İNGİLİZ ŞAİR LORD BYRON’IN “ADRİYATİK’İN İNCİSİ” OLARAK ANDIĞI HIRVATİSTAN, ORTA AVRUPA, BALKANLAR VE AKDENİZ’İN KESİŞİM NOKTASINDA YER ALIYOR. COĞRAFİ KONUMUYLA HEM BATI HEM DE DOĞU KÜLTÜRLERİNİ ALAN; AVRUPA VE AKDENİZ KÜLTÜRLERİNİN DE KATILIMIYLA ZENGİN BİR KÜLTÜREL MİRASA SAHİP OLAN ÜLKE, 20’NCİ YÜZYILIN SONUNDAKİ BAĞIMSIZLIK SÜRECİNDE TRAVMATİK BİR İÇ SAVAŞ YAŞAMIŞ VE BÜYÜK BİR YIKIMLA KARŞILAŞMIŞTI. BUGÜN AB ÜYESİ OLAN HIRVATİSTAN, YÜKSEK HAYAT STANDARTLARI VE HOMOJEN GELİR DAĞILIMIYLA BALKANLARIN EN GELİŞMİŞ ÜLKELERİNDEN BİRİ OLARAK KABUL EDİLİYOR. ÜLKENİN 3,8 MİLYAR DOLARLIK MAKİNE İTHALATINDAN TÜRKİYE’NİN ALDIĞI PAY İSE YÜZDE 3’ÜN ÜZERİNDE OLMASINA RAĞMEN POTANSİYELİNDEN UZAK GERÇEKLEŞİYOR.

Yüksek gelirli ekonomiye sahip gelişmekte olan bir ülke olan Hırvatistan, bugün oldukça yüksek hayat standartları, ortalama ömür, okur-yazarlık oranları ve homojen gelir dağılımı oranlarıyla Balkanlar ve Orta Avrupa’nın önde gelen ülkelerinden biri olarak gösteriliyor. İnsani Gelişme Endeksinde 40’ıncı sırada yer alan ülke GİNİ katsayısına göre de dünyada gelir eşitsizliğinin en düşük olduğu ilk 20 ülke arasında yer almaya devam ediyor. Hırvatistan’da sanayi ve tarım sektörleri GSYİH’de önemli bir güç oluşturmaya devam etse de ülke ekonomisi asıl dinamizmini hizmet sektörlerinden elde ediyor. Dünyanın en çok turist çeken ülkelerinden biri olan Hırvatistan, tarihsel mirasında yer alan Batı ve Doğu kültürlerini Orta Avrupa ve Akdeniz kültürleriyle harmanlayarak oluşturduğu zengin kültür mozaiği ve doğal güzellikleriyle dünyanın en çok ziyaret edilen ilk 20 turizm rotalarından biri olmayı sürdürüyor. 


BAĞIMSIZLIK SAVAŞINDA BÜYÜK YIKIM YAŞADI

Bugün Hırvatistan olarak bilinen bölgede tarih öncesi dönemde de insan yerleşimleri olduğu biliniyor. Hırvatistan'ın kuzeyindeki Krapina bölgesinde ortaya çıkan Neanderthal fosilleri Eski Taş Çağı'na tarihlenirken, ülkenin bütün bölgelerinde Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı'ndan kalıntılara rastlanabiliyor. Çok daha sonraları bölgeye Liburniyanlar ve İlliryalılar, ardından da ilk Yunan kolonilerinin geldiği tarihsel kayıtlardan izlenebiliyor. MS 9 yılında Roma İmparatorluğu'na bağlanan Hırvatistan toprakları, 5’inci yüzyıldaki Avar akınlarıyla büyük oranda tahrip edilmişti. Hırvatların etno genetik kökeni bilinmemekle birlikte buna ilişkin birçok teori vardır. Bunlardan Slav ve İranlı teorileri en sık ortaya atılan teorilerdir. En çok kabul edilen görüş Kavimler Göçüyle birlikte Beyaz Hırvatların, Beyaz Hırvatistan'dan göçtüklerini ileri süren Slav teorisidir. Buna karşın diğer teori ise Yunanca yazılan Tanais Tabletleri'ndeki yazım stilleri nedeniyle İranlı kökene sahip Hırvatlar tezini öne sürer. Bununla birlikte, 10’uncu yüzyılda Bizans İmparatoru VII. Konstantinos tarafından yazdırılan De Administrand Imperio'ya göre Hırvatlar, bugün Hırvatistan olarak bilinen bölgeye 7’nci yüzyılda gelmişlerdir. 9’uncu yüzyılda Hristiyanlaşan Hırvatlar, 10’uncu yüzyılda Papa tarafından krallık olarak tanınmıştır. 1102-1918 yılları arasında önce Macaristan, sonra Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun yönetimi altında bulunan ülke 1493'ten 1687’ye kadar kısmen Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altına da girmiş ve ardından 1918'de Belgrad'da kurulan SırpHırvat-Sloven Krallığına (adı 1929 yılında Yugoslavya Krallığı olarak değişmiştir) katılmıştır. 1918 yılında ilk kurulan Yugoslavya’ya dahil olan Hırvatistan, 1941 yılına kadar devam eden bu ilk Yugoslavya tecrübesinde istediği konumu alamadığı için İkinci Dünya Savaşı yıllarında Sırplara karşı Almanya’nın yanında yer almıştır. Savaş sonunda kurulan Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti’ne Slovenya, Hırvatistan, BosnaHersek, Sırbistan-Karadağ ve Makedonya Cumhuriyetleri ile Voyvodina ve Kosova özerk bölgeleri dâhil olurken, 1946 yılında devletin ismi Yugoslavya Federal Halk Cumhuriyeti olarak değiştirilmiş ve son olarak 1963 yılında Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti adını almıştır. Devleti uzun yıllar yöneten Josip Broz Tito’nın ölümünün ardından 1980’li yılların sonlarından itibaren dağılma sürecine giren Yugoslavya, günümüzde yedi ayrı devlete bölünmüştür. Hırvatistan da 1991 yılında birlikten ayrılarak bağımsızlığını ilan etmiştir. Bağımsızlık ilanıyla birlikte Sırbistan kontrolündeki Yugoslavya ordu güçleri Hırvatistan’a müdahale etmiş ve 1995 yılına kadar devam edecek olan kanlı bir süreç başlamıştır. Bu süreçte Sırplar, Hırvatistan topraklarında yaşayan hatırı sayılır orandaki Sırpları da kullanmış, 10 binden fazla insanın yaşamını kaybettiği savaş ancak 12 Kasım 1995’te imzalanan Erdut Antlaşması ile resmen sonlandırılmıştır. Bağımsızlık Savaşının ardından Hırvatistan, 6 Kasım 1996’da Avrupa Konseyi'ne ve 1 Temmuz 2013’te Avrupa Birliği’ne katılmıştır. 

“HIRVATİSTAN'DA TURİZM SEKTÖRÜ, ÜLKE GELİRİNİN YAKLAŞIK YÜZDE 20'SİNİ OLUŞTURUR. KİRLENMEMİŞ SAHİLLERİ, DOĞAL REZERVLERİ VE 116 MAVİ BAYRAKLI PLAJI, ÜLKE İÇİN BİR ÖVÜNÇ KAYNAĞIDIR. BU ÖZELLİKLERİYLE HIRVATİSTAN DÜNYANIN EN ÇOK TURİST ALAN 23’ÜNCÜ ÜLKESİDİR.”

SAVAŞIN ETKİLERİNDEN HIZLI KURTULDU

 Hırvatistan, bağımsızlığı takip eden ilk yıllarda, yeni bir devlet olmanın getirdiği sorunlarla yüzleşmiş, 19911995 yılları arasında ise savaşın yıkıcı etkileri nedeniyle büyük bir ekonomik bunalıma girmişti. 2000’li yıllardan itibaren daha istikrarlı bir yapıya kavuşan ekonomi, 2008’den itibaren yeniden durgunlaşmış ve 2015’ten itibaren yeniden pozitif haneli büyüme oranları yakalanmıştır. 2023 yılında 86 milyar doları aşması tahmin edilen Hırvatistan GSYİH’sinin 2024 yılında 90 milyar dolar olması beklenirken, ülke, 2023 yılı DUBROVNİK itibarıyla 196 ülke arasında dünyanın 78’inci büyük ekonomisi olmayı sürdürüyordu. Bu doğrultuda, 2023 yılında yüzde 2,7 oranında büyümesi beklenen GSYİH’nin, 2024 yılında da yüzde 2,6 oranında artması beklenirken, 22.500 dolarlık kişi başına düşen milli gelir ile Hırvatistan dünyada da 55’inci sıradaki yerini koruyor. 

KATMA DEĞERLİ ÜRETİMLESANAYİSİNİ GELİŞTİRİYOR

 Ülke ekonomisinin taşıyıcısı pozisyonundaki hizmet sektörü, istihdamın ve millî gelirin halen yüzde 70’ini karşılamaktadır. Özellikle turizm ülke ekonomisi açısından hayati öneme sahip olup, millî gelirin yüzde 20’si turizm sektöründen karşılanmaktadır. Tarımsal faaliyetler son derece zayıftır ve ekonomideki payı da aynı oranda küçüktür. Sanayi sektörü ise ülke ekonomisinin geleceği açısından önemli görülmekte ve özel sektör yatırımlarıyla özellikle enerji alanı beslenmektedir. Hırvatistan’da imalat sanayisi, ülke ekonomisinin gelişmesinde ve büyümesinde önemli bir rol oynarken, imalat sanayilerinin toplam ekonomi içindeki payı azalmış olsa da üretilen katma değer ve ihracattaki ağırlığı önemini korumaya devam etmektedir. Ülkede üretimin yüzde 42'si ihracatta değerlendirilirken, milli gelirin ve istihdamın dörtte birini karşılayan sanayi sektöründe öne çıkan başlıca sahalar ilaç, enerji, petrokimya, gemi, demir-çelik, tekstil, makine ve elektroniktir. Hırvatistan’ın dış ticaret hacmi yıllık 70 milyar dolar seviyelerinde gerçekleşmekte, ancak ülke hemen her alanda ithalatçı konumunda olduğundan, cari açık her yıl giderek büyümektedir. Başlıca ihracat kalemleri ham petrol, binek otomobil, petrol yağları, ilaç, elektrik enerjisi, telefon cihazları, hayvan derisi ve kösele olarak sıralanırken, başlıca ithalat kalemleri ise petrol yağları, ilaç, elektrik enerjisi, orman ürünleri, binek otomobil, mobilya, elektrik transformatörler ve tekstil ürünleridir. 

“ÜLKEDE SEKİZ DEVLET ÜNİVERSİTESİ VE İKİ ÖZEL ÜNİVERSİTE VARDIR. ÜLKENİN İLK ÜNİVERSİTESİ 1396'DAKURULAN ZADAR ÜNİVERSİTESİDİR. 1807 YILINA KADAR EĞİTİM VEREN ÜNİVERSİTE200 YILLIK BİR ARANIN ARDINDAN 2002'DE YENİDEN AÇILMIŞTIR. 1669'DA KURULAN ZAGREB ÜNİVERSİTESİ İSE GÜNEYDOĞU AVRUPA'DA EĞİTİMİNE ARA VERMEDEN DEVAM EDEN EN ESKİ ÜNİVERSİTEDİR.”

İKİLİ TİCARET BEKLENTİYİ KARŞILAMIYOR

Türkiye ile Hırvatistan arasındaki ilişkiler de giderek güçlenmekte ve olumlu yönde artan bir ivme ile devam etmektedir. Hırvatistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olan Türkiye, aynı zamanda Hırvatistan’ın NATO üyeliğine de destek vermiştir. Ancak iki ülke siyasi ilişkilerindeki olumlu tablonun ticari ilişkilere aynı düzeyde yansıdığı söylenemez. 2022 verilerine göre HırvatistanTürkiye ticaretinde 1 milyar dolarlık bir ticaret hacmi oluşmuşken, Hırvatistan’ın Türkiye’den ithalatı 674 milyon dolar, Türkiye’ye ihracatı ise 371 milyon dolar seviyesinde gerçekleşmişti. Türkiye’den Hırvatistan’a ihraç edilen başlıca ürünler binek otomobil, motorlu taşıt, hazır giyim, monitör ve TV alıcısı, başlıca ithalat kalemleri ise diyotlar, transistörler, yarı iletkenler, dökme veya hurda demir, azotlu mineraller ve gübredir. 

“HIRVATİSTAN ORTALAMA 43,3 YAŞLA DÜNYANIN EN YAŞLI NÜFUSLARINDAN BİRİNE SAHİPTİR. 1857'DE 2,1 MİLYON OLAN HIRVATİSTAN NÜFUSU 1991'DE 4,7 MİLYONA YÜKSELMİŞSE DE BUGÜN ÜLKE NÜFUSU 4 MİLYONUN ALTINDADIR. YAŞANAN BU NÜFUS KAYBINDA, HIRVATİSTAN BAĞIMSIZLIK SAVAŞI'NIN ETKİSİ BÜYÜKTÜR. SAVAŞ BOYUNCA YÜZ BİNLERCE KİŞİ YERİNDEN OLURKEN, SAVAŞ SÜRESİNDE 200 BİN KİŞİNİN HAYATINI KAYBETTİĞİ DE DÜŞÜNÜLÜYOR.” MAKİNE TİCARETİNDE BÜYÜK POTANSİYEL VAR 

Hırvatistan’ın makine özelinde ticaret rakamlarını incelediğimizde, BM İstatistik Bölümü verilerine göre, ülkenin makine ihracatının 2022’de yüz-de 7,4 artarak 1,9 milyar dolar olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Hırvatistan’ın en çok makine ihraç ettiği ülkeler sıralamasında ilk sırada 315,5 milyon dolarla Almanya yer alırken, ikinci sıradaki Slovenya 2022’de Hırvatistan’dan 182,3 milyon dolarlık makine alımı yaptı. Üçüncü sıradaki İtalya’ya da 158,5 milyon dolarlık makine ihraç edildi. 2022’de Türkiye ise Hırvatistan’dan gerçekleştirdiği makine ithalatında yüzde 130,8’lik artışla 28,5 milyon dolar değerinde makine alımı yaptı. Bu dönemde Hırvatistan’ın Türkiye’ye gerçekleştirdiği 371,3 milyon dolarlık toplam ihracat içindeki makinenin payı da yüzde 7,7 olarak kayda geçti. Aynı dönemde Hırvatistan’ın toplam ihracatının 25,3 milyar dolar olduğunu ve makine ihracatının toplam ihracattan yüzde 7,4 pay aldığını da söyleyelim. Diğer yandan, makine ithalatının, 44,1 milyar dolarlık toplam ithalattan yüzde 8,6 pay aldığı Hırvatistan’da, 2022’de yüzde 11,3’lük artışla 3,8 milyar dolar tutarında makine ithal edildi. BM İstatistik Bölümü verilerine göre Hırvatistan’ın en fazla makine ithal ettiği ilk 10 ülke listesinin ilk sırasında 787 milyon dolarla Almanya yer alırken, listenin ikinci sırasında bulunan İtalya’dan 570,5 milyon dolar değerinde makine ithal edildi, üçüncü sıradaki Slovenya’dan da 366,2 milyon dolarlık makine alımı yapıldı. Aynı dönemde Hırvatistan’ın Türkiye’den makine ithalatı ise ilk 10 ülke içerisinde yer alsak da sınırlı kaldı ve yüzde 32,8’lik artışa rağmen 117,5 milyon dolar değerinde gerçekleşti. Bu veriyle, Hırvatistan’ın toplam 3,8 milyar dolarlık makine ithalatından 2022’de Türkiye’nin aldığı payın yüzde 3,1 seviyesinde gerçekleştiğini; Hırvatistan’ın Türkiye’den yaptığı 674,3 milyon dolarlık toplam ithalat içindeki makinenin payının ise yüzde 17,4 olarak kayda geçtiğini hatırlatalım. 

HIRVATİSTAN İLE TİCARETTE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

• Selamlaşmalar, sıkı bir el sıkışma ve doğrudan göz teması içermelidir. Görüşme esnasında daima doğrudan göz temasını korumak önemlidir. Toplantıda oturulacak yer gösterilene kadar ayakta durmak yerindedir.

• Muhataba unvanları ve soy adıyla hitap edilmesi beklenmektedir. Unvanlardan emin olunmaması halinde, erkekler için “Gospodin”, kadınlar için “Gospođa (Gospoca)” ve “Gospođica (Gospocitsa)” kullanılabilir. Sadece yakın arkadaşlar ve aile üyeleri ilk isimleri kullanma eğilimindedir.

• Konuşmanın başlangıcında birkaç kelime Hırvatça konuşmak, ilk görüşmedeki soğuk ortamı yatıştırmak için tercih edilebilir.

• İlk toplantılar, tanışma amaçlı planlanır ve ilk toplantı, gerçek karar verici yerine orta yönetici ile yapılabilir. Bir iş ilişkisine girmeden önce karşı tarafı daha iyi tanıyabilmek için en az iki-üç toplantı yapılması beklenir.

• Toplantı talep ederken tarih ve zamanla ilgili birkaç seçenek sunulması ve gündemin iletilmesi beklenir. Gündem bir kılavuz niteliği görür ancak görüşmelerin gündemin dışında yol alması da beklenen bir durumdur. • Dakiklik beklenmekte ve son derece ciddiye alınmaktadır.

• Hırvatça Hırvatistan’ın resmi dilidir. Bununla birlikte iş süreçleri genellikle İngilizce dilinde yürütülebilir. Ancak toplantıda karşı tarafa bir belge sunulacaksa bunun Hırvatça olması sempati yaratır.

• Toplantıların başında iş gündemi dışında küçük bir sohbet yapılır. Doğrudan iş konusuna girmek kabalık olarak görülür.

• Birçok Hırvat öğle yemeğinden sonra şehir dışına gider, bu nedenle Cuma öğleden sonraları toplantı planlamamaya dikkat edin. Ayrıca ağustos ayı tatil dönemi olduğu için bu dönemde iş ziyareti planlamayın.

• Hırvatlar açık sözlüdür, fikir ayrılıklarını özgürce ifade ederler. Ayrıca yüksek sesle ve haraketli konuşurlar. Alçak sesle ve yumuşak konuşma, özgüven eksikliği olarak algılanabilir.

• İş görüşmelerinde parasal sorunlardan veya aile meselelerinden bahsetmek hoş karşılanmaz.

• Hırvat iş dünyasında resmi kıyafete önem verilir. Erkekler ceket ve kravatlı takım elbise giyerken, kadınlar daha geniş seçeneklere sahip olma eğilimindedir. Her durumda, iyi giyinmek, işe karşı tutumunuzu ve detaylara dikkatinizi gösteren bir saygı göstergesidir.

• Çoğunlukla ilk toplantıda hediye verilmesini beklemez. Hediye alışverişinde bulunulursa, rüşvet olarak yorumlanabileceği için pahalı hediyeler önerilmez.

• Hırvatistan'da iş yemekleri yaygındır. İş yemekleri, uzun vadeli iş ilişkilerinin kurulması için karşılıklı tarafların birbirini yakından tanıması ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesi adına bir fırsat olarak görülür. Toplantının ev sahibi restoranı belirler, rezervasyonu yapar ve hesabı öder.

• Hırvatlar aile odaklı ve sosyal ilişkilere önem veren bir toplumdur. İş kaygılarının özel hayatlarını olumsuz yönde etkilemesine izin vermek istemezler. Bu nedenle çalışma saatlerinin dışında işle ilgili aramak, özelden mesaj yazmak hoş karşılanmaz.

• Hırvatlar kendilerine acele ettirmek üzere yapılan yönlendirmelerden hoşlanmazlar. Hırvatistan’da iş yapmak sabırlı olmayı gerektirir.

Kaynak: Ticaret Bakanlığı, Kolay İhracat Portalı Hırvatistan İş Kültürü Sayfası