MAKİNA İMALATÇILARI BİRLİĞİ (MİB) GENEL SEKRETERİ ZÜLFİKAR KILIÇ, YAŞANAN EMTİA VE ENERJİ KRİZİNİN İKİ YÖNÜ OLDUĞUNU SÖYLERKEN, “EVET, DÜNYADA ENERJİ FİYATLARI YÜKSELİRKEN BİZİM BUNDAN ETKİLENMEMEMİZ SÖZ KONUSU OLAMAZ. BU DURUM, ELBETTE MAKİNE ÜRETİCİLERİNİN MALİYETLERİNE DE YANSIYACAKTIR. ANCAK BU SÜRECİ OLUMLU YÖNLERİYLE GÖRMEMİZ DE MÜMKÜN. BİZİM EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ, ENERJİ TEMİNİ KONUSUNDA SIKINTI YAŞAMIYOR OLMAMIZDIR. DOĞAL GAZA ENDEKSLİ AVRUPA SANAYİSİ İSE KRİZDEN ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLENİYOR. BU DURUM İHTİYAÇLARIN BAŞKA KAYNAKLARDAN KARŞILANMASI SONUCUNU DA DOĞURUYOR Kİ BURADA EN AVANTAJLI ÜLKE TÜRKİYE’DİR VE BU BOŞLUĞU RAHATLIKLA DOLDURABİLECEĞİMİZE İNANIYORUM.” DİYOR.

Uzun yıllar Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı, Ekonomi Bakanlığı  ve Ticaret Bakanlığı’nda önemli görevlerde bula nan Zülfikar Kılıç, 2022’nin başında kamu görevin den ayrılmış ve Makina İmalatçıları Birliği’nde Genel Sekreter olarak görev almaya başlamıştı.  Zülfikar Kılıç, zor bir dönemde devraldığı Genel Sekreterlik görevinde bir yılı doldurmak üzere. Aslen mühendis kökenli olan ancak ömrünü dış ticarette uzmanlaşmaya adayan Zülfikar Kılıç ile hem geride kalan yılı hem de makine sektörünün gelecek stratejilerini konuştuk.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? MİB’deki göreve başlama sürecinizi nasıl anlatabilirsiniz?

Ben aslen mühendis kökenliyim, ODTÜ Maden Mühendisliği mezunuyum. Daha sonra ODTÜ İşletme Bölümü’nde yüksek lisansımı tamamladım ve Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı’nda  ZÜLFİKAR KILIÇ MİB GENEL SEKRETERİ   Uzman Yardımcısı olarak göreve başladım. Aynı kurumda uzmanlık, şube müdürlüğü, daire başkanlığı görevlerinde bulundum. En son Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcılığı ile Ticaret Bakan Baş Danışmanlığı  görevlerinde bulundum. Üç ülkede, Ticaret Müşavirliği görevlerim oldu. Tahran’da (İran) dört, Pekin’de (Çin) dört ve Addisababa’da (Etiyopya) beş yıl bulundum ve bu sürelerde iş dünyası ile çok yakından çalışma  fırsatım oldu. MİB’den teklif aldığımda, kamuda 32 yıllık hizmet sürem dolmuştu. Ticarette masanın diğer tarafına geçmenin vaktinin geldiğini düşünerek MİB Genel Sekreterliği görevini üstlendim.

1970’lerden bugüne yaşanan en önemli enflasyon dalgasının ortasındayız ve küresel ekonomilerde önemli dönüşümler izleniyor. Diğer yandan enerji ve ham maddeye ulaşımda da kimi önemli sorun başlıklar mevcut. Bu süreçte Türk makine sanayisinin konumunu nasıl değerlendirirsiniz? MİB’in mevcut ekonomi süreçlerine yaklaşımı ve kamudan beklentileri nedir?

Makine sektörü özellikle salgın döneminde hem Türkiye’de hem de küresel ölçekte önemli bir ivme yakaladı. Ancak 2022’nin son döneminde başlayan belirgin bir yavaşlamayı da yok sayamayız. Tabii bunun en önemli etkenleri, sizin de bahsettiğiniz gibi hem emtia fiyatlarındaki yüksek dalgalanmalar hem de özellikle yakın coğrafyamızdaki sıcak çatışma nedeniyle enerji fiyatlarındaki artışlardır. Ben, bu süreci makine sektörü açısından iki yönlü; olumlu ve olumsuz olarak değerlendiriyorum. Dünyada enerji fiyatları yükselirken, bizim bundan etkilenmememiz söz konusu olamaz. Biliyorsunuz Türkiye, enerji ithalatçısı bir ülkedir. Dolayısıyla bu süreçte enerji fiyatlarında artışlar olması  da kaçınılmazdır. Bu durum, elbette makine üreticilerinin maliyetlerine de yansıyacak, ürün ve hizmetlerin fiyatlarını da yukarıya çekecektir. Ancak bu süreci olumlu yönleriyle görmemiz de mümkün. Bizim en büyük avantajımız, enerji temini konusunda sıkıntı yaşamıyor olmamızdır. Özellikle Avrupa’ya baktığımızda  fiyat dışında bir arz sıkıntısı yaşandığını da görüyoruz. Rus gazının kesilmesi, doğal gaza endeksli Avrupa sanayisini önemli ölçüde etkilemiş durumda. Bu durum üretim düşüşlerinin yanı sıra ihtiyaçların başka kaynaklardan  karşılanması sonucunu da doğuruyor. Burada en avantajlı ülke Türkiye’dir ve bu boşluğu rahatlıkla doldurabileceğimize inanıyorum. Bunu başarabilmek için önümüzdeki en önemli engel ise finansmandır. Bu konuda da kamunun son dönemde attığı adımları doğru ve yerinde görüyoruz.

MİB’in 2023 ve sonrası için çalışma takviminde en önemli başlıklar neler olacak?

2023’te en çok önem vereceğimiz başlıklardan biri Yerli Malı Tebliği olacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bu konuda gerçekten önemli bir çalışma yapıyor. MİB üyelerinin de en büyük sıkıntılarından birisi bu konudur. Çünkü Yerli Malı Belgesi almak konusunda fazla sayıda şikâyetler alıyoruz. Üstelik ithal edilen makinelerde bile Yerli Malı Belgesi düzenlenebiliyor ki bunun mutlaka önüne geçilmesi gerekiyor. Özellikle düzenlenen ihalelerde yerli üretim olduğu zaman bir avantaj sahibisiniz ama Yerli Malı Belgesi doğru verilmediği zaman, ithal mala bu belge verildiği zaman veya gerekli kriterleri sağlamayan makinelere Yerli Malı Belgesi verildiği zaman bu avantaj tamamen kayboluyor ve yerli üreticilerin o ihalede olabilme şansı ortadan kaldırılmış oluyor.

Mevzuatta nasıl bir açık var, ithal bir mal nasıl Yerli Malı Belgesi alabiliyor?

Burada denetim çok önemli. Bu belgeyi genellikle ticaret ve sanayi odaları düzenliyor. Biz kurumlar doğru çalışmıyor demiyoruz ama ne yazık ki çok fazla yanlış uygulamayla da karşılaşıyoruz. Başvuru sayısının fazla olması elbette hatalı sonuçlar doğurabilir ama sonuçta kamu otoritesinin  bunu ciddi anlamda denetlemesi ve kontrol etmesi gerekiyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın son tebliğin de de çok olumlu adımlar olduğunu gördük. Özellikle yerli olduğu kabul edilmeyen makinelerde doğrudan bakanlığa başvuru olabilirse, bu birçok sorunu çözecektir diye düşünüyoruz. Örneğin bir ihaleye giriyorsunuz, karşı taraf Yerli Malı Belgesi sunuyor ama siz biliyorsunuz ki makineler yerli değil; bu durumda Kamu İhale Kurumu’na başvurabilirsiniz. Kurum da bu başvurunuzu, belgeyi düzenleyen ticaret veya sanayi odaklarına soracaktır. Doğal olarak süreç hem uzayacak hem de ticaret veya sanayi odaları belgeye haiz olmadıkları için hatadan dönmeyecek ve belgenin doğruluğunda ısrar edecektir. Bu kez süreç ancak yasal zeminde devam edebilir ve en başa dönülür. Oysa üçüncü ve tarafsız bir kanat olarak kamu otoritesi yani bakanlık sürece dâ hil olabilirse, yerli makine üreticileri çok rahatlayacak; başvurularını direkt bakanlığa yaparak hızlı ve kesin sonuca ulaşabilecektir.

“KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER ÜRETEBİLİYORSANIZ PİYASADA VAR OLMAYA DEVAM EDEBİLİYORSUNUZ. EĞER BUNU YAPAMIYORSANIZ, BELİRLİ BİR SÜRE YERİNİZDE SAYIYOR SONRASINDA DA PİYASADAN ÇEKİLMEK ZORUNDA KALIYORSUNUZ. SÜREÇ ZATEN BU ELEMEYİ DOĞAL OLARAK SAĞLIYOR. ARTIK ÇAĞ BİLGİ VE İNOVASYON ÇAĞI. YENİ. TEKNOLOJİLERİ MUTLAKA ÜRETİM SÜREÇLERİNE UYUMLAŞTIRMAK ZORUNDAYIZ.”

Makinecilerin rahatsız olduğu bir başka konu da haksız rekabet. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?

Evet, özellikle Uzak Doğu menşeli ithal makinelere karşı yerli üreticilerimizi korumamız gerekiyor. Bu amaçla ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerimize 2023’te de devam edeceğiz. Önceki dönemde, özellikle ikinci el makine ithalatının teşviki kapsamında belirli ürünle rin bu tebliğden çıkarılması konusunda, bakanlıklarımızla verimli çalışmalar yapmıştık. Bunun devamını getireceğimizi söyleyebilirim. Ülkemiz özellikle yeni teknolojiye yönelik olarak ciddi yatırım ve üretim yapıyor. Burada firmalarımızın daha başarılı olmasını istiyorsak, sürdürülebilir üretim yapılmasını arzuluyorsak, yurt dışından çok ucuza gelen bu ürünlere karşı yerli üreticimizi mutlaka desteklememiz gerekiyor. 2023’te bir başka önemli organizasyonumuz ise üyesi olduğumuz CECIMO’nun Genel Kurulu’nu Antalya’da düzenleyecek olmamız dır. Bu etkinliğe çok önem veriyoruz çünkü CECIMO, takım tezgâhları alanında Avrupa’nın en büyük sanayi örgütüdür ve Avrupa’nın en büyük firmalarını temsil eden bir yapıya sahiptir. Ayrıca CECIMO Genel Kurulu, sektörle ilgili en önemli tartışma platformu olması açısından da önemlidir. Bu etkinlikte sektörün geleceğine karar verilir ve gelecek stratejileri belirlenir.

Peki, makinecilerin gözünden bakıldığında 2023 için neler söyleyebilirsiniz? Makine üreticilerinin 2023’ten beklentileri nelerdir?

En büyük gündem, haksız rekabete karşı korunmak! Makinecilerin en büyük sıkıntısı bence budur. İkinci olarak makine üreticileri yurt dışı pazarlara daha fazla açılmak istiyor. Yine, sürdürülebilir ihracat ve bunun için doğru  iş ağlarına ulaşmak makinecilerin öncelikli talepleri arasında yer alıyor. Ancak en önemlisi, elbette emtia ve enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar tüm imalat sektörlerinde olduğu gibi makine imalat sektöründe de en önemli gündem olmaya devam ediyor. Biraz önce söylemiştim, bu süreçte finansmana erişim çok önemli ve bu konudaki beklentiler de 2023’te devam edecektir.

“ENERJİ KRİZİNDE BİZİM EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ, ENERJİ TEMİNİ KONUSUNDA SIKINTI YAŞAMIYOR OLMAMIZDIR. RUS GAZININ KESİLMESİ, DOĞAL GAZA ENDEKSLİ AVRUPA SANAYİSİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLEMİŞ DURUMDA. BU DURUM ÜRETİM DÜŞÜŞLERİNİN YANI SIRA İHTİYAÇLARIN BAŞKA KAYNAKLARDAN KARŞILANMASI SONUCUNU DA DOĞURUYOR. BURADA EN AVANTAJLI ÜLKE İSE TÜRKİYE’DİR.”

Türkiye’nin ekonomik büyümesinde ihracat en önemli dayanaklardan biri. Sizce önümüzdeki dönemde ihracatçı firmaların, özellikle makine ihracatçılarının dikkat etmesi gerekenler neler olmalı?

İhracatta en önemli konu, sürdürülebilirliktir. Bunu da ancak kalite ve marka ile sağlayabilirsiniz. Eğer biz bunu gerektiği gibi yerine getirebilirsek, makine ihracatçılarının önü alabildiğince açılacaktır. Halen ihracatımız çok başarılı ilerliyor, dünya ortalamasının üzerinde bir performans sergiliyoruz ancak markalaşma ve kalitede göstereceğimiz atılımlar, her pazarda önümüzü açacak ve rakiplerimiz karşısında daha avantajlı olmamızı kolaylaştıracaktır. Diğer yandan, özellikle coğrafyamızda oluşan fırsatları da iyi değerlendirmemiz gerektiğini  düşünüyorum. Biz, MİB olarak bu konuda da üyelerimizle birlikte hareket ediyoruz. Bence önemli bir başka konu ise yurt dışındaki kimi prestij fuarlarına mutlak surette katılmak zorunluluğudur. Bazen firmalar, “Bu fuarın bana ne faydası olacak? Ne kadar mal satacağım” diye düşünüyorlar ancak fuarlar sıcak satış yerleri değildir. Fuarın amacı ürünü tanıtmak, yeni müşterilerle tanışmaktır.

Diğer yandan, tüm dünyada korumacı ekonomi politikaları giderek güçleniyor. Geçmişte daha kolay ve hızlı girilen pazarlarda bile yeni politikalarla ticaret zorlayıcı hale geliyor. Bu süreci nasıl yorumluyorsunuz? Türk makine ihracatçılarının dış ticarette karşılaşabilecekleri sorunların çözümünde MİB nasıl aksiyonlar alıyor?

Korumacılık her zaman vardı. Aslında DTÖ çerçevesinde ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik önemli adımlar atılmış olsa da biz şunun her zaman farkındaydık: Bir sektörde güçlü olan ülke eğer uluslararası kuruluşlarda da güçlüyse, kendi sanayilerini değişik enstrümanlarla çok güzel şekilde koruyabilir. Koruma denildiğinde herkesin aklına gümrük vergileri, anti damping vergileri ve referans fiyatları gelir. Ama gelişmiş ülkeler asıl olarak kendi sanayilerini teknolojiyle, çevreyle, sağlıkla  ve standartlarla korurlar. Gelişmiş bir ülkeye herhangi bir şey ihraç etmek istediğinizde o kadar çok kriteri karşılamanız gerekir ki, vergiler aklınıza bile gelmez. Üstelik bunların her biri size bir maliyet oluşturur ve sonuçta o pazarda var olmanız imkânsızlaşır. Burada MİB olarak, lobi gücümüzle üyelerimizin yanında olmaya çalışıyoruz. Örneğin yeni mevzuatlar konusunda üyelerimizin çıkarlarını gözetecek adımlar atarken, üyelerimizi de hem güncel mevzuatlar hem de hazırlığı devam eden yeni mevzuatlar konularında sürekli olarak bilgilendiriyoruz.

Her platformda katma değerli üretiminin önemi vurgulanıyor ancak üreticiler bu konuya nasıl yaklaşıyor? Sizin gözlemleriniz
nedir? Üreticilerin katma değerli üretime geçiş sürecindeki engellerini nasıl tanımlarsınız?

Piyasa bunun ayrımını otomatik olarak yapıyor. Siz, katma değeri yüksek ürünler üretebiliyorsanız piyasada var olmaya devam edebiliyorsunuz. Eğer bunu yapamıyorsanız, belirli bir  süre yerinizde sayıyor sonrasında da piyasadan çekilmek zorunda kalıyorsunuz. Süreç zaten bu elemeyi doğal olarak sağlıyor. Artık çağ bilgi ve inovasyon çağı. Yeni teknolojileri mutlaka üretim süreçlerine uyumlaştırmak zorundayız.

 

“ÖZELLİKLE UZAK DOĞU MENŞELİ İTHAL MAKİNELERE KARŞI YERLİ ÜRETİCİLERİMİZİ KORUMAMIZ GEREKİYOR. ÜLKEMİZ YENİ TEKNOLOJİYE YÖNELİK OLARAK CİDDİ YATIRIM VE ÜRETİM YAPIYOR. BURADA FİRMALARIMIZIN DAHA BAŞARILI OLMASINI İSTİYORSAK, YURT DIŞINDAN ÇOK UCUZA GELEN BU ÜRÜNLERE KARŞI YERLİ ÜRETİCİMİZİ MUTLAKA DESTEKLEMEMİZ GEREKİYOR.”

 

Salgın sonrasındaki yeni dönemde, insan kaynaklarında da önemli bir dönüşüm gerçekleşiyor. Makine sektöründeki insan kaynakları için neler söyleyebilirsiniz? Çalışanların eğitimi ve yetkinliklerinin artırılması konusunda MİB’in yaklaşımı nedir? Önümüzdeki dönemde bizim en çok önem vereceğimiz konulardan biri de budur. Üyelerimizin büyük çoğunluğunun nitelikli çalışan istihdamından mustarip olduğunu biliyoruz. Yeni istihdam sorun olduğu gibi yetişmiş çalışanların firmada tutulması konusunda da büyük bir sorun yaşandığını görüyoruz. Çünkü piyasada nitelikli çalışana büyük bir talep var. MİB olarak mesleki eğitime yönelik önemli çalışmalarımız oluyor, olmaya da devam edecek. Özellikle de nitelikli eleman yetiştirme konusunda hem Milli Eğitim Bakanlığı hem de üniversitelerle önemli iş birlikleri geliştirme  konusunda azimli olduğumuzu söyleyebilirim.

Son olarak, Türk sanayicilerinin sivil toplum kuruluşlarına yaklaşımı ve bu yapılar içinde görev alma kabiliyetleri/istekleri için neler söyleyebilirsiniz?

Sanayiciler üyelik konusunda iştahlılar ama derneklerin aktif çalışması konusunda aynı iştaha sahip olduklarını söyleyemem. Bizim en büyük sıkıntılarımızdan biri budur; üyelerimizden bir görüş talep ettiğimizde gönüllü olarak görüş almak bile çok zorlayıcı olabiliyor. Bunun diğer derneklerde de bu şekilde olduğunu biliyorum. Ben, sanayicilerimizden, talepkâr ve katılımcı olmalarını istirham ediyorum. Ama tabii bu gerçekten de zor bir iş; dernek bir gönüllülük işidir. Firmaların ise kendi dünyaları, zorlukları, sorumlulukları var. Bu konuda şu meşhur sözü anımsamamız gerekiyor: Bir elin nesi var, iki elin sesi var. Bir kişi bir sorunun üstesinden gelemeyebilir ancak sektör olarak hareket edersek çözüme ulaşmamız çok hızlı olacaktır. Onun için sanayicilerimizden, üyesi oldukları dernekleri aktif kullanmalarını, talepkâr olmalarını ve çözüm için destek sağlamalarını rica ediyorum. Bu, sonuçta sanayicilere yarar sağlayacaktır.