TİCARET BAKAN YARDIMCISI ÖZGÜR VOLKAN AĞAR, MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE İHRACATININ LOKOMOTİF SEKTÖRLERİNDEN BİRİSİ OLDUĞUNU SÖYLERKEN, TÜRKİYE’NİN YATIRIM, İSTİHDAM, ÜRETİM VE İHRACAT YOLUYLA YENİ BAŞARI HİKÂYELERİ YAZMAYA DEVAM ETTİĞİNİN ALTINI ÇİZİYOR VE “TÜRKİYE ÖZELLİKLE SON YILLARDA BÖLGESİNİN ÖNEMLİ BİR ÜRETİCİSİ VE İHRACATÇISI KONUMUNA GELMİŞTİR. BU GELİŞME, ELBETTE TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜ İÇİN DE GEÇERLİDİR. ‘TÜRK MAKİNESİ’ ALGISI DÜNYA PAZARLARINDA GİDEREK DAHA DA GÜÇ KAZANIYOR. KATMA DEĞERLİ İHRACATIYLA ÜLKEMİZ EKONOMİSİNE BÜYÜK ORANDA KATKI SAĞLAYAN MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TÜRKİYE İHRACATININ LOKOMOTİF SEKTÖRLERİNDEN BİRİSİ OLDUĞUNU SÖYLEMEMİZ DE MÜMKÜN.” DİYOR.
Türk makine sektörünün 2023 yılı ihracat ve ithalat performansını nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye merkezli ama küresel perspektifli bir anlayışla şekillenen dış ticaret politikamızı başarılı bir biçimde uygulamanın olumlu neticelerini alıyoruz. 2023 yılı ihracatımız geçen yıla göre yüzde 0,6 oranında artışla 255,4 milyar dolara ulaşarak Cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdı.Bu rakamla, Orta Vadeli Program’daki 255 milyar dolarlık ihracat hedefini de aşmış olduk. Genel ihracattaki bu olumlu seyre paralel bir biçimde, makine sektörümüz de bu olumlu sonuçları aldığımız önemli sektörlerden biridir. İhracatımızın değer bazında en çok arttığı ilk üç fasıl içerisinde yer alan makine sektörü, yıllar itibarıyla artışını sürdürmeye devam ediyor. 2023 yılında makine sektörü (84. fasıl) ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 11,2 artış göstererek 25,2 milyar dolara ulaştı. Makine sektörünün toplam ihracatımız içindeki payı yüzde 9,9’a yükseldi. Diğer taraftan, 2023 yılında makine sektörü (84. fasıl) ithalatımız da bir önceki yıla göre yüzde 18,4 artış göstererek 40,9 milyar dolara ulaşırken, makine sektörünün toplam ithalatımız içindeki payı yüzde 11,3 oldu. Makine sektörü en fazla ihracatı Almanya (3,2 milyar dolar) ve ABD’ye (1,5 milyar dolar) yaparken, 2023 yılında sektör ihracatının ithalatı karşılama oranı yüzde 62 olarak gerçekleşti. En çok ithalat ise sırasıyla Çin, Almanya ve İtalya’dan yapıldı. Yıllık bazda, sürekli olarak artış gösteren sektör ihracatının gelecek yıllarda da aynı performansı sürdüreceğini öngörüyoruz. Sektörün en fazla ihracat gerçekleştirdiği ürün grubu ise 2,5 milyar dolar ile dondurucu ve buzdolabı ürün grubundan oluşuyor. Akabinde sırasıyla, 2 milyar dolarla motor aksam ve parçaları, 1,15 milyar dolarla çamaşır yıkama makinelari ile 1,12 milyar dolarla pompa ve sıvı elavatörler en çok ihracatı gerçekleştirilen ürünler olarak sıralanıyor.Bilindiği üzere makine sektörü yapısı itibarıyla tüm imalat alanlarında temel teknoloji olarak yer alır. Bu sebeple bu alanda yaşanacak gelişmeler imalat sektörlerinin tümünde verimlilik ve sürekliliği artırır. Sanayinin ayrılmaz bir parçası olan makine sektörü günümüzde sağlıktan otomotive kadar birçok sektörde önemli yere sahiptir. Makine sektöründeki ihracat başarımız diğer sektörlerde de yeni başarılara kapı açıyor. Bu minvalde sektörün ihracat başarısını sürdürmesi gerektiği açıktır. Diğer taraftan, orta-yüksek ve yüksek teknolojili ürün gruplarının çoğunlukla yer aldığı, yüksek katma değer yaratan ve birçok sektörün gelişmesine olanak sağlayan yüksek öneme sahip bir imalat sanayisi sektörü olan makine sektörü hem ülkemizin yurt içi makine ihtiyaçlarının karşılanmasında birçok sektöre girdi sağlaması, üretim maliyetlerini düşürmesi, yüksek istihdam sağlaması, Ar-Ge faaliyetlerine yoğun olarak yer vermesi hem de katma değerli ihracatıyla ülkemiz ekonomisine büyük oranda katkı sağlamaya devam ediyor. Bu açıdan, makine sektörünün Türkiye ihracatının lokomotif sektörlerinden birisi olduğunu söylememiz de mümkündür. Makine sektörü; iş makineleri, takım tezgâhları, tarım makineleri, motor aksam ve parçaları, klima ve soğutma makineleri, inşaat ve madencilikte kullanılan makineler, pompa ve kompresörler, etiketleme ve ambalaj makineleri, santrifüjler, kaldırma, elleçleme, yükleme ve boşaltma makineleri, baskı makineleri, dokuma makineleri, elektrik teçhizatı imalatı gibi alt segmentleriyle imalat sanayimizin hemen hemen tüm sektörlerine kaynak yaratıyor. Bu anlamda makine üreticilerimizin ve ihracatçılarımızın başarısının tüm sektörlerde istihdam ve gelir artışına yol açacağının bilinciyle sektörümüze özel önem vermeye devam ediyoruz.
“2028 İHRACAT STRATEJİMİZLE UYUMLU BİR BİÇİMDE, MAKİNE SEKTÖRÜNÜN TANITIMI VE KÜRESEL REKABET GÜCÜNÜN ARTIRILMASI ADINA MAİB ORGANİZATÖRLÜĞÜNDE 20242028 YILLARINI KAPSAYAN DÖNEMDE, HİNDİSTAN, ÇİN, ABD, İNGİLTERE, ALMANYA, İTALYA, FRANSA, İSPANYA, HOLLANDA, MEKSİKA PAZARLARINA YÖNELİK OLARAK TURQUALİTY® TANITIM PROJESİNİ 2024 YILINDA UYGULAMAYA KOYACAĞIZ. SÖZ KONUSU PROJEİLE TÜRK MAKİNE SEKTÖRÜNÜN KÜRESEL BİLİNİRLİĞİNİN ARTIRILMASININ YANI SIRA ANILAN ÜLKELERE YÜZDE5 İLA YÜZDE 20 ARASINDA DEĞİŞEN ORANLARDA İHRACAT ARTIŞINI DA HEDEFLİYORUZ.”
Makine ihracatçılarımızın yurt dışındaki rekabet güçleri için neler söyleyebilirsiniz?
Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat yoluyla büyüme ilkeleri doğrultusunda gelişmeye, yeni başarı hikâyeleri yazmaya devam ediyoruz. İlk kez 2021’de yüzde 1 seviyesini aşan küresel ihracattan aldığımız pay 2022’de yüzde 1,02’ye yükselmiş, geçtiğimiz yılın ilk iki çeyreğinde ise bu oran yüzde 1,03’e çıkmıştı. 2023 yıl sonu itibarıyla da 1,06’ya yükseldi.Bu rakamlar gösteriyor ki Türkiye özellikle son yıllarda bölgesinin önemli bir üreticisi ve ihracatçısı konumuna gelmiştir. Bu gelişme, elbette Türk makine sektörü için de geçerlidir.“Türk Makinesi” algısı dünya pazarlarında giderek dahada güç kazanıyor. Makine sektörümüz yaşadığımız küreselleşme sürecinde; üretim, pazarlama, ihracat ve ticaret alanlarında dünya ile entegrasyonunu büyük ölçüde tamamlamış örnek sektörlerimizden biridir. Sektörümüz bu alanlardaki yeterliliğini, gelişmiş ve gelişmekte olan pazarlara yaptığı ihracatla sürekli olarak da kanıtlamaktadır. Makine sektörünün Ar-Ge yoğun bir sektör olması ise sektörünün rekabet gücü-nü artıran bir diğer önemli husustur.Bu çerçevede makine sektörümüz, dünyada adından her geçen gün daha çok bahsettiriyor; Etiyopya’dan ABD’ye kadar ihracat yapan firmalarımız sayesinde sektörün kalite algısı dünyada giderek güç kazanmaya devam ediyor. Diğer yandan makine sektörümüzün, son yıllarda küresel olumsuz etkenlere gösterdiği dirençle de örnek sektörlerimiz arasında yer aldığını görüyoruz.
“İHRACATÇI FİRMALARIMIZIN VE DOLAYISIYLA MAKİNE İHRACATÇILARIMIZIN FİNANSMANA ERİŞİM İMKÂNLARINI GENİŞLETMEK VE DESTEKLEMEK AMACIYLA BAKANLIK OLARAK VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ. BU DOĞRULTUDA, İHRACATÇILARIMIZIN EN BÜYÜK SORUNU OLAN KREDİDE KEFALET SORUNUNUN ORTADAN KALDIRILMASINI VE BU SAYEDE İHRACATÇILARIMIZIN KREDİYE ERİŞİM MALİYETİNİN DÜŞMESİNİ SAĞLAYAN, İGE AŞ İLE BUGÜNE KADAR 13.000 BİNİ AŞKIN İHRACATÇIMIZA, 18 OCAK İTİBARIYLA 60,6 MİLYAR TL’LİK KEFALET SAĞLADIK. 12’NCİ KALKINMA PLANI’NDA YER ALAN VE AYNI ZAMANDA İHRACAT ANA PLANI’NDA DA ÖNCELİKLENDİRİLEN MAKİNE SEKTÖRÜNÜN DE DÂHİL OLDUĞU ORTA-YÜKSEK VE YÜKSEK TEKNOLOJİLİ SEKTÖRLERİN İHRACATIMIZ İÇİNDEKİ PAYLARINI ARTTIRMAYA YÖNELİK ÇALIŞMALARA 2024 YILINDA DA DEVAM EDECEĞİZ.”
Makine sektörünü nasıl bir yıl bekliyor? 2024’e ait öngörüleriniz neler olabilir?
Genel ihracatımızın salgın dönemi ve Rusya-Ukrayna krizindeki dalgalanmalardan güçlenerek çıktığı herkesin malumudur. Ancak bu başarıyı devam ettirmek adına değişim ve dönüşüme açık olmamız gerekiyor. Değişim, dönüşüm ve etkin kapasite kullanımı makine sektörünün 2024 yılında fazlaca önem vereceği hususlar olacaktır. Makine sanayisindeki trendleri akıllı fabrikalar, yeşil dönüşüm ve Endüstri 4.0 olarak ifade edebiliriz. Akıllı fabrika teknolojilerinin kullanımı günümüzde cep telefonundan otomotive kadar çoğu sektörde ciddi boyutta artış gösteriyor. Tüm dünyadamakine sektöründe; nesnelerin interneti, yapay zekâ gibi teknolojilere büyük Ar-Ge bütçeleriyle emek ve zaman ayrılıyor, gelişmiş tüm ülkeler küresel rekabette geri kalmamak için bu teknolojilere en gelişmiş haliyle sahip olmak için yarışıyorlar. Makine sektörüne bağlı olarak yükselen tüm sektörlerde bu yeni teknolojilerle, dijital ve çevreye duyarlı sistemlerle, yeni bir boyuta geçilmek yönünde çabalar mevcut. Ülkemizde de giderek artan dijital teknoloji üretimi ve kullanımı elbette memnuniyet verici. Özellikle elektrikli araçlarda ve elektronik ürünlerin üretiminde son dönemde yakaladığımız çarpıcı ivmenin makine sektörümüzün desteğiyle gerçekleştiği de yadsınamaz bir gerçektir. 2024 yılında da sektörümüzde hem ihracat başarılarının hem de yeni teknolojilere entegrasyonun artarak devam edeceğine yürekten inanıyorum.Diğer taraftan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) 2023 yılı aralık ayı verilerine göre, imalat sanayisi genelinde mevsimsel etkilerden arındırılmış KapasiteKullanım Oranı (KKO-MA) yüzde 77,3 seviyesinde gerçekleşti. Mevsimsel etkilerden arındırılmamış Kapasite Kullanım Oranı (KKO) ise yüzde 77,5 seviyesinde ilerliyor. Ciroya bakıldığında ise Aralık 2023 itibarıyla küresel siyasi gerginliklere rağmen toplam ciro yüzde 69 ve imalat sanayisi yüzde 59,1 ile son yılların en yüksek değeri olarak gerçekleşti. Sadece makine sanayisinin toplam cirosu Kasım 2023 itibarıyla yıllık bazda yüzde 67,5 artış gerçekleştirdi. Önceki yıllarda olduğu gibi, sektör ihracatındaki artışın ciroya katkısı 2023 yılında yüksek gerçekleşmeye devam ederken, iç pazarda da yılın ikinci yarısındaki talep canlanması ve üretici fiyatlarının artışı yurt içi cirolarda yüksek büyümeye neden oldu. Kapasite kullanımı ve üretim bakımından, 2024 yılının makine sektörümüz açısından çok daha yüksek gerçekleşmesini bekliyoruz.
“TEDARİK ZİNCİRLERİNDEKİ DÖNÜŞÜMLER MAKİNE SEKTÖRÜMÜZÜN DİKKAT ETMESİ GEREKEN BAŞLIKLARIN BAŞINDAGELİYOR. AYRICA, GÜNÜMÜZ ÜRETİM EKOSİSTEMİNİN EN ÖNEMLİ GÜNDEM MADDELERİNDEN BİRİ DE SÜRDÜRÜLEBİLİRLİKTİR. GÜNÜMÜZDE TOPLUMLARIN BİRÇOK İHTİYACININ KARŞILANMASINDA KRİTİK ROL OYNAYAN MAKİNE SEKTÖRÜ, SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÇABALARIYLA, ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI KULLANARAK İŞLETME GİDERLERİNİ VE DOĞRUDAN VE DOLAYLI SERA GAZI EMİSYONLARINI AZALTABİLİR.”
2024 yılında firmaların dikkat etmesi gereken başlıkları sıralamanızı istesek, ilk üç sıraya neleri yazardınız?
Tedarik zincirlerindeki dönüşümler makine sektörümüzün dikkat etmesi gereken başlıkların başında geliyor. Salgınının yarattığı kriz ortamı, küresel değer zincirlerinin (KDZ’ler) işleyişindeki derin fay hatlarını harekete geçirmiş, küresel şirketlerle onların farklı kıtalarda yer alan tedarikçileri arasındaki karşılıklı yüksek bağımlılık modelinde kırılmalar yaratmıştı. Salgın ve küresel çatışmalarla özellikle küresel düzeyde faaliyet gösteren firmalar yeni tedarik ağları arayışlarına başlamış ve Çin’e alternatif üretim üsleri yaratılması için gerekli faaliyetler tüm dünyada hız kazanmıştı. Özellikle ABD ve AB’deki üreticiler tarafından tedarikçilerin yurt içi veya yakın bölgelere alınmasına yönelik çalışmalar ve ülkelerde yerelleşme politikaları bu dönemin en öncelikli konuları haline gelmişti. Dolayısıyla, makine sektörümüzdeki üreticilerin de bu trende uygun yatırım ve pazar arayışlarına azami önemi göstermeleri gerektiğine inanıyorum. Bildiğiniz üzere, günümüz üretim ekosisteminin en önemli gündem maddelerinden biri de sürdürülebilirliktir. Bu kapsamda dünyada ve ülkemizde dikkat çekici çalışmalar yapılmaya devam ediliyor. Özellikle salgın sonrası dönemle birlikte sürdürülebilirlik konusunda farkındalığın daha çok arttığını, toplum tarafından daha konuşulur hale geldiğini görüyoruz. Her sektöre olduğu gibi makine sektörüne de önemli etkilerde bulunacak sürdürülebilirlik trendine uyum büyük önem arz ediyor. Günümüzde toplumların birçok ihtiyacının karşılanmasında kritik rol oynayan makine sektörü, sürdürülebilirlik çabalarıyla, enerji verimliliği ve alternatif enerji kaynakları kullanarak işletme giderlerini ve doğrudan ve dolaylı sera gazı emisyonlarını azaltabilir.Yine, giderek önem kazanan dijitalleşme de makine sektörü için önemli başlıklardan biri olmaya devam edecektir. Makine sektörü üzerinde yükselen tüm sektörlerde bu yeni teknolojilerle insana odaklılıktan akıllı makinelere ve dijital sistemlere odaklı yeni bir boyuta geçiliyor. Endüstri 4.0 dönüşümünde sanayide yaşanan gelişmeleri yakından takip etmenin yanısıra teknolojiyi kendi üreten bir ülke haline gelmek, rekabette öncü olmak için gerekli şartlardır.
Makine sektörü özelinde, Ticaret Bakanlığı’nın 2024 yılı takviminde neler olacak? Hangi konulara odaklanacak ve hangi başlıklara yönelik çözümler üreteceksiniz?
12’nci Kalkınma Planı’nda yer alan ve aynı zamanda İhracat Ana Planı’nda da önceliklendirilen makine sektörünün de dâhil olduğu orta-yüksek ve yüksek teknolojili sektörlerin ihracatımız içindeki paylarını arttırmaya yönelik çalışmalara 2024 yılında da devam edeceğiz.Bu hedefle, Ar-Ge ve inovasyona ağırlık veren yüksek teknolojili üretim ile birim fiyatı yüksek ihracat yapmak ve katma değerli ihracatımızı artırmak için tasarım, markalaşma, Turquality®, Uluslararası RekabetçiliğinGeliştirilmesi (UR-GE) projelerine yönelik destekler, Küresel Tedarik Zinciri Yetkinlik proje desteği (KTZ), fuar ve pazara giriş araçlarından başta KOBİ’lerimiz olmak üzere tüm ihracatçılarımızın yararlanması amacıyla desteklerimizi geliştiriyor ve güçlendiriyoruz. Ülkemizin uluslararası rekabet gücünün ve marka bilinirliğinin artırılması için, hali hazırda sektörde 18 firmamız Turquality® ve markalaşma desteğinden faydalanıyor. Bununla birlikte, makine sektöründe faali-yet gösteren 180 firmamız Tasarım ve Ürün Geliştirme Projesi (TÜGE) desteğin-den ve 50 firmamız Küresel Tedarik Zinciri Yetkinlik Projesi (KTZ) desteğinden faydalanmaya devam ediyor. Türkiye’yi küresel ticaret sahnesinde parlayan bir güç haline getirmek için birçok önemli çalışmayı hayata geçirmeye devam ediyoruz.Bu doğrultuda, ihracatımızı desteklemek amacıyla Bakanlığımızca önemli hizmetler de sunuluyor.Yılda 80’i aşkın ülkede 1.500 civarında uluslararası fuar katılımını desteklemenin, 60’ın üzerinde ülkeye 200’e yakın ticaret heyetini koordine etmenin, 17.000’in üzerinde ihracat destek ödemesi yapmanın yanı sıra geleneksel gelişmiş ihracat pazarlarımızı koruma ve geliştirme yanında ihracatta pazar ve ürün çeşitliliği sağlamak üzere etkin çalışmalarımıza ihracatçılarımız ve meslek örgütleri ile iş birliği içerisinde devam ediyoruz.İhraç pazarlarımızda çeşitlilik sağlamak amacıyla ortaya koyulan ve detayları geçen yıl kamuoyu ile paylaşılan Uzak Ülkeler Stratejisi kapsamındaki ülkelere ihracatımızın 20 milyar dolardan 50 milyar dolara çıkarılmasını hedefliyoruz. Bunun yanı sıra “İslam Ülkeleriİhracat Geliştirme Stratejisi” doğrultusunda, İslam ülkelerinin ihracatımızdaki yüzde 26’lık payının 2028 yılında yüzde 30’a yükseltmek istiyoruz. Her bir ülkenin pazar yapısını inceleyerek potansiyel sektör ve ürün belirleme çalışmalarını da titizlikle sürdürüyoruz. Tespit edilen potansiyel ürünler ve sektörler çerçevesinde, İslam ülkelerine yönelik ihracatımızda artış sağlanması ve ihraç ürünlerimizin tanıtımı amacıyla Bakanlığımız koordinasyonunda ticaret heyetleri ve fuarlar düzenleyecek ve ihracatı geliştirmeye yönelik diğer faaliyetlere devam edeceğiz.Vizyonumuzu gerçekleştirmek ve hedeflerimize ulaşabilmek için gerçekleştirilmesi öngörülen çok sayıda proje kapsamında, heyet, fuar, B2B, UR-GE, Hizmet Sektörü Rekabet Gücünün Artırılması Projesi Desteği (HİSER), medya tanıtım faaliyetleri, roadshow, sektörel dergi, tadım aktivitesi, konferans, sosyal medya, influencer, dizi film oyuncularımızın halk buluşması başta olmak üzere birçok faaliyetten oluşan, her bir sektörün kendi dinamiğine uygun olarak belirlenen pazarlama karmasını da hayata geçirerek Türk ihraç ürünlerimiz için yoğun bir tanıtım kampanyası başlattık. Makine sektörü de bu kampanyamızın önemli bir parçasını oluşturuyor.Ayrıca, ticari diplomasi faaliyetlerimiz doğrultusunda tesis etmiş olduğumuz mevcut ikili ticaret ve yatırım anlaşmaları çerçevesinde, ihracatçılarımızın daha proaktif şekilde pazara girişinin sağlanmasını ve İslam ülkelerine yönelik yeni stratejimizle söz konusu anlaşma ağının genişletilmesini amaçlıyoruz. İhracatçı firmalarımızın ve dolayısıyla makine ihracatçılarımızın finansmana erişim imkânlarını genişletmek ve desteklemek amacıyla da Bakanlık olarak var gücümüzle çalışıyoruz. Bu doğrultuda, ihracatçılarımızın en büyük sorunu olan kredide kefalet sorununun ortadan kaldırılmasını ve bu sayede ihracatçılarımızın krediye erişim maliyetinin düşmesini sağlayan, İhracatı Geliştirme Anonim Şirketi (İGE AŞ) sayesinde bugüne kadar 14.000'i aşkın ihracatçımıza, şubat ayı sonu itibarıyla 66 milyar TL kefalet sağladık. Ayrıca, Türk Eximbank vasıtasıyla ihracatçılarımıza, 2023 yılında ağırlıklı KOBİ’lerimiz olmak üzere toplam 42 milyar dolar destek sağlandı. Bu adımların yanı sıra TCMB de ihracatçılarımızın finansmana erişimini desteklemek amacıyla birçok yeni karar almış olup, beş kat artışla1,5 milyar TL’ye yükseltmiş olduğu reeskont kredilerinin günlük limitini geçtiğimiz günlerde aldığı yeni kararla3 milyar TL’ye yükseltti. Öte yandan, KOBİ’lerde küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için kredi kullanım limitleri yeniden belirlenmiş durumda. Ayrıca, net ihracatçı tanımında yatırım malları listesinde sayılan ürünlerin ithalatı kapsamında esnekliğe gidilerek, reeskont kredisine erişimi kolaylaştırıcı bir adımı daha atmış olduk.Genel ihracatımızın arttırılmasına yönelik bu uygulamalara paralel olacak biçimde makine sektörümüzün gelişmesine ve ihracat değerinin artırılmasına yönelik uygulamalar da hayata geçiriyoruz. Bu kapsamda, 2028 İhracat Stratejimizle uyumlu bir biçimde, makine sektörünün tanıtımı ve küresel rekabet gücünün artırılması adına MAİB organizatörlüğünde 20242028 yıllarını kapsayan dönemde, Hindistan, Çin, ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, Fransa, İspanya, Hollanda, Meksika pazarlarına yönelik olarak “Makine ÖncelikliHedef Pazarlarda Türk Makine ve Aksamları Sektörünün Tanıtım ve Algı Çalışmasının Yürütülmesi” Turquality® tanıtım projesini 2024 yılında uygulamaya koyacağız. Söz konusu proje ile Türk makine sektörünün küresel bilinirliğinin artırılmasının yanı sıra 2024 yılı makine sektörünün anılan ülkelere yüzde 5 ila yüzde 20 arasında değişen oranlarda ihracat artışını da hedefliyoruz.Öte yandan, başta AB olmak üzere makine sektörü ihracatımızın mevcut pazarlardaki payının korunması ve artırılmasına yönelik faaliyetlerimizi de tüm hızıyla sürdüreceğiz. Pazar payları itibarıyla sırasıyla yüzde 12,75 ile Almanya, yüzde 6,15 ile ABD, yüzde 4,91 ile Birleşik Krallık ve yüzde 4,15 ile İtalya, pay itibarıyla en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz ülkelerdir. Ek olarak, sayılan bu ülkeler1 milyar doların üzerinde sektör ihracatı gerçekleştirdiğimiz ülkelerdir. 2023 yıl sonu itibarıyla, sektör ihracatının 100 milyon doların üzerinde olduğu 47 ülke bulunuyor. Hem Uzak Ülkeler Stratejimiz ve İslam Ülkeleri İhracat Geliştirme Stratejimiz hemde uygulanacak Turquality® tanıtım projesi ile bu sayının artırılmasına yönelik çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Sektör özelinde bir başka önemli husus da birim ihraç değerlerinin artırılmasına yönelik desteklerimiz ve çalışmalarımızdır. 2021 yılı sonunda 370 dolar seviyesinde olan ortalama adet ihraç değeri 2023 yıl sonunda 380 dolara yükselmiştir. 2021 yılında 6,09 dolar olan birim kilogram ihraç değeri ise yüzde 28 artışla 2023 yıl sonu itibarıyla 7,70 dolara ulaşmıştır. Bu değerlerin 2024 yılında ve devam eden dönemde artmaya devam etmesini de arzuluyoruz.
“MAKİNE SEKTÖRÜMÜZ, DÜNYADA ADINDAN HER GEÇEN GÜN DAHA ÇOK BAHSETTİRİYOR; ETİYOPYA’DAN ABD’YE KADAR İHRACAT YAPAN FİRMALARIMIZ SAYESİNDE SEKTÖRÜN KALİTE ALGISI DÜNYADA GİDEREK GÜÇ KAZANMAYA DEVAM EDİYOR. DİĞER YANDAN MAKİNE SEKTÖRÜMÜZÜN, SON YILLARDA KÜRESEL OLUMSUZ ETKENLERE GÖSTERDİĞİ DİRENÇLEDE ÖRNEK SEKTÖRLERİMİZ ARASINDAYER ALDIĞINI GÖRÜYORUZ.”