ASYA-PASİFİK BÖLGESİNİN TARİHSEL LOJİSTİK ÜSSÜ OLAN FİLİPİNLER, GÜNÜMÜZDE DE BU MİRASI DEĞERLENDİRMEYİ SÜRDÜRÜYOR. ÖZELLİKLE ELEKTRİK- ELEKTRONİK SEKTÖRÜNDEKİ REKABETÇİ ÜRETİMİYLE SİNGAPUR, TAYVAN, GÜNEY KORE VE HONG KONG’UN ARDINDAN ASYA KAPLANI OLARAK ANILACAK BEŞİNCİ ÜLKE OLMAYI HEDEFLEYEN FİLİPİNLER, 100 MİLYONU AŞAN NÜFUSUYLA İÇ PAZARINDA DA ÖNEMLİ BİR EKONOMİK HAREKETLİLİK YARATIYOR. SON YILLARDA MAKİNE SEKTÖRÜNDE DE GÜÇLÜ BİR SIÇRAMA GERÇEKLEŞTİREN ÜLKENİN TÜRKİYE İLE OLAN TİCARETİNDE POTANSİYELİNDEN UZAK BİR SEYİR İZLENİYOR. UZUN YILLARDIR 200 MİLYON DOLAR CİVARINDA GERÇEKLEŞEN BU TİCARET HACMİ İÇİNDE MAKİNE SEKTÖRÜNÜN PAYI İSE ARTIŞ EĞİLİMİNİ KORUMAYA DEVAM EDİYOR.

rili ufaklı 7.500’ün üzerinde ada ve adacıktan oluşan Filipinler'in deniz aşırı komşuları kuzeyde Tayvan ve Çin, batıda ise Vietnam'dır. Doğal kaynaklar açısından zengin bir ülke olan Filipinler, Pasifik Deprem Kuşağı'nda yer almasıyla ciddi deprem riskinin olduğu; ekvatora yakın coğrafi konumuyla da tayfun felaketine açık bir ülkedir. Diğer yandan Filipinler, dünyadaki biyolojik çeşitliliğin en fazla olduğu ülkeler arasında da gösteriliyor. Ülke 100 milyonun üzerindeki nüfusuyla Asya kıtasının en kalabalık sekizinci ülkesiyken, dünyanın ise en çok nüfus barındıran 13’üncü ülkesi olmayı da sürdürüyor. Diğer yandan 12 milyon Filipinlinin de yabancı devletlerde yaşadığı tahmin ediliyor. Bu yönüyle Filipinliler dünyanın en büyük diasporalarından birini de oluşturuyor. Güney-Doğu Asya’nın gelişme yolundaki ülkeleri arasında gösterilen ülke ekonomik politika olarak pazar ekonomisi uygularken, birkaç sektörde tüketiciyi korumaya yönelik düzenleyici mekanizmalar da kullanıyor. 2022’de cari fiyatlara göre yaklaşık 402 milyar dolar olacağı tahmin edilen GSYİH’nin 2023 yılında yaklaşık 426 milyar dolara yükselmesi de bekleniyor. 196 ülke arasında dünyanın 40’ıncı büyük ekonomisi olan ülkede, işsiz sayısının toplam iş gücüne oranının 2023’te yüzde 5’in üzerinde seyretmesiyle birlikte ülkenin, işsizliğin yüksek olduğu ülkeler arasında 55’inci sırada yer alması öngörülüyor. Diğer yandan ülke 2021 yılı insani gelişmişlik endeksine göre 191 ülke arasında 116’ncı sırada yer alırken, 2022 yılı ekonomik serbestlik endeksine göre 177 ülke arasında 80’inci, küresel rekabetçilik açısından 2019 yılı verilerine göre 141 ülke arasında 64’üncü ve 2022 yılı iş yapma kolaylığı endeksine göre 190 ülke arasında 95’inci sırada yer alıyordu.

BAĞIMSIZLIĞINI 1946’DA ELDE ETTİ

Çok kökenli ve mozaik kültürlü bir demografik yapıya sahip olan Filipinler’in tarih öncesi ilk yerleşimcilerinin Kalo (Callao) adlı hominidler olduğu düşünülüyor. Diğer yandan Tabonlar ve Ön Avustralya ırklarından Negritoların izlerine de arkeolojik süreçlerde sıklıkla rastlanıyor. Özellikle Negritoların Tayvan’dan başlattığı göç hareketinin diğer Avustronezyan ırktan olan topluluklarca da takip edilmesiyle Filipinler, Avustronezyan ırklar için bir sıçrama tahtası görevi de görmüş. MÖ 67 binli yıllara kadar giden bu hareketlilik, MÖ 4 binli yıllarda ada dışından göçlere de sahne olurken, ülkedeki ilk yönetim tecrübeleri de MS ilk bin yılın başlarına tarihleniyor. 10’uncu yüzyılda Müslümanların ve Çinli tüccarların ilgi alanına giren Filipinler’de, 15’inci yüzyıldan itibaren İslamiyet hızla yayılmaya başlarken, Müslümanlar kısa süre içerisinde Sulu’da (1450) ve Mindanao’da (1515) iki ayrı sultanlık kurdular. 16’ncı yüzyılda İspanyol sömürgecilerin istilasına uğrayan adalar, yüzyılın ortalarından itibaren devam eden saldırılarla 1570’lerde kontrol altına alındı ve 1571’de bugünkü başkent Manila ele geçirildi. 1542’de Macellan’ın ardından bölgeye gelen İspanyol denizci Ruy Lopez de Villalobos, buraya daha sonra İspanya Kralı olacak olan dönemin prensi II. Felipe’nin ismini vermiştir ki ülke halen bu isimle anılmaya devam ediliyor. Filipinler, 3,5 asırlık İspanyol sömürgesinde Asya ve Amerika kıtaları arasındaki ticaretin yönetildiği stratejik merkez hâline gelirken, ABD ve İspanya arasındaki çatışmalardan sonra, 1898’den itibaren, İspanyolların bölgeden çekildiğini ve yerini ABD hegamonyasına bıraktığını görüyoruz. Aynı dönemde (1898-1901 yılları arasında) ABD güçleri ile Filipinler arasındaki savaşta katledilen sivillerin sayısının 1,5 milyona ulaştığı da çeşitli kaynaklarda bildiriliyor. İkinci Dünya Savaşı yıllarında Japonya tarafından işgal edilen Filipinler, nihayet 4 Temmuz 1946’da ABD’den bağımsızlığını kazansa da ülkedeki karışıklıklar 20’nci yüzyılın ikinci yarısına dek sürmüştür. Günümüzde Filipinler, kalabalık nüfusu ve ekonomik potansiyeli ile orta güç devletlerinden biri olarak değerlendirilmeye devam ediliyor.

YARI İLETKENLER, OTOMOTİV VE MAKİNE SEKTÖRLERİ GSYİH’Yİ SIRTLIYOR

Filipinler ekonomisinde imalat sanayisinin önemi büyüktür. 2021’de GSYİH’nin yüzde 32,6’sını oluşturan imalat sanayileri 1950 ve 1960’lı yıllarda ithal ikameci politikalar ve yerel sanayiyi yüksek düzeyde koruma sayesinde hızlı bir gelişim göstermişti. Başlangıçta ithal maddelere büyük ölçüde bağımlı olan tüketim mallarını bir araya getiren sanayilerde büyüme gösteren Filipinler’de hükümet, 1980’li yılların başlarında, ağır ve orta sanayileri geliştirmek için bir program başlattı. Bu dönemde kamunun da katılımıyla bakır dökümhaneleri, kimyasal kompleksler, fosfat gübre fabrikası, düşük kapasiteli dizel motor fabrikası kurulurken, çimento fabrikalarının kapasiteleri artırılmış, imalat sanayisinin yapısı büyük ölçüde tüketim mallarının üretimine yönelik yeniden kurgulanmıştı. Diğer yandan Filipinler’de, özellikle elektronik ve otomotiv sektöründe emek yoğun ve ihracat ağırlıklı bir gelişim izlense de üretim yerel pazarlara yönelik olarak kalmıştır. Filipinler’de ihracatın yüzde 44’ünü oluşturan ve elektrik-elektronik sektörünün bir alt kolu olan “yarı iletkenler” için ülkede önemli yabancı yatırımcılar ve imalat tesisleri bulunurken, yine, Toyota ve Mitsubishi firmalarının başı çektiği otomotiv sanayisi de önemli bir üretim gücü bulundurmaya devam ediyor. Ayrıca, ülke kıyılarında faaliyette olan petrol ve petrokimya tesisleri ile makine ve teçhizat sektörleri de imalat sanayisinin önemli parçaları olmayı sürdürüyor.

GELECEĞİN BEŞİNCİASYA KAPLANI OLABİLİR

Gelişen ve güçlenen bir ekonomiye sahip olan Filipinler, son on yılda yakaladığı yüzde 5’in üzerindeki ortalama büyüme oranının yanı sıra düşük enflasyon ve işsizlik oranlarına da sahip olmasıyla “Asya Kaplanı” unvanına layık ülkeler arasında gösteriliyor. Bununla birlikte 100 milyonu aşan nüfus içindeki yoksulluk oranı ise hâlâ yüzde 20’lerin üzerinde seyrediyor. Ülkedeki yoğun nüfus iş gücü potansiyelini ve iç tüketimi canlı tutarken, ekonominin ana taşıyıcısı olarak hizmet sektörünü de öne çıkarıyor. Öte yandan yurt dışındaki 10 milyon civarındaki Filipinlinin ülkeye sağladığı döviz girdisinin de ekonomiye canlılık kattığı söylenebilir. Ülkede milli gelirin yaklaşık yüzde 60’ı hizmet sektörlerinden, yüzde 30’u sanayiden, yüzde 10’u ise tarım sektöründen elde edilirken, tarım sektörü hava şartlarına bağımlılık göstermekle birlikte istihdamın yüzde 25’ini karşılayan önemli bir geçim kaynağı olmaya devam ediyor. Sanayi sektörü ise daha çok elektrik/elektronik alanında yoğunlaşmış olup Filipinler bu alanda önemli bir üretim merkezi kabul ediliyor. Bu çerçevede Filipinler, dış ticaret hacmindeki artışa karşın cari açık veren birülke görünümünü koruyor. Özellikle petrolün dışarıdan temin edilmesi sebebiyle oluşan bu açık, yurt dışındaki işçilerin döviz girdileriyle dengelenirken, ülkenin başlıca ithalat kalemlerini elektik-elektronik sektörüne ait ürünler oluşturuyor. Ancak ihracat gelirlerinin üçte ikisi de yine bu alandan elde ediliyor.Son olarak, Filipinler’indoğal madenler açısından da dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer aldığını söylemeliyiz. Başta altın, bakır, nikel ve krom olmak üzere gümüş, kömür, alçıtaşı, sülfür, kil, kireçtaşı, mermer, silikat, fosfat ve linyit gibi çok çeşitli maden yataklarına sahip olan ülke, ne yazık ki altyapı eksikliği nedeniyle bu zenginliklerden yeterli verimlilikte yararlanamıyor.

İKİLİ DIŞ TİCARET POTANSİYELİNDEN UZAK

Türkiye ile Filipinler arasındaki ilişkilere baktığımızda ise giderek artan bir ticaret hacmi oluştuğunu görüyoruz. İki ülke arasındakiilk diplomatik ilişkiler 1949 yılında kurulurken, Ankarave Manila Büyükelçilikleri karşılıklı olarak 1990 ve 1991 yıllarında peş peşe hizmete açıldı. Takip eden yıllarda diplomatik ilişkiler güçlenirken, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerde de önemli adımlar atılmaya başlandı.Bu kapsamda, 2002’de 60 milyon dolar olan yıllık ticaret hacmi 2010’da 178 milyon dolara ve 2013’te en yüksek seviyesi olan 316 milyon dolara kadar çıktı. Sonraki yıllarda da sürekli 200 milyon dolar civarında seyreden yıllık ticaret hacmi 2021’de 170 milyon dolar olarak kayıtlara geçti. Bu dönemde Filipinler’in Türkiye’den ithalatı 123,1 milyon dolar olurken, Filipinler’den Türkiye’ye gerçekleşen ihracat ise 47,1 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde Türkiye’nin Filipinler’e ihraç ettiği başlıca ürünler; buğday, tütün, motorlu taşıtlar, optik teleskop ve dürbünler, ilaç, bakır sac ve levhalar, dokunmuş mensucat ve plastik ürünleri olarak sırlanırken, başlıca ithalat kalemlerimiz ise elektronik entegre devreler, Hindistan cevizi, baskı ve fotokopi makineleri, diyotlar ve transistörler, otomatik bilgi işlem makineleri, manyetik ve optik okuyucular, akıllı kartlar ve depolama aygıtları ile transformatörler, büro makineleri, sentetik iplik, monitörler ve TV alıcı cihazları olarak sıralandı.

MAKİNE İHRACATIMIZ GÜÇLÜ SIÇRAMA YAPABİLİR

Filipinler’in makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, ülkenin makine ihracatının 2021’de yüzde 0,5 artarak 10,2 milyar dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Filipinler’in en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada2,2 milyar dolarla ABD yer alırken, ikinci sıradaki Çin 2021’de Filipinler’den 1,3 milyar dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki Hong Kong’a da 1,1 milyar dolarlık makine ihraç edildi.2021’de Türkiye ise Filipinler’den gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 41’lik düşüşle 3,2 milyon dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde Filipinler’in Türkiye’ye gerçekleştirdiği 47,1 milyon dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 6,8 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Filipinler’in toplam ihracatının 74,6 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 13,7 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 124,4 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 10,6 pay aldığı Filipinler’de, 2021’de yüzde 29’luk artışla 13,1 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Filipinler’in en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 3,4 milyar dolarla Çin yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan Japonya’dan 3 milyar dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki Hong Kong’dan da 1,2 milyar dolarlık makine alımı yapıldı. Bu dönemde Filipinler’in Türkiye’den gerçekleştirdiği makine ithalatı ise yüzde 132,2’lik artışla 19,9 milyon dolar oldu ve Türkiye, Filipinler’in makine ithalatında 26’ncı sırada yer aldı. Bu veriyle, Filipinler’in toplam 13,1 milyar dolarlık makine ithalatından 2021’de Türkiye’nin aldığı payın yüzde 0,1 seviyesinde gerçekleştiğini; Filipinler’in Türkiye’den yaptığı 123,1 milyon dolarlık toplam ithalat içindeki makinenin payının ise yüzde 16,1 olarak kayda geçtiğini hatırlatalım.