MARKA TESCİL SÜRECİ, BİR GİRİŞİMCİNİN FİKRİNİ HAYATA GEÇİRMEK YA DA MARKASINI KORUMAK İÇİN ATTIĞI İLK ADIMLARDAN BİRİDİR. MARKANIN KORUNMASI, REKABET AVANTAJININ SAĞLANMASI VE TÜKETİCİ GÜVENİNİN OLUŞTURULMASI AÇISINDAN MARKA TESCİL SÜREÇLERİ BÜYÜK ÖNEM TAŞIR. SINAİ HAKLAR ALANINDA DANIŞMANLIK VE VEKİLLİK HİZMETİ SUNAN ÖNCÜ ŞİRKETLERDEN DESTEK PATENT’İN CEO’SU FARUK YAMANKARADENİZ, GİRİŞİMCİLERİN MARKA TESCİL SÜREÇLERİNDE GÖZ ARDI EDİLMEMESİ GEREKEN BEŞ ÖNEMLİ NOKTAYI BAKIN NASIL AÇIKLIYOR?
Girişimcilik ekosistemindeki yükselişe bağlı olarak kurulan şirket sayısıda hızla artıyor. Girişimcilerin bir markayı hayata geçirme aşamasında marka tescil süreçleri ise çok önemli bir rol oynuyor. Marka tescili, girişim sahipleri için olumlu bir etki sağlayarak hem ticari ilişkilerinde hem de yatırım organizasyonlarında kurumsal bir yapıya sahip olmalarını mümkün kılıyor.40 yılı aşkın süredir sınai haklar alanında hizmet veren Destek Patent’in CEO’su Faruk Yaman karadeniz, girişimcilerin hem marka tescili süreçlerinde hem de sonraki aşamalarda dikkat etmesi gereken beş önemli maddeyi açıklarken önemli uyarılarda da bulunuyor.
MARKA ARAŞTIRMASI YAPMAYI İHMAL ETMEYİN
Girişimcilerin markasına karar vermesinden sonra faaliyet sektörüne uygun olacak şekilde güncel mal ve hizmet sınıfları tebliğine uygun alanları seçmeleri gerekiyor. Girişimcilerin bu sınıflara karar verirken hem güncel hem de yakın vadede kullanmayı hedeflediği sektörlere uygun olarak hareket etmesi ise avantajlı bir durum sağlıyor. Marka isimlerinin ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin ya da aynılarının hali hazırda tescil edilmiş olması, girişimcilerin markalarının tescil edilmesinde zorlaştıran nedenlerin başında geliyor. Bu sebeple, girişimcilerin önce marka ismi konusunda benzerlik araştırması yapması ve tescil sürecine başlarken herhangi bir zorlukla karşı karşıya kalmayacak şekilde olabildiğince iştigal edeceği sektörüne göre özgün olacak marka isimlerini belirleyerek, marka başvurusunda bulunmaları ilk adımı oluşturuyor.
TEK ÜLKEDE KORUMA YETERLİ DEĞİL
Marka tescili ülkesellik esasına bağlı olduğundan, yalnızca tescil edildikleri ülkelerde koruma sağlıyor. Bu nedenle, pazar hedefi yurt dışında olan girişimlerin mutlaka yurt dışında hedeflenen ülkeler için de marka tescil başvurusunda bulunmaları önem taşıyor. Girişimciler farklı pazarlara açılırken, özellik-le Türkiye’de tescil edilmiş olan markasını, eğer varsa uluslararası ticaretinin olduğu veya açılmayı hedeflediği ülkeler veya çeşitli sistemlerden faydalanarak yurt dışında koruyabilirler. Diğer yandan, girişimcilerin yurt dışındaki ülkelerde tescili bulunmuyorsa, üçüncü kişiler tarafından ilgili markanın tescil edilebilmesi riski de bulunuyor. Dolayısıyla girişimciler, yalnızca bulundukları ülkede değil, yurt dışındaki ülkelerde de marka başvurularında bulunarak bu risklerin önüne geçebilirler.Uluslararası marka tescili küresel pazarda rekabet avantajı elde etmek için kritik bir adımdır. Hem ülkemizde hem de dünya genelinde bir markanın koruma altına alınması tescil işlemiyle başladığından, ihracat yapan veya hedefi olan girişimlerin uluslararası boyuta taşınmasında kritik bir rol oynar. Bu noktada Türkiye’de yurt dışı marka tescili işlemlerinde teşviklere ilişkin bilincin yaygınlaştırılarak uluslararası pazarlara açılmak isteyen girişimlerin daha sık desteklenmesi gerektiği de unutulmamalıdır.
MARKA VEKİLLERİ İLE SÜREÇLERİNİZİ YÜRÜTMEKÇOK ÖNEMLİ
Marka tescil süreçleri uluslararası düzeyde çeşitlilik gösterir. Her ülkenin marka ve patent ofisleri, başvuru süreçleri, yasal gereklilikleri, prosedürleri ve mevzuatları farklıdır. Marka tescili için her ülkede yasalara uygun hareket etmek ve başvuru sürecini etkin bir şekilde yönetmek önemlidir. Ancak bu süreçlerin karmaşıklığı ve ülkeler arasındaki farklılıklar göz önüne alındığında, marka vekilleri ile çalışmanın önemi de anlaşılabilir. Marka vekilleri, firmaların uluslararası pazarda marka haklarını korumak için gereken bilgi, deneyim ve uzmanlığı sunarlar. Güncellenen yasal düzenlemeler ve marka tescili süreçlerindeki değişiklikleri yakından takip ettiklerinden, marka vekilleri ile çalışmak büyük önem taşır. Ancak vekil seçimi yaparken de girişimcilerin bazı nüanslara dikkat etmesi büyük önem arz eder. Örneğin; ilk olarak seçilecek marka vekillerinin Türk Patent ve Marka Kurumu’na kayıtlı olduğundan emin olunması gerekir. Bunun dışında girişimciler, sınai hakların tüm alanlarındaki hukuki süreçlere, yurt içi ve yurt dışı başvuru süreçlerine, özet olarak çalışacakları vekillerin sınai mülkiyet haklarında deneyimleri ve tecrübelerine de dikkat etmeliler.
MARKA KORUMANIZI SÜRDÜRÜLEBİLİR KILIN
Girişimcilerin hem Türkiye’de hem de yurt dışındaki ülkelerde markalarını tescil ettirmeleriyle, ciddi mali kayıpların, hukuki sorunların ve marka itibarındaki zedelenmenin önüne geçilebilir. Fakat riskleri engellemek için tek başına marka tescili yeterli değildir. Ne yazık ki tescilli bir markanın taklit edilemeyeceği düşüncesi oldukça yaygındır. Ancak markanın korunması için sadece tescili yeterli değildir. Tescilli markanın korumasını sağlamak amacıyla küresel marka izleme yapılarak, üçüncü kişiler tarafından hangi ülkelerde nasıl varyasyonlarıyla başvurulmuş olduğunun takip edilmesi ve buna uygun olarak danışmanlık verilmesi ile korumanın güçlendirilmesi gerekir. Markaların düzenli olarak izlenmesi ile marka sistematik bir şekilde takip edilir ve taklit markaların tespiti sağlanarak marka haklarının ihlal edilmesi engellenebilir.
SAHTE ÜRÜN TEHLİKESİNE KARŞI GÜMRÜK KORUMA
Gümrük koruma da son derece önemli bir işlem kalemidir. Gümrük koruma yapılmadığında, aynı veya benzer marka ismi bulunan ürünlerin kopyalanması ve sahtelerinin piyasaya sürülmesi riski artar ve bu ürünlerin ülkelere giriş/çıkışı engellenemeyebilir. Bu sahte ürünler genellikle kalite sorunlarına yol açarak müşteri memnuniyetsizliği ile sonuçlanır. Bu noktada tescil süresince aynı veya benzer marka ismine sahip ürünün uluslararası ticaretini önleyerek yaşanabilecek olumsuz durumların (kazanç ve prestij kaybı gibi) önüne geçmek için gümrük koruma son derece önemli bir adımdır.