamayacaktır. Bu nedenle patent ve faydalı model başvurularımızda nicelik kadar niteliğin de önemli olduğu bilinciyle hareket ediyoruz. Türkiye Ar-Ge harcamalarını arttırmaya devam ettikçe, elbette daha fazla patent başvurusu ve yüksek teknoloji ihracatı yapacaktır. Ancak başvuruları başarılı bir şekilde son nihai ürüne çevirmek ve yüksek teknoloji ihracatını arttırmak için kaliteyi de arttırmak gerekli. Bu nedenle kaliteli malzeme ve ileri teknolojiyi kullanarak hem Türkiye ekonomisi hem de hava kompresörü sektörü adına katma değeri yüksek üretim anlayışını Ar-Ge personelimize temel ilkemiz olarak sunuyoruz. Gerçekleştirdiğimiz yeni yatırımlar, özellikle Ar- Ge merkezi olma sürecinden sonra çalışanlarımızın özverili araştırmaları sonucunda ürün portfoyümüze kazandırdığımız yeni kompresörlerle patent ve faydalı model başvurularımızın nitelikli bir şekilde artacağını öngörüyoruz.
Alkın Kompresör’ün kısa, orta ve uzun vadeli hedefleri nelerdir?
Alkın Kompresör, 1990 yılında Yüksek Uçak Mühendisi Erol Çiprut tarafından kuruldu ve 2012’de Aydın Trafo Makine ve Sanayi AŞ bünyesine geçti. Alkın Kompresör unvanı ile sektörde 28 yıldır faaliyet gösteren firmamızın tecrübe ve bilgi birikimi ise 1960 yılında kaynak makinası imalatıyla başlayan, 1977 yılında pistonlu ve 1998 yılından itibaren vidalı kompresör üretimiyle devam eden 58 yıllık bir iş hayatına dayanıyor. Özellikle savunma sanayisinin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda yüksek basınç solunum havası kompresörleri, dolum kasaları, booster kompresörler, orta ve alçak basınç hava kompresörleri, azot üretim sistemi ile filtre grupları üretimini gerçekleştiren Alkın Kompresör, başta ABD olmak üzere yaklaşık 120 ülkeye ihracatıyla başarısını kanıtlamış bir firmadır. Alkın Kompresör olarak ülkemizin yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi stratejisi için de katkı sağlıyoruz. Hâlihazırda, savunma sanayisinde ithalata bağımlılığı azaltma açısından çok büyük öneme sahip olan Milli Gemi (MİLGEM), Amfibi Gemi-Tank Çıkarma Gemisi (LST), Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD), Lojistik Destek Gemisi (LDG), Yeni Tip Karakol Bot (YTKB) projeleri kapsamında Alkın Kompresör tarafından farklı adet ve özelliklerde yüksek basınç solunum havası kompresörleri, azot üretim sistemi ve dolum kasaları teslim edilmiş durumda. Bu projeler arasında Ar-Ge mühendislerimizin çalışmaları neticesinde üretimi gerçekleştirilen “Azot Üretim Sistemi”, sistem ekipmanlarını tek bir şase üzerinde toplaması, tek bir panelden tüm sistemin kontrol edilebilmesine imkân sağlaması, gemi güvertesiyle eş zamanlı haberleşebilmesi, talep edilen tüm askeri standartları karşılaması ve fabrika testleri başarıyla sonuçlandırılan bir ürün olması nedeniyle hem firmamız için yeni bir kazanım hem de ülkemiz savunma sanayisi ihtiyaçlarına hizmet edebilecek bir gurur kaynağı olmuştur. Savunma sanayisinde yerli ve milli teknoloji üretim hamlesine Alkın Kompresör olarak daha fazla katkı sunmak arzusundayız.
Ar-Ge merkezi yatırımları ve çalışmaları için ne kadar bütçe ayırdınız? Gelecek dönem içinde Ar-Ge merkezinize yönelik yatırımlarınız sürecek mi?
Alkın Kompresör olarak en büyük Ar-Ge yatırımını çalışanlarımıza yapıyoruz. Sadece yüksek kaliteye sahip hava kompresörlerini sektörün hizmetine sunmakla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Ar-Ge merkezimizde istihdam ettiğimiz hem mühendislik hem de mühendislik dışı geçmişleri olan çalışanlarımızın sürekli eğitim ve gelişimlerini sağlamayı da amaçlıyoruz.
Türkiye’de firmaların daha fazla Ar-Ge’ye yönelmesini sağlamak için hangi adımlar atılmalı?
Dünyada ülkelerin inovasyon performansıyla ilgili düzenli olarak yayınlanan Küresel İnovasyon Endeksi’nin son beş yıllık verilerine bakıldığında, Türkiye olarak 2014’de 54’üncü, 2015’de 58’inci, 2016’da 42’nci, 2017’de 43’üncü ve 2018’de 126 ülke arasında 50’nci olduğumuzu görüyoruz. Endeks verilerini detaylı bir şekilde incelediğimizde ise özellikle 2015 yılından sonra bilgi ve teknoloji çıktılarıyla yaratıcı çıktılar bileşenlerinde kayda değer bir gelişme gösterdiğimizi görebiliriz. Bu olumlu gelişmenin yanında ülkenin temel altyapı gelişmişliği ve kurumlar bileşenlerinde ise bir miktar gerileme dikkat çekiyor. Türkiye’nin Ar-Ge faaliyetlerine yaptığı harcamalar 2006 yılından beri düzenli bir artış gösteriyor. TÜİK verilerine göre 2006 yılında Türkiye’nin Ar-Ge harcamaları GSYİH’nin yüzde 0,56’sına karşılık gelirken, 2017 yılında bu oran yüzde 0,96’ya çıktı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türkiye’nin kalkınmasına daha fazla ivme kazandırmak amacıyla açıklanan Ar-Ge reform paketleriyle Ar-Ge merkezlerine yeni bir yaklaşım sunulmuş olsa da yüksek teknoloji ihracatımızın yıllardır istenilen düzeyde gelişememesi, nicelik artışına göre niteliğin aynı hızla artmadığını gösteriyor. Bu nedenle Türkiye’de Ar-Ge ve tasarım üretim hizmetlerine verilen teşviklerin temelinde, niceliğin yanında niteliğe daha fazla önem verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Diğer yandan, Ar-Ge mevzuatının tek çatı altında toplanması, Ar-Ge ile ilgili hem yerli hem yabancı şirketlerle koordinasyonu sağlayacak özel bir birimin oluşturulması ya da mevcut birimlerden birine bu kapsamda özel bir fonksiyonun tanınmasının, şirketlerin Ar-Ge kararlarını çok daha sağlıklı bir şekilde vermeleri noktasında faydalı olacağını düşünüyoruz.